Fanatik Gazetesi Spor Yazarı Cem Dizdar, Partizan-Beşiktaş karşılaşmasını değerlendirdi;
Bundan önceki üç maçın birinin tamamında, diğerlerinde ise birer devrede büyük sorun yaşayan Beşiktaş alışık olmadığı bir formasyonla sahada. Haliyle durum tedirgin edici!
Dağılan savunma kurgusu iki yüksek stopere rağmen kolay da bir gol yiyince tedirginlik ikiye katlandı. Buna rağmen Beşiktaş kopmadı ve ilk 10 dakika dışında topu da oyunu da kontrol etmeyi başardı. Öyle ki, topun peşinde koşmaktan bıkan Partizan futbolcuları gerildikçe gerilirken beş dakika içinde üç sarı kart gördü. Özellikle bu bölümde Tolgay ve Medel gözetimindeki Beşiktaş, güçlü pas bağı ve kontrollü top gezdirmelerle geçmiş sezonlarından örnekler verdi.
Medel ve Necip etkisi
İkinci devrenin ilk 10 dakikası da Partizan lehine işlediyse de süreç ilkinin benzeri işledi. 55’ten sonra top ve oyun yine Medel/Necip sayesinde Beşiktaş’a geçti. UEFA’dan da elenmesi durumunda başta televizyon görünürlüğü olmak üzere bir çok mali kaynağını kaybetme riski taşıyan Beşiktaş, hem oyunun boyunu hem tempoyu ayarlayarak turu cebine koyacak skoru alarak dönmeyi bildi.
Gecenin sorusu
Yan toplarda müdafaa oyuncusunun önüne ya da arkasına koşmak yerine adeta stoperi tutar gibi birebir oynayan Larin esnek olmayan bu tarzıyla gol atıcı değil de, Giroud misali alan yaratıcı olarak kullanılabilir mi?
Maçın starı
Hem orta sahaya çekilip oyunu kurgularken hem öne gidip gol arar ve atarken günümüz ideal orta saha oyuncularından örneklemeler sunan Tolgay Aslan. Elbette bu gösteri de en büyük yardımcısı Medel’di.
Maçın olayı
Necip üç kişi arasından Quaresma misali sıyrıldı ancak topu altı pas içindeki Tolgay’ın iki karış üzerine kesti. Akabinde ‘orijinal Quaresma’ benzeri pozisyonda topu aynı yerdeki Tolgay’ın kafasına oturtup golü yaptırdı!
Kısa mesaj
Beşiktaş, tedirgin edici bir periyottan çok gösterişli görünmese de ´güven oyun´una başarılı bir geçiş yaptı. İşte bu iyi haber. Devamı gelir.