Ajans Beşiktaş - İşte Ergin Aslan'ın bugünkü Yeni Şafak Gazetesi'nde yer alan yazısı:

"Süper Lig’de henüz 20. hafta geride kalırken, İstanbul’un 3 büyüğü yarışa havlu attı. Elbette futbolda matematik bitti demeden bitmez ama bundan sonrası büyük bir futbol sürprizi gerektirir. Trabzonspor, ipi büyük oranda göğüsleyecek. Oldu da bordo-mavililer sendeledi ve aşağı doğru gitmeye başladı, onu yakalayıp geçecek takımın 3 büyükten birisi olma ihtimali ancak yüzde 1’dir. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray zirveden bu kadar uzak kalınca camialar da hiçbir şey olmamış gibi davranmıyor elbette. Buralar zirve, buralarda rüzgar sert esiyor. Buralarda sürekli başarı ve istikrar isteniyor. Bu da teknik adamlar için işleri oldukça zorlaştırıyor.

Bakın, 3 takımın da hocası ayrılmak zorunda kaldı. Bu durum en son 46 yıl önce yaşanmış. Bu 3 teknik adam kim peki? Biri geçen yıl dar imkanlarla ilk büyük takım deneyiminde 2 kupa kazandıran Sergen Yalçın. Camianın içinden yetişen, tribünlerin adeta ölüp bittiği bir adam Sergen Yalçın. Ne kadar dayanabildi; 4 ay. Neden? Çünkü tabela bunu söylüyordu. Peşinden gönderilen isim Vitor Pereira oldu. Oysa sezon başında 7 yıllık hasreti dindirmesi için bel bağlanan, bir şekilde Avrupa’da devam eden, Türkiye Kupası’nda tur atlayan ancak ligde zirvenin uzağında kalan Pereira. Ne kadar dayanabildi? 4.5 ay. Neden? Çünkü tabela bunu söylüyordu. Ve bu işin zirve noktası ise Fatih Terim’in ayrılması oldu. Galatasaray’a 8’i Süper Lig şampiyonluğu 1’i Avrupa Kupası olmak üzere 21 kupa kazandırmış, tribünlerin adeta aşık olduğu Fatih Terim. Kredisi asla bitmez, tükenmez denilen Fatih Terim! Kötü giden sezonda ne kadar dayanabildi? 5 ay. Neden? Çünkü tabela bunu söylüyordu. Oysa kendi camiası içerisinde kredisi neredeyse sonsuz olan Terim, sezon başında 3 yıl isteyerek, yeni bir projeye başladıklarını anlaşmıştı. Buna göre transferler yapıldı, hatırı sayılır bonservisler ödendi. Terim ve Galatasaray bunu başarırsa, diğer kulüplere rol model olabileceğini, bu süreçte alınacak kötü sonuçlara ancak Terim gibi bir ismin dayanabileceği söylendi hep. Peki ne oldu? O bile dayanamadı.

Çünkü bu ülkenin futbol ikliminde bütün unsurlar kendini dev aynasında gördüğü için şampiyonluk dışındaki her şeyi başarısızlık olarak tanımlıyor. Öyle orta vadeli, uzun vadeli planlar yapıp “İleride başarılı olacağız” dediğiniz andan itibaren, o ilerisi dediğiniz şeyin ilk hafta olduğunu düşünüyor herkes. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyor! Başarısızlığı herkes birbirinin üstüne atmaya başlıyor ve bu süreçlerde daha yetkili olan, hamlesini yapıp kendi koltuğunu koruyor, sorumluluğu başkasına yüklüyor. O yüzden bundan sonra kimse proje diye ortalığa çıkmasın. Bunu Terim gibi kredisi çok yüksek bir teknik adam bile yapamadıysa başkasının yapma şansı yok. Çünkü futbol iklimimiz bunu söylüyor.

Bu söylediklerim işin doğrusu değil ama gerçeği. Bu iklimden bağımsız hareket edince olanlar malum. Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi de proje hocası Bruno Pinheiro işi olmadığı için sevinsin bence! Proje söylemleri altında sezona giren Terim’in Avrupa’da başarılı olmasına rağmen ligde geride kalınca çalışma imkanı bulamadığı yerde, Beşiktaş’ta bu iş tutmazsa gidecek isim sadece Pinheiro olmazdı."