Ajans Beşiktaş - Türkiye sokaktaydı cumartesiyi pazara bağlayan gece... Hem de kısıtlamaya rağmen!Hani akarsuyu bir bendin arkasında göle dönüştürürsün de sonra patlar, akar ya gürül gürül! Aynen öyleydi işte! Beşiktaşlılar sokaklardaydı! Gerim, gerim gerilmişlerdi haftalar boyunca, sonra patladılar çılgınca. Hakem Fırat Aydınus, İzmir’de Göztepe maçının bitiş düdüğünü çaldığında siyah-beyaza boyanmıştı adeta Türkiye... Büyük bir coşkuyla... Vitrindekiler haklı gururu ve mutluluğu yaşıyordu. Sergen Yalçın’ı alkışlıyordu milyonlar. Ghezzal’ı baş tacı yapıyorlardı. Larin’in attığı gollere övgüler yağdırıyorlardı.Vida’ya, Rosier’e, Necip’e, Welinton’a... Galatasaray ve son Göztepe maçından sonra hüngür hüngür ağlayan Josef’e... Hepsine...
ÇEBİ: İÇİMDE BİR COŞKU VAR, KABIMA SIĞAMIYORUM!
Haklarıydı elbette... Ama bir de perde arkasındakiler var... Görünmeyen kahramanlar var... Gecesini gündüzüne katanlar var... En başta da Başkan Ahmet Nur Çebi var. Kim bilir neler yaşadı bu zorlu süreçte... Geçmişten gelen borçların altından nasıl kalktı? Ailesini bile ikinci planda bırakıp, “Önce Beşiktaş” diyerek nasıl çalıştı, çabaladı! Elbette ki en büyük sevinç onun hakkı; herhalde şu anda Türkiye’nin en mutlu insanı.Ne yalan söyleyeyim; çekine çekine açtım telefonu. “Herhalde onca yorgunluktan sonra şu anda derin bir uyku çekiyordur” diye düşündüm ama... Bir kere çaldı telefon, hemen açıldı; karşımdaydı...“Uyandırmadım ya başkan, rahatsız etmedim umarım” dedim; “Ne uyuması abi, uykuyu unuttum ben. Kaç gecedir gözlerimi kapamadım. Hala ayaktayım. Ama inan bana yorgun değilim hiç; içimde bir coşku var, kabıma sığamıyorum! Kaç hafta sonra ilk kez şu anda eşimle karşılıklı oturduk kahvaltı yapıyoruz!” karşılığını verdi.
'HELAL BİR ŞAMPİYONLUK'
“Neler düşünüyorsun başkan, şampiyonluk...” diye devam ediyordum ki, lafımı kesti: “Bana gelen binin üzerinde mesaj var. Çoğuna bakamadım daha. Sadece Beşiktaşlılar değil, Galatasaraylı ve Fenerbahçeli dostlarım da şampiyonluğumuzu kutluyor. Hepsinin buluştuğu tek nokta, ‘Siz sonuna kadar hak ettiniz’ şeklinde. Centilmenlik budur işte. Anamızın ak sütü gibi helal bir şampiyonluk bu.”
'KRİZİ KİŞİSEL KEFALETİMLE AŞTIK'
“Başkan” dedim; “Beşiktaş’ın mali sorunları biliniyor. Ekonomik bir kriz vardı, siz geldiğinizde kasa eksideydi. Nasıl aştınız bu arada bu krizi?” “Bu şampiyonluğun yarısı ruh, duruş, arkadaşlık, birliktelik, emek, alın teri ise diğer yarısı paradır. Göreve geldiğimizde hatırlayın, tüm gelirlerimiz banka borçları nedeniyle temlikliydi. Faaliyetleri sürdürecek gelirimiz yoktu. Bu krizi kişisel kefaletimle aştık. Kendimi ortaya koydum ben!”
"110 MİLYON LİRA CEBİMDEN VERDİM"
“Nasıl yani?” diye açmasını istedim, devam etti: “Rakam mı? Söyleyeyim. 670 milyon lira kişisel kefaletimle kredi aldım. 110 milyon lira da cebimden nakit para verdim. Bu yılın bütün giderlerini karşıladım. Tüm branşlarda hiçbir sporcumuzun, bir futbolcumuzun bile alacağı yoktur. Sadece personelimize ödemeleri bir ay geriden yapılıyor. O da 4-5 aydı, bir aya kadar indirdik. Onları da en kısa sürede mutlu edecek adımları atacağım.”
FUTBOLCULAR PRİMİ BİLİYOR
Sözünü bitirir bitirmez tekrar soru soracaktım ki; o devam etti: “Burada taraftarlarımıza da sesleneyim. Pandemi bitsin, bir araya geleceğiz. Onları hem bizler, hem de takımımız çok özledi. Onlar da özledi, bu özlem bitecek ama az kaldı.” Şampiyonluk priminin 350’şer bin lira olduğunu duymuştum. Kendisinden öğreneyim istedim; sordum. “Onu söylemem” dedi ve ekledi: “Ama futbolcuların ne olduğu konusunda bilgileri var!”
ROSIER VE GHEZZAL CEVABI
Üstüne gitmedim. Gelecek sezon için planlarını sordum. Anlattı: “Rosier ve Ghezzal’la ve tüm ekiple yola devam etmek istiyorum. Kadroyu bozmak istemiyorum. Doktor, fizyoterapist, malzemeci dahil. Çok güzel bir aile olduk burada. Bu aileyle yola devam etmek en büyük istediğim.” “Başkan” dedim; “Zaten dernekler de Rosier ve Ghezzal’ın bonservisini almanız için mali kampanya başlatacaklarmış. Buna ne diyorsunuz?” Bir kahkaha sesi geldi önce, sonra devam etti: “Öyle yapmasınlar direkt parayı bana göndersinler, ben de kalıcı olayım. Benim transfer bedelimi kim ödeyecek! Bonservis bedelim çok yüksek, o bonservisi nasıl alacaklar, onu merak ediyorum!”
"SERGEN HOCA ÇOKTAN HAK ETTİ"
Başkan Ahmet Nur Çebi ile sohbetimiz sırasında sözü Teknik Direktör Sergen Yalçın’a getirdim; “Sergen hoca ne ifade ediyor sizin için?” diye sordum. Derin bir iç çekti: “Neler ifade etmiyor ki? İşini en güzel şekilde yapan, adam gibi adam. Zekası, çalışkanlığı ve başarısı ortada. Burada olmayı çoktan hak etmişti. Camiamız bence geç kaldı onu getirmekle. Kısmet bizeymiş. Sık sık sözleşme konusunu gündeme getiriyorlar ama o buna çok üzülüyor. Ben de burada bu konuya girmek istemiyorum. Bu konuda polemik yaratacak konuşmalardan uzak durmaya gayret ediyorum. Görevinde kalmayı çoktan hak etti hocamız.”
"DAHA İŞİMİZ BİTMEDİ"
Aylardır espri yapmayan başkan, şampiyonlukla birlikte bu özelliğini de hatırlamış demek ki; “Teşekkür ederim” diyerek telefonu kapatacaktım ki; “Dur dur” dedi, “Daha işimiz bitmedi. Şimdi kupa finalini de oynayacağız. Onu da oynayalım, ondan sonra yüz yüze görüşürüz. Daha anlatacak çok şeyim var!” (Milliyet - Bilal Meşe)