Pektemek, bir zamanlar Gençlerbirliği’nin Love’ıydı: Topu saklar, arkadaşlarına servis eder ya da alır götürür iyi vuruşlarla gol ile eş anlamlı olurdu. Bitmeyen sakatlık kâbusundan önce Ankara’da Pektemek gol demekti. Bu sezon daha çok kupa golcüsü olarak sahne alan Pektemek dün de kariyerinin en başarılı günlerini yaşadığı şehirde golünü attı. Gol sonrası Pektemek ile Lens arasındaki verkaç harikaydı lakin bu sezon Lens’in sol ayağı bir nevi gol kaçırma makinesi!
Pektemek’in presle kapıp Lens’e “Al da at artık” dediği pozisyonda Lens sağıyla da atamadı çünkü Bursa’daki gibi doğru kararı veremedi. Hâlbuki Lens’in attıklarında da olduğu gibi tüm gol vuruşlarında doğru karar püf noktasıdır, golün yarısıdır. Lens üst direkte patlayan şutunda bunu hatırlattı: Topu kontrol ederken o kadar iyi dönerek hızla önüne aldı ki Lens’in en büyük kozu bu. Bunu daha çok yapmalı, her oynadığı maçta hep maksimumu veren vatandaşı Babel’i de bir süreliğine mentörü yapmalı.
Gecenin sorusu
Şenol Güneş, Ümit Özat gerginliği daha ne kadar devam edecek? Tartışma, Dünya Kupası’ndaki tek mutluluğumuz 2002’nin hatırasını zedelemeye kadar gelmemeliydi!
Maçın starı
Kariyerinin başındaki Conan’lığı bırakan Pepe çok örnek bir profesyonel. Ona Ankara ya da Porto hiç fark etmiyor, Pepe için her yer futbol fabrikası. Portekiz onu savunma bakanı yapsa şaşırmam.
Maçın olayı
Kayıp düşerken rakibine çarpan Necip’e hakemin gösterdiği 2. sarı kart. O zaman cumartesi Issah’ın kendisine çalımı basan Valbuena’ya bilerek arkadan müdahalesine nasıl 2. sarı çıkmaz?
Kısa mesaj
Türkiye Kupası böyle grupsuz, 2 ayaklı eleme usulü daha heyecanlı. Dilerim bu format devam eder. (Ali Ece/Fanatik)