Ajans Beşiktaş - İşte Ahmet Çakar'ın bugün Sabah Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı:

"40 yıldır futbolun içindeyim, hayatımda daha önce böyle iki maç seyrettim. Biri 1989 yılı...
F.Bahçe 3-0'dan geri gelip G.Saray'ı 4-3 yenmişti.
Bir diğeri ise 2005 Şampiyonlar Ligi Finali... Milan 3-0 öndeydi, Liverpool 3-3 yaptı ve sonra da kupayı aldı. Dün gece adeta kamera şakası gibi bir maç vardı. İlk yarı Beşiktaş, Fenerbahçe'yi sahadan sildi. Tam 3 gol buldu. Fenerbahçe ne topu tuttu ne rakip kaleye gitti ne de düzgün şut attı ve devre imdadına yetişti.
Devre arasında dünya üzerinde futbolla ilgilenen milyarlarca insana sorsak kimse bu maçtan Fenerbahçe'nin puan alabileceğini düşünmezken aynı milyarlar 'maç 5-6'ya gidebilir' derlerdi.
Ama ikinci yarı ilk devrede hiçbir şey oynamamış Fenerbahçe, resital yaptı. Önce Zajc, Fenerbahçe'yi kısmen de olsa umutlandırdı. Bir duran topta Sadık ise dengeleri değiştirdi. Maç 3-2 olmuş, Fenerbahçe ciddi umutlanmış, Beşiktaş'ta da inanılmaz bir panik başlamıştı. Belki de futbolun dünyada en çok sevilen spor olmasının başlıca nedeni bu. Beraberlik, hayatının en güzel golünü atan Hasan Ali'den geldi. Bu arada ikinci yarıda Dirar'ın, Valbuena'nın ve çıkana kadar da Zajc'ın performansından bahsetmemiz gerek.
İlk yarıda Beşiktaş'ın karşısına Fenerbahçe PAF takımı çıksa abilerinden daha iyi oynar, ikinci yarıda da Fenerbahçe'nin karşısına Beşiktaş'ın PAF takımı çıksa sonuç böyle olmazdı. Bence dün gecenin galibi Fenerbahçe oldu.
Hakem Bülent Yıldırım, kötü maç yönetti ama skor onu da TFF'yi de kurtardı. İlk goldeki kazanılan frikikte faulü yapan Burak. Ama Bülent faulü Beşiktaş'a verdi ve gol geldi. Verdiği penaltı doğru.
Ama bu penaltıdan sonra maçta öylesine eyyam düdükleri çaldı ki inanılır gibi değil.
Bülent ağır hasar alabilirdi ama skora dua etsin."