Başakşehir-Beşiktaş karşılaşmasının ardından yazılan köşe yazıları
Başakşehir'in, Beşiktaş'ı 1-0 mağlup ettiği karşılaşmanın ardından yazılan köşe yazıları
19
Ajans Beşiktaş - Beşiktaş maça doğru bir oyun planıyla başladı. İlk yarıda rakip ceza alanında 16 kez topla buluşmasını sağlayan bu Medel merkezli pres planında topu kaptıktan sonra kapmadan öncekinin yarısı kadar akıllı davranmadığı için pozisyonları değerlendiremedi. Kaleci Mert ve oyun kurmaya çalışan Başakşehir savunması ilk 45’te 3 hata yaparken Beşiktaş duran top savunmasında yaptığı tek hatada golü yedi. Epureanu gibi ligin en tehlikeli korner golcülerinden birisi ancak bu kadar kötü savunulabilirdi: Pepe ıskaladı, Atiba adamını kaçırdı. Epureanu’nun duran top savunmasında Atiba ile eleştirilmesi ise en büyük hataydı. Lens’in kötü performansı ise öncelikle kendi hatası: Lens böyle oldukça Beşiktaş Quaresma’ya mecbur. Quaresma yokken Beşiktaş her şeyi denedi, özellikle son 10 dakika çok uğraştı ama disiplinli derin savunmayı aşamadı.
Gecenin sorusu
Beşiktaş, maç öncesi rakibe göre hücum çalışıyor ama duran top savunması çalışmıyor mu?
Maçın starı
Epureanu hem maçın tek golünü attı hem de savunmada hatasız oynadı.
Maçın olayı
Oğuzhan ve Tolgay’ın alternatif olarak düşünülmeyecek kadar formsuz olması ve Beşiktaş’ın 100’den fazla isabetsiz pas yapması.
Kısa mesaj
Puan farkı 6 oldu, bu farkı kapatmak için kısa sürede başka bir Beşiktaş performansı gerek. (Fanatik/Ali Ece)
29
Ajans Beşiktaş - Geçen sezon şampiyonluk yarışında dört takım olunca kaliteli addedilen ligimizin gerçek seviyesi bu sezon netleşti! Vasat! Dün akşam da onlardan birini izledik. Başakşehir, eldeki oyuncuların yapabileceklerine uygun organizasyon prensibinden taviz vermeden oynadı ilk yarı. Az ve özdü gol için yaptıkları. En iyi uyguladıkları pozisyonda kıl payı VAR’a takıldılar ama kornerden yine ülke vasatına uygun bir gol bulmayı bildiler. Hem de Atiba’yı ekarte ederek. Beşiktaş ise şablonları var görünmesine rağmen başta Lens ve Love gibi uygulayıcılara takılınca çırpınıp durdu. İkinci devre Babel’in işleriyle açıldı. Böylece Beşiktaş görünür hale geldi. Yine de 1-0 önde oynamayı iyi bilen Başakşehir ceza sahası önüne kapanınca görünürlük ve gayretten sonuç alamadılar. Maçın sonundaki şuursuz Beşiktaş baskı ise sadece teselli ikramiyesi olarak kayda geçer sanırım.
Gecenin sorusu
Maçın iki takım açısından da bu kadar düşük hızda ve ‘düşüne taşına’ oynanmasının nedeni ne olabilir? A) Yaş ortalaması. Diğer şıkları siz bulun!..
Maçın starı
Epureanu ve Da Costa ikilisi... Hem oyunu geriden başlatma hem savunmayı sağlamladıkları için... Bir de ülkedeki futbol işleyişi yüzünden onca yılı heba olan kaleci Mert Günok.
Maçın olayı
Yedekten gelerek sıkışık maçları çevirebilecek potansiyeli olan Oğuzhan ve Tolgay gibi oyuncular yerine genç Güven’in sahaya gönderilmiş olması. Beşiktaş’ta sorun gerçekten büyük görünüyor.
Kısa mesaj
Başakşehir enerjisini tasarruflu kullanırken maç içinde onca yıpranmaya rağmen skoru bulamayan Beşiktaş’ı sisli günler bekliyor gibi.. (Fanatik/Cem Dizdar)
39
Ajans Beşiktaş - Başakşehir de Beşiktaş da geriden oyun kuran, pasla çıkan ve baskı kuran bir takımlar. Beşiktaş’ın çift santrforlu, merkezi düz geçip ön alan baskısına dayalı planına karşı Başakşehir’in uzun pas oyunu golü erken getirdi. Bunu kolaylaştıran Güneş’in Klopp tarzıydı elbette. Fakat Klopp gibi karşı pres yapmak için çok yüksek efor gerekir. Beşiktaş için bu efor ilk yarım saatte harcanmıştı bile. Beşiktaş’ın iştahını kıran önce Elia’nın attığı ama VAR’ın iptal ettiği uzun pas sonucu gelen gol, ardından da Epureanu’nun ağlara gönderdiği toptu. Tabelaya bakmazsak ilk yarı Beşiktaş’ın yeni tarzı tatmin ediciydi. Fakat Avcı, takımını 2014/15 sezonundaki ayarlarına döndürerek ikinci yarıyı domine etti. Topun karşısına geçti, iyi savunma yaptı ve mesafelerini koruyarak dağılmadan oynadı. Güneş, Klopp gibi başlayarak şah çekti, Avcı da 3 sezon önceki gibi maçı bitirerek rakibini mat etti. Başakşehir sadece ligimizin değil Avrupa liglerinin en az gol yiyen takımlarından biri. Bu müthiş bir istikrar ve elbette büyük bir antrenör başarısı.
Gecenin sorusu
Karius, ne zaman form tutacak? Elia’nın sayılmayan golü ve Epureanu’nun duran top golünde Karius’un hatası görmezden gelinemeyecek kadar büyük değil mi?
Maçın starı
Epureanu hücum çıkışlarında doğru pası tercih etti, rakip kaleye gitti, Başakşehir’in 3 şutundan 2’sine imzasını koydu ve golünü attı.
Maçın olayı
Başakşehir’in yine gol yemeden bir maçı bitirmesi. 11. hafta sonunda kalesinde sadece 4 gol gördü, tam 8 maçı gol yemeden bitirdi ve son 4 maçtır Mert’i geçebilen olmadı.
Kısa mesaj
Herkes o kadar kötü oynuyor ki, Başakşehir bu sezon da şampiyon olamazsa bir daha hiç olamaz. (Fanatik/Serkan Akcan)
49
Ajans Beşiktaş - ŞENOL Güneş, kritik bir deplasmanda günümüz futbolunun istediği ilkeye ters düşen bir orta saha formatı oluşturdu. Presi ve devamlılığı olan ama organizasyonları yeterli olmayan, ön libero özelliğine sahip Medel ve Atiba, önlerinde de santrfor yapısına sahip orta saha özelliği taşımayan Mustafa Pektemek... Herkes bu orta sahayı eleştirecektir ama ben tersini düşünüyorum. Çünkü Güneş'in bu orta saha tercihi Başakşehir'in özelliğine göre kurgulanmıştı. Başakşehir'in alışılmış klasiklerinden bir tanesi kendi alanında kalecisini de dahil ederek, abartılı hazırlık pasları yapması. İkinci bölgede de bunu yapıyorlar. Şenol Güneş'in bu stratejisiyle kurduğu değişik orta sahanın, ikinci yarının ortasına kadar etkili preslerini gözlemledik. Başakşehir daha ilk dakikadan başlayarak abartılı hazırlık paslarıyla, gole davetiye çıkarmak için elinden geleni yaptı. Ama Beşiktaş bir türlü golü bulamadı, bir de üstüne üstlük kornerden yediği golle skor dezavantajına düştü. İkinci yarı adeta tek kaleye döndü ama Beşiktaş bütün gayretine ve müthiş baskısına rağmen beraberlik golünü bulamadı. Rakibin defans ve kaleci başarısına takıldı. Baştan sona üstün getirdiği maçta zirve yarışı için çok önemli 3 puan kaybetti. Aslında bu kadar baskı tam Quaresma'nın oyunu içindi ama geçen hafta gördüğü saçma sapan kart yüzünden oynayamadı. Başakşehir'in uzun zamandır bu kadar silik bir futbol oynadığına şahit olmadım. İkinci yarıda rakibin tek kale baskısında skoru korumalarının iki önemli nedeni vardı. Bir tanesi ilk yarıdaki tehlike sinyallerinden sonra hazırlık pasını terk etmeleri, ikincisi de Türkiye Ligi'ndeki tartışmasız en iyi stoper Epureanu'nun organizatörlüğündeki iyi yerleşimli alan savunmasıyla birlikte kaleci Mert'ti. (Sabah/Ömer Üründül)
59
Ajans Beşiktaş - Başakşehir istediğini tıkır tıkır yapıyor. Çok büyük yıldızları var mı? Dün gece sahada yoktu ama sistem yönünden ligimizin en organize takımı. Yardımlaşmada, alan kapatmada, kademede ligimizin en kusursuza yakın ekibi. Dün gece baskılı oynayan Beşiktaş'a 96'ıncı dakika dışında neredeyse tek pozisyon vermediler. Peki üretebildiler mi? O da hayır. Hele ikinci yarıda tamamen savunmada kaldılar ama çok gariptir, ofansif yönü yüksek, kanatları iyi kullanabilen Beşiktaş, maç boyu neredeyse bir kere pozisyon yakalayamadı. Temel nedeni şu: Love olsun, Mustafa olsun, top tutan oyuncular değil. Üstelik dün gece de çok top kaybettiler. Beşiktaş oyunu belli bir yere kadar getiriyor ama orada ya top kaybediyor ya da kötü pas yapıyor. Dün gece ilk yarıda bunu çok sık gördük. Aslında Başakşehir gibi orta sahası çok top yapan bir takıma karşı çift santrforla başlamak ne derece doğruydu? Çünkü bir orta saha eksik oynuyorsunuz ve üstelik orta sahada meziyetli, top yapabilen Beşiktaşlı sayısı da sıfır. Ta ki ikinci yarıda Adem Ljajic oyuna giren kadar... Adem girdi, Beşiktaş kontrolü tamamen eline aldı ama dedik ya, kontrol tamam, baskı tamam ama pozisyon yok.
İlk yarıda Beşiktaş'ın yediği gole baktığımızda Atiba'nın markaj hatası var. Epureanu'nun önüne geçtiğini geç fark ediyor ve kim ne derse desin kaleci hatası da var. Bu seviyede bir kaleci, üstelik Karius gibi bir eldiven Epureanu'nun yumuşak vuruşunu yememeli idi. Ligin 3'te 1'i geride kaldı ama dün gece gördük ki şampiyonluğun bir numaralı favorisi Başakşehir'dir. Adebayor, Emre Belözoğlu ve Arda Turan bu takımda daha çok süre alacaklar. Halis Özkahya kusursuz bir müsabaka yönetti. Neredeyse sıfır hata... VAR'ın ofsayt diye iptal ettiği golde de bilgisayar teknolojisine güvenmek zorundayız çünkü ofsaytı iptal eden bir insan değil, sadece bir yazılım... (Sabah/Ahmet Çakar)
69
Ajans Beşiktaş - Beşiktaş Başakşehir’e yine yenildi. Bunda şaşılacak bir şey yok, gayet doğal. Başakşehir’i yenmek için bir takımın “iyi” gününde olması gerek. Öyle ise hayat hoştur. Değilse eli boştur. Çok önemli bir fırsatı yakalayamadan üçüncü yenilgilerini aldılar.
Başakşehir’le Beşiktaş kendi gerçekliklerini ortaya koydular. Başakşehir Emre’yi maç kadrosuna almamış, Adebayor ve Arda Tutran’ı da kulübede oturtarak oyuna başlamıştı... Beşiktaş’ın böyle bir lüksü yoktu. Oynasa da oynamasa da sonucun belirlenmesindeki en önemli adamları Quaresma sarı kart cezalısı, Gökhan Töre sakattı.
Başakşehir sahadaki mevcutlarıyla ilk yarıyı önde kapatırken Beşiktaş doğru ve güzel görünen oyununu tabelaya yansıtamadı. Öteden beri devam eden duran top zayıflığı dün de kendini gösterdi. Başakşehir’in kullandığı kornerde Atiba’nın bir an için kaçırdığı Epureanu golü atıverdi. Ama golden daha da can sıkan durum Beşiktaş için klasik sol bek kimliğinin dışında kazandığı topla sol iç koridorundan atağa kalkabilen Adriano’nun çıkmasıydı.Caner’in katılımı tabloyu biraz değiştirdi. Havadan yüksek ortalar akan oyunda hiçbir işe yaramadı.
Beşiktaş’ın sağ kanadında Gökhan - Lens ortaklığını göremedik. Sol kanatta da Caner - Babel işbirliği yoktu. Medel ve Atiba’nın kazandığı toplarla beslediği Babel, ceza yayına doğru hareketlenip alıştığı şutlara hazırlandı ama Başakşehir izin vermedi.
Peki Oğuzhan ve Tolgay kenarda otururken Şenol Hoca Vagner Love’ın arkasında Mustafa Pektemek’i neden oynattı? Geçen hafta attığı iki gole bakarak Pektemek’i ödüllendirmek mi istedi? Olabilir. Ama daha da geriye giderek bakacak olursak, Türkiye’nin sırtı dönük en iyi oyuncularından biri olan Pektemek’ten bir tür “Talisca” efekti aramış olabilir. Mustafa Pektemek bir Talisca etkisi yaratamadı ama, oynama isteği ve enerjisiyle fazlasını yapmaya çalıştı, olmadı. Beşiktaş’ın Başakşehir önündeki baskılı oyunu rakip ceza alanı ve yayın üzerinde anormal top kayıpları yüzünden beklenen sayıda şut üretemedi. Vagner Love ve Mustafa Pektemek gol atma ihtimalini bile yakalayamadılar.
Şenol Güneş’in 66’da Lens - Ljajiç değişikliği, evet, yapılabilecek bir hamleydi. Yerden daha etkili bir oyun aradılar ama bulamadılar. Avcı ise hamle değil, zorunlu değişiklik yaptı (Elia - Napoleoni / Dk. 62)
Bu arada.. Onca tükenmişlik içinde Şenol Hoca Medel’in yerine genç Güven Yalçın’ı sür dü sahaya (Dk. 80). Hiç değilse genç bir çocuğa kendini gösterme şansı doğdu.
Bu maçın verdiği mesaj : Başakşehir takımca oynuyor. Beşiktaş ise bireysel performansa umut bağlamış durumda. Öylesi de o kadar kolay değil. Bir not daha: Şenol Güneş, Caner Erkin’den nasıl yararlanacağını bir kez daha düşünmeli. Klasik bir bek değil. Kanat oyuncusu mu? Sayılmaz. Hele yaptığı uzun ortalar... Her defasında rakip takıma atılan ve karşı hücümu başlatan pas olarak geçerlilik kazanıyor. Ne yapalım? Gerisini Caner düşünsün!
Başakşehir zirvedeki duruşunun eğreti olmadığını gösterdi dün. Peki bu duruş kök salmaya, şampiyonluğa yeter mi? Niyet eksikliği yoksa yeter!(Milliyet/Atilla Gökçe)
79
Ajans Beşiktaş - KADROYU görünce ilk aklıma gelen soru "Bu orta sahada topu kim ileriye taşıyacak, oyun kuracak?" oldu. Nitekim Beşiktaş hücuma çıkarken uzun toplarla ortadan topu şişirdi. Olabilir diyelim ama Da Costa ve Epureanu'nun boy ortalaması ve hava topu üstünlüğü karşısında Love ve Pektemek ne yapabilirdi? Koca bir hiç ve nitekim öyle de oldu. Şenol Güneş'in Lens takıntısı yüzünden Orkan, Töre ve Güven Yalçın'a ve asıl önemlisi de Beşiktaş'a yazık oluyor. Lens 31 yaşında ve olduğu olacağı iki sezondur bu. Bunun adı ısrar değil, sadece inat.
10 NUMARA OYNAMAZ Kornerde tuttuğunuz plaseyle gol atıyorsa tutan oyuncuda ve eşleşmede sorun vardır. Atiba'nın hatası, Epureanu'nun yürümekte kullandığı sağ ayağıyla golü getirdi. Başakşehir yıllardır aynı formatta oynuyor. Visca'yı uzun topla kaçırıyor, o da uygunsa şut atıyor değilse ortaya yerden kesiyor. Emre yokken ciddi oyun kurma, Adebayor yokken de topu ileride tutma sıkıntısı yaşıyor. Bilic son maçlarında müflis tüccar misali Pektemek'i keşfetmişti. Mustafa 10 numara oynamaz. Bektaşi misali "Ben yaptım oldu" demekle olmuyor. Ne var ki her seferinde Avcı, Güneş'i yeniyor. Tesadüf veya şans denen şey, mecburiyetin ortaya çıkan bir biçimidir.
MAÇIN EN iYİSi EPUREANU Love'a top göstermedi.
MAÇIN EN KÖTÜSÜ VAGNER LOVE Sadece dolaştı ve top kaybetti. (Takvim/Tayfun Er)
89
Ajans Beşiktaş - Öğrenilmiş çaresizlik sendromu; zamanla oluşan başarısızlıklar karşısında kişinin bir şeyleri başarma isteğini günden güne kaybetmesi sonucu, bir noktadan sonra bazı konularda başarısız olacağına karşı geliştirdiği bir ruh hali durumudur. Beşiktaş’ın uzun süredir Başakşehir maçlarında yaşadığı durum tam da öğrenilmiş çaresizlikti. Çünkü sürekli aynı şeyi yapıp farklı sonuç almayı bekliyordu siyah-beyazlı takım. Bunu kırmanın yolu, farklı bir reaksiyondu. Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe’nin deplasmanda Başakşehir maçı güzel bir örnek. Abdullah Hoca’nın takımı geriden oyun kuran, bolca pasla rakibi bunaltan bir takım. Önde baskı ile bunu kırmaktan başka çareniz yok. Beşiktaş aslında böyle başladı oyuna. Son yılların aksine, bu deplasmanda daha aktif başladı. Pozisyon da buldu. Zaten bu maçlarda çok bulamazsınız. Bulduğunuzu da iyi değerlendirmeniz gerekiyor. Başakşehir ligin en az ve en zor gol yiyen takımı. Bu maça kadar 4 gol yemişlerdi. Son 7 maçta ise yedikleri gol 1’di. Bu gerçekten müthiş bir rakam.
Forvetlerin bu kadar etkisiz kaldığı yerde tabi bulduğunu atamıyorsun. Bunun üzerine kalene gelen her top da ya gol oluyor ya tehlike. Büyük umutlar beslenen Karius da gol yeme sorununa çare olamadı. Hem motivasyonu hem refleksleri çok kötü durumda. Orta sahada Medel-Atiba ise bir yere kadar. Kanatların ezdiği ve kaptırdığı topları toplamak adına attıkları depar onları da düşürüyor oyundan. Beşiktaş belli bölümlerde oyunu rakibinin sahasına yıktı yıkmasına da, bazen beyninizin düşündüklerini ayaklarınız yapamaz. Yapmak için hem zinde hem kaliteli, hem de mental ve fizik olarak hazır oyuncularınız olması gerekiyor. Bir de ligin en iyi savunma yapan takımına karşı yapıyorsanız, işiniz ya çok iyi şutlara ya da duran topa kalıyor.
Beşiktaş’ın oyun organizasyonun yanında saha içi ilişki ve iletişim problemi de var. Gerek sahadaki oyuncuların birbirlerine tavırları gerekse hocayla diyalogları dışarıdan hiç iyi görünmüyor.
Nihayetinde Beşiktaş, en azından puan farkı olarak pozisyonunu koruyabilecek bir skorla çıkmalıydı Başakşehir’den. Ancak yaşanan yine öğrenilmiş çaresizlikti. (Yeni Şafak/Ergin Aslan)
99
Ajans Beşiktaş - Tamam lig uzun bir maraton, ne var ki uzun diye, avantajlarınızı cömertçe harcamayacaksınız, son pişmanlık para etmez, tıpkı Beşiktaş gibi! Maşallahı var Kartal’ın, bu anlamda eline kimse su dökemez!
Dememiz o ki, Galatasaray puan kaybetmiş, lider Başakşehir’i yakalama şansınız var, gelin görün ki Kartal o virajı bir türlü dönemiyor, her hafta başka bir duvara tosluyor! Yani, zaten zor üretiyorlar, ürettiklerini bir türlü gole çeviremiyor... Örneğin Lens, golcü değil eyvallah, ancak ofansif yanı var, 3 net bir pozisyon yakaladı, onları golle taçlandıramadı.
Başakşehir’i asla küçümsemiyorum, bir çizgileri var, yıllardır bundan bir milim taviz vermiyorlar. Belki şampiyon olamıyorlar, ama yarışın hep içinde varlar, işte istikrar budur arkadaş... Artı takım oyununu onlardan daha iyi uygulayan var mı, bence yok. Şenol Güneş’li, Beşiktaş ile aralarındaki istatistikleri anımsarsak, kantarda çok ağır bastıklarını görürüz.
* * *
VAR’a pek itirazımız yok, yeter ki her kritik pozisyonlarda devreye girsin... Giriyor mu hayır, bunu geçmiş haftalarda gördük! Bakın, dünkü maçta Elia bir gol attı, VAR’a takıldı! Valla, hassas bir pozisyon, on kere izlense kimse ona ofsayt diyemez, çok ince VAR haklı çıktı. VAR, yeter ki dört-dörtlük uygulansın, bizim karşı çıkmamız bundandır! Örneğin Pepe’nin Mossoro’ya girişine ne demeli, kesin sarı, hatta kırmızı bile tartışılır. Peki, Halis Özkahya hadi görmedi, süzemedi, VAR nerde, yok!
* * *
Maça baktığımızda aslında Kartal, fena giriş yapmadı, presle rakibini sıkıştırmaya çalıştı. Ancak saman alevi gibiydi, nitekim golü de kalesinde gördü. Elia ofsayta takıldı, peki Epureanu’nun attığı gole ne demeli? Kartal’ın savunma bloğu kalabalık, gelin görün ki, onu unuttular!
* * *
İkinci yarıda Kartal risk aldı, oyunu tamamen rakip alana yıktı. Ljajic hamlesi de işe yaradı ama Başakşehir duvarını yıkmaya yeterli olamadı! Vagner Love, uzatma dakikalarının son saniyelerinde bir metreden topu filelere gönderemiyorsa, Şenol hoca ne yapsın?
* * *
Zirveyi yani Başakşehir’i kovalayan takımların hali harap, takılan takılana! Bir haftaları, diğer haftaya uymuyor! Kasımpaşa sahasında Antalya’ya yeniliyor, Galatasaray, fark yapacağı maçta tek puanla yetiniyor, Beşiktaş ise şansı fırsata çeviremedi. Ancaak puan farkı öyle aman aman değil, Başakşehir bu galibiyetle avantaj elde etti, puan farkını en yakın rakibi Galatasaray ile dörde çıkardı. Bildiğimiz bir gerçek var ki, bu köprünün altından daha çok sular akar! (Milliyet/Bilal Meşe)