Ajans Beşiktaş - UEFA Pro Lisans Semineri'nde konuşma yapan Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, "Öğrenirken her zaman doğru yapmazsınız. Yanlışlar da yaparsınız. Hep doğruları görmeye çalışıyoruz. Oysa yanlışları görüp onları tekrarlamazsak doğruyu bulmuş olmayız. Başarı geldikçe eleştiri hatta hakaret daha çok oluyor. Yetki ve sorumluluk alma konusunda kulüplerde ilişkiler çok önemli." dedi.

"Medyaya ihtiyacımız var. Beni değil doğru düşünceleri konuşacak, yazacak medyaya ihtiyacımız var. Hep polemik konusu aranıyor. Bizi futbolun içinden gelenler yönetmiyor mesleki dayanışma anlamında eksiğiz. Futbolcularıma ‘önce düşünün sonra koşun’ diyorum. Düşünmeden nereye koşuyorsunuz?"

"Çayın, tütünün fabrikasını yapıyoruz. Oyuncunun da fabrikasını yapalım. Futbol okulları açmamız lazım. Yetiştirelim iyilerini Avrupa'ya yollayalım. Bizim liglerimizde oynasınlar. Yine mi olmadı amatörde oynasınlar. O da mı olmadı en azından adam olurlar, eğitimli insan olurlar. Orkestrayı yönetmek istiyorsanız seyirciye sırtınızı döneceksiniz fakat duyduğun eleştirilere tamamen kapalı olmayacak yararlı olanı alacaksın."

"Oyuncu üretiyoruz sonra onu değersiz kılıyoruz. Bunun örneklerini çok gördük isim vermeyeceğim. Cenk'i gönderdik mesela. Yanlışları düzeltmek başka onu yok etmek başka. Oyunculara futbol eğitimi dışında karakter eğitimi vermek zorundayız. Kalitesiz artırılan kalabalıkların hiç anlamı yok. Kalite çok önemli."

"Çin seyehatine karşıydım. Bizim dışımızda gelişti. Marka değerine katkısı vardı ama istemedim. Başkanla aynı fikirde değildim. Şimdi yine herkes yazar 'kavgalılar' diye. Keşke her konuda böyle tartışabilsek."

"Sabah 8'de tüm oyuncularımı kaldırıyorum. Sabah 8'de başlıyoruz çalışmaya."

"Ben Güney Kore'de her ayın 25'inde maaşımı alıyordum. Hiç 26 olmadı 24 de olmadı. Hep 25'inde aldım. Türkiye'de bir tane antrenör gösteremezsiniz ki parasını gününde alsın. Bu parayla ilgili değil, bu sözle ilgili, anlayışla ilgili. Anlaşırken para var, öderken yok!"

"Yönetim. Beğen beğenme, o yönetiyor. saygı duymak zorundayız. Bizim işimize onlar karışmaz biz onların işine karışmayız."

"Rakibin savunma yapması işime gelir. İyi bir takımım savunma yapıyor derim. Hakemin verdiği penaltıyı kararı tartışırız. Ama 15. dakikada top oynatmıyor bişey demiyorsun. 85-90'da kırmızı kart veriyorsun. Hakemlerde baskı altında."

"Maç programı önemli. Hırvatistan maçını oynadık. Karabük'e gittik. 1-0 aldık ama zorlandık. Gençlerbirliğini kaybettik arkasından Monaco'yu kazandık. Futbol böyle birşey. Fenerbahçeyi kaybettik Leipzig'i kazandık. Galatasaray'da iyi oynadık kazandık. Leipzig maçını iyi oynamadan kazandık. Rakip ezdi bizi. Ama kazandık."

"Takım oyunu olarak baktığımızda Şampiyonlar Ligi ile ligde bir farkımız yok. Ama sonuç olarak farklı oolunca haklı taraflar var."

"Bütün atrenörlerin işi zor. Doğru futbolcuyu doğru felsefeyle birleştirdiğinizde gerisi gelir. Siz şampiyonluğa inanırsanız şampiyon olmasanızda şampiyonsunuzdur. Emek, sabır, zaman verdik. Hep cesur olduk. Başarısız olabiliriz ama doğru işler yaptığımız için yok olmayız." dedi.