Ercan Taner yazısında vurgulamak istediği noktaları madde madde sıralamış:
1- Daha maç başlamadı... Tosic’in sol bek olarak başlaması, açıkçası beni endişelendirdi. Rakip, kanat beklerinin arkasına çok iyi sarkıyor çünkü...
2- Maç önü düşüncem, endişeliyim derken, Tosic’in sakatlığı, Beşiktaş’ın oyun sistemini düzeltti..
3- Napoli, Torino deplasmanında Juventus’a karşı nasıl oynadıysa, öyle başladı İstanbul’da... Alan bırakmayan, oyunun 2 yönünü çok iyi oynayan ve kanat savunmaların arkalarına attıkları toplar kusursuzdu.
4- İlk 20 dakika kansız, ama stres dolu gerilim filmleri vardır ya, hani sonunu kestiremezsin, öyle geçti Beşiktaş için...
5- Sol kanat laneti devam ediyor, Olcay kendini hazırlasın... İlk yarıda, Beşiktaş için maçın pozisyonu Atiba’ya geldi... Yazık oldu, niye mi? Çünkü gözlerim Gomez’i aradı ama yok artık...
6- İkinci yarıda yukarıda yazdığım gerilim filmi yine devam etti... ‘Gökhan İnlerOğuzhan değişikliği yerinde mi?’ diye kendi kendime sordum... Sonra Beck’in savunduğu bölgeye baktım, yalnızdı ve doğal olarak koridor olmuştu..
7- Şenol Güneş maça daha nasıl müdahale edebilir? Oyun çok sıktı Beşiktaş’ı... Ama bu oyunun adı futbol ve ben çok seviyorum bu güzel oyunu. 3 dakika, sadece 3 dakika baskı ve gelen penaltı... Q7 sakin ve güzel attı penaltıyı.
8- Çabuk gelen beraberlik golü, olmadı... Dün akşamın vasatlarından Marek Hamsik sert vurunca 3 puan hayali çok kısa sürdü... Bu arada Cenk Tosun’u unutmadım... Yine etkisiz ve formsuzdu.
9- Şampiyonlar Ligi’nin yazılı olmayan kuralı ile bitireceğim; yenemiyorsan yenilme! Beşiktaş, Benfica ve Dinamo Kiev maçlarını final gibi oynamalı.