"Cenk sadece gol atmıyor, ders veriyor"
Habertürk Gazetesi Spor Yazarı Umur Talu, Beşiktaşlı Cenk Tosun hakkında bir yazı kaleme aldı.
Ajans Beşiktaş - Negredo’nun şanssızlığı; Cenk Tosun’un 3 yıl Demba Ba, Mario Gomez, Aboubakar’la oynaması; artık onlardan da iyi olabilmesi!
Cenk’in varlığı Aboubakar’ın da gelişimi için şanstı; ilk ikisi ise Cenk’in “eğitimi”nde, rekabet, pozisyon bilgisi, çalışma gelişiminde mutlaka etkiliydi, değil mi?
Fransa ve Belçika altyapı, Almanya, Newcastle ve Chelsea eğitimlerinden geçmiş Ba ile, Cenk Almanya genç millilerde oynarken, Bayern ve Almanya A Milli Gomez.
Yazı neden (yine) Cenk Tosun’la; çünkü elimizde şu anda istikrarlı biçimde parlayan en önemli değer.
Dünya onu şimdi tam fark ederken, yakın tarihte Almanya’da daha da gençken keşfedememiş büyük kulüplerimiz, Galatasaray’ın 500 bin Euro bonservis ödememek için almayışı, ancak Gaziantepspor’un onu buraya kazandırışı var. Mbappe, Hazard, Pogba, Jesus, Rashford, Lukaku gibilerinin “büyük transfer” yaşından dahi az büyükken!
Nihayetinde Beşiktaş’ın “Beşiktaşlı Cenk”i bonservissiz alışı da!
Kulübedeyken bile, üçlü çektirirken dahi müthiş çalışkan; sabırlı-mütevazı karakterinin öteki yüzünde yüksek düzeyde emek harcayan bir gençten söz ediyoruz.
Gelmiş geçmiş en iyi golcülerden, 20 yıldır Almanya altyapısında çalışan Hrubesch’in U19’da oynattığı, yine altyapı ustası Ralf Minge’nin U20 santrforu yaptığı, misal Polonyalı Szczesny’e Almanya’nın tek golünü atmış, U18’de kulübeden gelip Finlandiya’ya 2 gol atmış “çoktan bulunmuş golcü”den söz ediyoruz.
Cenk, sormamız gereken bir dolu soru için asist de yapıyor.
“Milliyet, seçtiğin milli takım başka, yerli oyuncu olmak başka.”
Oğuzhan, Emre Mor, Ömer Toprak, Nuri Şahin, neredeyse (25 yaşında) yeni yıldız adayı Emre Akbaba’nın da önümüze koyduğu mesele.
Vole’deki ankette “İzlanda mağlubiyeti müsebbibi” diye sorduğumda, 7 bin 254 oyun yüzde 56,2’si Federasyon, 22,8’i Arda Turan vd., 14.2’si Lucescu idi. “Bizi 2 maçta yenebilen, o düzeyde gelişmiş” 330 bin nüfuslu “İzlanda” şıkkını sadece yüzde 6,7 işaretlemişti.
Oysa bakmamız gereken yer o. “Bir maç kaybettiren federasyon, eski oyuncular, teknik direktör”den ziyade; İzlanda, Belçika, İsviçre gibilerin devrimleri. Bunları anlamamış, ilgilenmemiş, milyonlarca gencini eğitimde, işte, işsizlikte, ailede, askerlikte veya fikri, hayalleri yüzünden harcarken, “iyi futbolcu” çıkarmakta da aciz kalmış sistem.
Daha minik çocukları nasıl okutacağını durmadan değiştiren, araştırma, sorgulamayla buluşturmayan mahallede, genç futbolun neşesi, hayalleri, ufku nasıl düşünülecek!
Bırakın “11 yabancı”yı, Ali Sami Yen’in temelini, “Amacımız İngilizler gibi toplu oynamak, Türk olmayan takımları yenmek” diye attığı derbide, “Etnisite bir yana, Fransa eğitimli” futbolcu sayısı, “Türkiye’den çıkmış” sayısını katlayacak. Mesele yabancı sayısı değil, Cenk’i çok erken bulamamak, yüzlerce yetiştirecek ufka sahip olmamak. Lakin çok sayıda bilmişe, otoriteye, otoritere, ağaya sahip olmak! (Habertürk/Umur Talu)