GÜNTEKİN ONAY: MİLLİ ARA YARAMAMIŞ
Beşiktaş’ta Aboubakar ve Ghezzal’ın yoklukları net bir şekilde hissedildi ancak yine de Sergen Yalçın’ın maça başlayan 11’inde Necip sağ bek, Rosier sağ açık tercihi takımın tüm saha içi organizasyonunu olumsuz etkiledi.
Hem Rosier’in sırtı dönük ve markaj altında topla buluşması, hem de Necip’in hiç ofansif özelliği olmaması yüzünden siyah-beyazlılar o kanadı kullanmadı. Ayrıca Necip’in pas hatasıyla o kanattan gol yedi ve yine aynı bölgeden Kasımpaşa’ya pozisyonlar verdi. N’Koudou’nun buluştuğu tüm topları ezmesi, Larin’in hücumda top tutamaması da Beşiktaş’ın ilk yarıdaki olumsuzluklarıydı.
Sergen Yalçın gibi bir teknik adamın Necip’in sağ bek bölgesinde oynayamadığını göremiyor olması mümkün değil. Sezon başında kaybedilen Konya ve Gençlerbirliği maçlarında da Necip sağ bek oynamıştı. Yine Necip’in sağ bek oynadığı İstanbul’daki Antalyaspor maçı berabere bitmişti.
TEK KALEYE DÖNDÜ
İkinci yarıya da aynı düzenle başlayan Beşiktaş, Kasımpaşa’nın Thelin’le kaçırdığı penaltıyla maçta kaldı. Sergen Yalçın 57’de Rosier’i sağ beke çekip Gökhan Töre’yi oyuna soktu. Bu değişiklik ile Beşiktaş’ın etkinliği arttı, özellikle de 70’deki Oğuzhan - Necip değişikliğinin ardından son 25 dakika maç adeta tek kaleye döndü ancak siyah beyazlıların bunaltıcı baskısı golü getirmedi.
İki maçta kaybedilen 5 puan ve sırada zorluk derecesi yüksek bir Alanya maçı var. Beşiktaş hafta içinde de puan kaybı yaşarsa psikolojik olarak yara alabilir. Dün Sergen Yalçın’ın eksikler nedeniyle belki eli kolu bağlıydı ancak yine de maçın kaybedilme sindeki temel neden sağ kanatta 57 dakika Necip-Rosier ikilisinin görev yapmasıydı. 2 haftalık arayı Beşiktaş’ın iyi değerlendirmediği de ortada. Ulusal takımlara gitmeyen Wellinton, Ljajiç, N’koudou, Josef ve Necip gibi isimler iyi bir görüntü vermediler.
UĞUR MELEKE'DEN ZIDANE'LI FRANSA KADROSU ÖRNEĞİ
1998’de Dünya Kupası’nı kazanan Fransız Milli Takımı’nı çoğunuz ezberden sayarsınız öyle değil mi?
Barthez, Thuram, Desailly, Deschamps ve Zidane’lı o efsanevi kadro finalde Ronaldo’lu Brezilya’yı sürklase ederek kupaya uzanmıştı. Peki o takımın santrforu nu anımsıyor musunuz? Stephane Guivarch ismi kaçınıza tanıdık geliyor? Oysa Guivarch, o turnu vada Aime Jacquet’nin prensiydi. Turnuvayı 0 gol ve 0 asistle tamamladı ama Jacquet için sorun yoktu. Pivotal özelliklerini övüyordu hep Guivarch’ın.
ABOUBAKAR VE GHEZZAL YOKKEN...
Guivarch bence de sıradan bir santrfordu. Zaten Dünya Kupası sonrası Newcastle ve Rangers denemeleri berbattı. Kısa bir süre sonra futbolu bıraktı ve halen hayatına doğduğu kentte yüzme havuzu satıcısı olarak devam ediyor. Dünkü Beşiktaş’ı izlerken nedense Guivarch geldi aklıma. Çok iyi işleyen o takımda Guivarch’ın gol atamaması sorun yaratmıyordu. Aynen iyi işleyen Beşiktaş’a bir gün Necip’i sağ bek ya da stoper olarak koyduğunuzda sorun yaşatmayacağı gibi. Ancak Aboubakar-Ghezzal’in olmadığı bir günde takımın en iyi işleyen pozisyonlarından sağ beki kurcalamak hatalı bir karardı. İyi işleyen bir takım sağ bek Necip’i taşıyabilir. Ama iyi işleyen, eksiksiz bir günündeyse. Dün öyle bir gün değildi doğrusu.
BİR SAATLİK ŞAŞKINLIK
Dün Sergen Yalçın 57’de Ljajic’i çıkarırken Rosier’i sağ beke, Necip’i orta sahaya kaydırarak alışılmış düzenine döndü. Ama bir saatlik şaşkınlık ve yorgunluktan sonra yarım saat yetmedi maçı çevirmeye. Sergen Yalçın benzer bir hatayı Malatyaspor karşısında da ilk 45’te yapmış, ama 46’daki oyuncu değişikliği maçı çevirmeye yetmişti. Sanırım bu sefer de öyle olacağını düşündü. Ama 35 dakika yetmedi bu kez. Son bir parantezi de Rıdvan için açmak isterim. Ghezzal’in olmadığı bir günde Beşiktaş’ın alternatif hücum rotası olarak oynamasını beklerdim. Dün nedense onu da tercih etmedi Sergen Hoca.