Ajans Beşiktaş - Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'ndeki üçüncü maçında Braga'ya evinde 2-1 mağlup oldu ve Avrupa'da bu haftayı da puansız kapattı. Akşam gazetesi yazarı Alen Markaryan, Beşiktaş - Braga mücadelesini değerlendirdi.
İşte Alen Markaryan'ın bugünkü köşe yazısı:
Beşiktaş, G.Saray’la oynayacak mesela ya da Fener’le.... Bir hafta öncesinden heyecan basardı içimizi. O maç günü bir türlü gelmezdi biliyor musunuz...
Avrupa takımları geleceği zaman mesela... Genelde çarşamba günleri oynadığımızdan bir maç evvel takıma sinyal verir bir Hakan Peker bestesiyle “Çarşambaya az kaldı” diye havaya sokardık topçuları...
Şimdi!!!???
Çok önemli 2 tane maça çıkacaksın üstüste. Braga, G.Saray… Maç gününü bilmeyen var iyi mi?! Heyecan yok enerji sıfır. Biri kongre diyor öteki Kartal Yuvası. Tabiki yeni yönetime destek iyi ama. Şu iyi bilinsin ki. Beşiktaş maç kazanamazsa hiç birinin önemi yok... En önemli konu takım şu anda... Bak biraz sonra Braga ile oynayacağız. Takımın yarısı sakat, topçulara moral lazım. Biz ne yapıyoruz ne yapıyoruz…
Zıplıyoruz Zıplıyoruz!!!
???
Maça nasıl başladık derseniz, bomboş denilebilecek tribünler önünde, Atiba’sız, ve bir de direkten dönen topla diyebilirim. Sırf Boyd’un topu da değil, Rebeco’nun bomboş pozsiyonu da var aslında. İyi başladık diyebiliriz yani. Sonra Braga’nın daha çok topa sahip olma isteğini ve dolayısıyla ataklarını gözlemledik. Biz gelmek istiyorduk ama onlar orta sahayı çabuk geçiyorlardı! Biz çok pas hatası yapıyorduk, bunu bir de kendi kalemize yakın yerde yapınca, olası sıkıntılar kendiliğinden doğuyor: 0-1.
Ya bu geriye pas nedir Allah aşkına. Geriye vereceksen topu niye alıyorsun. Playmaker adam topu alır ve döner, yüzünün istikameti hep karşı taraf olur. Top atıyorlar sana, 3 kişi deplase oluyor sen topu tekrar geriye veriyorsun. Yazık vallahi ya! 65’inci dakikaya kadar duvardaki tablo aynı yerinde duruyordu. Ya tabloyu değiştirecektin ya duvarı. Tabloyu değiştirme kararı çıktığında, genç Kartal ve bir Umut oyuna girmişti. Özellikle Caner’in tarafı aksiyon almış, futbolcular az bir şey özveriye dönmüştü. İşte 5 dakikalık hareket yetmişti Beşiktaş’a, Caner’in sert ortasına kafayı dokunan bir Umut olmuştu: 1-1.
Hele şükür sesleri bir anda Allah’a şükür nidalarına dönmüştü. İspanyol hakem golden hemen sonra penaltı noktasını göstermişti zira. Ljajic topun başına geldiğinde, başımıza neler geleceğini çözememiştik daha, Ljajic topu direğe attı, takım oyundan düştü, altın kural işledi. Atamayana atarlar oldu: 1-2.
Yazının başında söyledim, takımın maç kazanması lazım.
Yoksa her şey hava.