Ajans Beşiktaş - Beşiktaş ile Galatasaray'ın Vodafone Park'ta karşı karşıya geldiği mücadele, siyah-beyazlıların 2-1 üstünlüğüyle sona erdi. Akşam Gazetesi yazarı Alen Markaryan, Beşiktaş-Galatasaray derbisini değerlendirdi. İşte o yazı...

Fermuarı montun en altından tutup, taa çenene kadar çekeceğin bir maç. Yırtık kazak, sökük atlet, ne varsa kapat gitsin. Ve önüne koyduğun şapkanı (!) başına takıp, kar, kış, soğuk demeden sokaklara çıkacağın muhteşem ortam. Rast gelsin. İlk 6 dakikalık bölümde öne çıkan iki ana unsur vardı. Biri Galatasaray'ın orta sahayı geçmemesi, diğeri çalınan bir düdük sonrasında Pjanic'in, Aydınus'a oyunu bölüp durma diye çemkirmesi. "Hızımızı kesme" diyor yani adam. İlk buluşmanda kendini iyi ve güçlü tanıtmak için hep baskın olursun, hakimsindir ya hep mevzuya. İşte Beşiktaş'ın 20 dakikadır Galatasaray'ın sahasında çıkmamasını böyle anlatabilirim. Pjanic'in kimseciklerin haberi olmadan Batshuayi'yi, Muslera ile karşı karşıya bıraktığı iki top var. Ama niyeyse gol olmuyor! Direkte patlayan toplar, 2'ye 1'ler... Araya sızmalar hep var ama olgunlaşmamız meyve gibiler. 28'inci dakikada Alex'in Marcao tarafından biçilmesine penaltı çalamayıp, ofsayt gösteren Aydınus'a üniversitemizin(!) bilişim ve teknoloji bölümünden kırmızı kart geldi. Çizilen çizgide ofsayt mofsayt yoktu. Orta sahada verdiği faulleri ceza sahasında veremeyen Aydınus. Yazık. Adamlar kaleye gelemiyor dedik, ilk gelişleri 34'te. O da gol oldu iyi mi... Uzaktan şut, kavis alan top, Ersin'i avladı maalesef: 0-1. Morali düşen oyunculara bir ara Sergen Hoca'nın eliyle, ısrarla "Saldırın!" dediğini gördüm. Ben enerjiye inanırım. O atakta Umut'un ortasında Larin'in kafasıyla, Muslera'nın elinin uzandığı yere kadar yükseldiğini gördüm. Ronaldo halt etmiş. Muhteşem dokundu: 1-1. kinci yarıyla beraber orta sahalar hareketliydi ama öne doğru çıktıkça görüntü donuyordu. Bizimki cızırtı yapmıyordu o kadar. Bireysel yeteneklerle oyunu öne yıktığımızda hafi f heyecanlanmalar başlamıştı. Kazanılan bir korner atışında geçen seneden beri arka direk diye diye, arka direk uzmanı haline getirdiğimiz Larin, arka direkte topla buluşmanın hazzını bütün stada yaşatıyordu: 2-1. 3'ü arayan, baskıyı artıran Beşiktaş'tı ama penaltıyı Galatasaray kazandı. Futbol böyle bir oyundur işte. Sürprizlerle doluydu. Ama futbolda kaleci de her şeydir ha. Çıkarsın topla beraber bilmem kaç tane hayat kurtarırsın. Aferin Ersin. Maçın final bölümünde geriye çekilmemizi bekleyenler, Galatasaray yarı sahasında yaptığımız presle futbolun keyfine ulaşıyorlardı. Beşiktaş'ta bu disiplini özlemiştik. Lig şimdi başlıyor, haberiniz ola.