Bayern Münih - Beşiktaş maçı hakkında yazılan 14 köşe yazısı
Beşiktaş dün akşam Şampiyonlar Ligi son 16 turunda deplasmanda Bayern Münih ile karşı karşıya geldi.
114
Maç öncesi keşke olsa dediğim Bayern’in eksik kalmasıydı. Hatta yayında da bunu söyledim. ‘15’de Hummels kırmızı görse mesela ne güzel olur...’ Belki böyle bir denklik sağlamak mümkün olabilirdi. Aksine maçı bitiren bir şey oldu. Vida’nın Beşiktaş’a Şenol Hoca’nın oyun tercihlerine henüz ikna olmadığını düşünüyorum. Dünkü kadroda da itiraz edebileceğim ilk isim oydu. Çünkü özellikle takım boyunun kısa tutulmasına kendisini sürekli geri atarak darbe vuruyor. Gördüğü kırmızı kartıysa sadece onun hatası olarak ele almamak lazım. Beşiktaş kariyerinin en kötü maçlarından birini oynayan Atiba’nın saçma pasında yaşanan pozisyon sadece onun günahı değil. Caner’in ve Atiba’nın aldığı risk o dakikada o statta alınmaması gereken bir riskdi. Bayern’e karşı bu durumda kalmak ejderhaya karşı tek kolla savaşmak demekti.
Gecenin sorusu
Şenol Hoca savunma göbeğiyle neden bu kadar oynuyor. Vida atılınca Medel yerine geçti tamam. Sonra neden Tosiç giriyor ve yeniden Medel orta sahaya. Oğuzhan ve Tolgay bu kadar mı zayıf? Love çıkıyorsa Negredo giremiyor mu?
Maçın starı
Coman. Hem orta saha, hem hücumcu, hem golcü. Tutulması, özellikle de Alaba ve Lewandowski’nin arasında böyle bir organizasyonun parçasıyken.
Maçın olayı
Kuşkusuz kırmızı kart akla gelir. Ama Love’un 18’de karşı karşıyada kaçırdığı pozisyon gol olsa yaşanabilecekleri merak etmiyor da değilim. Bir anlık bir şok. Belki anında bir orta saha müdahalesi. Kartla yeniden dağıtılabilirdi.
Kısa mesaj!
Sıfır hata lazımdı. En büyüğünü yaptık... (Mehmet Demirkol/Fanatik)
214
Maç öncesinde iki teknik direktör de rakiplerini çok iyi analiz etmişler. Tabii Heynckes, Şenol Güneş’e göre çok daha şanslıydı. Boateng değil Vida hatayı yaptı. Beşiktaş geriden top çıkarırken Hırvat stoper olabilecek en yanlış yerde dururken hatalıydı. Hatasını telafi etmek için ayakta kalması gerekirken daha da büyük bir hata yaparak son adamken arkadan yatarak girmeye kalktı. Maalesef kırmızı kart doğru karardı.
Başta Pepe ve Adriano olmak üzere Vida’nın 10 kişi bıraktığı arkadaşları bir süre harika mücadele ettiler, direndiler, pozisyon bile buldular. Ancak rakiplerinin daha ilk yarıda James Rodriguez’i Robben’le değiştirme lüksü vardı. O lüksten ve dakikalar ilerledikçe o kadar erken bir dakikada ne kadar büyük hata yaptığı daha netleşen Vida’nın takımını eksik bırakmasından faydalandılar.
Gecenin sorusu
Herkesin kafasında ki soru aynı: Beşiktaş 90 dakika boyunca 11’e 11 oynasaydı skor böyle mi olurdu.
Maçın starı
Bayern Münih’in golcüsü Thomas Müller soydaşı Gerd Müller gibi çok usta bir beleşçi.
Maçın olayı
Maçın olayı herkesin malumu: Domagoj Vida’nın büyük hatası sonucu Beşiktaş’ın ilk yarının başında erkenden 10 kişi kalması.
Kısa mesaj
Tosiç’i düzelten geliştiren Güneş, dün geceki paslı Vida’yı da düzeltir. Lakin Vida’nın bu hatası kolay unutulmaz. (Ali Ece/Fanatik)
314
Tahmin edilebilir Bayern baskısını olabildiğince sakin kalarak karşılarken Vida’nın erken atılması ‘hızlı hücum’ planlarını sekteye uğrattı. Buna rağmen Love ve Quaresma ile iki kez kaleciyle karşı karşıya kaldı Beşiktaş. Hem de maç 0-0 iken.. Medel’in zorunlu stoperliğinin ardından orta saha direnci kaçınılmaz olarak düşünce maç Beşiktaş için bir ‘hücum karşılama’ oyununa dönüştü. Buna rağmen sakin, dengeli ve fırsat bulduğunda tehditkar olmayı bildiler.
Robben girdi...
Ancak iki yarı ilkinin aksine panik, kademe hatası ısrarlarıyla başladı ve oyunun güven/denge çizgisi kayboldu. Özellikle Robben girdikten sonra Caner’in ‘görünmez adam’a dönüşüyle de Beşiktaş takım olarak darmadağın oldu.
Gecenin sorusu
Maça Gökhan/Adriano ile yani ‘herkes orijinal bölgesinde’ çıkılsa daha mı doğru olurdu? Ayrıca Love değil de takımla daha çok antrenman yapmış Negredo mu başlamalıydı?
Maçın starı
Oyuna sonradan giren Robben takımı lehine maçı tamamen çözdü. Beşiktaş’ta ise Pepe’nin de desteğiyle kaleci Fabri bu maçta da elinden gelenin en iyisini yaptı.
Maçın detayı
Skoru bir oyuncunun performansına indirgemek için değil kuşkusuz lakin Mircea Lucescu’nun Caner Erkin hakkında ne kadar doğru analiz yaptığı bir kez daha teyit oldu.
Kısa mesaj
Şampiyonlar Ligi buraya kadar ama Şampiyonlar Ligi takımı olmak için ikinci maçı kazanmak şart ve bu mümkün... Bu konsantrasyon lig için de elzem... (Cem Dizdar/ Fanatik)
414
İlk 20 dakika içinde kırılma anları hep aleyhimize oldu. Atiba’nın Şampiyonlar ligi gibi bir turnuvada affı olmayacak bir hata ile Vida’nın atılmasına sebep oluşu ve Vagner Love’ın karşı karşıyası umudumuzu kırsa bile Medel, Fabri ve Pepe’nin defansif müdahaleleri ile direndik. Zaten fiziksel yönü çok güçlü Bayern’in presi biz 10 kişi kalınca daha etkili oldu. Müller’in kendine has gollerinden birini attığı ilk yarının sonunda işler bizim için daha zora girmişti. Ve bu zorluk Robben’in girişi ile bir kat daha arttı. Bire birde Robben etkisi Coman, Lewandowski ve Müller’in bitiricilikleri ile fark gelirken Beşiktaş’ın Avrupa macerası da daha ilk maçtan bitiyordu.
Gecenin sorusu
Vida atılmasa bir şansımız olur muydu? Bana göre öncelikle form durumu sonrasında kadro genişliği ve Avrupa kupası tecrübesi ile Bayern’e sürpriz yapmak Türkiye’de hiçbir takımın harcı değil.
Maçın starı
Müller maçı çözen ve koparan kişi oldu. Alman futbolcu, gollerdeki doğru yerde oluşu ve vuruşlarıyla maçın en iyi performansını sergiledi.
Maçın olayı
Bayern’in en etkili oyuncularından Rodriguez’in sakatlanmasından sonra oyuna giren Robben’in etkili oyunu da gösterdi ki kadrosunda bulunan tüm oyuncular formda ve yedek-as oyuncu ayrımının olmadığı bir takıma yenildik.
Kısa mesaj
Yediği 5 gole rağmen bir takımın kalecisi ancak bu kadar iyi oynayabilirdi. Fabri, Beşiktaş'ın ender iyi isimlerinden biri olmayı başardı. (Erman Özgür/Fanatik)
514
Maç Beşiktaş için çok şanssız başladı. Henüz 16. dakikada savunmamızın yaptığı akıl almaz hata sonrası; Lewandowski’yi durdurmaya çalışan Vida, Polonyalı yıldızı düşürdü. Lewandowski faulle durdurulmasa kaleci ile karşı karşıya idi, bariz gol şansı vardı. Bu nedenle çıkan kırmızı kart doğruydu. 43. dakikada Beşiktaş’ın yediği ilk golde Müller, ofsaytta gibi görünüyordu ancak Adriano çok içerde kalmıştı ve ofsaytı bozuyordu. Gol nizamiydi. (Deniz Çoban/Fanatik)
614
Devler Ligi son 16 turunda Kartal, Almanya’ya sürpriz için gitmişti. Maça da iyi başladı. Kırmızı kart ile dengesi bozulan Güneş’in ekibi, basit goller ile teslim oldu. İstanbul’daki rövanşta; ‘ya hep ya da hiç’ parolasından başka çıkış kalmadı. Güçlü Alman takımı karşısında tur zor. Beşiktaş ‘mucize’ peşinde koşacak olsa da, tüm ağırlığını artık sadece lige vermeli.
Vida planları bozdu
Hırvat oyuncu maçın başında atılınca, Kartal’ın tüm planları alt üst oldu. Almanya’da, Bayern’e karşı bir eksik oynama, takımı her geçen dakika oyundan düşürdü. Buna rağmen Beşiktaş, Vagner ile net pozisyon kaçırdı. Hummels ve Quaresma ile karşılıklı net pozisyonlar vardı. Tam da devre bitti bitiyor derken, bir ikram gol geldi. Müller kendini unutturup devrenin skorunu belirledi: 1-0.
Yıldızlardan bu kadar
Güneş’in ekibi Bayern önünde iyi mücadele etti. Q7, Talisca, Love, Babel gibi skor beklenen isimler, bunlara karşılık veremedi. Alman ekibi; Coman, Robben, Rodriguez ve Müller ile tehlikeli ataklar yaptı. 52’de Coman farkı ikiye çıkardı: 2-0. Sıkı markaja alınan Lewandowski direğe takıldı. 66’da yine bomboş bırakılan Müller’in golü, Kartal’ın puan umutlarını tamamen tüketti: 3-0. Maçta son noktayı ise attığı iki golle Lewandowski koydu: 5-0. (Orhan Yıldırım/Fanatik)
714
Bayern Münih maçı öncesi en çok merak edilen şey Şenol Güneş'in nasıl bir kadro ile maça çıkacağıydı. Herkesin bir düşüncesi vardı. Mesela ben Quaresma ile başlamayacağını düşünüyordum... Ama Gökhan Gönül'ü yedek soyundurması ve Adriano'yu yerinde oynatmaması soru işaretiydi... Sonuçta oyuncularını en iyi tanıyan isim Şenol Güneş ve kendince bir planı vardı.
Maçı anlatırken kadrodan değil, hiç de fena gitmeyen Beşiktaş'ta Vida'nın atılışının tüm dengeleri değiştirdiğini söyleyebiliriz.
Bayern Münih deplasmanının ne kadar zor olacağını zaten biliyorduk üstüne bir de Vida'nın kırmızısı ile 10 kişi kalış tamamen oyunda mahkumiyeti getirdi ve maç tek kaleye döndü.
Bundan sonra gidip yapabilecek bir golü değil de yemememiz gereken golleri konuşmaya başladık. Almanya'da Bayern Münih karşısında 10 kişi ile rövanş için avantajlı sonuç almak zordu, öyle de oldu. Zaten oynamasını beklemediğim Quaresma'nın 90 dakika oyunda kalmasına da çok şaşırdım.
Caner-Gökhan değişikliği ile Şenol Hoca neyi planladı onu anlayamadım. Ama maçı tüm özeti dediğimiz gibi Vida'nın atılmasıydı.
Bundan sonra ayakta kalmak çok zor işti ve olmadı. 5-0'lık sonuçtan sonra "Futbol bu her şey olabilir" gibi cümleler kullanmak imkansıza konuşmak gibi olur. İkinci maç artık mümkün olmayan bir rövanş gibi görünüyor. Rövanşta eleneceksiniz ama bir şekilde böylesine imkansız şeylerde de ayakta kalınması gerektiğini göstermesi gerek futbolcuların.
Futbolculuk dönemimizde biz de Dinamo Kiev'e aynı sonuçla ilk maçta 5-0 yenilmiştik. O zaman hocamız olan Milutonovic, ikinci maçta şöyle bir konuşma yapmıştı bize... "Futbolda her şey olur, hiç bırakmayın asılın gibi lafları geçin. Bugün bu takımı elemeniz mümkün değil ama bana nasıl futbolcu olduğunuzu değil, imkansıza karşı nasıl mücadele ettiğinizi ve nasıl bir insan olduğunuzu gösterin" demişti. Beşiktaş da rövanşı aynen bu mantıkla oynamalı.(Metin Tekin/Sabah)
814
Skor tabelasından önce başka sayılara bakalım: Beşiktaş kadrosunun yaş ortalaması 29.1; Bayern’in 27.1... Onbirlere bakarsak, Bayern daha genç (25.5), Beşiktaş (31) daha yaşlı takım.
Evet, tecrübe önemli bir değer... Nitekim Şampiyonlar Ligi grup maçlarında bu tecrübe ile Cenk ve Talisca’nın genç enerjisinden yararlanıp “tarihsel” bir liderlik yakaladı Beşiktaş. Ama eğri oturup doğru konuşalım...
Son onaltıda seviye biraz daha değişiyor. Daha çabuk, daha üretken, daha displinli bir oyun çıkarmanız gerekiyor. Dahası, orada yaşlıların tecrübesi ile birlikte kulübün de kurumsal olarak geliştirdiği bir kültür söz konusu... Bayern Münih yıllardır bu seviyenin en iyilerinden. Defalarca çeyrek final, yarı final, final oynamışlıkları var. Kazandıkları kupalar da müzede duruyor.
Yetmiş bin kişi önüne çıkan genç Bayern ile hadi yaşlı demeyelim, “emektar” Beşiktaş’ın arasındaki farklar hemen kendini göstermeye başladı. Beşiktaş adına başlangıç oldukça iyi idi. Özellikle Pepe’nin savunma hamleleri, Babel, Talisca ve Quaresma’nın bildiğimiz atakları , Vagner Love’ın kontrada yakaladığı iki önemli fırsat, oyuna ısınmamızı sağladı.
Ama eğri oturup doğru konuşalım... Bir yıldır yolu gözlenen Damagoj Vida, bir arıza değil mi ? Hele Tosiç’i kadroya yazıyorsanız, kulübede Vida’yı oturtmalısınız. Onaltıncı dakikada top kaptırıp yakalanınca Vida arkadan tam da kırmızı kartlık hamlesini (!) yapıverdi. Beşiktaş gibi bir takımın bu kadar erken zamanda 10 kişi kalması, elbette daha da ezilmesine neden oldu. Medel savunmaya geçerken hem Atiba’nın, hem de forvetin ayarı bozuldu.
Peşpeşe gelen goller size bir şeyi hatırlatmıyor mu?
Beşiktaş’ın Liverpool, Leeds, Barcelona, Dinamo Kiev maçlarını da unutmamak gerekiyor.
Tarihi başarıları hiç unutmuyoruz ama, tarihi fark yediklerimizi hiç analiz etmiyoruz. Çare aramıyouz. Futbolumuzu geliştirme çabamız hep eksik kalıyor.
Bayern Münih’e saygısızlık etmeyelim... Kendi önceliklerini ve ayrıcalıklarını aklıyla ve emeğiyle kazanan bir kültürden, büyük bir kulüpten söz ediyoruz.
Şenol Güneş’in Bayern Münih karşısına çıkardığı on bire kimse gıkını çıkaramaz. Bence idealin de ötesindeydi. Dememiz o ki böylesi güçlü bir ekip karşısında elinizde ne var, ne yok tüm yetenekli kramponları sahaya sürmek zorundasınız, Güneş hocamız da bunu gerçekleştirdi, kutluyoruz. Ne var ki, teknik adam olarak kadro konusunda sıfır hata yaparsınız, ancak bazı sürprizlere istesiniz de engel olamazsınız, eliniz-kolunuz bağlanır, hamleleriniz işe yaramaz, farkı önleyemezsiniz.
Alın size Vida’nın kırmızı kartı. 16. dakikada arkadaşlarını üstelik Bayern Münih gibi bir takım karşısında yalnız bıraktı. Kızalım mı, kızmayalım mı şaşırdık doğrusu! Vida, kartı pozisyon gereği gördü, arkadaşlarının hatasını örtmeye çalışırken gerçekleşti, bu da onun suçunu hafifletiyor. Artı, Eee böylesi bir rakip karşısında doğal olarak da hesaplarınız alt-üst oluyor, savunma taktiği ön plana çıkıyor. Handikaplara karşın on kişiyle Kartal, ilk yarıda rakip kaleye kanat çırptı, gol kokladı, Vagner Love, net pozisyondan yararlanamazken, rakibin yüreğini ağzına getirdi. Bu direnişe, gol arayışına, Fabri’nin kritik dokunuşlarına karşın Thomas Müller’in golü geldi.
Bu oyunda en zor iş savunma yapmaktır, bulduğunuzu atamaz, üstüne üstlük sürekli top kayıpları yaşarsanız, Bayern gibi bir rakip karşısında paniğe kapılır, gollere davetiye çıkarır, fark yersiniz. Coman’nın golüyle rahatlayan Bayern oyunu tek kaleye dönüştürdü, Kartal ise tüm hatlarıyla savunmaya çekilmek zorunda kaldı. Thomas Müller, farkı üçe çıkarırken, ev sahibi takım oyun üstünlüğünü tamamen ele geçirdi. Bayern’in yoğun baskısından Lewandowski de bir gol çıkarırken, son sözü yine Thomas Müller söyledi.
Evet, Devler Ligi’nde namağlup gruptan çıkan, Beşiktaş Bayern’e umutla gitti, hüsranla döndü, tur umudunu mucizelere bıraktı. Bu farklı yenilgi için Kartal’ı yerden yere vurmak, gibi bir niyetimiz yok. Tam tersi Devler Ligi’nde ülkemizdeki futbolseverleri evine kapatan, bu heyecanı mart ayına kadar taşıyan Beşiktaş’a teşekkür borçluyuz, canınız sağolsun. (Bilal Meşe/ Milliyet)
1014
DÜN gece Şenol hoca harika bir kadro ile sahaya çıktı. Savunmada yaptığı Adriano-Vida-Pepe, orta sahada Medel-Atiba tercihleri tam yerindeydi. Ancak ne var ki sadece bu maç için transfer edilen Vida ve Love, yapılan tercihlerin karşılığını vermedi.
VIDA atılana dek oyuna ortak olan Beşiktaş, o dakikadan hemen sonra Love ile bulduğu pozisyonu da kaçırınca Bayern kendine geldi. Böyle seviyelerdeki maçlarda son düdüğe kadar 11 kişi kalacaksın. Vida kart görmeseydi de gol yeseydi ne olurdu? En azından bu kadar fark olmaz ve son dakikaya kadar oyunun içinde kalabilirdin.
VIDA’NIN yaptığının karşılığı kalemizde goller oldu. Bununla da kalmadı. 10 kişi iken Love bulduğu %100 golü kaçırdı. Yahu anlamıyorum kardeşim bu golleri atman için alındın bu takıma. Hatta sadece bu maç için. Ama sen de Vida gibi yersiz ve anlamsız bir sezon geçireceksin kalan maçlarda.
BİTMEDİ. Bayern takımı özellikle iki kanat bekini oyuna fazlasıyla sokan bir takım. Caner de son haftaların en kötü performansını sahaya koyunca Alman ekibi tüm ataklarını o kanattan yaptı. Şenol hoca da Caner’in tel tel döküldüğünü çok geç görünce sonuç kaçınılmaz oldu. Sonra hoca da sanki Konya maçında sonuç vermiş gibi forvetsiz oyuna döndü, fark geldi.
ACİL LİGE DÖNMELİ
BEŞİKTAŞ’IN bu skoru İstanbul’da çevirmesi imkansız. Şampiyonlar Ligi’ndeki yolculuk buraya kadarmış. Ama bu maça kadar gösterdikleri performans ve bizlere yaşattıkları için Beşiktaş’a teşekkür etmek lazım. Yiğidin hakkını vermek lazım. Grup maçlarında izlediğimiz Beşiktaş dün akşam 11 kişi kalsaydı tabii ki sonuç böyle olmazdı. Neyse ki artık sadece lig kaldı Beşiktaş için. Her şerde bir hayır vardır.
ANCAK şunu da unutmamak lazım. Beşiktaş acil olarak lige dönmeli. Eğer dönmezse gelecek sezon sadece Şampiyonlar Ligi’ni değil UEFA Avrupa Ligi’ni de evinden izler. (Gökhan Dinç/Vatan)
1114
Beşiktaş maça güvenli ve iyi başladı. Bayern Münih hakimiyetine izin vermedi ama oyun 16. dakikada kırıldı.
10 kişi kalınan bu dakikadan sadece 2 dakika sonra Vagner Love golü atabilse buradan tarihi bir sonuçla dönülebilirdi. Adriano, Pepe ve Medel'in aldığı her kuruş helal olsun. Love ve Talisca da ilk yarıda iyi oynadı. Fabri de başarılıydı. İlk yarıda Beşiktaş'ı çok beğendim.
İKİNCİ YARI DEĞERLENDİRMESİ Bayern Münih'in ikinci yarıda baskılı başlayacağı belliydi. Sanırım Şenol Güneş, '60'a kadar 1-0 gitsin sonra bakarız' demişti ama Bayern'in baskısı çok erken başladı.
52'de 2. gol gelene kadar 3 pozisyon verilmişti bile. Belki Negredo ve Tolgay hamleleriyle ileride biraz daha top tutulabilirdi. Tosic'in girmesi ve Medel'in ortaya geçmesi mantıklı bir hamle gibi görünse de Beşiktaş'ın daha çok ihtiyacı olan kalesinden uzakta biraz daha fazla zaman geçirmekti.
Negredo fiziki mücadeleye yatkın ve top tutabilen bir isim. Tolgay ve Negredo beklerken Tosic ve Gökhan Gönül hamlesi açıkçası '2. bir Dinamo Kiev faciası' olmasın endişesiydi. Ama işte nitekim yine fark yenildi. İlk yarıdaki mantığın devam etmesi, farkı bu kadar açmayabilirdi.
En azından 65-70'e kadar direnilebilirdi diye düşünüyorum. Sonuç olarak bu turun kaybedilmesi sürpriz değil. Beşiktaş, alkışlanacak bir grup performansı sergiledi. Bir daha bir Türk takımının ulaşması çok zor 3 unvan (yenilmezlik, liderlik ve 14 puan) ile gruptan çıktı.
Bayern'e karşı 11'e 11 iken bile işiniz zor iken 11'e 10 hiç şansınız olmuyor. İlk yarıdaki 'dik durmaya çalışan' Beşiktaş'ı beğenmiştim. İkinci yarıdakini ise 'fazla endişeli' buldum. Kendi adıma Beşiktaş'a grup performansı için teşekkür ediyorum. Kartal artık topuyla tüfeğiyle lige dönmeli (Serdar Ali Çelikler/Habertürk)
1214
Şenol Hoca çok çalıştı bu maça. Bayern Münih'in sadece maçlarını değil, antrenmanlarını dahi takip ettirdi. Sahaya çıkardığı kadro da bunun biraz göstergesiydi aslında. Gökhan'ın performansı çok tatmin etmediği için Adriano'yu sağ beke çekti. Çünük zaten savunma ve kademe yönü zayıf olan Quaresma ile arkada oynayacak Gökhan önemli bir gedik oluşturabilirdi. Medel-Atiba orta sahası Martinez ve Vidal'e karşılık vermek için kurgulanmıştı. Vagner Love'un deparlarıyla da arkada oluşacak boşluğu değerlendirmek amacındaydı Hoca. İlk 15 dakika özelinde planın tuttuğunu söyleyebiliriz. Lakin Şampiyonlar Ligi yerel liglere benzemiyor. Belirleyici olan, maçın tamamından ziyade “anlar” oluyor. İşte böyle bir andı Atiba'nın hatalı pasına Vida'nın yetişememesi. Seviye çok yüksek, affetmiyorlar. Nitekim çaresiz bırakıp karta zorluyorlar. Sizin belki haftalarca çalıştığınız bütün kurgu buhar olup gidiyor. Dedim ya anlar belirleyici diye, Love o bulduğunu atsa başka bir hikaye çıkabilirdi maçtan. O dakika itibariyle Bayern Münih gibi kupanın favorisi bir takıma karşı, geleni savuşturmaktan başka yapacak bir şeyiniz de kalmıyor açıkçası. Onu da bir yere kadar yapabiliyorsunuz. Orta sahadan adam eksiltip stopere çekince, zaten orada oyunuyla noksan kalan Atiba, daha da noksanlaştı ve geri kalan sürede baskı kaçınılmaz oldu. Şenol Güneş bunun için Quaresma'yı erkenden kenara alıp, orta sahayı Tolgay'la güçlendirebilirdi ya da Tosic'i stopere alıp Medel'i yerine döndürebilirdi ancak değişikliği 2. golden sonra yaparak geç kaldı. Farklı skoru engelleyebilir miydi bilmiyorum ama görüntüde denenmesi gereken oydu. Nitekim, Bayern gibi bir takımın sahasında 75 dakika eksik oynayınca yapacak çok da bir şey kalmıyor. İşin doğal seyri de bu sanırım. (Yeni Şafak/ Ergin Aslan)
1314
Şu paragrafı maçtan hemen önce yazdım:
11’e 11 baktığında, “iki ülke futbolu arasındaki fark”ı unuttuğunda, tek tek oyuncularda uçurum var mı? Mesafeyi yaratan; tarih, ülke, kulüp, organizasyon farkı. Bir de yaş galiba!
Maç tribünde de nerdeyse 11’e 11 başladı, 5 dakika Beşiktaş ilerideydi, Müller sinyal verdi. Fabri ve defans dayandı, sonra bir daha, bir daha.
Baştan görünen sorun Talisca’nın top tutamaması, duvara çarpmasıydı!
Daha beteri, Atiba ve Caner’in büyük hatası, Vida gevşemesiyle geldi. Kırmızılı Bayern’e karşı kırmızıyla 75 dakika!
11’e 11’nin baştan bitişi kocaman oyuk açtı. Bir sezon beklenen Vida 20 dakika dayanamadı!
Tek başına yüzde 100 pozisyon buldu Love. Alanya’da attığını Almanya’da atamadı.
Sonra hazin manzara: 10 kişi geride. Fabri, Hummels’in gollük kafasını müthiş refleksle çıkardığında soru şuydu: Fabri ile Pepe, tekmeye kafa sokan Medel ne kadar direnecek?
Bir ara ruh okşandı: Şahane kontratak, Love ile Quaresma’nın harika hareketleri, üst üste korner, Love çalımı, Pepe bazukası... Bayern az sendeledi mi yoksa o an mı kendine geldi?..
21’lik Coman’ın çalımı, ofsaytı ya Caner veya hakemin bozuşuyla direniş düştü!
“Direk” eksik takıma bir el verdi. 50’inci dakika gol girişimi sayısı 21’e 5, oyun aşırı tek yönlüydü. Coman yine Adriano’suz gole daldı. Fabri kurtardı, kurtardı, yumruk üstüne yumruk, o da devrildi. Yediğinden fazlasını çıkararak hem de! Ondan dönen topta 3 Bayernli karşısındaydı 4. golde.
Beşiktaş; dönebilirse, lige kaldı! Epey yorgun, epey yaralı, epey başı dönmüş! Hem epey yaşlı, hem gözü yaşlı!
Bayern Kahn, Mathaus, Basler, Rizzitelli, Tarnat, Hamann, Mehmet Scholl’lü kadrodan bugüne aynı kaliteyle geldi; Beşiktaş da 20 yılda o kadrodan, Barcelona, Real, Inter, Liverpool, Benficalılar’dan kurulu bu kadroya. Skor katlandı, sonuç değişmedi!
Erkan, Emre, Osman, Hikmet, Mustafa’yı bilen azdır. Kadrodan kimilerini “iyi oyuncu” bilen de azdır! “Bol yabancı” kağıt üstünde mesafe azaltıyor da, esas uçurum başka: Dün Bayern 5 Alman (milli) oyuncuyla, Beşiktaş tek yerliyle sahadaydı. İki ülke futbolunun esas farkı tek tek sahadakiler değil; iyi yerli oyuncu çıkartma ve oynatabilme kapasitesi Müller!
ÖNEMLİ DERS
Yaşlı kadro, dağınık oyun ile saha içinde ve maçtan maça rotasyon sonucu alınan önemli ders!
YARA ALDI
Beşiktaş’ın “süper” denen lige dönüş kabiliyetinin de büyük yara alması! (Umur Talu/ Haber Türk)
1414
Kuralar 2 ay evvel çekilip de,
Maç gününü beklemeye koyulunca sabır çatlıyor.
Ne gün geçiyor ne de saat.
Hele son gün.
Uzaktan adayı görüp de,
Bir an evvel karaya çıkmak isteyen denizciler gibi,
Kürekleri hep aynı hevesle çekiyorsun.
Ha çıktım ha çıkıyorum derken,
Nihayet!
En nihayetinde maç başlıyor.
***
Artık herkes susuyor, futbolcular konuşuyordu.
Şenol Hoca, Pepe’yle Vida’yı yan yana koymuş,
Önlerine de Medel ve Atiba’yı ekleyerek defansı pekiştirmişti.
Gerisi bildiğiniz çocuklardı.
Beklenenin aksine Beşiktaş, Bayern kalesine,
Ani ataklarla şafak baskınları düzenliyor,
Orta sahaya kalabalık çıkıyordu.
Derken sonra!!!
Atiba’nın bir anlık hatası,
Vida’nın kırmızı kartla oyun dışında kalmasına neden oluyordu.
16. dakika itibarıyla 10 kişi kalmıştık.
Ve haliyle morallerle beraber oyun planı da bozuluyordu.
Biz ahlar vahlar arasındayken,
Vagner Love’un kaçırdığı bir gol var ki,
Git köprüden at kendini.
Anlayın gayrı.
Bırakın maçı, turun kırılma anı olabilirdi.
Sonra Beşiktaş çekildikçe Bayern’in atakları çoğaldı.
Bu bölümde Fabri’ye ayrı bir alkış gerekiyor.
Diyorum ya top biraz sevecek.
Quaresma’nın sağdan inip, adamın tekinin belini kırdığı bir pozisyon var.
Topa güzel de vurdu.
O top gol olmadı.
Döndü bizim kaleye,
Bize nazire yaparcasına karmançorman bir pozisyonda,
O top, ömrümüzü yedi bitirdi iyi mi: 1-0.
İkinci yarıya ilk devrenin aksine ve haliyle kapanarak başladık.
Zaten moral bozukluğu had safhada.
İkinci Bayern golüne engel olamadık.
Şenol Hoca, Vagner Love’u alarak defansta kalmayı tercih etti ve Tosic’i oyuna soktu.
Oyun planında değişiklik yoksa,
Oyuncu değişikliğinin bir anlamı yok bence.
Nafile sevdalar.
Öyle de kapanıyorsun, böyle de...
Mutlaka hata yapıyorsun.
Robben girdikten sonra çizgilerin yolgeçen hanı olduğu maçta 3. golü yedik maalesef.
4. golden sonra yazacak bir şey kalmadığını,
Ama mutlaka konuşulması gerekenlerin olduğunu belirtmeliyim.
Biz “Beşiktaş” derken,
Siz başka bir şey anlıyorsunuz herhalde!!! (Alen Markaryan/Akşam)