Beşiktaş - Denizlispor maçının ardından spor yazarlarından 16 görüş
Süper Lig'in 27. haftasında Beşiktaş evinde Yukatel Denizlispor'u konuk etti. Siyah beyazlılar ilk yarıda buldukları 3 gol ile sahadan 3 puanla ayrıldı. Maç sonrasında spor yazarları karşılaşmayı değerlendirdi.
140
TAKIMDA, ORKESTRA! - ATTİLA GÖKÇE / MİLLİYET
Bu bir maç… Ama aynı zamanda ders… Sergen Hoca, UEFA’nın artık standart hale getirdiği pro lisans seminerlerinde “oyun stoperlerle kurulur” ilkesini öylesine içselleştirmiş ki, Beşiktaş’ın iki stoperi Vida ile Wellinton, artık kendi ceza alanları içinde, kalecinin hemen önünde çakılı beklemiyorlar…
240
'HAZIR KUVVET JOSEF'
Hırvat ve Brezilyalı stoperler, oyunun merkezini orta yuvarlağın içine taşıyorlar. Bu anlayış ve uygulama, takımın öteki oyuncularını da birden fazla rolle oynatıyor. Alın işte Rosier ve N’Sakala… Onlar sadece klasik bek değil, aynı zamanda kanat oyuncuları. Şu farkla ki birçok takımda görülebilen “atağa çıkan bek”, Beşiktaş bekleri gibi kanat oyuncusu kimliğine bürünmüş değil. Beşiktaş’a böyle bakınca, karşı cepheye baskın yapan, orada çoğalarak oyunun tümünü rakip yarı alanda kendi kontrolüne, alan bir takım izliyorsunuz.Beşiktaş’ın ilk yarıda attığı üç golde de bu temel oyun anlayışının yansıması var. Şunu da unutmayalım: Rakip ataklara karşı, top Beşiktaş yarı alanına döndüğü zaman “hazır kuvvet” Josef anında müdahale ediyor. Bu oyun aklı ve oyun alışkanlığı, Beşiktaş’ı ST Süper Lig’in en renkli, en heyecanlı, en coşkulu ve en kaliteli takımı haline dönüştürüyor.
340
'SAVUNMAYI AŞAMADILAR'
Beşiktaş, kendi hücumuyla daralttığı ve kısalttığı oyun alanında, geriye koşmak zorunda kalmadığı için, tempoya da ihtiyaç duymadı dün. Üç farkla öne geçmelerinden sonra Denizlispor’un da topu kullanmasına izin verdi siyah-beyazlılar.. Doğrusu, Sagal’la Rodallega’nın ısrar ve inatla oynama isteğine de saygı duyduk. Girdikleri pozisyonlarda Beşiktaş savunmasını aşamadılar.Larin’in dar açıdan attığı gol, önemli bir klas gösterisiydi. Bu ilk golde Mustafa’nın, Aboubakar’ın attığı ikinci golde Diskerud’un ayağından dönen topları çok hızlı davranarak ağlara göndermek akıllı fırsatçılık örnekleriydi. Ljajic’in attığı golde “Baba” Aboubakar’ın asistini de unutmamak gerekiyor. Bunlar, bütüncül oynayan bir takımın kalite özelliklerin yansıtan goller.
440
'LİGİN EN UYUMLU TAKIMI'
Maçın ikinci yarısı daha dengeli, karşılıklı ataklarla süslenen bir oyuna dönüştü. Hemen söyleyelim, iki takım da yaptıkları değişikliklerle oyunu hızlandırdılar. Beşiktaş’ta N’Koudou- Gökhan, Ljajic-Necip, Vida-Oğuzhan, Atiba-Dorukhan, Aboubakar-Hasic değişiklikleri hücum oyununu ve gol pozisyonlarını zenginleştirdi. Oyuna katılanların da aynı biçimde oynayıp en az beş gol pozisyonuna girdiklerini de belirtelim. Denizlispor puan cetvelindeki yerine isyan edercesine futbol oynamaya çalışan bir ekip. Hele Sagal ve onun pasıyla dönerek müthiş bir şut çıkaran Rodallega takımın en iyileri, en gayretlileriydi. Beşiktaş dünkü skorla averajını zenginleştirdi, G.Saray’la averaj farkı 1’e indi. Kaçırdıkları gollerle, liderlik fırsatını da harcadıklarının farkındalar mıydı, bilmiyoruz. Beşiktaş, bu ligin en uyumlu ekibi. O nedenle senfoni orkestrasına benzetmek abartı olmaz. Bu ligde havalar bahardan önce ısınacak. Onu söyleyelim. Vivaldi’nin Dört Mevsim’indeki gibi güzel bir bahar dileyelim.
540
TÜMER METİN - LARIN VE ABOUBAKAR İNANILMAZ
"İlk golü bulana kadar..." olan maçlardan biri oynadı Beşiktaş. Yanlış anlaşılmasın, ilk golü bulana kadar zorlandı Beşiktaş demiyorum. İlk golü bulduktan sonra bambaşka bir fotoğraf anlatacağım. İlk golü bulana kadar Beşiktaş, tüm araçları doğru kullandı. Duran top organizasyonu iyi, geçiş oyunu iyi, zaman zaman tempoyu artırıyor, ayarlıyor. Golü bulana kadar bir iç saha, bir büyük takım oyunu gördük.
640
Golü bulduktan sonra Beşiktaş, bu ligin en formda takımı. Çünkü, artık oyun geçişe döndüğü andan itibaren Beşiktaş'ın hücum silahları doğrudan oyuna dahil oluyor. Coşku artıyor. Maç içindeki stres ortadan kalkıyor. Ayaklar daha rahat hareket ediyor. Denizli'ye göre çok daha kaliteli bir kadroya sahip Beşiktaş. Bireysel performans olarak da zirvede. Çok da kendini sıkmadan, çok tempo yapmadan rahat rahat kazandı bu maçı. Beşiktaş favori çıktı bu maça. 13'er gol katkısı Larin ve Aboubakar'dan! İnanılmaz!
740
Üstüne üstlük Larin santrfor değil sol kenar olarak oynatıyor Sergen Hoca. Aboubakar, Ljajic'i coşkuya dahil etti. Kendi de vurabilirdi Aboubakar. Aboubakar Ljajic'i yarışa, oyuna dahil etti. Bencillik yapmadı. Çok pozitif bir görüntüydü. Ne oynadığını bilen bir Beşiktaş var, haftalardır bahsediyoruz. Oyunun gidişatına göre uyum ve oyun değiştiriyor Beşiktaş. Bu haftaya kadar oyun zevkiyle, iştahıyla anlattık. Bu maç öyle bir maç değildi. Bu maçta Beşiktaş, kalitesiyle kazandı. Karakter koyarak, tempoyu ayarlayarak rahat rahat kazandı. Dinlenmek de yaramış. Beşiktaş cumartesi günü Galatasaray'ı, pazar günü derbiyi izleyecek. Kazasız belasız bir hafta geçirdi.
840
NEREDE KALMIŞTIK - BİLAL MEŞE / MİLLİYET
Şu dünyanın başına bela olan pandemi sadece yaşamı değil, futbolumuzu da olumsuz etkiledi. Taraftar yok, saha avantajı yok, bu handikaplara karşın keyif ve heyecan veren tek unsur, çok takımlı zirve yarışı. Böylesi bir tabloda hiç kimse zirvenin rengi konusunda öngörüde bulunamaz! Beşiktaş’a bay kalmak yaramış, belli ki futbolu özlemişler. Kartal, kırmızı hatta bulunan ve savunma ağırlıklı oynayan Yukatel Denizlispor karşısında tempo anlamında pek vites yükseltmedi. Rakibin savunma kilidini açabilmek için hızlı paslarla topu kanatlara yaydı, gelin görün ki, pozisyon üretmede biraz sıkıntı çekmedi değil!
940
'KABAK ÇİCEĞİ GİBİ AÇILIRSINIZ'
Taa ki, 23. dakikaya kadar...Kartal’ın sağ kanattaki etkili oyuncusu Rosier, sağdan indi, altıpasa kesti, top Mustafa Yumlu’dan sekti, Larin zor pozisyonda topu filelere gönderdi, kilidi açan çilingir oldu. Dedik ya, yeter ki Kartal çilingirini bulsun, gerisi kolay! Nitekim uzun süredir gol yollarında sessizliğini koruyan Aboubakar, farkı ikiye taşıdı, ilk yarıda son sözü ise Adem Ljajic söyledi.Bu arada 45 artı 2’de Sagal’ın şutunda topun üst direkten döndüğünü de anımsatalım. Futbol böyle bir oyundur, kapanırsınız, farkı yediniz mi, kabak çiceği gibi açılırsınız! Nitekim, konuk takım zorunlu olarak ofansif oyuna dönünce, mücadele biraz daha izlenebilir hale geldi.
1040
'NECİP JOKER OYUNCU'
Kartal çok adamlı ofansif girişimler yaparken, kalesinde de baskı gördü, ancak savunma rakibine çok ciddi pozisyonlar vermedi. Ljajic’in yerine oyuna giren Necip’in dün bir kez daha joker oyuncu olduğunu gördük. Vida sakatlandı, onun görevini Necip üstlendi. Bu oyunda önemli olan üç puandır, gerisi detaydır! Kartal ikinci yarıda çok adamlı ofansif girişimler yaparken, bu özelliğini pozisyon üretimine pek fazla yansımadı. Biri hariç, o da 88’de Hasiç’in penaltı noktası üzerinde topu kaleciye nişanlamasıydı! Evet, Kartal, Denizlispor’u farklı yendi ve zirve yarışındaki rakiplerine gözdağı vermeye devam etti.
1140
MAÇ ÇABUK BİTTİ - ERCAN TANER / SÖZCÜ
Beşiktaş savunma oyuncularının iyi pas yapabilmesi çok önemli... Bu durumda, ortaya kompakt ve detaylı anlar çıkıyor. Aboubakar’a çerçeveyi görme imkanı verirseniz, golünü atar.
1240
MAÇ ÇABUK BİTTİ - TURGAY DAMİR / FOTOMAÇ
Beşiktaş oyun gücüyle kazanmaya devam ediyor. Sahadaki kaderini bir-iki oyuncunun üst düzey performansına bağlamayan ve özellikle istediği skoru elde edene kadar büyük baskı kuran Siyah- Beyazlılar Denizlispor karşısında da oyun karakterini ve oyun gücünü korudu. İlk dakikadan itibaren rakip sahaya yerleşen, Denizlispor'a iki istisna dışında (Onlar da 3-0'dan sonraydı) pozisyon vermeden üç gol atan Beşiktaş deyim yerindeyse yine sükûnet içinde sessizce yürüdü zafer yolunda.
1340
Larin ve N'Koudou kalabalık Denizlispor savunması arasında kaybolmamak için son derece hareketliydiler. Duruma göre yer değiştiren bu ikili, Aboubakar'ın hamlelerine de uyum sağladılar. Önceki günlerde çocuğu olan Aboubakar (Allah analı-babalı büyütsün) hem attı, hem attırdı hem de rakip savunma göbeğinde kaos yarattı.
1440
Adem Ljajic de kendi standartlarına göre iyi mücadele etti, iyi koştu ve golünü de atıp moral buldu. Futbol bu, ilk yarı boyunca uyuyan Denizlispor devre sonunda iki dakikada iki pozisyon buldu; biri ofsayta, diğeri direğe takıldı. Yani… Tabelada yazan skor her ne olursa olsun rehavete kapılmak büyük hata olur. Bir anda maç 3-2 olabilirdi.
1540
Nasıl derseniz, ligin ilk yarısındaki maça bakın derim. Bu manzara ders olmalı, günümüz futbolunda işin sırrı, hiçbir zaman rehavete kapılmamak ve konsantrasyon boşluklarına düşmemektir. Yanlış anlamayın Beşiktaş zorlanmadan kazandı ama yarın başka bir rakip karşısında bu durum sıkıntı yaratabilir. Beşiktaş'ın gücü takım halinde hücum edip aynı şekilde savunma yapmak. Bundan taviz vermeden yürüyen bir Kartal'ın hedefine varması çok zor olmayacaktır.
1640
MUHTEŞEM ÖTESİ - SİNAN VARDAR / FOTOMAÇ
Dün ilk 20 dakikanın ardından sahada Beşiktaş'ı izlerken kendi kendime 'Neler oluyor?' dedim. Takım öyle bir oynamaya başladı ki; 30 yıl öncesi, sanki dönem; Metin-Ali-Feyyaz... Kara Kartal, maçın büyük bölümünde öyle coşku fırtınası yaşattı ki, Süper Lig'de bu tempoya karşı koyabilecek takım yok. Rosier'in 40 metrelik deparında Denizlisporlu futbolcuları ipe dizer gibi çalımlaması, Aboubakar'ın takım arkadaşlarına nefis pasları, Larin ve N'Koudou'nun bindirmeleri ve ard arda harika ortaları bir futbol belgeseli tadındaydı.
1740
Kaleci Ersin'le birlikte savunmanın hemen önündeki Josef ve Atiba uyumu yine harikaydı. Eski günlerine dönmesini beklediğimiz Vida ve Adem Ljajic eski günlerden de iyi... Larin ve Aboubakar'ın muhteşem dönüşleri güzel günleri müjdeledi. Unutmadan, sezon başı çok eleştirdik ama; Welinton ve N'Sakala'nın performansını takdir etmemek elde değil.
1840
Mücadelenin ikinci yarısını Beşiktaş'ın rölantiye alması Salı günkü Malatya deplasmanına hazırlıktı. Sergen Hoca yaptığı değişikliklerle oyuncularını bu maça şimdiden hazırlar gibiydi ama yine bu rölantide bile neler kaçtı neler! Daha doğrusu Cenk Gönen neler kurtardı neler! Konuk ekibi beğenmedim, çok toplama bir takım görünümündeydi. Denizlispor'da sezon başında bedelsiz transfer edilen Sagal da çok kaliteli bir kumaş... Beşiktaşlı yönetici arkadaşlarının dikkatine... Cüneyt Çakır dün iyi bir bir maç yönetti. Bak Cüneyt istediğin zaman iyi yönetmesini biliyorsun, aferin...
1940
AZ DİNAMİZM YETTİ - MEHMET DEMİRKOL / FANATİK
Siyah-Beyazlılar’ın gerçek anlamda oyunun her anını domine etmesi gerekiyor. Önde dinamik oyunla rakibi çok yorarak zaafları bertaraf ediyorlar. Larin’in yüksek güvenle çaprazdan attığı gol sonrası Yumlu da sakatlanınca bir vites artırmak yetti de arttı.
2040
Beşiktaş’ı yarışta güçlü bir aday yapan, oyununu ritim üzerine inşa etmesi. Gerçek anlamda oyunun her anını domine etmeleri gerekiyor. Bu zor ve aynı zamanda bu kadro için zaruret. Düşen ritimde bir kontrol oyunu, savunma zaafları yaratıyor. Bu zaafları önde dinamik oyunla rakibi çok yorarak bertaraf ediyorlar. En iyi savunma hücumdur düsturunun değişik bir sürümü bu. Bu felsefenin temel dayanağı da; Souza, Atiba ve Aboubakar gibi oyuncuların bu mutlak görevin yılmak bilmeyen muhafızları oluşu... Dün maça 3 viteste başladılar ve Ghezzal’ın yokluğunda ritim de kendi standartlarının altında kalınca açık bulmakta zorlandılar. Ama bu baskı seviyesi bile Denizlispor için zordu.
2140
SERGEN HOCAYI MUTLU ETMİŞTİR
Larin’in yüksek güvenle çaprazdan attığı gol sonrası Yumlu da sakatlanınca bir vites artırmak yetti de arttı. 3-0 sonrası biraz kontrol oyununa geçmeye çalışınca devre sonunda Denizli, rakip ceza sahaya denk şekilde şanslar da yakalamış oldu. Sonuç ise yüzde 80’lik gol beklentisinden biri -benim tespit edemediğim bir elle oynama gerekçesiyle- iptal edilen 4 gol. Sıkışık fikstürün dayattığı oyuncu değişiklikleri sonrası oyun merkezini geri çekip geçiş oyununa dönmeleri sonucu ortaya çıkan oyunu bu açıdan önemsiyorum. Belki skoru artıramadılar ama vermeden pozisyonlar bulmaları Sergen hocayı mutlu etmiştir.
2240
90 DAKİKA 0-0’MIŞÇASINA... - ALİ ECE / FANATİK
Beşiktaş ilk isabetli şutunu çektiğinde dakika 13’tü, topa %72 oranda sahip olmuştu. Belki Ghezzal, Rıdvan ve Cenk de olsalardı gol perdesini daha erken açabilecek kadar güçlü bir oyuna devam etti Beşiktaş. Lakin Ghezzal-Rıdvan-Cenk üçlüsü yokken ilk yarıdan 3 atıp 3 puanı cebe koymak, Beşiktaş’ı şampiyonluğun en büyük adaylarından yapan kolektif gücünün turnusol kâğıdı niteliğinde. Beşiktaş, ilk 11’de kim olursa olsun o
2340
11 oyuncunun bireysel yetenek toplamından daha yetenekli bir takım gücünde oynuyor. Hücumda ve savunmada; savunmadan hücuma, hücumdan savunmaya geçişlerde herkes birbirinin kademesinde! Metin-Ali-Feyyaz+futbolcu Sergen döneminde beş dakikada Beşiktaş vardı, dün gece teknik direktör Sergen Yalçın yönetiminde bir dakikada iki gol atabilecek kadar etkili bir Beşiktaş...
2440
Gecenin sorusu
Bu skorla Beşiktaş 25 maçta 56 gol atarak Süper Lig’de bu dalda en yakın rakibinden 6 gol fazla atmayı başardı. Sergen Yalçın ilk göreve geldiğinde yaptığım, “Sergen Yalçın-Amadeus Mozart şefliği” benzetmesini halen anlamamış olan var mı?
Maçın starı
Beşiktaş’ta neredeyse herkes çok iyiydi lakin Rosier kadar alfa sağ bek Beşiktaş’ın üst üste şampiyon olup Şampiyonlar Ligi grubundan namağlup lider çıktığı dönemde bile yoktu!
Maçın olayı
39’da 3-0’ı bulan Beşiktaş’ın 90. dakikada halen maç 0-0’mışçasına büyük bir kolektif iştahla gol araması, Ljajic’in defansa katkı verme hırsı, Welinton’un 9 başarılı müdahalesi... Bunların hepsi Sergen Yalçın ve ekibinin büyük başarısı!
Kısa mesaj
Cenk Tosun, Ghezzal ve Rıdvan ilk 11’e, Montero kadroya dönecek fizik kondisyon seviyesine gelince Beşiktaş daha da çeşitli ve güçlü saha içi oyunlar oynamaya devam edebilecek kalibrede. Takımdaşlık ve 90 dakika kolektif iştah ise zaten transfer edilebilecek futbol olguları değiller!
2540
GOLCÜLER SAZI ELİNE ALDI - ERMAN ÖZGÜR / FANATİK
Futbolda topu rakibine bırakarak oynarken yakaladığın fırsat maçın kader anı olabilir. Rakibin santforları vasat oyunda bile ekmeğini taştan çıkartan Beşiktaş ise kaçırdığın fırsatın bedelini çabucak ödetirler. İşte dinlenmiş Beşiktaş için ilk yarının hikayesi buydu. Boşluk bulmakta zorlanırken, hatta savunmada bireysel hatalar yaparken, Rodallega kaçırınca, yorgunluğunu atmış Larin ve Aboubakar sazı ellerine alarak maçı ilk yarıda 3-0'a getiriverdiler. İkinci yarı, Denizlispor'un çok adamla çabuk hücum etme isteğini sonuçlandıramayışları, Beşiktaş'ın ise sıkı maç trafiği öncesi vitesi düşürerek olabildiğince yorulmadan maçı bitirme isteğiyle geçti. Yine de Rodallega ve Gökhan Töre ve Hasic bu kontrollü oyunda iyi fırsatlar yakalamalarına rağmen finali yapamadılar. Sonuçta Beşiktaş bıraktığı yerden daha güçlü dönerek Denizlispor maçını kayıpsız geçmeyi başardı.
2640
KRİTİK KARARLARIN HEPSİ DOĞRU - DENİZ ÇOBAN / FANATİK
Ev sahibi ekip skoru erken yakaladı ve hakem ekibi açısından rahat bir maç oldu. Bazı kritik kararlar vermek zorunda kalsalar da bu kararlarında yanılmadılar. VAR ihtiyaç duyulduğu zaman doğru müdahalelerle hatalı karaların önüne geçti. 30. dakikada top önce Larin’in eline temas etti, sonra gol oldu. Top hücum oyuncusunun eline temas ettikten hemen sonra kaleye girerse, ‘Oyun Kuralları’na göre golün iptali gerekiyor. Bilerek, isteyerek oynayıp oynamadığına bakılmadan, topun ele temas etmesi yeterli. Dolayısıyla doğru bir iptal kararı verildi.
2740
OLGUNLUK SEVİYESİ - ALİ GÜLTİKEN / SABAH
Beşiktaş ve Denizlispor'un puan cetvelindeki yerlerine bakınca büyük fark görüyoruz... Bu farkın tesadüf olmadığını da ilk yarıdaki skor bize çok net gösterdi. Atılan gollere baktığımızda Larin'in ayağından gelen birinci gol; bir kanat organizasyonu... Aboubakar'dan gelen ikinci gol; bir duran top organizasyonunun devamıydı. Ljajic'in attığı golde; çok etkili bir kontratak organizasyonu gördük. Hızlı oyun, Ljajic'in ayağından golü getirdi. Bu goller, Beşiktaş'ın her türlü hücum organizasyonunu yapabilecek bir takım olduğunu açık bir şekilde gösterdi. Oyunu çözebilecek çok argümanı var. Elde bu silahların olması ayrı bir şey, bunları etkili kullanabilme kabiliyeti farklı bir şey. Beşiktaş, geliştirdiği oyunu ile rakiplerinin önlem alması zor bir takım. Bunu oyunun içinde farklı zamanlarda farklı şekillerde kullanabiliyor. Dün Denizlispor karşısında ilk 10 dakikada tempo, durağan gitse de biraz sıktığında maçı koparabildi.
2840
Maç öncesinde Beşiktaş açık ara favoriydi. Bunun da tesadüf olmadığını ilk yarıda net bir skorla ortaya koydu. Kazanma coşkusunun devam ettiğini gördük. Bu coşkuya katılan oyuncu sayısı da her hafta artıyor. Ljajic'in golü, oyunu kadar değerliydi. Keza N'Koudou'nun da Ghezzal gibi bir ustanın kulübede oturmasının getirdiği baskının etkisiyle gösterdiği performans, alkışı aldı.
2940
Beşiktaş, vitesi yükselttiğinde istediğini alabilen bir takım. Denizlispor karşısında 3-0'ı bulduktan sonra oyunu kontrol ederek maçın sonunu getirdi. Bütün bunlar Beşiktaş'ın takım olarak olgunluk seviyesini gösteriyor. Öncelikle iyi takım olma seviyesinden, oyun dengesini oturtan bir takıma sonrasında da dün gördüğümüz gibi olgunlaşan, oyunu yorumlayan, istediği zaman skoru elde edebilen maçı da arzu ettiği gibi noktalayan bir takım haline geldi. Bu seviye çok değerli.
3040
SERGEN YALÇIN'IN DİKKATİNE - ÖMER ÜRÜNDÜL / SABAH
11 günlük ara Beşiktaş'ın alışıldık maç ritmini biraz bozunca, 22. dakikaya kadar saha içi görüntüleri olumsuzdu... Devre ortasına kadar Beşiktaş'ın temposu ve ofansif girişimleri çok yetersizdi. Bu bölümde iyi çalışan rakip karşısında pozisyon da yoktu tehdit de... Ayrıca takım savunmasında da sıkıntılar vardı. Bu ortamı rahatlatan Larin oldu. Bir hatayı değerlendirerek dar çerçeveden golü attı. Ardından birden tempo yükseldi, üst üste iki gol daha geldi ve maç orada zaten bitti... İkinci yarıda Beşiktaş fizik gücünü zorlamadan bir idman maçı havasında oyuna devam etti ve de 90 dakikayı tamamladı.
3140
Bu karşılaşmanın sonunda Sergen Yalçın'ın dikkatini çekmek istediğim gözlemlerim var. İlk devrede skorda denge varken iki, 3 gol atıldıktan sonra da iki olmak üzere 4 ciddi kale önü tehlikesi yaşandı. Rosier fizik açıdan iyi durumda, ofansif bindirmeleri de son derece etkili. Ama asli görevini zaman zaman ihmal ediyor.
3240
TÖRE'NİNKİ EGOİSTLİK
Sergen Yalçın'ın, N'Koudou'yu çıkarmaması gerekirdi. O da önemli bir kanat forveti. Bu tip maçlarda 90 dakika oynamalı ki maç eksikliklerini gidersin. Gökhan Töre oyuna girdikten sonra 3 dakika içinde başlattığı çok önemli iki pozisyonda tam bir egoistlik örneği verdi! Aboubakar'ı, bir gol bir asiste rağmen fizik açıdan düşüş içinde gördüm. Denizlispor zor günler geçiriyor. Takımda her şeyini sahaya yansıtan iki oyuncu var. Biri Mustafa Yumlu... Zaten sakatlandıktan sonra 3 dakika içinde takım dağıldı. İkincisi de bütün hücum girişimlerini tek başına sırtlayan Sagal...
3340
ŞAMPİYONLUK MEŞALESİ - FATİH DOĞAN / SABAH
Beşiktaş taraftarı takımını Nevzat Demir'den meşalelerle uğurladı, ilk kez Vodafone Park'ta meşalelerle karşıladı. Bunun bir anlamı var. Taraftar takımının ortaya koyduğu futboldan memnun. Hocasına inanıyor. Sergen Yalçın'ın ofansif futbolu tercih eden ve bunu sahada gösteren takımından mutlular. Galatasaray ve Fenerbahçe ile aşağı yukarı aynı puanlarda olmalarına rağmen, pandemi sürecinde yüzlerce taraftarı sokaklara döken bu duygunun yansımasının bir tek açıklaması var; inanç ve umut... Sergen Yalçın ve takımı, taraftarına umut veriyor ve şampiyonluğa inandırıyor. Eğer taraftarın elindeki meşalenin ateşi sahada futbolcunun kalbine düşerse o zaman Beşiktaş'ı bu yarışta kolay kolay kimse tutamaz. Çok eleştirilen hakemler bile Beşiktaş'ın oyununa saygı duyar.
3440
Sahaya dönersek, Beşiktaş 11 günlük dinlenmenin ardından sahaya istekli ve arzulu çıktı. Larin ile golü bulunca oyunun gerilimi rahatladı ve Beşiktaş istediği futbol ortamını buldu. Ardından Aboubakar ve Ljajic'in golleri gelince ilk yarıda istenen skora ulaşıldı. İkinci devre Beşiktaş tempoyu düşürdü, oyunu rölantiye aldı. İlk 45'te Beşiktaş'ın skor ve oyun hakimiyetine rağmen Welinton ve N'Sakala'nın pozisyon ve pas hataları Sergen hocanın da dikkatini çekse de takımın üstün oyunu bu eksikleri gölgeledi. Sahada N'Koudou'nun sadece kanat etkinliği dışında ara paslarıyla da öne çıkması bu futbolcunun beklenenden daha farklı yetenekleri olduğunu göstermesi açısından da önemliydi. Gökhan Töre'nin kaçırdığı pozisyonlar gole çevrilse Beşiktaş skoru daha fantastik bir duruma ulaştırabilirdi.
3540
BEŞİKTAŞ KALDIĞI YERDEN - GÜNTEKİN ONAY / HÜRRİYET
Beşiktaş, Denizlispor karşısında ilk 45 dakikada 3 gol attı, bir golü de VAR’dan döndü. Siyah beyazlı ekip muhteşem mi oynadı? Kendi oyun standartlarını baz alırsak; “Hayır.”
Tempoyu çok mu yükseltti? Ona da “Hayır.”
Peki ne yaptı siyah beyazlılar? Topun ve oyunun mutlak hakimi oldu ve sabırla topu dolaştırıp kalabalık Denizlispor savunmasının arasında boşlukları aradı. Topu kaybettikten sonra sahayı doğru parselleyip alan daralttı ve en kısa sürede geri kazanmayı bildi. Ghezzal gibi kilit açan bir anahtar oyuncusu olmamasına rağmen Larin, Aboubakar ve Ljajic ile ilk yarıda fişi çeken Beşiktaş kolay bir galibiyet elde etti. Siyah beyazlılar, 11 gün öncesindeki noktada, kaldığı yerden devam ediyor. Son derece organize ve iyi yardımlaşan bir oyuncu grubu var. Oynayanoynamayan; giren-çıkan farketmiyor. Beşiktaş içerde dışarda aynı futbolu oynuyor.
3640
iKiNCi YARIDA TEMPOYU ÇOK DÜŞÜRDÜLER
Dün için yapılacak eleştiri ise 40’ıncı dakikadan sonra oynanan rölanti futbol. Tamam, salı ve cumartesi siyah beyazlıları bekleyen iki zorlu maç daha var ancak tempo bu kadar da düşmemeliydi.
İkinci yarı yapılan oyuncu değişiklikleri, son bölüme girilirken Beşiktaş’ı hareketlendirdi ancak Gökhan Töre ve Hasic ile yakalanan fırsatlardan sonuç alınamayınca 4’üncü gol gelmedi.
Beşiktaş, 3 maçlık takvimin olduğu haftaya 3 gollü bir 3 puan ile ve zengin bir kadroyla girdi.
Denizlispor ise ilk golü yedikten sonra çözüldü, yeşil siyahlılar oynadıkları futbolla puan olmasa da en az 1 golü haketti.
3740
BEŞİKTAŞ'I SEYRETMEYİ SEVİYORUM - UĞUR MELEKE/ HÜRRİYET
Süper Lig’de rakip ayırmaksızın kendi planını uygulamaya çalışan, hemen her dakika vitesi elinde tutmak isteyen, önlem alma değil aldırma odaklı iki ekip var: Biri Beşiktaş, diğeri de Alanyaspor. Her takımı izliyoruz, aklımız yettiğince her takımı yazmaya çalışıyoruz. Bana izlerken en çok keyif veren, yazarken de en derin düşünmeye iten takımlar bunlar. Dünkü Beşiktaş pozisyon buldu, pozisyon verdi. Goller attı, yiyebilirdi de. Ama keyif verdi her zamanki gibi. Seyretmesi gerçekten eğlenceli bir takım Beşiktaş...
3840
120 SANİYEDE 2 GOL
Denizlispor maça bir dörtlü bloğun önünde üçlü blokla karşılayan, kazandığı toplarla da hızlı çıkış planlayan bir düşünceyle çıktı. Sagal, Mesanovic ve Rodallega ile zaman zaman da başarıyla yaptılar bu çıkışları. Ancak ne olduysa 22’de yedikleri golden sonra oldu, organizasyonları hasar gördü. Oysa Beşiktaş gibi bir rakibe karşı oynuyor ve erken bir gol yiyorsanız hemen plan değiştirmemeli, hemen konsantrasyonunuzu yitirmemelisiniz. Bu konsantrasyon kaybının ardından Mustafa’nın sakatlığının da gelmesi işleri daha da zorlaştırdı. Hakan Kutlu’nun o dakikada Kubilay’ı geriye çekip orta sahayı değiştirme planı doğru olabilir. Ancak bunu yapar yapmaz 120 saniye içinde 2 gol daha yiyince planlar anlamsızlaştı tabii. Maçın fişi de orada çekildi zaten.
3940
İKİLİ MÜCADELE FARKI
Dünkü tek taraflı gözüken maçta birkaç önemli detayın da altını çizmek gerek bence:
1- İlk 15 dakikada geriden çıkışlarda enteresan bir şekilde peş peşe hatalar yaptı Beşiktaşlılar. VidaWelinton’un genelde başrolde olduğu bu hatalar irili-ufaklı üç pozisyon yaratma şansı verdi Denizlispor’a.
2- Beşiktaş dün genelde yaptığı gibi 4-1-4-1 değil, Ljajic’le 4-2-3-1 oynadı. Ljajic’in kornerleri de ekstra bir silah. Ancak bence soldan kornerleri etkili kullanıyor. Sağdan biraz zorlama oluyor ortaları.
3- Denizlispor’un bu ligdeki direkt rakibi elbette Beşiktaş değil. Tabii ki bu maçı kaybedebilirler. Ancak şunu unutmamaları gerek: Bu ligde ikili mücadelelerde en azından dengede kalmalısınız. Dün Denizlispor ilk yarıda ikili mücadelelerin yalnızca yüzde 39’unu kazanmıştı ve bu oran ligde kalmaya çalışan bir ekip için bence tehlikeli.
4040
KORNER ÖNCESİ DEĞİŞİKLİK
Futbolda her şey değişiyor, gelişiyor. Bir türlü değişmeyen ve direnen az sayıdaki şeyden biri sanırım şu: Korner öncesi oyuncu değişikliği muhakkak bir kafa karışıklığına neden oluyor. Hafta içinde Atalanta-Real Madrid maçını izlemişsinizdir. Gasperini, 86’da Real Madrid’in korneri öncesi iki değişiklik yaptı, Malinovskiy ve Palomino’yu oyuna soktu. Kısa sürede yaşanan o kafa karışıklığı Madridliler’in paslaşarak organize kornerini ve Mendy’nin golünü getirdi. Dün de 38’de Mustafa’nın sakatlığında Bakalorz girdi. Peşinden Beşiktaş korneri kullandı ve organize olamayan Denizli savunması ikinci golü yiyip aslında teslim bayrağını çekti. Futbol böyle bir oyun işte...