Müthiş 9 puan. Çok akıllı, çok soğukkanlı, çok becerili bir takım. Monaco dondu kaldı.
Ligde 3 maç kartla, rotasyonla eksik kalan Beşiktaş, Oğuzhan ve Gönül’ü kenarda bırakıp “eksilerek çoğalmak” istemişti! Monaco’nun seyircisi bile pek yoktu.
İlk tehlikeli atak Cenk’in Fabinho’ya kafasıyla geldiğinde, Quaresma ve Caner’in aynı saniyede iki kanat ortasını izledik.
7’nci dakika; Cenk az geç kaldı, yine de boş kaleye gol oluyordu, yan hakem bayrağı yanlış kaldırdı!
15 dakika uyurgezer dolaşan Monaco’nun gençliğini Pepe’nin sarı kartla durdurabilmesi, Fabri’nin müthiş kurtarışı, Pepe’nin Fabri’yi bozuşu, kontratağa çıkış, bir dakikaya sığdı.
Müthiş bir kurtarış da Atiba’nın akıllı vuruşuna Subasic’den gelecekti.
Monaco’nun ileri çıkan ve 3’lüye dönen defansı “Lens gibi” bir oyuncuya davet çıkarıyordu.
Adriano da kırmızı karta davetiye yazdı. O kadar kibar ki, ne hakem ne rakibi kızabildi!
Babel’in şutunun kıl payı kornere gidişinin ardından, Falcao, “Dağlara taşlara vurmayın, bacak arasından sonra topu dürtün yeter” dersi verdi!
Beşiktaş’ın kontra dersi, “2 ince ve zeki ayak, bir akıllı kafa” diye hemen gelecekti.
2. yarı Cenk’i kesin biçimde Avrupa golcüsü yaptı; bir o kadar değerlisi neredeyse tam takım direğine mıhına gol arayışıydı.
Sonra bir yaslanma devri geldi her zamanki gibi. Öyle anlar Talisca eksik oynatıyor! Ardından Monaco’yu yasladı Beşiktaş. Orta sahalar boşaldı. Müdahale o an geldi işte. Oğuzhan girer girmez atacaktı. Sonra Beşiktaş “efendi” gibi oynadı. Üçü de atardı, üçlü çektirmek yetti! Maç sonları Monaco tükendi!
★
Nüfus kağıtlarında, kaptanı Kanadalı Beşiktaş, Monaco’dan 4 yaş büyüktü. Monaco teknik direktörünün “Beşiktaş tecrübelilerden kurulu” dediği şey tam bu değil; bu nüfuz kağıdı! Çünkü tecrübenin akıl ve becerisinin, gençliğin enerjisini alt edebildiğini Leipzig de biliyor. Bacaklar iflas etmedikçe.
Monaco’da olan şu: Yetenekli çocuklar 16 yaşında “tecrübe” kazanmaya başlıyor; transfer yıldızları Mbappe, Mendy gibi. Thierry Henry gibi.
Beşiktaş’ta ise (çoğu kulüpte öyle) 16 yaşında “kadro”ya yanaşmış olanlar, Batuhan Karadeniz, Muhammed Demirci oluyor; kulübede Necip ile Atınç’ı saymazsak.
O yüzden, kumarhane, para aklama merkezi Prensliğin kulübü, transfer sezonunu 80 milyon Euro kadar “kârlı” kapatıyor; “finansal disiplin” zoruyla Beşiktaş “tapi” oluyor!
Biz maç kazanmak istiyoruz...
Onlar bir de oyuncu kazanmak istiyor!
Ama itiraf: Kazanmak ne güzel şey! Hele 3 maç üst üste. Bu yeni bir devir! (Habertürk/Umur Talu)