Beşiktaş, Göztepe'yi 5-1 yendi. Maçın ardından karşılaşma için yazılan köşe yazıları haberimizde.
114
Fanatik Gazetesi Spor Yazarı Erman Özgür, mücadele için şu yazıyı yazdı;
"Maçın ilk yarısında Beşiktaş’ın özel oyuncularının sahada olmayışının farklı getirileri oldu. Beşiktaş tarafında oyun kuruculuk sorumluluğunu Caner, Medel, Adriano gibi oyuncuları üstlenip set oyunundan ziyade çabuk kaleye gitme çabaları Talisca ve Babel’in etkili oyunları sayesinde tutunca ibre daha ilk yarıdan kendilerine dönmüş oldu. 2. yarıya Beşiktaş fizik kalitesini koyarak başladı ve 3. golü de Tosiç’le buldu. Ancak rahatlık Göztepe’ye yaradı. Önce kaptıkları topla Halil üzerinden gol yaptılar,sonrasında ise yine bir kırılma anında Demba Ba ile direğe takılıp maçı çevirme şansını kaçırdılar. Sonrasında ise Beşiktaş’ın hamleleri ve golleri geldi. Sonuçta Beşiktaş eksiklerine rağmen sezonun kendi adına en keyifli maçını oynarken şampiyonluk iddiasını da son haftaya kadar zorlayacağını haykırır gibiydi.
Gecenin sorusu
Eksik oyuncuların olmayışına rağmen galibiyet de öne kimler çıktı? Özellikle orta kalitesi ve top tekniği ile Caner, Adriano, Babel, Medel, Tosiç ve Talisca öne çıkan oyunculardı.
Maçın starı
Beşiktaş’ın eksikleri üzerinden zorlanması en muhtemel maçında yine attığı golle kilidi erken açan ve olası bir sürprizi engelleyen Talisca oyun olarak da hücumdaki her organizasyonun en etkili oyuncusuydu.
Maçın olayı
Beşiktaş’ın sezon boyunca alamadığı santrafor performansları düşünülünce Demba Ba oynadığı oyunla bana göre kendisini transfer etmeyenleri buna pişman etti.
Kısa mesaj
Larin, Mustafa Pektemek’in harika pasında Beşiktaş kariyerine golle başlayarak büyük moral buldu."
214
Fanatik Gazetesi Spor Yazarı Cem Dizdar, mücadele için şu yazıyı yazdı;
"Sağolsun öyle ya da böyle, Fikret Orman’ın doğaçlama başlattığı polemik maç öncesi gündemi aldı götürdü! Buna karşın ‘orta sahası olmayan’ Beşiktaş’a karşı ‘ligin flaşh takımlarından’ biri olarak gösterilen Göztepe ise ‘öte yaka’ya geçmekte dahi zorlandı. Medel/Necip gibi sert defans önü hattı rakibi kaleden uzak tuttukça Beşiktaş haniyse terlemeden sonuca gitti. Beşiktaş, futbol oyun kitabının ‘basit oyna sağlam oyna’ ilkesini ihlal etmeksizin elini kolunu sallayarak sonuca gitti. Taa ki 70’e kadar!... Lakin maçın başı hariç o ana kadar ritm bulamayan Göztepe üçüncü gole rağmen oynamaktan vazgeçmedi. Tıpkı tribününün eğlenmekten vazgeçmemesi gibi.. Yine de, Halil’in golüne direkten dönen topa rağmen sahadaki icra maçı değiştirmelerine yetecek yoğunlukta değildi. Rotman’ın ‘Türk futbol geleneği’ne uygun olarak kendini attırmasının ardından da oyunu tamamen kaybettiler. Ve böylece Beşiktaş sıkıntılı bir haftayı ‘top çevirerek’ tamamladı.
Gecenin sorusu
Maçın belki de en etkisiz oyuncusu Demba Ba üzerinde bu kadar fırtına koparmaya gerek var mıydı? Ve Pektemek? Hakikaten bu denli geride mi?..
Maçın starı
Bu tip maçlarda yıldız belirlemek zor. Kalbimden geçen isim; Mustafa Pektemek. Herkesin merakla beklediği Larin’e gol atması için verdiği o zarif pas vesilesiyle.
Maçın olayı
‘Olay’ diye nitelenecek herhangi bir şey gözüme çarpmadı. Sanırım not edilecekler, Göztepe tribünün maç boyu süren eğlencesi ve Cyle Larin girerken gösterilen yüksek teveccüh!
Kısa mesaj
Beşiktaş içerideki iki maçı kazasız atlattı. Gelecek haftayı da aynı güvenle atlatırsa kilidi açacak anahtarı eline alır gibi görünüyor."
314
Fanatik Gazetesi Spor Yazarı Ali Ece, mücadele için şu yazıyı yazdı;
"Oğuzhan-Atiba-Tolgay orta üçlüsünün hiçbiri yokken, en akıllıca plan daha direkt futbol oynamaktı. Kendisi için önemli eksikleri olan Göztepe de benzer şekilde oynayarak başladı. Lakin Göztepe’nin bir Talisca’sı yoktu! Kafasını sol ayak içi eksi 0.1 kalite düzeyinde kullanabilen Brezilya milli oyuncu, kafa şutunda kalecinin hareket edemeyeceği bir şekilde yere vurdu. Türk futbolunda eşi benzeri görülmemiş uzunlukta bir ceza almış olan Caner yine de 6. asistini yapmayı başardı. Beşiktaş’ın ikinci golünde de Babel ideal iç forvet asistini yaparken Medel uzun süredir devameden harika performansını güzel bir golle taçlandırdı. Talisca’nın bu ikinci golde yaptığı asistin asisti de Tolgay ve Oğuzhan’ınkileri aratmayan cinstendi. Talisca, Medel ve Babel’in yanı sıra Adriano, Pepe, Tosiç, Caner eksik arkadaşlarının yerine de oynadılar. Necip de Pektemek de Larin de verilen görevi yaptılar. Negredo iyi niyetli çabalasa da yine bekleneni veremedi. Lens ise sadece daha önceki iki maçındakinden daha az kötüydü.
Gecenin sorusu
Fikret Orman’ın Ba açıklamasını ben de zamansız buldum. Lakin o açıklamayı binle çarpıp “Ba maçı satacak” iftirasını atanlar Demba Ba’nın 73’te direkte patlayan füzesini görünce utandılar mı?
Maçın starı
Beşiktaş, Talisca’yı Benfica ile yaptığı satın alma opsiyonu sözleşmesindeki bedele hemen almalı. Sonra Talisca isterse, o fiyatın iki katına bile satılabilecek kadar kudretli oynuyor.
Maçın olayı
Beşiktaş’ın maçı Vida-Mustafa Pektemek sağ kanadıyla tamamlaması. Bu kadar eksik varken sahadaki bireysel yeteneklerin toplamından daha güçlü bir takım performansı sergilenmesi.
Kısa mesaj
İki sezondur şampiyon yapan oyunun merkezinde olan 3 oyuncusu birden yokken Beşiktaş çok zor bir kadro derinliği testini geçmeyi başardı."
414
Fanatik Gazetesi Spor Yazarı Deniz Çoban, mücadele için şu yazıyı yazdı;
"Beşiktaş’ın farklı galibiyeti Ümit Öztürk için büyük şans oldu. Aksi bir sonuçta, vermediği kartlar dolayısıyla ağır eleştirilere maruz kalabilirdi. Henüz 3.dakikada Leo’nun Lens’e hareketine devam dedi. Bence rakibinin gerisinde kalan Leo, Lens’in ayağına temas ederek, adım frekansını bozdu ve Lens’i düşürdü. Faulle birlikte bariz gol şansını önlemekten Leo’ya kırmızı kart gösterilmeliydi. 42’de Leo, bu kez Negredo’yu düşürdü. Öztürk sarı kartını gösterdi. Oysaki Negredo Leo’dan sıyrılsa kaleciyle karşı karşıya kalacaktı. En yakın Göztepeli oyuncu Reis’in onu yakalama şansı yoktu. Kartın rengi kırmızı olmalıydı. 78’de Rotman’ın ikinci sarı kartı doğruydu. Hakeme bu şekilde temas edemezsiniz. Öztürk genç ve tecrübesiz olmasına rağmen formasının onurunu korudu. Darısı bazı abilerinin başına."
514
Sabah Gazetesi Spor Yazarı Metin Tekin, mücadeleyi değerlendirdi;
Atiba, Tolgay, Oğuzhan ve Quaresma gibi eksiklere rağmen Beşiktaş kazandı. Güneş'in kadro tercihini ve maçı nasıl yorumluyorsunuz?
Bu eksikleri göz önüne aldığımızda Şenol Güneş'in dün tercih ettiği kadro zorunlu bir kadroydu.. Özellikle Tolgay, Atiba ve Oğuzhan gibi orta saha oyuncularının olmaması, Beşiktaş'ın nasıl bir oyunu tercih edeceği merak ediliyordu. Şenol Güneş, takım şeklini değiştirmeden orta ikiliyi Medel ve Necip'le kurdu. Takım şekli aynı ama oyun anlayışı farklıydı. Kontrollü oyun ve pas marifetiyle değil direkt oyunu tercih ederek bunu yaptı. Topa çok sahip olmayı, çok pas yapmayı tercih etmedi Beşiktaş. Direkt oynayarak, hücum üretkenliğini ve skoru böyle buldu ve bana göre işin doğrusu buydu.
Sezonun ilk yarısında 3 gol atan Talisca, dünkü golüyle ikinci yarı 9 gol kaydetti. Talisca'nın bu performansını nasıl yorumluyorsunuz?
Talisca skoru belirmede çok etkin bir oyuncu. Santrfor arkasında oynarken servisçi olarak bakmamak lazım ki onu da yapar, özellikle gol atmada ve skoru değiştirme katkısı çok değerli. Dünkü maçta daha çok oyuna giren ve daha çok topu isteyen bir Talisca vardı. Talisca bir vuruş ustası... Yapacağı servislerden çok skor değiştirmedeki ustalığı Beşiktaş'a çok şey kazandırıyor.
Dün öne çıkan oyuncular kimlerdi?
Beşiktaş'ın geneline baktığımız zaman Negredo hariç ortalamanın altında kalan bir oyuncu yoktu. Beşiktaş, bir türlü Negredo'dan faydalanamıyor. Lens çok istekli ama teknik ve beceri anlamında yetersiz. Beşiktaş, orta sahadan ne zaman pasla çıkmayı denedi 3-4 net pozisyon verdi. Bunların biri golle sonuçlandı. Siyahbeyazlılar, doğru ve direkt oyunla farklı bir galibiyet aldı. Şampiyonluk yarışındaki tabloya baktığımızda Beşiktaş üst üste oynadığı iki iç saha avantajını iki galibiyetle çok iyi kullandı. Haftaya Akhisar deplasmanına gidecek. Galatasaray ve Başakşehir birlikte oynarken buradan çıkan sonuç Beşiktaş'ın da son virajdaki şansının ne olacağını şekillendirecektir.
614
Sabah Gazetesi Spor Yazarı Rıdvan Dilmen, mücadeleyi kaleme aldı;
"21 puan duruyordu maçtan önce Beşiktaş için... Başakşehir için de 18... Fenerbahçe ve Galatasaray için de 21... Önümüzdeki hafta da Galatasaray- Başakşehir maçı var. Beşiktaş da o maçtan faydalanmak için bu maçı almak zorundaydı ve geçen hafta da kazanmıştı. Evet, Göztepe'nin önemli eksikleri vardı. Beşiktaş'ta da üç önemli orta saha cezalıydı. Pazartesi günü 'Kim oynar?' diye konuştuğumuzda 'Necip ve Medel' diyorduk. Onlar oynadı. Şenol hoca bu eksikler varken maceraya gitmedi. Yani forvetten ön libero yaratmadı veya 4-1-4-1 oynamadı. Ama Gökhan iyi olsaydı yine böyle mi çıkardı 11..Onu bilemiyorum. Göztepe gibi İstanbul'a gelen takımların oyuna ortak olmaları için gol atmaları lazım. Hele hele 0-0 iken atarlarsa dirençleri artıyor. Bunu yakaladı mı? Yakaladı ama Demba Ba ile de bu fırsatı kaçırdılar.
Sonra da Talisca golü attı. Talisca çok etkili.. Bir forvet arkası hücum anlamında bu kadar etkili olabilir. Kafa vuruyor, şut atıyor, çalım atıyor, faul alıyor. Genç olması da avantaj. Gol attıkça güven gelir. Quaresma gibi Talisca da Vodafone'da seviye atlıyor. Seyirciyi görünce coşuyor. Doğru bir kulübe geldi. Benfica'da kalsa veya başka bir kulübe gitse bu kadar gelişim gösteremeyebilirdi. İlk geldiğinde çekingen, kafa toplarına çıkmayan biriydi ama şimdi bakıyorsunuz 10 kafa şutunda 6 gol bulmuş. Lens de biraz daha kıpırdamış durumda. Caner'i de beğendim. Fabri de inanılmazdı.
Göztepe'nin eksik kadrosu ilk yarı itibarı ile Beşiktaş'ın eksik kadrosu ile baş edemedi. Aslında o şaşkın başlayan Beşiktaş'a karşı Göztepe ilk golü atabilse oyuna ortak olabilirdi.
İlk yarı itibarı ile enteresan bir pozisyon vardı. Oyun 0-0 iken ara pası atılan Lens'in pozisyonunu çözemedim. Hakeme de baktım. Görüş açısını önce Selçuk kapatıyor, sonra da bir başka futbolcu. Belki yardımcı hakem etkili olabilir. Ama pozisyon faulse kırmızı... Defalarca baktım, var mı yok mu anlayamadım. Bunun için hakem Ümit Öztürk'e bir şey söyleyemem. Ama bana yüzde 60 faul gibi geldi.
Beşiktaş 3-1'den sonra oyunu kontrol edebilmek için Vida'yı aldı ve sağ beke koydu. Ama kırmızı kart gelince işler değişti. Beşiktaş zaten hızlı oynayan, hücuma çabuk çıkan bir takım.
Göztepe buraya kazanmak için gelmiş beraberliğe değil. Ha böyle çok pozisyona mı girdi? Hayır. Ama o kadar kontrolsüz çıktılar ki her kaybettikleri top pozisyon oldu. Sonra da beşlik oldular. Çünkü büyük takımlar kontrolü kaybettiğinizde sizi affetmezler, pozisyonları değerlendirirler. Tamer hoca da ikinci yarıda 2-2'yi yakalamak için Selçuk'u çıkardı.
Ümit Öztürk kırmızı kartta haklıydı. Ne olursa olsun hakeme dokunamazsınız. Ümit Öztürk de Premier Lig maçlarındaki hakemler gibi yönetti maçı. Fazla durdurmadı.
Beşiktaş 'Ben bu yarışta varım' dedi. 6'da 6 da yapabilir. Ama Galatasaray, Başakşehir'e yenilmez ve diğer 7 maçı kazanırsa şampiyon. Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışını kaçırmaması için en kötü Türk Telekom'a bu şartlarda gitmesi lazım ve onların da tıpkı Galatasaray gibi coşkusu inanılmaz artmış."
714
Habertürk Gazetesi Spor Yazarı Umur Talu, mücadeleyi kaleme aldı;
"Beşiktaş’ta Quaresma, Love, Gönül dışında orta saha topluca orta tribün olduğu için, “altyapıdan Necip” oynadı. Öyle ya, iyi kötü oynayabilen son altyapı oyuncusu da kaptan olacak kadar kıdemli.
İlk pozisyon Demba Ba’nın gollük autuydu. Ayak içi şartken dışıyla öyle oluyor. Beşiktaş’ta maç başı hücumdaki pas dağınıklığı sonra dağıldı.
Göztepe iyi çıktığında, Halil biraz defansı, epey kendini dağıtıyordu. Derken “esas santrfor” ortaya çıktı. Kafasıyla yine. Caner’in nihayet asiste kavuşan ortasına da selamla.
Beto şahane gollük pas verdiğinde topun şansızlığı Talisca’ya değil, Medel’in ayağına mı gelmesiydi? Hayır, değilmiş. Hemen 3 pasta gol geldi: Talisca 10 numara pası attı, Babel 11 numara kaçışı yaptı, Medel 8 numara golü çaktı.
Beşiktaş önceki maça göre, koşarak, severek oynuyordu. Sen oyunu seversen o da seni seviyor.
Beto, Babel’in ‘Babil kulesi’ gibi döne döne yükselen şutunda 3. golü geciktirdi ancak! Göztepe’nin iki reisinden “Reyiz” değil, Reis olanının kaçırdığı golü de Beşiktaş’ın “gülümseyen” gününe bağlayalım!
Göztepe 2. yarıya iki korner kazanarak başladı. Babel’in harika ara pasında Lens golü, maça soğuk olduğu için değil, maçın içinde olduğu için kaçırdı bu kez. Bu da bir şey!
Talisca’nın hücum presi kendisine şut için pas oldu ya, bu maç başka türlü oynadığı belliydi. 3. gol daha fazla gecikmedi. Necip gözü arkada kalmadan anormal asist yapmış, Tosic ödülünü almıştı.
Beşiktaş ille golü yemek istedi. O da Halil’in deli dolu emeğinin karşılığı. Negredo’nun maskeli balosu yine sessiz bitti. Pepe’den bıkan Ba uzaktan direğe asıldı.
Baktı ki, takımın ayarı bozuldu, Güneş formatladı. 2 yedek müthiş iş yaptı: Pektemek’in harika asisti, küçük Kanadalı’nın sakin vuruşu!
Talisca’nın da bir asisti eksikti yani! Atiba, Tolgay, Oğuzhan’ın bu orta sahaya girmek için çok çalışması lazım!
YÜREKLİ ÇOCUKLAR
Talisca’nın ayağı kafası, Necip ile Medel’in yüreği, Pepe’nin aklı başı ağırlık koydu!
Milliyet Gazetesi Spor Yazarı Atilla Gökçe, mücadeleyi kaleme aldı;
"Kart cezaları nedeniyle neredeyse cezaevine dönüşen Beşiktaş dün Vodafone Park’ta Göztepe gibi kıymetli bir takımı farklı yenerek herkesin kuşkuyla baktığı oyunu coşkuya çevirdi.
Haftanın en çok merak edilen sorusu, Atiba-Tolgay ve Oğuzhan’ın yokluğunda Beşiktaş Futbol Takımı’nın kimyasının bozulup bozulmayacağı idi. Dün gördük ki, Medel ve Necip ile oyun merkezini oluşturan Şenol Güneş seçimini çok iyi yapmış.. Artık eskisi gibi, “Isıramayan” ve yavaşlayan Atiba ile son haftalarda top kayıpları yapan Tolgay’ın zoraki dinlenmesi Medel ve Necip gibi formayı özleyen, fırsat gözleyen, gözüpek ve kararlı adamların işbaşı yapmasına neden olmuş... İkisi de olağanüstü bir ciddiyetle oynadılar. Şu kadarını söyleyeyim: Medel’in attığı golle, yerden kafa ile havalandırdığı topu Tosic’in kafasına gönderen Necip’in asisti bu “çapa” adamların fizik olarak ne kadar sağlam olduğunu, mental bakımdan ne kadar hazır ve moral bakımından ne kadar da mutlu olduklarını göstermeye yeter. Sadece oyun merkezi değil sahanın her yeri Beşiktaş’ın zenginliği ve güzelliği ile doluydu. Tam da Şampiyonlar Ligi standardında bol paslı, çabuk, çok yaratıcı, bol pozisyonlu bir oyun çıkardılar... Hakçası biraz faullu ve sert oynamasına rağmen Göztepeli futbolcular da bu oyuna saygı gösterip katılmaya çalıştılar.
Demba Ba polemik, spekülasyon, duygusal baskılarla pestile dönmüş bir oyuncu olarak maça başladı. Belli ki, bir kaşık suda çıkardığımız gereksiz fırtına oyunda zenginlik yaratacak bir futbolcuyu da törpülemişti. Yine de en az üç gol fırsatı ile başbaşa kaldı Demba Ba, güç halle önledi Beşiktaşlılar...
Maçın en etkili, en çalışkan, en çabuk oyuncusu Talisca’ydı. Negredo’nun kullandığı korner atışında topa kafasıyla dokundu, golü attı. İnanılmaz hızlı ataklarla oyunun akışını değiştirip seyirciyi ayağa kaldırdı. Kimbilir belki de Brezilya Milli Takımı için Tite’nin gözüne girmek, Rusya’da samba yapmak istiyordu. Bu hazırlık motivasyonu Beşiktaş’ta şova dönüştü. Babel’in asistiyle savunmadan dönen topu tamamlayan Medel, Necip’in yine kornerden gelen topta yerden Tosic’in kafasına yükselttiği top, Sırp futbolcunun attığı gol Beşiktaş’ta beklenen rahatlığı fazlasıyla sağladı.
71’de Göztepeli Halil’in soldan gelip attığı gol kaleci Fabri’ye karşı takım arkadaşlarının ayıbıydı. Sonrasında Larin ve Babel’in golleriyle Beşiktaş şovunu tamamladı. Bu oyun için hem Şenol Güneş’i hem de Tamer Tuna’yı kutlamak gerekiyor. İki taraf da noksanlarına rağmen futbol oynamaktan vazgeçmediler.
Maçın mesajı şuydu: Galatasaray maçına kadar non-stop koşup yılın belki de en iyi derbisini oynayacak kararlı bir Beşiktaş izledik. Kısmetini bilmem ama Kartal’ın niyeti bu... "
914
Fotomaç Gazetesi Spor Yazarı Turgay Demir, mücadeleyi kaleme aldı;
"Beşiktaş kağıt üzerinde zor görünen Göztepe maçını kolay geçerken orta sahayı Necip'le birlikte muhteşem parselleyen, kazandığı her topu öne oynayan ve çabuk oynayan dahası bir de gol atan Medel yıldızlaştı. Şenol hocam yine Oğuzhan ya da Tolgay'dan birini kullanma ihtiyacı duyar mı bilemem ama Medel, o bölgede hem pres anlamında, hem de pas trafiğine katkı anlamında deyim yerindeyse kusursuz fırtına gibi! Beşiktaş'ın çok geniş bir kadrosu var, başka hiçbir takım ideal on birinden beş oyuncudan yoksun çıktığı maçta böyle bir galibiyet alamazdı. Quaresma, Atiba, Oğuzhan, Tolgay ve Gökhan Gönül yok... Buna rağmen on bir başlayan da, sonradan giren de büyük katkı verdi. Larin ayağının tozuyla gol attı misal, Beşiktaş'ın bahtsızı Lens ise ne yaptıysa olmadı! Top bile kafayı takmış Lens'e.
AĞIRLIĞINI KOYDU
Hemen belirtelim kolay görünen skorun arkasında Şenol hocanın önemli bir hamlesi de yatıyor olabilir. Güneş 3-1'den sonra sahadaki görüntüyü beğenmeyince Lens'i çıkarıp Vida'yı sağ beke, Caner'i sağ öne çekerken ön tarafa da Pektemek'i gönderdi. Bu hamle Göztepe'nin umutlandığı anlarda maçın kontrolünün Beşiktaş'ta kalmasını sağladı ve rakibin kanatlardan gelmesi zorlaşırken Beşiktaş her iki kanadı da daha iyi kullanmaya başladı. Farklı skor da bu manzarayla geldi zaten. Bu galibiyetle şampiyonluk yolunda önemli bir virajı şov yaparak geçen Beşiktaş yarışın en kritik haftalarında ağırlığını koymaya başladı diyebilirim. Şu anda maç sayıları farklı olsa da Galatasaray'la arasında bir puan alan Kara Kartal, Sarı-Kırmızılı takımın Gençlerbirliği deplasmanında puan kaybedip kaybetmeyeceğini merakla bekliyor... Not: Fikret Orman'ın talihsiz açıklamalarıyla zor durumda kalan Demba Ba elinden geleni yaptı, muhteşem şutunu Fabri aynı güzellikte kurtardı."
1014
Yeni Şafak Gazetesi Spor Yazarı Ergin Aslan, mücadeleyi kaleme aldı;
"Çok kritik haftalar oynanıyor ligde. Beşiktaş’ın rakiplerinin bu yarışta kaybetme lüksleri var. Çünkü puan olarak öndeler. Ama Beşiktaş öyle değil. Kalan maçlardan birisinde dahi takılsa şampiyonluk umudunu yitirebilir. Beşiktaş, geçen hafta Alanyaspor’a karşı bu bilinçte değildi sanki. Hem oyun hem skor yetersizdi. Maç uzun süre balık sırtıydı.
Göztepe maçında olayın ciddiyetinin farkına varmış siyah-beyazlılar. “Beşiktaş sampiyon olmak istiyorsa bu oyununu yukarı çekmeli” demiştik geçen hafta. Öyle de oldu. Orta sahada 3 önemli eksiğine rağmen o bölgeyi de, başka yerleri de kapatacak kadroya sahip Şenol Hoca. Lens’in vasat performansı hocayı Alanya karşısında şablon değişikliğine itmişti. Kanat oyunundan vazgeçen Güneş, verim alamamıştı. Göztepe maçında yine bilindik formatla oynadı. Necip-Medel ikilisi Talisca’yı rahatlattı çünkü oyunu tek yönlü oynayabilen Talisca böylece dilediği gibi at koşturabildi. Hoca da Talisca’ya her maç çokça yaptığı “geriye dön” hareketini yapma ihtiyacı hissetmedi. Önde basan, iki kanadı da oyuna sokan, göbekten de etkili gelen Beşiktaş, oyun coşkusuyla maçı ilk yarıda kopardı. Neden sürekli Alanyaspor maçıyla kıyasladım, çünkü 2 hafta üst üste iç sahada aşağı yukarı birbirine benzeyen iki takımla oynadı Beşiktaş. Göztepe’nin farkı, ilk golü yedikten sonra Alanyaspor gibi hala kapanmayı tercih etmemesiydi. Gol odaklı oynayınca bu Beşiktaş’ın da işine geldi ve skor arttı. Tabi Talisca’yı defalarca yazdık, çok özel bir adam olduğu, rakip için handikap olduğunu artık herkes biliyor ve söylüyor. Bununla birlikte bir hoca için büyük şans da Medel gibi bir oyuncuya sahip olmak. Lakabının hakkını veriyor Şilili. Yanında Necip oynayınca da rahatlıkla ileride de oyuna dahil oldu. Golünü de attı. Beşiktaş, bu haftalarda kazanması gereken maçları kazanıyor. Oyunun son bölümü ve yenilen goldeki konsantrasyon kaybını da kenarda tutmak lazım. Beşiktaş, bu coşkusunu kalan haftalara da yaymak durumunda. Yarıştayım demek istiyorsa başka yolu yok."
1114
Vatan Gazetesi Spor Yazarı Güntekin Onay, mücadeleyi kaleme aldı;
"ATIBA, Oğuzhan ve Tolgay’sız Beşiktaş’ın nasıl bir oyun ortaya koyacağı merak konusuydu. Medel-Necip ile acaba yaratıcılık anlamında sorun yaşanır mıydı? Açıkçası topa daha az sahip olan ancak daha direkt oynayan bir Beşiktaş gördük. Talisca, orta sahayla ilk kez bütünleşti. Sorumluluk aldı. Etkili ve hareketli oynadı. Hem de her zaman yaptığı gibi golünü attı. Attığı goller tabii ki çok değerli ancak dünkü etkili oyunu paha biçilemez.
SADECE NEGREDO KÖTÜYDÜ
CANER bu ligin en iyi orta yapan beki. Dün bunu bir kez daha gösterdi ve maç boyunca çok aktifti. Oğuzhan, Atiba ve Tolgay’ın sezon başından beri ceza sahası dışından yapamadığını Medel yaptı ve nefis bir şutla farkı 2’ye çıkardı. Siyah-beyazlı takımda dün Negredo hariç tüm oyuncular iyi futbol oynadı. Necip çalışkan ve güçlüydü. Zaten orta saha oynadığı zaman belli bir standartı var. Medel topu ayağından hızlı çıkartan ve tempoyu yükselten bir futbolcu. Beşiktaş dün özellikle 2. yarıda Göztepe’nin bıraktığı alanları kullandı ama farkı arttırma şanslarını değerlendiremedi. Tosic ile gelen 3. gol sonrası maçı bitirdim duygusuyla hareket edince Göztepe pozisyonlar ve gol buldu.
BEŞİKTAŞ, teknik-taktik-fizik herşeyin ötesinde dün, önceki haftalardan daha iştahlıydı. Yüksek arzu ve konsantrasyon bundan sonraki haftalarda en önemlisi. Çünkü zaten kalitesi tartışılmayacak bir kadro. Dünkü gibi kazanma arzusu gösteren bir Beşiktaş, kalan maçların hepsini kazanabilir. Quaresma da cezasını bitirdi ancak Negredo’nun son 2 maçtaki olumsuz görüntüsü Kartal açısından tek olumsuzluk olarak görünüyor."
1214
Vatan Gazetesi Spor Yazarı Ömer Güvenç, mücadeleyi kaleme aldı;
"KÖTÜ oynadığı haftaları geride bırakan Beşiktaş geçen hafta Aytemiz Alanya’yı bu hafta da Göztepe’yi yenerek rakiplerine hiç bir yere kaçamazsınız ensenizdeyim dedi. Atiba,Oğuzhan, Tolgay ve Quaresma gibi önemli oyunculardan yoksun olan Beşiktaş’ın ne yapacağı merak ediliyordu. Göztepe’ye 5 gol atarak yapacağını yaptı. Bence Caner hariç çok fazla öne çıkan oyuncusu yoktu, takım olarak iyiydiler. Bu arada Talisca’ya inanılmaz bir gol attıran, onun dışında da iyi oynayan Caner’in çıkarılışına aklım ermedi.
AKLIMIN ermediği bir diğer konu da maç 3 olmuş, Gökhan Töre gibi bir oyuncu neden oyuna girmez? Hazır değilse neden kulübede? Gökhan kazanılması gereken bir oyuncu. Medel’in golünde Babel’in asisti mükemmeldi. Babel’in attığı golde de Talisca’nın egoist davranmaması futbol ahlakıydı. Özetle Beşiktaş, bundan sonraki maçlarının hepsini kazanmak mecburiyetinde. Kazanacak ve Başakşehir ile G.saray’ın tökezlemesini bekleyecek.
SELÇUK ŞAŞIRTTI!
GÖZTEPE’YE gelince hiç de tahmin etmediğim bir performans gösterdiler. Bir tek Halil bir şeyler yapmaya çalışan oyuncuydu.. O da tek başına yetmedi. Selçuk benim özellikle profesyonelliğini çok beğendiğim bir oyuncu. Ama oyundan çıkarken yaptığı tavırlar hiç hoş değildi. Rotman’ın kırmızı kartına gelince zorla kendini attırdı..."
1314
Vatan Gazetesi Spor Yazarı Gökhan Dinç, mücadeleyi kaleme aldı;
"BEŞİKTAŞ ligin en geniş kadrosuna sahip olmanın avantajını iyi kullandı. Düşünsenize takımın yarısından fazlası yok, ideal kadro ile en son lig maçında ne zaman oynadı diye hatırlayan yok. Buna rağmen kazanmaya devam eden bir takım var sahada. Bunun adı üst üste üçüncü kez şampiyonluğun inadı. Bu inat son haftaya kadar devam ederse süper olur. Daha süperi gelecek hafta Quaresma’nın dönüyor olması. Dönsün de insanlar Lens kâbusundan kurtulsun.
BEŞİKTAŞ’IN Atiba-Oğuzhan Özyakup ikilisinden mahrum kaldığı haftada, yerlerine oynayan Medel-Necip Uysal ikilisi işini çok iyi yaptı. Gökhan’ın son anda sakatlanması nedeniyle tercihi bu yönde kullanan Şenol hoca, neredeyse Ziraat Türkiye kupası kadrosu ile kazanmanın haklı keyfini sürecektir. Olmayacak işlerin olduğu haftalarda Beşiktaş tek mağlubiyetini Başakşehir karşısında aldı. Beşiktaş içerde oynadığı son iki maçı da kazandı. Şimdi sıra zorlu Akhisar deplasmanı var. Ancak cezalı tüm oyuncuların da cezası bitiyor. Bu da demek oluyor ki Şenol hoca uzun zaman sonra istediği kadroyu, zorunlu tercihler olmadan sahaya sürecek demek. Bu da bize harika bir maç izlettirecek.
DÜN gece için Caner, Necip ve Medel’e ayrı bir parantez açmak lazım. Ne zaman neresi olursa olsun forma giyen, giymediği zaman da sıkıntı çıkarmayan Beşiktaş’ın çocuğu Necip, kendisini için türetilen her lakabı hak eden Medel ve gidiş-gelişlerini izlemekten bizim yorulduğumuz Caner beni mest etti.
NE KADAR KOLAY!
KARŞILAŞMADAN önce Beşiktaş Başkanı Fikret Orman’ın Demba Ba açıklamalarına yapılan yorumları görünce gerçekten şaşkına döndüm. İnsanları ne kadar kolay karaktersiz, hain yapıyorsunuz beyler. Maç satmak bu kadar kolay mı? Üstelik bu yorumları yapanlar, kendi geçmişlerinden bihaber. Hemen hemen her büyük kulüp başkanı veya hocası, rakip takımların oyuncuları ile ilgili buna benzer veya bundan daha net mesajlar vermişken, insanları hainlikle suçlamak komik. Bu kadar kolay insan harcamayın beyler."
1414
Akşam Gazetesi Spor Yazarı Alen Markaryan, Beşiktaş-Göztepe maçı için şu yazıyı yazdı;
Beşiktaş liderlikten düşüp de puan farkı oluştuğunda,
Bizim için her maç kırılma noktası.
Süre azalmakta.
Dolayısıyla oynadığın maçların dönüşümü yok artık.
Tek geçişli tahta köprü üzerindeki dönüş gibi.
Devirdin!
Devirdin.
Deviremedin, ıslanırsın!!!
***
Quaresma, Tolgay, Atiba, Oğuzhan kart cezalısı,
Gökhan ve Vagner Love sakattı.
Vida sakat ve cezalı değildi ve hâlâ oynamıyordu.
Diğer maçlara nazaran sahayı dikine kullanıp,
Çizgilere inmeye başlamıştık.
İlk 5 dakika içinde sanki son dakikadaymışız da
Gole ihtiyacımız varmış gibi bir görüntü çizdik.
Ama ilk gol pozisyonuna Göztepe girdi.
Quaresma’nın yokluğunda serbest vuruşları Caner kullanmaya başladı,
Onlardan birinde Talisca kaleyi yokladı, olmadı.
Orta sahadaki boşluklar o kadar belliydi ki, gol pozisyonuna sırayla giriliyordu.
Rus ruleti gibiydi mübarek.
Sıra Beşiktaş’a geldiğinde Talisca,
Geçen hafta ayağıyla yaptığını bu sefer kafayla gerçekleştirip, topu Göztepe ağlarına bırakıverdi: 1-0
Sonra Beşiktaş’ın geri çekildiğini zanneden Göztepe, arka tarafı boşaltıp, çok adamla gelmeye başladı.
Harakiri gibi bir şeydi bu.
Bu bölümde topla hızlı çıkan Talisca, Babel’e uzun bir top attı,
O da içeri drive edip, Medel’in önüne şut çek diye yuvarladı.
O da şut çekmedi maşallah,
Bazuka yolladı kaleye: 2-0.
Birçok orta saha oyuncusunda ofsayttaki adama top atma hastalığı var.
İlk yarıda Necip’in, ofsayttaki Babel’e top atmayıp, onun çıkmasını beklemesini buraya büyük bir iştahla yazıyorum.
İkinci yarıya Göztepe baskı yapmaya meyilli, Beşiktaş doğal olarak sakin başladı.
Lens’in istediği boş alanlar olmasına rağmen,
O bu alanlara gitmekte zorlandı sanki.
Hele Babel’in ‘Al da at’ı var ki kendisine,
Nafile sevdalar.
Hücum adamlarının yapamadığını sürpriz dakikaların adamı
Her dakika ‘Ben buradayım’ diye adeta bağıran Tosic sürpriz bir kafa vuruşuyla yaptı.
Aferin Tosic: 3-0.
Golden sonraki 5 dakikalık rehavet,
Ve futbolcuların tribünleri seyretmesi,
Göztepeli oyuncuları 3 kere pozisyona soktu.
Zaten sonuncusu da gol oldu: 3-1.
Bu bölümde ‘düşen orta sahaya çözüm bulunmalı’ diyorduk ki;
Lens’i aldı oyundan Şenol Hoca, Vida’yı sürdü sahaya.