Ajans Beşiktaş - Spor Toto Süper Lig'in 33. haftasında Beşiktaş, deplasmanda Osmanlıspor ile karşılaştı. Siyah-beyazlı takım, ilk yarısını 1-0 geride tamamladığı karşılaşmayı 3-2 kazanarak son hafta öncesinde puanını 68'e çıkardı. Beşiktaş'ın gollerini Mustafa Pektemek ve Vagner Love atarken, siyah-beyazlıların ilk golünü Osmanlısporlu Anıl Karaer kendi kalesine gönderdi. Osmanlıspor'un iki golünü de Serdar Gürler kaydetti.
Beşiktaş, Spor Toto Süper Lig'in son haftasında Vodafone Park'ta Sivasspor'u konuk edecek. Siyah-beyazlı takımın şampiyonluk şansı kalmazken, ikincilik için şansı devam ediyor.
Goal yazarı Onur Özger, karşılaşmayı kaleme aldı. Onur Özger, şu ifadeleri kullandı;
Beşiktaş’ın geçtiğimiz sezondan bu yana hücum kalitesinin ne kadar düştüğünü, bu sezon derin savunma yapan hemen her rakibe karşı gördük. Bu akşamki maç da, tüm bir sezonun özeti gibi oldu.
Siyah-beyazlılar kaliteli ayaklara sahip, evet. Rakip, Beşiktaş’a oynayacak alan verdiğinde de bu kaliteli ayaklar ortaya çıkıyor. Şampiyonlar Ligi grubundaki başarısının nedeni de, ligdeki başarısızlığının sebebi de biraz da bu.
Örneğin bu akşamki maçın 66 ve 69. dakikalarında Oğuzhan Özyakup’un önce Ryan Babel’e, ardından Vagner Love’a attığı paslarla oluşan pozisyonlar, birinci sınıf kalitedeydi. Ama ya rakip o alanı vermediğinde? İşte o zaman kaliteli ayaklar yetmiyor, aynı zamanda kaliteli bir oyuna da ihtiyaç duyuyorsunuz. Ve o oyun, uzun zamandır Beşiktaş’ta yok.
Kapanan rakipleri açmanın yolu, sabırlı bir şekilde pas yapmaktır. Çünkü rakibin boşluk vermesini sağlamak için, hareket ettirmeniz gerekir. Bunu da ancak pasla yapabilirsiniz. Akıcı bir şekilde paslaşabilmek için ise üçgenlere ihtiyacınız vardır. Bu anlayışın üstadı Johan Cruyff, “Sahada daima üçgenleriniz olmalı, ancak bu şekilde pas opsiyonları yaratabilirsiniz” der. Beşiktaş’ın hücumdaki belki de birinci sorunu bu üçgenleri kuramaması.
Rakip kapandığında, Beşiktaş’ın tek bir hücum planını uyguladığını görüyoruz. Üçüncü bölgede topu ayağına alan oyuncunun etrafında en az iki oyuncunun olması gerekirken, diğer oyuncular hemen ceza alanına doluşuyorlar. Topla buluşan oyuncu da herhangi bir pas opsiyonu bulamadığı için, mecburen topu içeri şişiriyor. O topa biri kafa vurursa, ikinci yarıda Love’ın vurduğu gibi, sorun yokmuş gibi görünüyor. Ama kimse kafa vuramazsa, ki genelde öyle oluyor, bu ortaların sonucu karşı atak olarak geri dönüyor. Beşiktaş bu akşam da bu hücum tarzı yüzünden sık sık geriye koşmak zorunda kaldı ve rakibe pozisyonlar verdi.
Bu şekilde de topa %74 oranında dahi sahip olsanız, koca bir 45 dakika boyunca rakip kaleye atabildiğiniz tek isabetli şutunuz oluyor. Oysa bu kadar topa sahip olan bir takımın, çok daha fazla pozisyon üretmesi lâzım. Ama top hâkimiyetiniz, beraberinde akıcı paslaşmalar getirmiyorsa, bir oyun üstünlüğünüz oluşmuyor.
Beşiktaş’ı zor bir yaz transfer dönemi bekliyor. Takım ilk resmi maçını büyük ihtimalle Temmuz ayı sonunda oynayacak. Ve bu kısa sürede hem eldeki pahalı ve verimsiz kontratlardan kurtulması hem de yerlerine isabetli hamleler yapması lâzım. Üstelik bu kadarı da yeterli olmayacak. Beşiktaş’ın bir yandan oyununu da revize etmesi gerekecek. Hedef ise 2015-16’daki oyun kalitesine geri dönmek olmalı.