Ankaragücü - Beşiktaş maçı sonrası olay sözler! "Bu bir suikasttır"

Ankaragücü - Beşiktaş maçı sonrası olay sözler! "Bu bir suikasttır"

Süper Lig'in 5'inci haftasında Ankaragücü, Beşiktaş'ı konuk etti. Heyecan dolu karşılaşma siyah-beyazlıların 3-2'lik galibiyetiyle tamamlandı.

Ajans Beşiktaş - Ankaragücü, Süper Lig'in 5'inci haftasında Beşiktaş'la karşı karşıya geldi. Zorlu mücadele Beşiktaş'ın 3-2'lik üstünlüğüyle sona erdi. Kritik müsabakanın son dakikalarında yaşanan gerilimler, maçın ardından bir taraftarın sahaya girmesiyle dahada büyüdü. Spor yazarları, Ankaragücü - Beşiktaş mücadelesi ile birlikte maç sonunda yaşanan olayları kaleme aldı.

İşte Ankaragücü - Beşiktaş maçının ardından yapılan değerlendirmeler...

SADECE WEGHORST / BİLAL MEŞE

Beşiktaş’ın 11’ine bakıyorum, Valerian Ismael kalede rotasyona gitmiş, Ersin’in yerine Emre’ye şans vermiş, gerekçesini bilemiyoruz. Çünkü Emre, geleceği olan bir eldiven tamam, yalnız tecrübeye gereksinimi var. Nedeni de çıkması gereken pozisyonlarda sıkıntı çekiyor, zamanlama sorunu var. Demem o ki, Sivasspor’a iyi futbolla üç puana kanat çırpan Kartal’ı Ankaragücü maçının ilk yirmi beş dakikasında tanımakta zorluk çektim.

Niye mi? Dedik ya kadro aynı, gelin görün ki, Kartal maçta dağınık, tutuk, panik ve doğru dürüst pas yapmaktan uzak bir görüntü ortaya koydu, şaşkınlığım bundandır. Ofansa çıkarken iki, hatta üç pas yapamadı, sürekli top kayıpları yaşadı. Bunun da temelinde, ev sahibi takımın agresif futbolu ön plandaydı. Kartal’ın bu negatif görüntüsü kuşkusuz Ankaragücü’nün hem direncini artırdı, hem de özgüven duygusunu üst seviyeye çıkardı. Nitekim, Kartal’ın kontrolsüz oyununu iyi değerlendiren Ankaragücü, 26’da Beridze’nin golüyle öne geçti.

Bu gol, Kartal’a uyarı niteliğindeydi. Biraz toparlanır gibi oldular. 30’de Muleka skoru eşitledi. Her ne kadar top kaleciden dönse de, Weghorst’un bu goldeki katkısını da görmemezlikten gelemeyiz. Hollandalı, sağa sola koşmaktan asıl işlevinden uzaklaşsa da, takım oyunu içinde müthiş yararlı işler yapıyor, yani boş durmuyor. İkinci kez 11’de sahaya çıkan Dele Alli’nin 35’de Kartal’ı öne geçiren golünde yine Weghorst’un asisti ön plandaydı.

Gözlerime inanamadım arkadaş! İkinci yarı başladı, koca takım iki dakika sonra gol yer mi? Eee bu oyunda konsantrasyon sağlanamıyorsa, Beridze gelir faturayı ağır keser, iştahını kapatır. Rakibin gol yollarında en tehlikeli oyuncusu Beridze... Onu gözaltında tutacaksınız. Ne dersin Rosier kardeş? N’Koudou’ya nazar değmiş, formunun çok uzağındaydı, topu ileri taşımakta zorluk çekti. Gedson’un adını, çıkıncaya kadar ben duymadım, ya siz? Yerini Souza’ya bırakan Dele Alli gol atmasına karşın, pek fazla etkili olamadı.

Neyse ki kritik pozisyonlarda eliyle oynayanlar var Allah’tan... Eren Derdiyok, Salih ile girdiği hava topunda penaltıya neden oldu. Penaltı atışını kullanan N’Koudou, 74’te Kartal’ı yeniden öne geçirdi, geçirmesine de, az kalsın kaçırıyordu. Weghorst’un kullanma isteğini doğal karşılıyorum, tepki göstermesine kimse kızmasın. Adam Kartal’ın golcüsü ise ki öyle, bırakın o atsın!
Valla, Beşiktaş Ankara’da kazandı, liderliğini sürdürdü, gelin görün ki iyi futbol oynayarak değil, formasının ağırlığıyla kazandı.

Tabi ki öne çıkaracağımız tek bir oyuncu var, o da Werghost... Başkası yok. O nasıl bir ciğerdir arkadaş, bir bakıyorsunuz forvette, bir bakıyorsunuz savunma da... Helal olsun ona.
Son söz de olaylara... Bu çirkin görüntüler hiç hoş olmadı. Nedir bu kin arkadaş?

AKILLI HAMLELER / SERDAR SARIDAĞ

Sezon başından beri iki deplasmanda da savunma konusunda sıkıntılar yaşandı. Aslında Beşiktaş’ın kendi evinde oynadığı ve sezonun ilk maçı olan Kayserispor maçında da savunma anlamında büyük hataları olmuştu. Çok daha zorlu rakipler karşısındaki bu defans açıkları, daha ciddi sıkıntılara neden olabilir. Beşiktaş, dünkü maçta beklediğimiz temposundan uzaktı. Ama oyununda akıllı hamleler vardı. Valerien Ismael iki kalecisi de hazır olsun diye dün Emre’yi koydu kaleye. Yenilen goller sadece bu değişikliğe bağlanmamalı çünkü takım savunması anlamında ciddi hatalar vardı. Beridze 26’da skoru 1-0 yaptığında Beşiktaş şok yaşamak yerine oyundan kopmamayı tercih etti. Muleka’nın 35. dakikada attığı golle geri dönen Kartal, ilk yarıyı hem skor hem de oyun anlamında üstün kapadı. Fakat ikinci yarının 47. ilk golü atan Beridze yine sahneye çıktı: 2-2 İlk golde olduğu gibi bu golün de asistini yapan Tolga Ciğerci, Ankaragücü’nde en çok öne çıkan isimlerden biri oldu.

Beraberlik golünü yedikten sonra Beşiktaş’ta üçüncü golü atacak bir ışık gözükmüyordu. Tamam beraberliği kabullenmiş gibi de oynamıyordu ama beklediğimiz varyasyonlar yoktu. 74. dakikada VAR’dan gelen penaltıyı N’Koudou gole çevirince rahat bir nefes alan Beşiktaş, kalan dakikalarda topu rakibe bırakmayı tercih etti. Bu tercih Beşiktaş için her maçta bir risk oluşturdu. Tıpkı dün akşamki. Sonuçta kazanmak önemli. Liderlik koltuğunda oturmak kadar önemli.

BU BİR SUİKASTTIR / BİLAL MEŞE

Peş peşe atılan goller kolay ve güzeldi ama…

Kolay ve güzel bir maç değildi.

TFF Yönetim Kurulu’nun toplantısına kurşunla saldıranlardan sonra oyuna hır çıkararak, provokasyon yaparak her türlü rezilliği katarak utanç tablosunda yer alanlar da oldu. Ortalık sakinleştikten sonra anladık ki bu bir suikasttır.

Sırasıyla anlatalım… Tolga’nın sağ kanattan yaptığı orta asist oldu. Gürcü futbolcu Beridze, Beşiktaş savunmasında Necip ve Rosier’nin pozisyon hatasından çok rahat bir kafa vuruşuyla perdeyi açtı.

Beşiktaş’ın 26’da gelen gole tepkisi çabuk oldu. Dört dakika sonra Weghorst’un bacaklarını açarak arkaya bıraktığı topa Muleka kafayla dokunuverdi. 35’de Dele Alli, bir yıl önce Tottenham’da attığı golden sonraki ilk sayısını kaydetti. Kartal neşesini bulmuştu ama, 47’de yeniden Beridze bu defa kafayla değil, rahat pozisyonda attığı şutla yazdı.

Oyunun ilk yarısında Beşiktaş’ın 4-3-3 değil, Dele Ali’nin de katılmasıyla, ileri uçtaki NKoudou, Weghorst, Muleka’dan oluşan dörtlü bir hücum formatına döndüğünü düşündüm. Oyun Ankaragücü’nün denkliği sağlamasından sonra sertleşti sinir bozucu haller ve davranışlar oluştu. Atakan Çetinkaya örneğin… Yerdeki tedavisinden sonra ayağa kalktığını izledik memnuniyetle… Ne var ki Mete Kalkavan’a azarlarcasına konuştuğunu görüp üzüldük. Sonrasında aynı oyuncunun Muleka’ya duran oyunda omuz attığına tanık olduk. Oyun başladı bir faul daha. Oyun giderek sertleşti. Hele Beşiktaş, Eren Derdiyok’un topa eliyle müdahalesinden kazandığı penaltı ile öne geçtikten sonra ortalık savaş alanına döndü. Marlon’un 90+3’de kırmızı kart görmesi, kaleci Bahadır’ın Rosier’le giriştiği sert ve acaip çatışmanın büyümesini Mete Kalkavan sarı kartlarıyla önledi. Arada iyi niyetle ayırmak isteyen iki takımın futbolcuları da olmasa kıyamet kopacaktı.

Lig başlayalı 5 hafta oldu. Ne şampiyonluk kaygısı, ne de düşme sıkıntısı… Ortada böylesine gerginlik yaratacak bir olay da yok. Ama kini geçmiş yıllara bağlayıp güzel oyunu zorlaştıran ve çirkinleştirenler varsa, temiz oyun adına onlara itiraz ederiz… Böyle çirkinlikler artık kabul edilmemeli.
Beşiktaş, yüksek tempolu çabuk ve etkin ataklarla süslediği geçen haftaların oyunundan uzaktı. Savunmada genç kaleci Emre’yi huzursuz eden dağınıklıklar vardı.

Maçın Beşiktaş açısından sevindiren yanı Josef de Souza’nın erken sayılabilecek bir dönemde tedavisini tamamlayıp takıma ve oyuna katılması oldu. Öte yandan orta alanda Gedson Fernandez kendisinden bekleneni veremedi. Orta alanda kontrolü sağlayan adam Josef oldu…

Weghorst’a gelince… Atılan iki golde de akıllı duruş ve pasların etkisi vardı. Dahası bir orta alan oyuncusu gibi oyunu kuruyor, pozisyonu son hamleleriyle biçimlendirip skor tabelasını doğrudan etkiliyordu.

Beşiktaş’ta epey zamandır efsane oyunculardan söz edemez oluyorduk. Weghorst bize bir kaç sayfa yazdıracak sanırım. Hiç itirazımız olmaz memnuniyetle.

Weghorst ve Muleka… Bu ikiliye ayrıca dikkat edin… Beşiktaş’a ve futbol seyircisine sunacakları güzel öyküler okuyacaksınız.

İTİRAZIM VAR: Stat güvenliği, onca önleme rağmen sağlanamadığı için… Sahaya atlayıp kahraman (!) olmak isteyen akıllı (!) kardeşimiz, Beşiktaş kulübesine saydırırken, ortalık çatışma alanına dönerken, sanırım çok mutlu olmuştur. Hele ki Salih’i o çatışmadan çıkarmak için olaya müdahil olan Josef’in kırmızı kart görmesinden sonra kendi efsanesini ballandıra ballandıra anlatabilir. Mete Kalkavan’ın kırmızı kartı asla kabul edilemez. Ömer Hocam, sana da bravo yani!