Habertürk gazetesi yazarlarından Umur Talu, Beşiktaş - Kayserispor karşılaşmasını değerlendirdi.
“İsyan” kadrosuydu. Dört nala gelip dört bir yandan, Avrupa’ya bir Kartal başı gibi uzandılar.
Çöktü çökecek denen Beşiktaş’ı (belki kimi tartışmalı) transferlerle “hakikaten iyi takım, dıştan bakınca parlak kulüp” yaptılar.
O yüzden, bu yıl şampiyon olamaması pek tartışılmaz; 3. kez niye olamadı diye hayıflanmak başka!
Önceki iki yıl kadar olmasa da yine “Özel futbol” oynadı; Şampiyonlar Ligi’nde bilhassa. “Öteki” diye küçümseneni “dünyanın sevdiği” siyah beyaz film haline getirdi.
Şimdiki çocuklar üst üste iki yıl şampiyonluk kıymetini bilsin; 7-8 yaşımın Spajic yönetiminde “üst üste”sinden sonra 14 sezon şampiyonluk görememiştik. Hem de 12 yıllık Galatasaray Lisesi hayatımda. Lise bitti, üniversite bitti, “12 Eylül” oldu! 2 yıl daha ekledik; Milic takımına kadar!
Taraftar bu takımı (biri hariç) bağrına basmakla kalmadı, şampiyonlukla harika vedalaştı; bazı oyuncularla da muhtemelen.
Yağmur işte o Veda gözyaşları!
Şampiyon olmuşken yenisi kaçırmayı Beşiktaşlı kadar hazmedebilen pek yoktur!
Beşiktaş ağırlığını koyarak başladı. Fakat ayaklarda hüzün olunca, 89’da çıkarken söylenen Quaresma bile bir ara erken çıkmayı düşündü. Sonra kaldı, ayaklarının tadını çıkardı.
İlk golü kaçıran Kayseri, kurtaran Fabri’nin ayaklarıydı. Lung, Talisca’nın kendine aldığı frikikte de peş peşe iki gol kurtardı.
Gol Rabona ile geldi; maç başı kırgın görünen o ayak, hem de sol kanatta, Pele oldu, Maradona, Baggio, Rivaldo oldu o an! Sessiz Tosic’in sessiz sedasız 5 golü oldu.
Beşiktaş’ın “sol” defansı golcülüğü aklına koymuştu; Adriano’nun sağ ayağı köşeye bıraktı kalbini.
Love sahada olmayınca, Aşk’ın adı öyle kazınıyor filelere!
Ofsaytta olmayan Babel’in golünü bile ofsayttaki kafasıyla ıska geçerek sildirdi Vagner. Iskayla oynadı, ıslıkla çıktı.
Hakem Tosic’i bekliyormuş, geçen yaptı, yine yapar diye; haksız mı, değil. Penaltıya milim kalmıştı. Beşiktaş bu maçı bile 11 oynayamıyor; bir problem buydu: Bayern, Fenerbahçe, Galatasaray!
Medel’e orta sahada 90 dakika haram!
Sonra Kayseri az heves yaptı, korner, şut, orta ve Fabri’yi hatırladı; taraftar susmadı, Beşiktaş 10 kişiyi dert etmedi. En güzeli “tek altyapı” Uysal Necip’in girmesiydi; bir ara, tekmeye kadar, değme top cambazına taş çıkarttı. Kulübede planlamış olmalı!
Umut, 35’inde müthiş çalışkan; ancak itiraz ihtirasını tedavi edemedi.
Mustafa “Beklemek” girince, Beşiktaş’taki her fani gibi Babel de sol bekliği tattı!
Necip maçı kaptan, Güneş üçlüyle bitirdi.
Veda böyle bir oyun işte! Şampiyon olamasan bile, şampiyon gibi!
Feda’dan bir hoş Sada’ya!
ŞAMPİYON GİBİ
Şampiyonluk kaçmış; taraftarla şampiyon gibi kucaklaşıyorsun.
ISLIK YAKIŞMADI
Taraftar, haklı da olsa, Love’u ıslıklamamalıydı; “misafir” hoş görülmeli!