Ajans Beşiktaş - Spor yazarı Attila Gökçe, Beşiktaş'ın 3-0 kazandığı Gençlerbirliği maçını ve sezonu Milliyet Gazetesi'nde yazdı. İşte Attila Gökçe'nin yazısı;
Kendi adıma başlangıçtan itibaren "hüzünle" izledim Gençlerbirliği - Beşiktaş maçını. Oynadığı oyun, kaptanlığı ve golleriyle Beşiktaş'ın iddiasındaki en önemli adam Burak Yılmaz, bir veda maçı bile oynayamadan, Lille'nin yolunu tutmuştu… Arada böyle bir dramı yaratan alacak - verecek, mahsuplaşma, alacaktan / bonservisten vazgeçme öyküleri de var tabii. Futbolunun en olgun döneminde verimli bir istatistik sağlayan Burak Yılmaz, keşke veda edebilseydi. Barış içinde... Vodafone Park'ta mesela… Hatta seyircisi önünde. Belki de atacağı bir golle... Ayrılıklar böyle olmamalıydı.
Sergen Yalçın yanında sadece 7 yedekle başladı maça. Prince Boateng hafta içinde veda etmişti. Caner ve Lens cezalıydı. Ama asıl drama sahadaydı…
Gökhan Gönül, dört sezondan beri onur ve başarıyla taşıdı Beşiktaş formasını. Sadece savunmacı / sağ bek değil, aynı zamanda çok başarılı bir kanat hücumcusuydu. Çok değerli goller attı Beşiktaş için. Son golü Fenerbahçe kalesindeydi… Evet, ilk göz ağrısı Fenerbahçe'ydi ama, eminim ki Beşiktaş'ta da gönüllerde taht kurdu. İşte hüzünlendiğim konu. Beşiktaş'tan ayrılırsa çok kişi dertlenecek. Her neyse… Nereye giderse gitsin.. Onu saygıyla izleyeceğiz. Teşekkürler Gökhan.
Hakçası, Beşiktaş yılın son maçında, son dakikaya kadar inanılmaz bir istek ve sorumluluk duygusuyla üçüncülük hedefine koşarak çok saygı duyulacak bir gol şov yaptı. Bu büyük birbaşarı… Sergen Yalçın'ı da, futbolcularını da kutlamalıyız. Dünkü tablo, belki de bir Şampiyonlar Ligi ön elemesi getirecek Beşiktaş'a. Olur ya da olmaz. Beşiktaş'ın başarısına da toz kondurulamaz!