''Koşmaz'' denilen Sergen Yalçın'ın tarihi koşusu başlıyor
Geçtiğimiz sezonun ortasında Beşiktaş'ın başına geçen Sergen Yalçın, efsane olduğu takımın başında ilk kez bir Avrupa Kupası maçına çıkacak. Başarılı teknik adamın önünde zorlu bir maraton var.
Ajans Beşiktaş - Beşiktaş, Sergen Yalçın yönetiminde yarın ilk kez bir Avrupa maçına çıkacak. Abdullah Avcı'nın yerine göreve gelen ve umut kesilen takımı ligde üçüncülüğe taşıyan Sergen Yalçın, Trabzonspor'un aldığı ceza nedeniyle Şampiyonlar Ligi ön elemesinde boy gösterme fırsatı buldu.
Sergen Yalçın için Beşiktaş ile Avrupa'da mücadele ayrı bir meydan okuma anlamına geliyor. Yalçın, bir parçası olduğu Metin-Ali-Feyyaz'lı efsane kadroyla Süper Lig'de başarılar elde etse de Avrupa kupalarında genelde hüsran yaşadı.
Üç maçı geçerse tarih yazacak
Beşiktaş, 2000'li yıllardan itibaren Avrupa'da önemli başarılara imza attı. En tazesi de Şenol Güneş yönetiminde Şampiyonlar Ligi gruplarından namağlup lider çıkmak oldu. Sergen Yalçın, üç ön elemeyi geçip Beşiktaş'ı Şampiyonlar Ligi'ne taşırsa, tarih yazmış olacak.
Yalçın, PAOK karşısına transferleri tamamlanmamış bir takımla çıkacak. Özellikle de Burak Yılmaz'ın yeri dolmuş değil. Burak Yılmaz'ın yerine önerilen Balotelli'yi Yalçın'ın istemediği yazıldı çizildi. Evet bu transferi transfer komitesi arzulasa da Yalçın'dan bir "Olur" alamadı.
Futbolcu Sergen'i unutun artık
Peki Sergen Yalçın Balotelli gibi tribünleri ayağa kaldıracak ve Beşiktaş taraftarının seveceği bir oyuncuya neden sıcak bakmıyor? Çünkü bu Sergen Yalçın ile futbolcu Sergen Yalçın arasında büyük fark var. Futbolcu Sergen Yalçın, tüm açıklarını üstün yeteneğiyle kapatabiliyordu. Ama teknik direktörlüğün başka bir iş olduğunun bilincinde. Çalışma arkadaşlarının tanımıyla: Sergen Yalçın, çok zeki bir insan..
Disiplinli ama antipatik değil
'Hoca Sergen', futbolculuğundan ötürü yaratılan algının aksine çok disiplinli bir teknik adam. Takımın uyumunu bozacak, bireysel çıkışlarıyla sansasyon yaratacak oyuncu tipini çok fazla sevmiyor. Disiplinli ama ince bir çizgide duruyor: Yani aşırı sert, oyuncuyu bunaltan ve antipatik gelecek kadar da sıkıcı değil. Ve Hoca Sergen Yalçın, çok çalışkan biri. Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri'nde her şey ondan soruluyor. Yemek saatinden geliş gidişlere ve tesisteki çalışmaların organize edilmesine kadar, her şeyle yakından ilgileniyor. Yani öyle "Ben sadece takıma bakarım" modunda değil. İdmanları sık sık kesiyor, oyunculara tek tek neyi nasıl yapmaları gerektiğini usanmadan anlatıyor. Bu anlamda oldukça da sabırlı bir portre çiziyor.
40 maçlık maratonu koşabilecek mi?
Evet, Sergen Yalçın, teknik direktörlük kariyerinde yarın kritik bir maça çıkacak. Kadrosu eksik, pandemi nedeniyle İstanbul dışında kamp da yapamadı ve deplasmanda tek maç üzerinden PAOK ile oynayacak. Yani "Bu işin İstanbul'u da var" diyemeyecek. Üstelik siyasal bir gerilim atmosferinde bir futbol maçı oynanacak... Ama Sergen Yalçın, tüm bu sıkıntıları başarı veya başarısızlığın gerekçesi olarak göstermez. O pratiktir ve gerçekçidir. Her neyse, onu düz söyler. Belki de en büyük gücü de budur.
Bu sezon genel olarak da Sergen Yalçın için çok önemli. Bugüne kadar hiçbir takımla tam bir sezon geçiremedi. Şimdi onu Avrupa ve Türkiye Kupası hariç, 34 değil tam 40 maçlık gerçek bir lig maratonu bekliyor. Bu maratonu sonuna kadar koşarsa, muhtemelen de takımını şampiyonluğa taşır... Ve bunu başarırsa "Sergen koşmayı sevmez" diye yine futbolculuğunda üzerine yapışmış bir klişeyi daha yerle bir edecek. Özetle Sergen Yalçın yarin tarihi bir koşuya çıkıyor... (Ajansspor - Erdal Cömert)