Akhisar-Beşiktaş maçının ardından yazılan 20 köşe yazısı
Beşiktaş, Akhisarspor'u 3-0 ile geçti. Mücadelenin ardından yazılan köşe yazıları şu şekilde;
120
Beşiktaş bu sezon en rahat deplasman galibiyetini aldığı Akhisar önünde rakiplerine “Ben varken şampiyonluğu unutun” mesajını verdi. Genelde Akhisar’a karşı zorlanan hatta ilk maçta evinde bile kazanamayan Beşiktaş’ın, kendinden emin oyunu dün akşamki skoru beraberinde getirdi.
Akhisar’ın kapasitesi belli. Bir de önemli oyuncuları Lopes ile Muğdat’ın olmamasıyla tamamen Beşiktaş’a teslim oldular. Kartal’ın maçın başında kurduğu baskı ve tempoyu yüksek tutması Okan Buruk’un takımının dengesini bozdu. Sanki Vodafone Park’ta oynarmışçasına motive, rahat ve karşı takımı bunaltan anlayış ilk 20 dakikada Akhisar’ın fişinin çekilmesine neden oldu.
Bu kadar kaliteli bir kadronun bu sonucu alması gayet doğaldı. Akhisarsporlu oyuncular maçın tamamına yakınında Beşiktaş’ın baskısını ve kaleye topyekün gelişlerini çaresiz gözlerle izlediler. Siyah- Beyazlılar’ın; Galatasaray, Başakşehir ve Fenerbahçe’ye göre en önemli artısı gol ayaklarının tek kişiye bakmaması. Galatasaray’da Gomis, Fenerbahçe’de Soldado, Başakşehir’de Adebayor iyi olunca galibiyetler geliyor. Beşiktaş’ta ise bu tam tersi... Negredo haftalarca gol atamıyordu, dün bu şanssızlığını kırdı... Talisca suskundu ama son iki maçta takımını taşıdı. Babel de zaten maça adını yazdırdı. Bunlara savunmadan Tosic, Medel’i de eklersek Beşiktaş’ta herkesin gol atıp maçı kurtarma özelliği var. Bu da Kartal’ı rakipleri karşısında bir adım öne çıkarıyor.
Babel’in dünkü oyunu, bu sonucun alınmasında çok önemli rol oynadı. Çok kaliteli ve Talisca’ya göre de istikrarlı. Hücumsal anlam da son dönem de yapılan en isabetli transfer. Akhisar’da Talisca dursa da Babel sorumluluk alınca ortaya bu galibiyet çıktı.
Başakşehir’de sıfır oyunla haklı bir mağlubiyet alan Beşiktaş, yeni bir seriye başladı. Üst üste 3. galibiyet, takımın kendine olan güvenini doruk noktasına çıkaracak.
Şenol Hoca Göztepe önündeki kadroyu Atiba hariç bozmadı. Geçen haftanın en iyisi Medel artık savunmanın önünde oynayacak. Yanında da Atiba çok iyidi. Ben bu saatten sonra hocanın bu ekibi zorunluluk olmadıkça bozacağını sanmıyorum.
Galatasaray derbisine az kaldı. Hedeflenildiği gibi kritik maça kadar Beşiktaş kayıp yaşamayacak gibi gözüküyor. Derbi de zaten şampiyonluk için bize ipucunu verecek. Gecenin güzelliklerine Akhisar taraftarının, mağlubiyete rağmen İzmir Marşı’nı söyleyen Beşiktaş taraftarına eşlik etmelerini ekleyebiliriz.
Babel’in dünkü oyunu, bu sonucun alınmasında çok önemli rol oynadı.
OYUN DİSİPLİNİ
Beşiktaş takım halinde oyuna çok disiplinli ve baskılı başlayınca bu skor oluştu. Sanki içeride oynuyor gibiydiler. Ayrıca Fabri, Medel ve Babel’i maçın kazananlarına yazabiliriz.
TALİSCA
Beşiktaş adına olumsuz bir şey yoktu. Talisca tutuktu ve isteneni veremedi. Bir de bu mağlubiyetten sonra Akhisar’ı kolay günler beklemiyor. (Kartal Yiğit/Habertürk)
220
Okan Buruk’un Akhisar’ı peş peşe galibiyetlerle küme düşme hattının üstüne çıktığından beri motivasyon sorunları yaşıyor.
Özellikle geçtiğimiz hafta orta sahayı tamamen Alanya’ya kaybeden Buruk, Beşiktaş karşısına radikal önlemler alarak çıkmış. En temel önlem, yani 4-4-2’den 4-3-3’e dönüş bence doğru karar. Zaten ilk yarıda İstanbul’da oynanan maçta da Beşiktaş’ı bu şekilde durdurmuşlardı, orta üçlünün dinamizmi ve sertliğiyle. Dün de orta üçlü Sissoko-Serginho ve Eray’ın çalışkanlıklarına diyecek yoktu gerçekten. Bence Malatyalı Aytaç-Azubuike-Murat’la beraber ligin en dinamik orta üçlüsü bu.
Ancak futbol sadece önlem almayla ilgili bir oyun değil. Hatta futbolda kaderi genelde önlem alanlar değil, aldıranlar belirliyorlar. Beşiktaş’ın yetenekli sol kanat ikilisi Caner-Babel, sadece 20 dakikada aynı senaryoyu 2 kez uygulayarak 2 gol attılar Akhisar’a. Ve çektiler fişi. Caner sol çizgide topla buluşup, sanki yüksek bir orta yapacakmış gibi pozisyon alıyor. Herkes ondan yüksek ve uzun bir orta beklerken, yay üzerine yaklaşan Babel’i görüyor... 3’üncü dakikada gördü, golü attırdı. 20’de bire bir aynı şeyi yaptılar, tabelayı Negredo değiştirdi bu kez.
Gwyneth Paltrow’un başrolünü oynadığı “Sliding Doors (Türkiye’de gösterildiği ismiyle, Rastlantının Böylesi)” filmini izlediniz mi bilmiyorum. Filmde iki ayrı hikâye, paralel olarak ilerlerler. Bir senaryoda Paltrow, trene son anda yetişir ve eşini onu aldatırken yakalar. Diğer senaryoda Paltrow trene saniyelerle geç kalır ve bambaşka bir öykü gelişir... (Uğur Meleke/Hürriyet)
320
Hoş geldin Quaresma... Fenerbahçeli Souza’nın provokasyonuyla aşırı tepki gösteren Portekizli, beş haftalık cezanın ardından takım arkadaşları ve taraftarla buluştu. Gördük ki yolu gözlenen Q7 maçın “mana ve önemi”ni taşıyan “esas oğlan” değil.
Beşiktaş’ın Akhisar karşısındaki esas kahramanı Ryan Babel’di dün... Evet, takımın tamamı çok koştu, çok çalıştı... Büyüklere içeride - dışarıda kök söktüren ve artık Süper Lig’in gamsızları arasında yer alan Akhisar karşısında çok da zorlanmadan rahat goller buldu. O gollerin ikisini atan Babel, tartışmasız takımın en istikrarlı oyuncusu olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Bir de Negredo var... Tüm iyi niyeti ve futbol bilgisine rağmen aradığı golleri bir türlü bulamayan Negredo da özlediği biçimde skor tabelasına adını yazdırdı. Yine de görmezden gelmeyelim. Quaresma’nın dönüşü, Beşiktaş’ın oyuna hükmeden, maçın efendisi olmasına yeten olaydı. Onun sağ kanattaki oyunu, topla sıkça buluşup rakiplerini bunaltırken takım arkadaşlarını rahatlattı ve dinlendirdi. Dahası, Q7’nin sağ kanattan yaptığı ortalar ve oyun kurgusu, Babel, Talisca ve Negredo’nun hücumda birbirlerine yakınlaşmasına yaradı. Aynı biçimde Caner’in de sol kanattan yaptığı katkı Beşiktaş’ın belki de en rahat deplasman maçını yaşamasına yetti. Fabri, Adriano, Pepe, Tosic, Caner... Bir de Atiba - Medel ikilisi... Onlar da sıkıntısız bir maç yaşadılar. Beşiktaş’ın merkezinde Atiba’nın son dönemi ile Medel’in takıma uyum sağlayıp sahiplenmesi, Güneş’in ekibi için çok olumlu bir tablo sunuyor. Son haftalarda dikkat ettiniz mi bilmem, Şenol Hoca Mustafa Pektemek’e sıkça fırsat veriyor. Onun özgüvenini güçlendirirken bir de mesaj sunuyor: “Cenk Tosun gitti, o misyona hazırlan!” Artık gerisi Pektemek’e kalmış.
Beşiktaş’ın şampiyonluk ümidi tükenmiş değil. Bu ümit hem iki rakibin kendi aralarındaki maça, hem de Telekom Stadı’nda oynayacağı derbinin sonucuna bağlı. Koşullar oluşuncaya kadar Beşiktaş “Ben hazırım” diyor. Akhisarspor, Beşiktaş’a ayak uyduramadı. İlk yarıda girdikleri gol pozisyonlarını da değerlendiremeyince oyundan düştüler! Vodafone Park’tan golsüz beraberlikle bir puan getiren ev sahibi, konuğunu “büyük ikramla” ağırladı. (Atilla Gökçe/Milliyet)
420
Beşiktaş’ın en belirgin özelliği, vitesi sürekli yükseltmesi, pas trafiği ve de baskısıdır. Bu üç faktör rakipleri sıkıntıya sokar, savunmaya çekilmek zorunda kalırlar, başlarına iş alırlar. Akhisar, böylesi donanımlara sahip Kartal’ı durdurmanın elbette hesaplarını yapmıştır. Dememiz o ki, Akhisar’ın kalabalık savunma anlayışı ve kontra toplarla pozisyon aramasından doğal ne olabilir? Ne var ki ev sahibi takımın bu düşüncesini Babel henüz ikinci dakika dolarken attığı golle alt-üst etti. Babel’i topla döndürmeyeceksiniz arkadaş, o fırsatı verdiğiniz anda, onun klasik vuruşlarını ve gollerini engelleyemezsiniz. Attığı gollere bakın adeta fotokopi gibi, bu bir özelliktir, çalışmayla ilintilidir. Sanırım Akhisar savunması bunun hesabını ya yapamadı, ya da unuttu! Babel’in attığı ilk golde Caner’in asistini elbette es geçemeyiz. Caner hem savunmada hem ileri çıkışlarda çok başarılı işler yapıyor, ortaları mı, müthiş tehlikeli, daha ne yapsın?
Negredo’ya kızabiliriz, savunmanın arasında pek de başarılı işler yapamıyor, ender buluştuğu topları da kaybediyor! Hatta, net pozisyonları bile golle taçlandıramıyor! Ne var ki, dünkü maçın ilk yarısında savunmanın hatasını iyi değerlendirdi ve farkı ikiye çıkararak, Akhisar’ın olası direnişini de kırdı. İkinci yarının hemen başlarında bir fırsat kaçırdı ki, anlatamayız, biz alıştık, o da! Neyse ki Kartal’ın Babel’i var, buldu mu atıyor, farkı artırıyor. Kartal’ın kapalı savunmalarda sonuca giderken handikapları biliniyor. Negredo’nun golünden sonra Akhisar doğal olarak risk aldı, ofansif oyuna döndü, biraz ayağa kalkar gibi oldular, ürettikleri var, var da golü kim atacak! Quaresma, Tolgay ve Oğuzhan cezalarını tamamladı, yeniden takıma dönüş yaptılar. Güneş hoca, Quaresma’yı 11’de sahaya sürerken, diğer ikisini yedeğe çekti, Tolgay’a ikinci yarıda şans verdi. Valla bana göre ideal bir 11’i tercih etmiş hoca. Quaresma sadece işine odaklandı, bir kez kaleyi yokladı, Lukaç güçlükle kornere tokatladı. Nitekim ikinci yarıda Babel’in golünden sonra Kartal, oyunu tamamen tek kaleye çevirirken, o baş döndüren pas trafiğini müthiş uyguladı. Talisca oyunda kaldığı sürece pek ortalıkta gözükmedi doğru, ama kalitesi belli, kritik maçların kritik golcüsü olduğunu biliyoruz. İşin özeti, Kartal zirve yarışında zorlu bir virajı daha firesiz ve de farklı geçerken, şampiyonluk umudunu ileri ki haftalara taşıdı. (Bilal Meşe/Milliyet)
520
Olmak ya da olmamak haftaları oynanıyor. Beşiktaş, ligin ciddiyetinin farkına çok geç vardı. Devre arasına girildiğinde baktı ki bu işler öyle kolay olmuyor. Hem hocası, hem kadrosu kalitesine yakışır şekilde vites yükseltmek zorundaydı. Bunu yaptı ve ligin ikinci yarısının en çok puan toplayan takımı oldu. Bu hafta rakiplerinden önce oynayan Beşiktaş, kazanıp, Galatasaray-Başakşehir maçını beklemeliydi. Aksi düşünülemezdi. Nitekim öyle de oldu. Maç Babel’in golüyle başladı. Beşiktaş gibi çok iyi çıkan bir takıma karşı maçın başında geriye düşmek bir rakip için çok zor bir durum. Yaklaşık 20 dakika topu rakibine göstermedi Beşiktaş. Caner’in ve Babel’in etkili oyununa, Atiba ve Medel’in tempolu oyunu da eklenince siyah-beyazlılar ikiyi buldu. Normalde maç o andan itibaren bitti denmesi gerekirken Akhisar düşmedi oyundan. Soldaki boşluğu gören Okan hoca, Kadir-Henrique değişikliğiyle oyuna ortak olmanın yollarını aradı. Pozisyon da buldu ancak bitiricilik eksikliği skorun azalmasına müsaade etmedi.
İkinci yarı da ilk yarı gibi Babel’in golüyle başladı. Akhisar artık bütün riskleri almak durumundaydı. Oyunda ısrarla kalmak istemelerinin nedeni ligdeki konumları. Bu haftadan sonra artık alttaki her takım son nefese kadar ciğerde ne varsa sahaya bırakacak. Gücü yeter yetmez o ayrı. Akhisar’ın yetmedi. Beşiktaş savunmada boşluklar vermesine rağmen, hücumda yaptığı doğru işlerle aldı 3 puanı. Özellikle kanat oyuncusu olmasına rağmen, içeri kat etmeye adeta aşık olan Babel’in bu sevdası maçı siyah-beyazlılara getirdi. Şimdi gözler yarın geceye döndü. Başakşehir kazanırsa kalan 5 haftada 2 defa takılması çok zor. Beşiktaş, Telekom’daki maç dışında zor puan bırakır artık. Pazar geceki maç berabere biterse, bu sonuç Beşiktaş’a Galatasaray deplasmanı için beraberlik toleransı kazandırır. Bu da iki hocanın tüm stratejisini değiştirir. İkili averajın bu kadar önemli olacağı sezon içerisinde çok anlaşılmıyor. Son haftalara girilince herkese bir “keşke” geliyor. Federasyon bundan sonraki sezonlarda ikili averaj yerine, aynı puanla bitiren zirvedeki iki takıma final maçı yaptırmalı bence. Artık hesap kitap zamanı. Bundan sonra maçını kazanıp rakiplerini bekleyeceksin. Bu alev alev yanan yarışın keyfini çıkarmak lazım. (Ergin Aslan/YeniŞafak)
620
Beşiktaş şu anda kazanmanın önemli olduğu haftaları oynuyor. Ve dün de uzun zamandır oynayamadığı kadar rahat bir deplasman maçına çıktı. Dün gece Akhisar’da, maçın başından sonuna kadar her anlamda istediğini yapan bir Beşiktaş takımı vardı. Uzun zamandır ideal 11’in dışında oynayan siyah beyazlılar dün tam kadro sahadaydı. Yüksek öz güvene sahip olan Beşiktaşlı futbolcular dün hiç zorlanmadan, tabiri caizse yürüyerek Akhisar’ı farklı mağlup ettiler. Ev sahibi Akhisar’a baktığımızda ise şunu gördük: Küme düşme potasında olmaları belli ki üzerlerinde bir baskı yaratmış. Erken gelen Beşiktaş golü kırılmalarına neden oldu. Maç boyunca sahada direnç gösterme konusunda çok zorlandılar.
KONTRA DEĞiL SET HÜCUMU
Beşiktaş’ta her maçta olduğu gibi bu 90 dakikanın da bir kahramanı çıktı. Bazen Talisca bazen Quaresma bazen Negredo derken dün akşam da başrolde Babel vardı. Erken golün verdiği rahatlıkla oynayan Beşiktaş rakibi kalesinden uzak tutmakta son derece başarılıydı. Burada tabii orta sahadaki mücadele de ön plana çıktı. Özellikle Medel’in orta alandaki canlılığı ile beraber bu oyuncuya destek veren Atiba ile rakibi durdurmayı başardılar. Elbette ikinci golün de erken gelmesi Beşiktaş için işleri kolaylaştırdı. Ama maçı asıl bitiren, ikinci yarının başlarında atılan ikinci Babel golüydü.
Ligin bitimine çok az süre kala oyundan çok galibiyet önemlidir. Ama dün Beşiktaş oyun olarak da puan olarak da gereken futbol anlayışını ortaya koydu. Beşiktaş’ın maçta en iyi yaptığı şeylerden bir tanesi de tempoyu iyi ayarlamasıydı. Hızlı hücumla değil set oyunu ile rakip kaleye indiler. Bunların yanına sabırlı ve soğukkanlı oynamayı da ekleyince üç puanla İstanbul’a döndüler. Üstelik, kendilerine ters gelen Akhisar’ı da ilk kez deplasmanda böyle farklı yendiler.
Geçen hafta da dediğim gibi Beşiktaş, şampiyonluk için Galatasaray maçına kadar puan kaybetmeden gitmeli. Dün de bu konuda önemli bir adım attılar.
MAÇIN ADAMI: BABEL
- Şutlarının ne kadar verimli olduğunu (özellikle çerçeveyi tutturduğunda) dün bir kez daha gördük. Bu sefer kilidi açan oyuncu rolündeydi. Üç puanın mimarlarından oldu. (Rüştü Reçber/Hürriyet)
720
Beşiktaş güle oynaya kazandı. Maç öncesi maçın bu kadar rahat geçeceğini ön görmüyorduk ama Akhisar, hem hırs hem de futbol olarak tahminlerimizin çok altındaydı.
Beşiktaş maça adeta golle başladı. Sahanın yıldızlarından biri olan Babel, Caner'den aldığı topu kontrol etti, döndü ve mükemmel vurdu. Maçın hemen başındaki bu golden sonra neredeyse 90 dakika tüm inisiyatif siyah beyazlılarındı. Bol pas yaptılar, topu sürekli kontrolde tuttular, özellikle ikinci yarı manasız ve çok ciddi birkaç pozisyon verseler de rahat bir galibiyet aldılar.
Yine ilk yarının ortalarında Negredo, ikinci golü attı. Burada da topu Caner kesti ama Akhisar defansı ters vurunca top Negredo'nun önüne geldi, onun da zamanlaması o kadar iyi ki vücut açısını ayarlaması ve topa dokunuş zamanıyla mükemmel pozisyon aldı ve golü yaptı.
İlk yarıda Fabri'nin yüksek konsantrasyonundan söz etmeden de geçemeyeceğiz. Cin gibi, çabuk ve sürekli oyunun içinde...
İkinci yarının hemen başında da maç aslında bitiverdi... 47. dakikada Babel, yine çok iyi vurdu ve Beşiktaş zor görünen bu deplasmanı rahat tamamladı.
Quaresma belli ki kendini ispat etmek istiyor. Cezalı olarak oynamadığı haftaların hırsını alırcasına bir şeyler yapmaya çalıştı ama ayağında çok top tutuyor. Pas verip ayağından topu çıkartması gerektiği zaman hala topla oynuyor. Aslında Quaresma bu değil ama belli ki ispat peşinde...
İkinci yarı Beşiktaş'ın verdiği gol pozisyonları inanılır gibi değil. Belki skorun rahatlığı bu zaafları ortaya çıkarttı. Amatör takımcasına kademe ve pozisyon hatalarıyla, manasız pozisyonlar verdiler.
Sonuçta Beşiktaş, 'Şampiyonluk yarışına ben de hoş geldim' deyiverdi. Aslında belki de Şampiyonlar Ligi'nin zorlu maçları olmasa ligimizde çok ama çok farklı yerlerde olabilirlerdi.
Akhisar'a çok şaşırdım. Bu kadar kötü olmamalılar. Düşme tehlikesi yaşamasalar da bu bloğun hemen üzerine yerleşiverdiler.
Hakemler için kolay bir maçtı. Hüseyin Göçek ve arkadaşları da bu kolay maçı mükemmele yakın yönetmesini bildiler. (Ahmet Çakar/Sabah)
820
Şenol Güneş ve oyuncular için nefis bir 48 saat, oyunculuğumdan da antrenörlüğümden de bilirim, maç fazlasıyla da olsa lidersiniz... Şu tabloyu 29 haftadır Beşiktaş taraftarı bekliyordu. 2 sezonun şampiyonu maç fazlasıyla da olsa liderlik koltuğuna ilk kez oturdu. Bu akşam Fenerbahçe'nin maçını, daha da önemlisi Galatasaray- Başakşehir maçını bekleyecekler.
Kafa karıştırıcı bir tablo var aslında, kimin kazanmasını isteyecekleri net değil ama önemli olan Beşiktaş'ın kendi maçlarında 5'te 5 yapması... TT Stadı'na gideceğini düşünerek Başakşehir'in kazanmaması gerektiğini düşünüyor olabilirler.
Zemin, kazanmak isteyen takımlar için önemlidir. Ayağa çabuk oynamaya çalışan Beşiktaş gibi takımlar için avantajdır. Topun sekmesini bekleyip vurmak istersen iyi zemin olacak. Babel gibi...
Orta sahasında Tolgay ya da Oğuzhan'ı en az kullanan bir yapıyla bugüne dek gelmişlerdi, Atiba-Medel-Talisca üçlüsüne döndüler. Babel'in fotokopi iki golü var. İlk gol oyun disiplininden kopardı Akhisar'ı. Üçüncü gol de artık 'dama' dedirtti.
Sahanın en iyi oyuncularından birisi tartışmasız Caner'di. İki bekin de iyi oynayınca pozisyon buluyorsun. Akan oyunda bir baktık, ceza sahasında Tosic var. Orta sahasının ortasındaki Atiba ve Medel'e de güvenip gidiyorlar.
Beşiktaş hücum yaparken Babel, Talisca, Negredo ceza sahasında oynadı neredeyse. Caner de öne çıkınca ikinci topları Atiba, Medel ve Adriano süpürdü. Quaresma 5 hafta oynamamanın verdiği egoistlikle ceza sahası içinde halı saha hareketlerine girdi. Vurdu, çekti, kaleciyi yatırdı, direkten döndü falan. 3-0'dan sonra laylaylom oldu tabii.
Elbette Okan hocanın planı Seleznyov'a ceza sahası arkası koşuları yaptırmaktı ama bu plan en baştan sekteye uğradı. İkinci yarıda Beşiktaş'ın izin verdiği ölçüde pozisyona girdiler.
Güle oynaya değil, mücadele ederek kazandılar. Keyif aldılar. Futbolda 'güle oynaya' diye bir şey yoktur, mücadelenizi ederseniz skor size gelir.
Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi serüveni daha kısa sürseydi en az 4-5 puan fazla alırdı. Hakemler de Hüseyin Göçek önderliğinde iyi bir maç çıkardılar. (Rıdvan Dilmen/Sabah)
920
NASIL başlarsan öyle devam eder misali Beşiktaş maça çok hızlı başladı ve başlar başlamaz da golü buldu. Şenol hocanın tercihleri dışında ideal kadro ile maça başlayan Beşiktaş bu ligin üzerinde bir futbol oynadığını gösterdi. Sadece kendisini izleyen taraftarların değil Süper Lig’de mücadele eden tüm oyuncuların da iştahını kabartan bir oyun anlayışı var Beşiktaş’ın. Futbolcuların bile “Bu takımda oynuyor olsaydım inanılmaz keyif alırdım” dediğini biliyorum.
İLK yarıda bulduğu iki golle fişi çeken Beşiktaş, şampiyon gibi oynadığı maçtan aldığı üç puanın ardından şimdi rakiplerinin maçını ayaklarını TV koltuğuna uzatıp bekleyecek. Dün akşam Beşiktaş üç puandan fazlasını kazandı. Zirveye inandığını ve üst üste üçüncü kez şampiyon olmayı ne kadar istediğini gösterdi. Akhisar deplasmanında kimlerin kaç puan bıraktığını bilerek konuşursak, skorun bu kadar erken geleceğini belki de Şenol hoca bile beklemiyordu ama futbol sürprizlerle dolu. Erken ve bireysel hatalardan gelen goller sonrası ev sahibi takım elinden geleni yapmaya çalıştı. Beşikaş zaman zaman pozisyonlar da verdi. Ancak dün akşam Beşiktaş’ın ortaya koyduğu futbol, ne olursan olsun yediğini bir veya iki fazlasını atar futboluydu.
ÖZGÜVEN TAVAN YAPTI
BEŞİKTAŞ’TAN puan ya da puanlar almak istiyorsan oynamak zorundasın. Geriye yaslanıp Beşiktaş’ın oynamasına izin verirsen, sen geriye dönene kadar Beşiktaş maçı senin adına bitirir. Akhisar hafta başından bu yana yaptığı planları uygulamaya fırsat bile bulamadan Babel ve Negredo üç puanı getirdi. Galibiyet zaten hali hazırda yüksek olan özgüveni tavan yaptı Beşiktaş’ta. Dün akşam kazandığı üç puan pazar günü oynanacak G.Saray-Başakşehir maçının da planlarını değiştirdi. Beşiktaş puan kaybetseydi başka plan içerisinde girecek iki hocadan biri şimdi kazanmak zorunda. (Gökhan Dinç/Vatan)
1020
Olacağı buydu... ‘Oğuzhan mı, Tolgay mı‘ derken, her yerde oynayan, her yere koşan, gol atıp coşan, top da kesen, pas da kesen Medel orta sahayı aldı.
Kulübede yığılma olunca, Larin birden kayboldu. Negredo’nun yedeği ise, ister istemez saha içindeki Babel oldu. Zaten daha baştan, çift santrfor gibi oralarda yerini aldı. Beşiktaş’ın sadece şampiyon kadrosu yok; kağıt üstünde de şampiyon kadrosu var: Şampiyonluk finalinin normalde yarı final gibi 4 takım arasında geçmemesi lazım. Demek ki, rakiplerinin yaptığı iş de büyük.
Beşiktaş favoriydi elbet. İstanbul’da da öyleydi; penaltıyla birlikte 2 puanı kaçırıvermişti.
Bu kez kafa Şampiyonlar Ligi’yle karışık değildi; lakin oraya gidip gitmeme meselesi vardı.
Akhisar, Babel’in yolunu açıverdi. O kadar boş kalmaya Babel de şaşırmıştır! Caner de 5 maç ceza, 7 asist seviyesine ulaşmış oldu.
İlk 15 dakika, Beşiktaş’ın hemen yüzde 72 top yaptığı dilim.
Sevgiyle, aşkla, sabırla, sabırsızlıkla, bazen pişmanlıkla çok beklenen de oldu: Asistçi Negredo gol attı!
Akhisar’ın hisarı aşırı zayıf çıkmıştı!
Talisca zeki çocuk; fark etmiş olmalı ki, epey dinlendi. Nasıl olsa “nöbetçi golcü”ye pek ihtiyaç yok!
Beşiktaş’ın bir şansı Fabri’nin genellikle uyanık kalması. Nedense Fabri Dino diyesim geliyor; Napoli Panteri’ni anarak!
Buruk erkenden forveti ikiledi. Risk ama almayacaksın da ne olacak? O ara az baskı da kurdu Akhisar.
Medel’in şutun önüne nasıl atladığını gördünüz mü? Futbol sadece ayakla oynanmıyor; kalple bir başka!
İkinci devre başı. Negredo’nun yüzde 100 gol yerine yine asist yapası tuttu. Quaresma trivelasını kurtaran Lukac, Babel’i yine göremedi!
Top Quaresma’nın ayağından gol olmak istemiyor. Kale dibinde bile direk, topa vuruyor!
Larsson’un hatasız kul olmaz diyen Beşiktaş savunmasını delip dışarı vuruşu daha da acayipti!
Akhisar yedek kalecisi Bora, tam 15 yıl önce Göztepe kalesinde bir gençken Beşiktaş’tan 50 dakikada yediği 7 golü düşünmüş, bu maça şükretmiştir belki! Beşiktaş’ın ciddiyeti, disiplini bırakmasına da.
Medel kesti, Babel biçti! Akhisar bildiğimiz gibi değil!
BABEL VE MEDEL Akhisar, Beşiktaş için maçı kolaylaştırdı. Babel şutları, Medel çalışkanlığı daha da kolaylaştırdı.
AKHİSAR Akhisar’ın sahada olmayan eksikleri ve sahadakilerin daha büyük eksikliği. Defans dirençsizliği, inançsızlığı. (Umur Talu/Habertürk)
1120
ŞENOL Güneş’in cezaları biten Oğuzhan, Atiba ve Tolgay 3’lüsünden kimleri sahaya süreceği merak konusuydu. Tecrübeli teknik adam geçen haftanın mükemmel oynayan ismi Medel’i kesmedi ve daha sağlam bir orta alan için yanına Atiba’yı koydu. Babel’in erken gelen golü sonrasında da oyunu kontrol etmeye devam eden Beşiktaş, Negredo ile 2-0’ı bulduktan sonra ritmini kaybetti. Akhisar önce Seleznyov ardından da Mustafa Yumlu ile 2 net pozisyon yakaladı. Halbuki Beşiktaş için 2-0’dan sonra işlerin daha kolay olması gerekiyordu.
FUTBOLDA rehavetin ne kadar pahalı faturalar çıkarttığını hafta içi oynanan Avrupa maçlarında gördük. 2’nci yarıya daha yüksek farkındalıkla ön alanda baskı yaparak hızlı başlayan Beşiktaş, önce Negredo ardından Quaresma ile net fırsatlardan sonuç alamadı ve ardından Babel ile 3’üncü golü buldu.
DÜN gece Babel başta olmak üzere Caner ve Quaresma çok etkili oynadılar. Medel gerçek bir maestro gibi oynadı. Hem alanı çok iyi kapatıyor hem de az dokunuşla topu kullanıp oyunu hızlandırıyor.
KANATLAR İYİ ÇALIŞTI
BAZI basit ve anlamsız top kayıpları dışında 2’nci yarıdaki Beşiktaş’ı çok beğendim. Negredo ve Talisca, hücumda biraz daha etkili olabilse, Quaresma bazı final paslarını verebilse maç daha da farklı biterdi. Şenol Hoca 3-0’ken son 10 dakika Q7’yi çıkartıp Gökhan Töre’ye neden şans vermedi de Vida’yı stopere koyup, Tosic’i sol beke çekip Caner’i sol öne attı? Onu anlayamadık. İyiyi de alkışlamak lazım, hakem Hüseyin Göçek kusursuz bir maç yönetti. (Güntekin Onay/Vatan)
1220
Vodafone’da berabere biten maçta Akhisar’ın yıldızı sağ bek Lopes’ti. O maçta Babel de yorgunluk nedeniyle ilk 11’de yoktu. Bu kez Akhisar tarihinin en iyi zemininde Lopes yokken Babel maç başlar başlamaz estetik şovuna başladı. Golü getiren şutun harikalığı bir yana, Hollandalı’nın topu kontrol eder etmez rakibini çarşıya gönderen çalımı diğer yana... Aslında Okan Buruk’un yaptırdığı pres, teorik açıdan yanlış değildi. Lakin Medel’in süper savaşçılığının bazen gölgesinde kalan dar alanda seri kısa paslaşma mahareti, pratikte kolay aşılan presi etkili Beşiktaş direkt hücumlarına dönüştürdü.
Hollandalı sağ ayağını bir kez daha mancınık gibi kullanarak farkı arttırdı. Akhisar’ın ender gelişen tehlikelerinde Fabri kalesinde bir kez daha devleşti. Quaresma formda döndü, bıraksalar sabaha kadar iki 90 dakika daha oynardı.
Gecenin sorusu
Babel alındığı zaman “Çöp transfer” diyenler bir zahmet utanıp artık pişpirik üzerine yorum yapabilirler mi?
Maçın starı
Babel’e ya sol çaprazdan şut şansı vermeyeceksin ya da kalecine çelik yelek giydireceksin!
Maçın olayı
Fabri’nin çalımı görsel heyecan açısından olay. Lakin Şenol Güneş’in o hareketten hiç hoşlandığını sanmıyorum.
Kısa mesaj
Futbolda yeteri kadar iyi oynarsan her gün kazanabilirsin. 13. Cuma futbolla ilgisiz bir Hollywood saçmalığı (Ali Ece/Fanatik)
1320
Şampiyonluk hesapları yapan Beşiktaş, Akhisar’a çekinceli gitmişti. Bu sezon deplasman kayıpları, maçı daha da ilginç hale getirdi. Ancak, Kartal haftanın açılış maçında çok rahat kazandı. Baştan sona üstün olduğu karşılaşmada, kendini fazla sıkmadan üç puanı, üç gol ile alıp döndü. Güneş’in ekibi bitiş düdüğüne kadar mücadeleyi bırakmadı. Okan Buruk ve takımı ise vasatın üstüne çıkamadı. Yarıştaki rakiplerine gözdağı veren Kartal, taraftarını mutlu etmesini bildi.
Talisca durdu, Babel vurdu!
Akhisarspor önünde tüm gözler Talisca’da idi. Atıp attırdığı gollerle Kartal’ı zirve yarışında tutan Brezilyalı, dün gece tutuk başladı, öyle de devam etti. Yıldız sıkıntısı çekmeyen Beşiktaş’ta; Babel anında devreye girdi. Maçın 3. dakikasında uzaktan attığı şık gol il moral verdi: 0-1. Ardından Negredo skoru 2-0 yaptı. İlk yirmi dakika içinde gelen bu durum, Güneş ve ekibini rahatlattı. Oyunu rölantiye alıp, istediği gibi yönlendiren Beşiktaş, rakibine pozisyon şansı da tanımadı. Orta saha faktörü Akhisar, taktiksel hatanın kurbanı oldu. Oyunu kanatlara yayma yerine, göbekten gitmeyi denediler. Oysa bu bölge Kartal’ın lokomotifi. Atiba-Medel ikilisi iyi set yaptı. Adriano ve Caner kenardan, Pepe ile Tosiç ortadan desteğe gelip, alan kapadılar. Arkaya sarkan birkaç top da, tehlike yaratmadı. Güle oynaya Babel, ikinci yarının hemen başında skoru 3-0’a taşıyıp maçı erken bitirdi. Quaresma’nın kaleciyi geçip, direğe nişanladığı top şanssızlıktı. Karşılıklı hamleler maçın gidişatına etki yapmadı. Güzel futbol ve mücadele ile kolay galibiyet alan Beşiktaş, zirve takibini sürdürüp, şampiyonluğun en büyük adayı olduğunu bir kez daha ortaya koymasını bildi. (Orhan Yıldırım/ Fanatik)
1420
Beşiktaş’ın ligde hedefini erken tutturmuş, konsantrasyonu ve mücadele gücü düşük Akhisar’a daha ilk 20 dakikada cezayı kesmesi maçın da stressiz geçmesi demekti. Süper Lig’de topa hakimken boş oyuncuyu en çabuk bulan takımlardan Beşiktaş bu özelliğini ortaya koyarken Oğuzhan ve Tolgay gibi oyun kurucuları kulübede olmasına rağmen pozisyona girmekte de zorlanmadılar. Akhisar’ın ise hayat belirtisi gösterdikleri 10 dakikada buldukları fırsatlar Fabri’ye kurban gitti. 2. yarı ise sırasıyla Babel’in kopya golü, Beşiktaş’ın rahat pozisyon bulduğu, Akhisar’ın da fırsatları kolayca harcaması şeklinde geçti. Sonuçta Beşiktaş güle oynaya bir deplasman galibiyeti alarak maç fazlasıyla da olsa İstanbul’a lider döndü.
Gecenin sorusu
Beşiktaş bu performansı sezon sonuna kadar sürdürebilir mi? İstanbul dışında sadece Osmanlı maçı olan Beşiktaş kalan fikstürde Galatasaray maçı hariç tüm maçları rahat kazanabilir.
Maçın starı
Genelde Şenol Güneş’in elinin değdiği santrforlardan bahsederdik. Ancak bu sezon aynı etkiyi adeta yeniden doğan ve sezonun en istikrarlısı Babel’de yaşıyoruz. Babel hem Akhisar maçının hem de sezonun yıldızlarından.
Maçın olayı
Caner ve Adriano’nun geriden oyunu organize etmeleri orta sahada Oğuzhan ve Tolgay’ın olmamasına rağmen pas trafiğinde hiçbir sıkıntı hissettirmedi.
Kısa mesaj
Medel sezon boyu ceza sahası önüne gelmeyen ofansif orta saha oyuncularına göre 2 haftadır çok daha fazla hücum katkısı veriyor. (Erman Özgür/Fanatik)
1520
Futbol dünyada her ne kadar ‘güzel oyun’ olarak anılsa da iş memlekete geldiğinde ağırlıklı kabul ne yazık ki, “Aslolan güzel oyun değil kazanmaktır” oluyor. Böyle bir iklimde Şenol Güneş’in ‘güzel oyun’ ısrarı önemli. Dün akşam sahaya 10 yabancıyla çıkan Beşiktaş, belki de bu sezonun en iyi, en doğru ilk devre oyununu oynadı. Skoru bulduktan sonra da yaş ortalaması 31.9 olan takım haklı olarak oyunu rölantiye aldı. İkinci devre başladığında skorun getirdiği rahatlıkla bir kez daha tempoya yüklendi Beşiktaş. Defansı öne alıp orta sahada sayısal üstünlüğü ele alınca buldukları golden fazlasını kaçıran bir periyot daha oynadılar. Bu süreci tıpkı bizim gibi Okan Buruk’un Akhisar’ı da sadece izlemekle yetindi. Öyle ki, Beşiktaş, ikinci yarıda çoğunlukla ‘elini kolunu sallayarak’ rakip kaleye ulaştı. Daha fazla gol yapamadılarsa bu Akhisar’ın şansıydı!...
Gecenin sorusu
Beşiktaş’ın bu oyunla 8 beraberlik, 4 mağlubiyet almış olması tuhaf değil mi? Beri yandan takımının kayıplarını ‘hakeme bağlama’ konusunda uzmanlaşan Okan Buruk, bu oyun için ne söyleyecek acaba?
Maçın starı
Galatasaray’ın yapamadığı gibi... Babel, gerek kaleyi bulma gerek şut ile...
Maçın olayı
Verdiği pozisyonlardan daha fazlasını bulup, gol de yapan Beşiktaş, şampiyon olduğu sezonlarda olduğu gibi yine vites yükseltti. Şampiyon olsalar da olmasalar da son 5 hafta onlar için eğlenceli geçecek gibi görünüyor.
Kısa mesaj
Atletizmin düşük olduğu ligimizde Beşiktaş kadrosunda olduğu gibi ‘bilerek oynamak’ denklemi çözmeye yetiyor. Bu da ‘yaş ortalaması’nı sorun olmaktan çıkarıyor... (Cem Dizdar/Fanatik)
1620
Müebbet cezası bitmiş(!) Quaresma ile Denetimli serbestlikle (!) aramızda olan Atiba, Formayı geçirmişlerdi sırtlarına. Gerisi bildiğiniz çocuklardı ama Bilmediğiniz bir şey vardı. Bu maç eşik maçıydı (!) Ve kesinlikle kazanılmalıydı. ‘Zamanında yediğin hurmalar, Gün gelir boğazını tırmalar’ derler ya Öyle… O yüzden her hafta yaşadığımız o eşik maçı yine karşımızda. *** Şenol Hoca’nın da dediği gibi, güzel bir atmosfer Ve güzel bir zeminde başladı maç. Gördüğün kızı başkasına anlatırken, ‘Çok güzel’ dersin ya Karşındaki de çok lazımmış gibi, ‘Yüzünü ne yapcan, kalbi güzel olsun’ diye yapıştırır cevabı ya. O geldi aklıma. Ben bunları yazarken Babel, Daha ikinci dakikada 40 yıllık edebiyat hocalarına taş çıkartırcasına, Topla ‘Güzelleme’ yaptı. Önce Caner’in gönderdiği uzun topu yumuşattı, Sonra döndü ölçtü, biçti. Ve güdümlü füze gibi nokta atışı yaptı: 1-0. Golden sonra kamp yeri bulmuş da ‘Burada ateş yakalım’ diyen piknikçiler gibi, Yarı sahaya çöktü Beşiktaş. Tehlikeli atak yapmadık ama ciddi bir tehlike de yaşamadık kalemizde. Sonra kulaklarını dikmiş, avının hatasını bekleyen kurt gibi, Ceza sahasına dolanan Negredo, Önüne düşen ikramı geri çevirmedi. Akhisar defansının büyük hatasında tabelaya 2’yi asıverdi. İlk yarının sonuna doğru ben diyeyim ‘Rehavet’, Siz deyin ‘Rölanti’ Ön plana çıktı. Bu arada bir iki zılgıt yedik ama fazla tesirli olmadı. İkinci yarı başladığında, Şıklık dersi veren Şenol Hoca’yı gösterdi kameralar. Meğer Babel gol atmış da onu alkışlarken zumluyorlarmış. Ben de giydiği takımı gösteriyorlar zannettim iyi mi! Laf aramızda Babel de iyice abarttı ha. Radara takılmayan top yapmış kendine. Bir vururken görüyorsun, Bir de gol olduğunda: 3-0. Sonra Nevzat Demir’e gelmişiz de Gelecek maçın taktiklerine çalışıyormuşuz gibi bir hava esmeye başladı. Al gülüm-ver gülüm. Gitti geldi top. Sonra taraftar diyorum, Ellerinde baklavayla gelmiş gibiydiler sanki. ‘Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım’ hesabı. Hiç susmadılar. En güzeli de eskiden kalma bağırdıklarıydı; “Taraftar çıldırdı, şampiyonluk istiyor.” (Alen Markaryan/Akşam)
1720
Bu sene “Bedavadan” çok puan kaybı yapan Beşiktaş, Akhisar karşısındaydı. Tıpkı yaşamda olduğu gibi rakibin “zayıfı-güçlüsü” yoktu. Ne diyordu şair, “Yaşamak şakaya gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın...” Futbol da “hayatın ta kendisi” değil miydi? Bu yüzden, son düdük çalana kadar, yani uzun maraton bitene kadar “büyük bir ciddiyetle” mücadele edecektin. Uzun cezası biten Quaresma kadrodaydı ancak gol o kadar erken geldi ki.. 2. dakikada, Babel’in artık herkesin ezberlediği “dönüş hareketi” ile gelen şutu ağları buldu. Hani; buz pateni, yer minderi gibi spor dallarında “zorunlu hareketler” vardır ya; Babel’in de bu hareketi, kendisi için artık “zorunlu hareketler” arasına girmişti.
O kadar aynı hareketi yapıyordu ki, buna hazırlıklı olan rakipleri bazı maçlarda da Babel’e “nefes aldırmıyordu”! Zoro maskeli Negredo’nun da çok zor pozisyondaki vuruşu gol olunca da Akhisar beklemediği bir şaşkınlığa girdi. Beşiktaş’ın 2 isabetli şutu gol olmuştu çünkü.
2 fark Akhisar’ı risk almaya mecbur etti ve Beşiktaş kalesinde önemli pozisyonlar yakaladılar. Fabri’nin uçarak yumruklaması futbol güzellikleri arasındaki yerini aldı. Pepe’nin uzatmada yaptığı “ölümcül” pas hatasını da Medel son anda toparladı.
Akhisar ikinci yarının hemen başında 3. golü yiyince maçı anlatan spikerlerin de heyecanı azaldı. Babel bu sefer, “zorunlu dönüş hareketi” yapmadan uzaktan vurarak gol attı. Biri ayak dışı ile vurulan biri de direkten dönen top Quaresma için şansız an, Lukac’ın çıkardığı top kendi adına çok şık bir andı. Lig birincisine “ikili averaj” ve 3 puan farkı veren Beşiktaş, şampiyonluk yolunda Nazım Hikmet’in şiiri gibi sonuca gitti. “Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak yanı ağır bastığından..” (Orhan Can/Cumhuriyet)
1820
Beşiktaş, karşılaşma öncesi zor geçmesi beklenen Akhisar deplasmanını sezonun en iyi futbollarından birini oynayarak, çok rahat bir şekilde geçti. Babel’in henüz maçın başında gelen golü Manisa ekibinin direncinin kırılmasında önemli rol oynarken, Şenol Güneş’in sahaya sürdüğü 11 de galibiyette kilit rol oynadı. Geçtiğimiz hafta orta sahaya tempo kazandıran Medel’i bir defa daha aynı bölgede görevlendiren Şenol Hoca, Akhisar’ın zorlu bir deplasman olması sebebiyle Atiba’yı da orta sahaya monte ederek savunmasını sağlama aldı. Burada Atiba yerine Oğuzhan veya Tolgay da tercih edilebilirdi ancak Şenol Hoca’nın oyunu garantiye almak istemesi Atiba tercihiyle sonuçlandı. Quaresma’nın cezasının ardından takıma dönmesi hücumu hareketlendirdi. Son haftaların formda oyuncusu Talisca bekleneni veremese de bu defa sahneye Babel çıktı ve takımını sırtladı. Zaten Beşiktaş’ın en önemli gücü de burada gizli. Siyah-beyazlıların sonucu değiştirebilecek çok sayıda yıldızı var. Negredo bütün maç boyunca çok çalıştı ve aradığı golü de buldu ancak bazı pozisyonlarda takım arkadaşlarını değil de doğrudan kaleyi düşünse daha çok gol atabilirdi. Forvet oyuncularının bazı gol fırsatlarında daha egoist olması gerekiyor. İspanyol oyuncunun golünde atağı başlatan Caner de her geçen hafta performansının üzerine koyuyor. 3-0’dan sonra daha farklı bir sonuç oluşabilirdi ancak Beşiktaş sonraki haftaları da düşünerek tempoyu düşürdü. Geçen hafta ilk maçında golle buluşan Larin’in maç kadrosu dışında kalması da ilginç bir nottu çünkü taraftarlar Kanadalı oyuncuyu yeniden izlemek isterdi ancak Şenol Hoca şampiyonluk yolunda daha tecrübeli oyuncuları tercih etti. Beşiktaş şampiyonluğu çok istiyor ve dün akşamki oyunuyla da şampiyonluğun en büyük favorisi olduğunu bir defa daha gösterdi. (Ahmet Dursun/Türkiye)
1920
Hüseyin Göçek bu yıl üçüncü kez Beşiktaş maçı yönetti. Bu sezon Kasımpaşa ve Göztepe maçlarına da Göçek yönetiminde çıkan Beşiktaş, iki maçı da kazanmıştı. Bu maçlarda sonuca etkili ciddi hakem hataları olmamıştı. Buna rağmen Beşiktaş taraftarlarının, daha önceki sezonlarda yaşananları konu ederek, maç öncesi Göçek ismine tepki göstermelerine pek anlam veremedim.
Maçta hakem performansının maçın gidişatına etkisi olmadı. Göçek, tecrübesinin de yardımıyla, zorlu geçmeye aday maçı problemsiz tamamladı. Fabri’nin ceza sahası ön çizgisi üzerinde topu yumrukladığı pozisyonda yardımcısı Ali Saygın Ögel, Göçek’e doğru yardımda bulundu. Top ceza sahası çizgisi üzerindeydi ve devam kararı doğruydu. Maç genelinde Göçek’in göstermediği 1-2 sarı karttan söz edilebilir ancak bu kartlar maçın gidişatını etkileyecek kartlar değildi. (Deniz Çoban/Fanatik)
2020
Yoğun yaşanmış tecrübesiyle maçın adamı Caner mi desem yoksa Akhisar’ın iki net pozisyonunda kalesini gole kapatan kaleci Fabri mi? Hayır, esas aktör deplasman maçlarının güçlü silahı Babel mi desem yoksa öndeki inanılmaz presiyle geride Beşiktaş’ın gizli golcüleri Babel ve Talisca’ya geniş alan açan buldozer Negredo mu? Yoksa hepsi birden şampiyonluğa odaklanmış olan formda Beşiktaş’ın inanç, azim ve güçlü iradesinden mi söz etsem... En doğrusu galiba şu... Bir boksör düşünün kendine o kadar güveniyor ki, rakibine sürekli “solun öldürür sağım süründürür” diye tehdit ederek baskı uyguluyor. Kafadan golü buluyor, kördüğümü çözüyor. Hakkını teslim edelim Beşiktaş’ın dün kanatları mükemmeldi. Özellikle de Caner ve Babel’in yer aldığı sol kanadı. Öyle bir iştahla oynadılar ki, Akhisar’ın gardını daha kafadan düşürdüler. Babel’in iki golü de harikaydı ama ilki; topu alışı, kaleye dönüşü ve vuruşu müthişti. Evet, böyle bir güzellik “zor geçer” denilen Akhisar deplasmanı Beşiktaş için 3 dakikada kaymaklı kadayıf tadına kavuştu ve goller peş peşe geldi. Ancak Beşiktaş savunmada o kadar kontrolsüz ve eksik yakalandı ki, kalede Fabri olmasa ilk yarı skor 2-2’ye eşitlenebilirdi. Atiba ve Medel’e de dikkat çekelim. Futbolda hücum kadar savunma da önemli. Tabii bu arada kadro zenginliğine bakılmalı. Beşiktaş bu açıdan çok şanslı... Quaresma’nın dönüşü muhteşem mi, hayır. Bu tecrübeli yıldızın fizik olarak değilse bile psikolojik ve estetik anlamda Beşiktaş’a güç kattığı kesin. İkinci yarıda daha istekliydi, pozisyon da buldu ama Babel gibi golcü değil ki o. Düşünün 5 hafta takımdan ayrı kalmış bu yaştaki birinden dört dörtlük futbol beklenemez ki... Bence Beşiktaş’ın Quaresma’ya asıl gelecek haftalarda ihtiyacı olacak. Son olarak Beşikaş, güle oynaya emin adımlarla hedefe yürüyor ancak Akhisar dünkü yenilgi ile tehlikeye attı kendini. (Hasan Sarıçiçek/Türkiye)