Ajans Beşiktaş - İşte Ahmet Çakar'ın bugün Fanatik Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı:
Beşiktaş maçı ikinci yarıda aldı. İlk yarıda her ne kadar skoru bulsalar da karşılarında İstanbul'da mükemmel oynayan bir Ankaragücü vardı. Hatta devre arası geldiğinde tüm spor kamuoyu Beşiktaş'ın puan kaybetme riskini tartışır hale gelmişti. İlk yarıda şampiyonluğa oynayan, ev sahibi kim anlayamadık. Neredeyse bu yarıda tümüyle Ankaragücü, Beşiktaş'ın ceza sahasına çöktü. Atiba'yı Ljajic'i döndürmediler.
Burak gibi oyuncular bu tür maçlarda çok önemli. İlk 45 dakikada Beşiktaş rakip kaleye bir defa gitti onda da Burak'ın şahsi becerisi ve gayretiyle golü attı. İkinci yarı kırılma anı Vida'nın golüydü. Son haftaların başarılı kalecisi Altay, uçarak topu yumrukladı, top defansla Vida'ya çarpıp Vida'nın önünde kaldı o da boş kaleye attı. Bundan sonra maçın mutlak hakimi özellikle kontralarda sürekli pozisyon bulan Beşiktaş oldu. İlk devreye baktığımızda çok zor bir maç gibi görünüyordu ama skor ve kartlar açısından da Beşiktaş'ın istediği oldu.
Gelelim Halil Umut Meler'e...
Türk hakemleri kesinlikle ve kesinlikle etki altında kalıp, dürüst davranmıyorlar. İlk yarıda Burak'ın rakibin suratına attığı dirsek belki kırmızı kartlık değil ama mutlak sarı kartlık bir pozisyon. Dirseğini bir silah gibi kullanmadı ama yaptığı hareket rakibi darmadağın etti, burnunu kanattı. Ve Meler, maalesef Burak'ı haftaya Galatasaray maçında oynatmak için sarı kartı bilerek, isteyerek göstermedi. Verdiği penaltı kararları doğru. Ankaragücü'nün penaltısını tekrar ettirmesinin sebebi şu; vuruştan önce başta Vida ve her iki takımdan da bazı oyuncular ceza alanına erken giriyorlar. Karius topu kurtarıyor ve erken girmiş Vida topa müdahale ediyor. Kural ve VAR protokolü bu tür pozisyonlarda tekrarı ve VAR davetini gerektiriyor. Sonuçta dün gece Burak'a kıyak yapıldı ve haftaya dananın kuyruğu Seyrantepe'de kopacak.