Ajans Beşiktaş - “Ne sevdiğin belli ne sevmediğin..”
Sezon başından beri böyleydi Beşiktaş!
Ligin en güçlü ekibinin hal ve gidişi buydu.
Vida ve Caner ilk onbirdeydi.
Pepe yoktu çünkü, turu garanti olan kupa maçında oynayınca sakatlanmıştı.
Cenksiz ilk lig maçı, Negredo için de “fırsat” olmalıydı!
Beşiktaş atağa çıkarken, kaptırdığı top kendi kalesinde gol oldu.
Ancak, hakemlerin hali acınacak durumdu. Antalyalı topu resmen elle kesti, hakem buz gibi penaltıyı yedi. Ama doymamış olacak ki gökyüzündeki güneş kadar gerçek olan golü faul diye iptal etti. İnanın o pozisyona faul veren hakeme Arabistan’da bile bir daha maç yönettirmezlerdi!
Talisca’nın aynı şekildeki golüne ise hakemin “Ne yapayım bunu da iptal edemem ki” demesi lazımdı!
Türkiye’de öyle bir algı yönetimi vardı ki, “Hakemler Beşiktaş’ı kolluyor” kara propagandasını yapıp, kendilerini kollatıyorlardı… Hem de açık açık..
Gol atana kadar uzatma misalleri gibi…
Son yıllardaki ahlaki çürüme had safhadaydı çünkü…
Neyse, Quaresma’nın direkten dönen topu gol olsa, hakem de iptal edecek bir neden bulamazdı!
İkinci yarı Antalya, yüzde yüzlük bir fırsatı önce Fabri’ye sonra direğe takılarak harcadı. İddialı olduğu 3 kulvar içinde özellikle Bayern maçı için tehlike çanları demekti.
Son maçlarda çok eleştirilen Q7’nin “nokta atışı” ortasına Talisca’ya kafayla vurmak kaldı.
Maçın son çeyreğinde Oğuzhan– Tolgay, Caner–Gökhan Gönül değişikliği vardı.
Babel’in sakatlanıp Lens’in girmesi ile de Quaresma, oyundan çıkmamayı garantiledi.
Son dakikada Quaresma’nın bencilliği Beşiktaş’ı 3. golden etmesine taraftar olsanız ne derdiniz? Bakın “teknik direktör” demiyorum.. Öyle desem, o zaten korur..
Kaleci’nin Talisca’nın şutunu çataldan çıkardığı pozisyon da inanılmazdı.
Ancak gerçek şu ki; Beşiktaş oyun olarak düşmüş, kaderini tamamen futbolcuların bireysel yeteneklerine bel bağlamıştı.
Unutmadan; hakem, kara propagandacı algıcılar harekete geçsin diye ikinci yarıda da Antalya’nın penaltısı vermedi.
Bu arada size bir sır vereyim..
Son 10 dakikada tansiyonumu ölçtüler: 19.8’e 11.5..
Çile midir bu?! (Cumhuriyet / Orhan Can)