Ajans Beşiktaş - İşte Gülengül Altınsay'ın konuyla ilgili bugünkü Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan yazısı:

Biraz geç haberim oldu; Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin annesinin, babasının ve torununun sağlık problemlerinden. Meğerse başkanın başında sadece Beşiktaş’ın dertleri yokmuş. Bu yüzden bir “Geçmiş olsun” demek için aradım kendisini. Biz Çebi ile 2010 Ocak seçiminde Murat Aksu’nun yönetim kurulu aday listesindeydik ve birlikte çalışmıştık. Dostluğumuz o zamanlara dayanıyor.

HOCA KONUSU

Neyse, kısa bir hatırlatmanın ardından dünkü sohbetimize gelirsek; doğal olarak laf lafı açtı ve söz Şenol Güneş’e kadar geldi. “Hocayla anlaşmışsınız, hayırlı olsun” dedim. Çünkü işin içinde olan bir gazeteci olarak ben bile çıkan haberlerden sonra Şenol Hoca ile anlaşıldığını sanmıştım. Saygın gazeteciler de hem basından hem de TV ekranından Beşiktaş’ın yeni hocasının Şenol Güneş olduğunu söyleyince inancım iyice artmıştı.

Ama işin aslı hiç de öyle değilmiş meğer. Bir yarasını daha deşmişim Çebi Başkanın. Başladı anlatmaya... “Bırakın anlaşmayı ben Şenol Hoca ile uzun bir süredir konuşmadım bile” dedi. “Bu uyduruk haberleri çıkaranlar Beşiktaş’a büyük kötülük yapıyorlar” dedi. “Beşiktaş’ın şu anda bir hocası var ve ben Önder Hoca’yı bir de bu tarz haberlere karşı korumak zorunda kalıyorum” dedi. Ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Hoca konusunda acele etmek istemiyorum. Emin olmak ve kendisine inanmak istiyorum.” Ve tabii medyada, sosyal medyada çıkan asılsız haberlerden çok rahatsız. “Bu bize haksızlık, bu Önder Hoca’ya haksızlık, hatta bu Şenol Hoca’ya da haksızlık” dedi.

KIRK KERE SÖYLENİRSE

Oysa o kadar çok “Şenol Güneş Beşiktaş’ta” haberi yapıldı ki. Hatta iş hocayla yapılan sözleşmeye, istediği transferlere kadar götürüldü. Gedson transferi bile Güneş’e atfedildi. Bu süreçte, bu kadar detaylı habere inanmamak gerçekten zordu.

Evet işte böyle bir futbol dünyamız var bizim; asılsız haberlerle ya da kurmaca senaryolarla kamuoyunu yönlendirme çabaları, her yeni bir oluşumda kendine sağlam bir yer edinme çabaları, kaostan nemalanma çabaları gırla gidiyor. Yani ne futbolu düşünen var, ne de kulüplerin geleceğini. Bunun için de her şey isimler üzerinden yürüyor. Birileri yollanıyor, birileri getiriliyor. Hoca konusunda da oyuncu konusunda da. Bu yoğun gidiş gelişlerle futbol üzerinden edinilen rant da kulüplerin borç yükü de büyüyor.

VİZYON, PROJE VE SABIR

Oysa bir vizyonunuz olur, bir projeniz olur. Buna uygun örgütlenip projeyi hayata geçirirsiniz. Kararlı ve sabırlı davranırsınız. Teknik kişi olsun, futbolcu olsun projenize uygun isimleri sıralar, en uygunlarıyla çalışırsınız. Beşiktaş’ın elinde böyle bir fırsat hâlâ var. Kullanamazlarsa çok yazık olacak.