Sergen Yalçın'a eleştiri: "Rakibi iyi analiz etmiş bir hoca olsaydın, maça Rıdvan'la başlardın! Ama sen gençleri sevmiyorsun!"
Sabah Gazetesi Yazarı Hıncal Uluç, Sergen Yalçın'a eleştirilerini sıralarken 'Takımı kendi sempati ve antipatilerin üzerine kuruyorsun' dedi. İşte Sergen Yalçın hakkındaki o sözleri...
Ajans Beşiktaş - Beşiktaş teknik direktörü Sergen Yalçın'ın Şenol Güneş zamanında parlayan genç oyunculara olumsuz yaklaştığını belirten Hıncal Uluç, 'Teknik direktörlüğün ilk şartının oyunu okumaktır, eğer okuyamazsanız okuyan size hesabı ödetir, geçen hafta Emre Belözoğlu'nun okuttuğu gibi.' diyerek Sergen Yalçın'a yüklendi.
İşte Hıncal Uluç'un yazısı:
'EMRE BELÖZOĞLU HESABI ÖDETTİ SONRA DA...'
'Salı sabahı çıkan yazımın başlığıydı 'Sergen ile Olmaz' ve o akşam Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'nde Avrupa'da kalmak için kader maçına çıkıyordu. Sporting Lizbon'u kendi sahasında yenmeliydi ki, 3'üncü olup Avrupa Ligi'nde devam edebilsin.
Yenmek ne kelime.. 4 yediler.. Yani, bundan böyle mucize yaratamazlarsa, Avrupa'ya "elveda" dediler..
Salı sabahı çıkan yazıma bir daha baktım.. Aslında 3 yedikleri Başakşehir değil, 4 yedikleri Sporting maçını yazmışım..
Takımı kişisel sempati, antipatilerinle yapıyor, sevmediklerini mecbur kalmadan oynatmıyorsun.. Bu bir. Önünde oynanan oyunu okuyamıyor, yanlış hamleler yapıyorsun, iki..
40'ına yaklaşmış adamları tutar ve sahiplenirken, gençleri, hele Şenol'un keşfedip takıma yerleştirdiği gençleri sevmiyorsun..
Örnek Güven.. Elinde harika bir genç bek var. Güven'le çok iyi ikili akınlar yapan Rıdvan.. Rıdvan çıktığı zaman, onun boşalttığı sağ geriyi Güven kolluyor. (Ki sen İstanbul'da zorla oynattığın Güven'i Avrupa listesine koymadın bile.)
Sergen kardeş.. Teknik direktörlüğün ilk şartı "okumayı bilmek"tir..
Çünkü, okuyamazsan, okuyan ödetir!.
İşte Emre ödetti!
Bu defa da 38 yaşındaki gencecik hoca Ruben Amorim ödetti Hocam, "maç okumayı bilmeyen" sana..
Senin için "Kumarbaz" derler Hocam. Yalan.. Sen kumar oynamayı bile bilmiyorsun. Sahadaki takımın, rakibinden çok daha fazla gol pozisyonuna girdiği halde, bir türlü atamıyor, neler neler kaçırıyordu.
Maç okuma yeteneğin olsa "Olmuyor işte, olmuyor" derdin bizim Caner gibi ve bir zar atardın.. Hatırlarım, böyle bir maçta, Galatasaray bir türlü gol atamayınca, Coşkun Hoca (Özarı) o zarı atmış ve Metin Oktay'ı çıkarmıştı. Türk futbol tarihinin en büyük golcüsünü, gol atamadığı maçta kenara almıştı.. Ve kumarı tuttu. Galatasaray o maçı kazandı.
UEFA sitesinde maçı dakika dakika yazan uzman, "Batshuayi eline geçen sayısız fırsatın bir bölümünü değerlendirse, ofsayta düşme rekorları kırmasa, sonuç çok farklı olabilirdi" dedi. UEFA yazarı maçı okuyordu ama, o sabah yazdım ya, senin "maç okuma, yazman" yoktu ki.
"Bu takımla olmuyor. Bir kumar oynamam gerek" bile diyemedin.. Yenilgiyi kabullenip çöktün, oturdun.
Oysa, al sana "kumar!."
Takımı ve akınları öldüren Batshuayi'yi çıkar. Larin'i ortaya çek. Onun yerine kanada, genç, süratli, hızla çıkan, çıkarken adam eksilten, gerekirse şut atıp, gerekirse harika pas veren Rıdvan'ı koy..
Tutarsa.. Maçı döndürürsün.
Tutmazsa.. Maçı zaten veriyorsun, bir şey fark etmez. Kumar dediğim o..
Aslında kumar değil. Rakibi iyi analiz etmiş bir hoca olsaydın, maça zaten Rıdvan'la başlardın, N'Sakala ile değil.. Ama sen gençleri sevmiyorsun Hocam..
Sadece okuman, yazman değil, gençlere güvenin de yok!.'