Ajans Beşiktaş - İşte Ali Ece'nin bugün Fanatik Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı:
"Beşiktaş, Kayseri karşısında Bratislava maçında bıraktığı yerden devam ederek başladı: Baskı, coşku, hücum sürekliliği... Taraftarın özlediği cinsten bir ilk yarı performansıydı. Atiba, ‘genç’ken Kopenhag’da ofansif orta saha oynadığı dönemdekini hatırlatan teknik beceri dolu bir golle perdeyi açtı. Atiba’nın oyunu göreceli olarak Kopenhag’daki sakatlıklardan çok çeken Atiba’nın oyunundan daha ‘genç’: Beşiktaş’ın yaşayan efsanesinin atletik performans seviyesi ve oyun zekâsı o kadar yüksek ki hangi sporu yapsa başarılı olur! Avcı’nın en büyük doğrusu 4-1-4-1’den vazgeçip Atiba-Elneny ikilisini takımın omurgasına oturtmak oldu. Kayseri karşısında taraftarı ihya eden hücum sürekliliğin mimarı dönen tüm topları toplamayı başaran Elneny. Atiba-Elneny ikilisi defans-ofans balans ayarını o kadar iyi tesis ettiler ki Beşiktaş’ın ön tarafı da seviye yükseltti. N’Koudou, Llajic, Diaby hepsi çok iyiydi. Burak’ın performansı ise başlı başına yazı konusu.
Gecenin sorusu
Maçın gollerini hep 30 yaş üstü oyuncuların atması, yönetimlerin yeni genç oyuncu keşfetme konusundaki yetersizliklerinin de sonucu değil mi?
Maçın starı
Burak Yılmaz, modern gezen forvet rolünü mükemmele yakın oynadı. Gelişine plase golü harikaydı. Caner’i geri koşması için itmesi, son golünden sonra Oğuzhan ile tribünü barıştırma çabası da takdire şayan.
Maçın olayı
İyi oyun ve farklı galibiyet sonrası tribünlere çağrılan Avcı’nın gözlerinin dolması. Kendi hatalarının yanı sıra eski yönetimin büyük hataları nedeniyle de tribünlerle yönetim arasında sıkışan Avcı, durumu düzeltmek için çok çalıştı, hatalarından döndü ve semeresini aldı.
Kısa mesaj
Yenilen golden ders çıkarmalı ama takılıp kalmamalı. 3-0’dan sonra frene basmamak, hücum sürekliliğini 90 dakikaya yaymak daha değerli. Savunma zaten oturdu, bu da hücumda daha üretken olunmasını sağlıyor."