Kemal Erdoğan: ''Engelleri kaldıra kaldıra ilerliyoruz''
TFF, UEFA ve Kamu Kurumları ile İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Erdoğan, Beşiktaş Dergisi kasım sayısına yönetimsel hedeflerini ve sürdürülebilir başarı için yapılması gerekenleri anlattı.
Ajans Beşiktaş - İşte Kemal Erdoğan'ın Beşiktaş Dergisi ekim sayısına verdiği röportaj;
TFF, UEFA ve Kamu Kurumları ile İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Kemal Erdoğan’a bu stratejik görevin kapsamını, hedeflerini ve Beşiktaş’ı dönüşmekte olan dünyaya entegre etmek için yapılması gerekenleri sorduk. Üniversite yıllarından itibaren spor yöneticiliğiyle iç içe olan Erdoğan, Ankara’da Beşiktaşlı olmanın nasıl bir his olduğunu da tarif etti.
''Kulübümüz adına çok stratejik bir görev yürütüyorsunuz. Bunun kapsamını okurlarımıza anlatabilir misiniz?''
''Günümüzde iletişim neredeyse her şey. PR, halkla ilişkiler anlamına geliyor. GR da devlet kurumlarıyla ilişkiler olarak tanımlanıyor. Kamuyla ilişkiler günümüzde büyük şirketlerin, kurumların göz ardı edemediği bir sorumluluk alanı.
Ankara siyaset ve bürokrasi şehridir. Başka dili, başka formasyonu vardır. Bu benim bildiğim bir dil. TFF, UEFA ve Kamu Kurumları ile İlişkiler sorumluluğum çerçevesinde Beşiktaş adına kurumlarla iletişimi ben sürdürüyorum. Federasyon yönetiminden ve çalışanlarından birçok eski tanıdığımız, arkadaşlarımız, abilerimiz halen görev yapıyor. Beşiktaş’ın çıkarlarını korumak için oradayız. Tüm takımlarımız için 'adalet' diyoruz.
UEFA ile konjonktür nedeniyle iletişimimiz olması gereken seviyede. Bir sorunumuz yok. Beşiktaş’ın birçok bakanlıkla, kamu kurumuyla doğal olarak işleri oluyor. Muhatabımız Beşiktaşlı olsun olmasın her kurumda büyük ilgi ve sempatiyle karşılanıyoruz. Bu da Beşiktaşlı olmanın faydaları arasında. Seviyorlar bizi.''
''Spor yasasına yönelik çalışmalar olduğunu biliyoruz. Önemli gelişmeler bekleyebilir miyiz?''
''TFF, Kulüpler Birliği Başkanlığı ve kulüpler olarak çıkacak spor yasasının bazı maddelerinde değişiklik yapılmasını istiyoruz.
Biz Beşiktaş yönetimi olarak bu çalışma kapsamında kulüp yöneticilerinin yaptıkları harcamalardan sorumlu hale getirilmelerini istiyoruz.
Kulüplere tanımlanan limitleri aşan, yüksek harcamalara imza atan takım yöneticilerinin sorumlu tutulmalarını istiyoruz ve bunu her fırsatta gündeme getiriyoruz. Bu tavrımızla tüm kulüplerimizin geleceğini kurtarmayı hedefliyoruz.''
''Bize biraz kendinizden söz edebilir misiniz?''
''Ankara’da doğup büyüdüm. Aslen Şanlıurfalıyız. İngiltere’de Richmond Üniversitesi İşletme ve Ekonomi Bölümü’nü bitirdim. Üniversite eğitimim süresince aktif sporculuk ve spor yöneticiliği yaptım.
Türkiye’ye döndükten sonra aile şirketimizde her kademede çalıştım. 2016 yılında yönetim kurulu başkanı oldum. Süreç içinde turizm, inşaat ve teknoloji alanlarında yatırımlar yaptık ve halen ticari faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Birçok sivil toplum örgütünde ve meslek kuruluşlarında sorumluluklarım var. Tabii bu dönem en önemli sorumluluğumuz Beşiktaş yönetim kurulu üyeliği.''
''Sizin Beşiktaşlılık yolculuğunuz nasıl başladı?''
''Babam iyi bir Beşiktaşlıdır. Ankaragücü’nde idarecilik yaptı. Spor insanlarına yakındım o yüzden. Bize hep Beşiktaş’ı ve değerlerini anlatırlardı. O kültürün ve coşkunun içine doğdum ben. Futbolu ve Beşiktaş’ı hep çok sevdim. Üniversite yıllarımda üniversiteler liginde futbol oynadım.
Öğrenciyken İngiltere’de Beşiktaş’ın temsilciliğini kurmak istedim ama o zaman kısmet olmadı. Düşünsenize; dünya kulüpleriyle iletişiminizi sürekli hale getirebileceğiniz, oradaki spor severlere yönelik sempati oluşturabilecek faaliyetler düzenleyebileceğiniz, bölgenizdeki taraftarlarınızla ilişkilerinizi sıcak tutabileceğiniz Beşiktaş’ın ülke temsilcilikleri. Londra’da, Münih’te, Madrid’de, Paris’te, Tokyo’da... Umarım bu ideallerimizi hayata geçirme imkânımız olacak.
İş hayatımda taşlar yerine oturunca 2004 yılında Anadolu Beşiktaşlılar Derneği’ne üye oldum. Hemen ardından 2005 yılında da Beşiktaş genel kurul üyesi oldum. O dönemden sonra rahmetli Süleyman Seba ile çok kıymetli günler yaşadım. Tedrisatından geçtim diyebilirim. Allah rahmet eylesin. Onu çok özlüyorum. Bende hakkı büyüktür.
2015 yılında Anadolu Beşiktaşlılar Derneği Başkanı oldum ve halen devam ediyorum. Bir yıldır da Sayın Ahmet Nur Çebi başkanlığında yönetim kurulu üyesiyim.''
''Onursal Başkanımız Süleyman Seba ile çok özel bir ilişkiniz olduğunu biliyoruz...''
''Süleyman Seba çok özel bir insandı. Yediden yetmişe herkese saygı gösterir ve herkesten büyük saygı görürdü. Yaşadığı döneme imzasını attı. Kimi zaman dostluk, kimi zaman babalık yaptı bizlere. Kendisinden çok şey öğrendik. Onun tebessümü bize mükafat olurdu. Ondan öğrendiğimiz değerlerle onun yolunda yürüme gayretindeyiz. O hep bizim gönlümüzde olacak.''
''Ankara’da Beşiktaşlı olmak nasıl bir duygu?''
''Ankara’da Beşiktaşlı olmak kimi zaman statta maç izleyememektir. Köyiçi’nin coşkusundan mahrum kalmaktır. Ama dünyanın en güzel şeylerindendir Beşiktaş’a gönül verenlerle bir araya gelip birlikte sevinmek, birlikte üzülmek. Bu Anadolu’nun her yerinde hatta dünyanın her yerinde aynı duygularla yaşanıyor.
Beşiktaş’ın çok özel taraftarı var. Her zaman her yerde Beşiktaş’la sevinir Beşiktaş’la üzülür. Her şartta kulübüne sahip çıkar. Mesafeler Beşiktaşlılara engel değil.''
''Neden Yönetim Kurulu üyesi oldunuz?''
''Ben en büyük taraftar derneklerinden Anadolu Beşiktaşlılar Derneği’nin yıllarca yönetim kurulu üyeliğini ve son beş yıldır da başkanlığını yapıyorum. Bugüne kadarki başkanlarımızla ve yönetim kurulu üyelerimizle hep iletişim halinde olduk. Beşiktaş için elimizden gelen maddi manevi katkıyı sağlamaya çalıştık.
Bir yıl önce olağanüstü koşullarda kulüpte seçim gündeme geldi. Sayın Başkanımız Ahmet Nur Çebi Beşiktaş’ın yarınları için elimizi taşın altına koymamızı istedi. Genel kurul üyelerimiz de teveccüh gösterdiler.
Ben Beşiktaşlıyım. Beşiktaş için hiçbir mücadeleden, hiçbir sorumluluktan, hiçbir görevden kaçmam. Söylemiştim; ben rahmetli Süleyman Abi’nin talebelerindenim. Beşiktaş için hayallerim var. Beşiktaş Türkiye için çok önemli bir değer. Dünya standartlarını yakalamış, borçsuz, değerlerini koruyan, genç sporcular yetiştiren, her yerde taraftarları olan bir dünya markası olarak görmek istiyorum Beşiktaş’ı. Bunu yapabiliriz. Elbette zorluklar var ama aşacağız. Elbette yapılması gereken çok şey var, yapacağız.''
''Dünya olağanüstü şeyler yaşıyor. Pandemi sizi nasıl etkiledi?''
''Dünya hazırlıksız yakalandı. Birçok sektör çok olumsuz etkilendi. Futbol da olumsuz etkilenen sektörlerin başında geliyor. Bir süre daha zorluk yaşayacağız gibi görünüyor. Kulübümüzde sağlık açısından gerekli önlemler alınıyor. Taraftarlarımızı özledik. Seyahat konusunda büyük engeller var ama insanlığın kısa sürede bu durumu da aşacağına inanıyorum.''
''Hedefleriniz neler?''
''Ben hem mühendis hem işletmeci gözüyle bakmaya çalışırım. Size şöyle bir örnek vereyim. Bazı belediye başkanları altyapıya çok önem verir. Kanalizasyonun, içme suyu şebekesinin, yağmur suyu toplama hatlarının iyileştirilmesine yatırım yapar. Bu işler göze görünmez. Bazı belediye başkanları da altyapıya bakmaz, göze görünür işlere bütçe ayırır. Hangi başkanın doğruyu yaptığı ise ancak yağmur yağdığı zaman anlaşılır.
Taraftar başarı ister. Beklentileri kısa vadelidir. Yönetimler seçimle iş başına gelir. Seçim kazanabilmek için ya kısa vadeli hareket etmen ya da kendini çok iyi anlatman gerekir. Ancak günümüzde sürdürülebilir başarı için iyi bir stratejiniz ve kurumsal planınız olması gerekir.
Hep birlikte yapmamız gereken çok şey var. Bizler iş insanlarıyız. Şirketler yönetiyoruz. Ama Türkiye’de hiçbir kulüp bu anlayışla yönetilmiyor. Bizim, tüm Beşiktaşlıların, tüm futbol severlerin bir karar vermesi gerekiyor; bu anlayışla gittiği kadar gitsin mi yoksa sabredip, el ele verip dünya standartlarında bir yapılanma için mi çalışalım?''
''Sizce neler yapılmalı?''
''Beşiktaş için bir an önce uzun vadeli bir stratejik plan hazırlanması gerektiğini düşünüyorum. Tüm paydaşlarla birlikte gerçekçi bir plan hazırlanmalı. Hedefler, finansal yönetim, kurumsal yapılanma stratejik plana uyumlu olmalı.
Beşiktaş için Süreyya Abi neden önemli? Süreyya Abi deyince elbette yıllar boyu verdiği emek ve yaptığı fedakârlık akla geliyor ama Süreyya Abi Beşiktaş’ın kurumsal hafızalarından birisidir. Onu kıymetli yapan budur.
Başkan değişiyor sil baştan, yönetim kurulu üyeleri değişiyor, haydi sil baştan. Bizler iş insanıyız, şirketlerimizi böyle yönetmiyoruz. Yeniden yapılanma sağlanmalı. Kulüp idari kadrosunun ve idari yönetimin kalıcı olması gerektiğine inanıyorum.
Genel sekreterlik görevinin profesyonellerce yapılmasının sürdürülebilirlik ve kurumsal hafıza açısından önemi büyük. Yönetim kurulları kararı verir, genel sekreterlik kararları uygular ve yönetime karşı sorumludur. Bu kurumsallığı, şeffaflığı sağlar. Yönetimler seçimle iş başına geliyor ve seçimle gidiyor. Ama idari kadrolar başkanlara, yönetim kurullarına göre değişmemeli. Liyakat belirleyici olmak zorunda. Modern yönetim anlayışının gereklerini uygulamamız gerekiyor.
Genel kurul üyelerimizle ve hatta taraftarlarımızla çift yönlü iletişim kurulabilecek veri tabanına ve platforma sahip olmalıyız. Dijital iletişim kanallarımızı çok güçlendirmemiz gerekiyor. Beşiktaş güçlü bir marka. Pazarlama ve iş geliştirme faaliyetlerini çeşitlendirmek önem arz ediyor. Yabancı kulüplerle, üniversitelerle iş birliği yapabileceğimiz projelerin hayata geçirilmesi verimliliği artıracaktır.
Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız arasında bir görev dağılımı yapılmış durumda. Her arkadaşımız hakkıyla mümkün olanın en iyisini yapıyor. Ancak bizim bir stratejiye dayalı köklü dönüşüme ihtiyacımız var. Sayın Başkanımızın önderliğinde bu adımları atacağız.
Futbol, yöneticiden çalışana, oyuncudan taraftara psikoloji yönetiminin çok etkili olduğu bir alan. Oyuncuların, yöneticilerin, çalışanların, taraftarların morallerinin ve motivasyonlarının yüksek tutulması gerekiyor. Bu başlı başına bir iş. Bu konuda özel görevlendirmelerin ve yoğun çalışmaların yapılması çok faydalı olacaktır. Başarıya götüren iklim ancak böyle oluşur.
Doğal olarak okurlarımızdan bazıları 'Yönetim sizde değil mi? Söyleyeceğinize yapsanıza' demiştir içinden. Elbette haklılar. Bunlar ve daha nicelerini yapmak için yola çıktık. Engelleri kaldıra kaldıra ilerliyoruz. Güçlü bir başkanımız var. İnanmış yönetim kurulumuz var.
Ben proaktif bir kişiliğe sahibim. Bir şeyler olurken seyretmeye dayanamam. Hem günün gereklerini yerine getirmek hem Beşiktaş’ın yüzünü geleceğe çevirmek için buradayım.
''Taraftarlarımıza ne söylemek istersiniz?''
''Dünya muazzam bir değişim yaşanıyor. Eski kavramlarla eski yöntemlerle bu koşullara ayak uydurmamız mümkün değil. Radikal kararlar alınması, köklü değişimler yapılması gerekiyor. Beşiktaş’ı yeni dünyaya entegre edecek vizyona sahip Başkanımız ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımız var. Hep birlikte yönetimimizle, oyuncularımızla, üyelerimizle, taraftarlarımızla el ele vererek başaracağımıza olan inancım tam.
Sabırla, kararlılıkla, yılmadan çalışmamız gerekiyor. Ben inandığım yolda Beşiktaş için yürümeye devam edeceğim. Taraftarlarımıza da özlediğimiz tribün coşkusuyla ve özlemle seslenmek istiyorum: 'Arkadaşlar inanın, inanın arkadaşlar, güzel günler göreceğiz güneşli günler.'