"Beşiktaş, 2003-04 sezonunda yaşananlardan ders çıkarmalı"
Cumhuriyet gazetesi yazarı Gülengül Altınsay bugünkü yazısında "Beşiktaş’ın üç yıl üst üste şampiyon olması futboldaki rant üzerinden geçinenlerin işine gelmiyor demek ki" dedi.
Ajans Beşiktaş - Cumhuriyet gazetesi yazarı Gülengül Altınsay, bugünkü köşe yazısına "Şampiyonlar Ligi olgunluğu" başlığı atmış. Altınsay'ın Beşiktaş'a dair yazısı şöyle:
"İki maçta 5 puan kayıp yeterli olmadı bazı çevrelerde. Beklenen 6 puandı çünkü. Öyle ya Beşiktaş’ın kalbi Atiba- Oğuzhan ikilisi cezalıydı. Teknik Direktör Şenol Güneş cezalıydı. Beşiktaş’ın 2 mağlubiyet üst üste alıp tepetaklak yuvarlanmasını bekleyenler Trabzon’dan alınan 1 puana hayıflanıyorlar şimdi.
Ve hep bir ağızdan bir kampanya başlatılmış sanki; Beşiktaş’ın maçları didik didik ediliyor. Sadece kendilerine dokunulduğunda adalet akıllarına gelenler ise başrolde. Neymiş aslında onlar futbolun adaleti için savaşıyorlarmış.
Kendilerine inanmamız için bugüne dek yaşadığımız her türlü haksızlıkta da futbolun adaleti için mücadele ettiklerini bize göstermeleri gerekiyordu. O zamanlar futbolun marka değeri filan gibi lafların arkasına sığınmak yerine.
Bu sezon 2003-04 sezonunu anımsatıyor bana ne yazık ki. O dönem Beşiktaş bir takım garip gerekçelerle al aşağı edilmişti. Kimse de adaletsiz ortamda futbolun değeri korunamaz dememiş yapılanları desteklemiş ya da sessiz kalmıştı.
Beşiktaş aleyhine kampanya bu sezon başından beri “Beşiktaş hakemlerle kazanıyor” gibi safsatalarla yürütülüyor. Yani bu, şu mu demek; geçtiğimiz iki sezonda Beşiktaş rakipleri çok güçlüymüş de hakemler sayesinde haksız yere mi şampiyon olmuş.
Ve sonunda Fenerbahçe’nin “diriliş” maçına futbol sezgisi son derece zayıf bir hakem verildi. O da futbolu ve futbolcuyu koruyacağına kendi otoritesinin derdine düşünce kırmızı kartlar havada uçuştu. Bu tahribat Beşiktaş’a 5 puana mal oldu.
İşin aslı şu: Beşiktaş’ın üç yıl üst üste şampiyon olması futboldaki rant üzerinden geçinenlerin işine gelmiyor demek ki.
Futboldaki rant düzeninin işine gelmiyor da Beşiktaş kulübü yöneticiyle, hocasıyla, oyuncusuyla sağlam duruyor mu?
2003-04 sezonunda yaşananlardan ders çıkarılıyor mu? Samsun maçında hakemin kışkırtmalarıyla alınan 5 kırmızı kart Beşiktaş’ı o sezon yıkmaya yetmişti. Ardından gelen Ankaragücü ve teşvik primi kokusunun sonradan ortaya çıktığı İstanbulspor maçları işin tuzu biberi olmuştu.
Beşiktaşlı futbolcular ve sorumlular bu süreçte birliklerini ve sakinliklerini koruyamamıştı. Şimdi yapılması gereken aynı hatalara bir daha düşmemek. Her şeyden önce başta Şenol Güneş’in soğukkanlı olması gerek. Şenol Hoca Fenerbahçe maçında kendine daha hakim olabilseydi, Oğuzhan maç bittikten sonra hakemle muhatap olmasaydı bir sonraki maç bu denli olumsuz etkilenmezdi.
Beşiktaş’ın en fazla top kaybıyla ve en düşük pas isabet oranıyla oynadığı maç oldu Trabzon maçı. Puan kayıpları yetmedi bir de Caner-Talisca kavgası yansıdı medyaya. Tamam takımın sorumluluğunu duymak çok güzel fakat kimse daha fazla Beşiktaşlı olduğunu ispatlama derdine de düşmemeli. Beşiktaş’ın başkalarını kıskandıran takım ruhunu içeriden bozmak en zararlı şey.
Peki, böyle bir ortamda sakin kalmak kolay mı? Hiç kolay değil tabii.
Ama Beşiktaş’ın bir Leipzig maçı örneği var ki her gergin durumda geçen Leipzig maçı sürecini hatırlamalı. Fenerbahçe maçı olmamış gibi sakin ve huzurlu hazırlandılar maça ve Leipzig’i olgun bir oyunla yenerek ülke futbolu adına birçok ilki gerçekleştirdiler. Oynadıkları futbol kadar davranışlarıyla da, sorunları karşılama tarzlarıyla da Şampiyonlar Ligi düzeyinde olduklarını göstermenin tam zamanı…"