Ajans Beşiktaş - Şampiyonluk maçında skoru belirleyen Melike bambaşka bir kariyer hikayesi yazdı. Basamakları hızla tırmanan 20 yaşındaki oyuncu, “O dönem kulübüm bile yoktu, videolarımı izleyip, A Milli Takım’a çağırdılar. Eğitimimi tamamladıktan sonra Avrupa’ya gitmek ve Atletico Madrid’de oynamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Yıllardır hep konuşuruz, yazarız, çizeriz... ‘Futbol erkek oyunudur’ diye... Görüyoruz ki son yıllarda kadınlarımız bu görüşü terse çevirdiler, futbolun erkek oyunu olduğu düşüncesini rafa kaldırdılar, hatta son verdiler dersek abartmış olmayız.
Öyle ki, tüm ülkelerde kadın futbolu giderek yaygınlaşıyor. Ben de kadın futbolunu izliyorum, adeta erkeklere taş çıkarıyorlar! Öyle dan-dun falan değil, teknik kapasitelerini gayet net sahaya yansıtıyorlar. Üç yıldır Gelibolu’da yaşıyorum, buna karşın çevremde olup, bitenlere de duyarsız kalmıyor, nerede haber, nerede söyleşi varsa, koşup gidiyorum.
Malum, Beşiktaş Vodafone Kadın Futbol Takımı ligin finalinde Fatih Vatanspor’la karşılaştı... Maçı başından sonuna kadar izledim, müthiş keyif aldım...
Sonradan oyuna giren Melike Öztürk, Kartal’ı iki farka taşıyan kritik bir gole de imza attı, vuruşu çok klastı. Ve Beşiktaş kadınlarda Türkiye şampiyonu olurken, Şampiyonlar Ligi’nde de ülkemizi temsil etme hakkı kazandı. Asla küçümsenecek bir başarı değil, üzerine çok öykü yazılacak cinsten...
Eee bize de Melike kızımızla söyleşi yapmak düştü... Bana çok yakın, 35 km ötede Tayfur Köyü’nde yaşıyor Melike... Gelibolu çevresinin en yüksek nüfusuna sahip, şirin bir köy, 200 haneli, herkes birbirini tanıyor, çoğunluğu Selanik’ten gelme... Dede Hayrettin Öztürk 82 yaşında, baba Mustafa, anne Emine...
Melike 20 yaşında, karnesine bakıyorum, pekiyi... Çeşitli yaş gruplarında 41 kez Milli Takım forması giydi. İki kez de A Milli oldu... Melike’nin A Milli Takım’a çağrılması da bir hayli ilginç... Sözü ona bırakalım, kendisi anlatsın;
’Triatlondan futbola’
“Beden eğitimi hocam futbolda başarılı olmam için çok büyük uğraş verdi. Elif hocam benimle çok yakından ilgilendi. Milli Takım’a çağrılmam da oldukça ilginçtir. Videolarımı izlediler, Milli Takım’a çağırdılar. İmkansız olan bir şey sanırım. Düşünün kulübüm yoktu ama A Milli Takım’a çağrıldım, sadece video aracılığıyla...”
Peki, Melike’nin futbola olan sevdası nasıl başladı?
“Önceleri triatlon yapıyordum, bıraktıktan sonra bir sporla uğraşmam gerektiğine inandım. Dedem sürekli beni ağıla çağırıp, keçilerle ilgilenmemi istiyordu, yapıyordum da... İşte o arada boş kaldığım anlarda ağıla yakın yani Tayfur Köyü’nün tek sahası olan toprak zeminde çocukluk arkadaşlarım erkeklerle top oynuyordum, sağolsun dedem de benim için itici güç oldu, işte böyle başladı futbol sevdam...”
Baba tamam, ama anne Emine hanım, onun futbol oynamasına karşıydı, çünkü Melike sahanın ya da köyün ara sokaklarında hep topun peşindeydi, eve de geç geliyordu. Hadi keçilerin olduğu alana gidelim dedik, öyle yakın falan değil... Neyse biz aracımıza bindik, Melike mi?
Motosiklete bindi, babası da arka koltuğa oturdu... Ehliyet falan yok, ama trafiğe çıkmıyor, bir sürüşü var, gözlerimize inanamadık, sanırsınız ki, Melike motokrosçu!
Baba Mustafa’ya döndüm, “Şampiyonluk primi verdin mi kızına?” diye sordum “Henüz hayır” dedi. Melike’nin motosiklet tutkusu var, belki prim olarak ona bir motor alır!
‘Beşiktaş benim yuvam’
Beşiktaş sana neyi anımsatıyor?
- “Beşiktaş deyince aklıma çok büyük camia geliyor, güzel bir aile, adeta ikinci yuvam, bu ailenin bir ferdi olmaktan gurur ve onur duyuyorum. Yeni transfer oldum, sanırsınız ki yıllardır o ailenin içinde gibiyim...”
Melike kendisine bir yol haritası bile çizmiş... Öncelikle eğitimini tamamlamak, yabancı dilini geliştirmek istiyor:
“Tabii ki hedeflerim var, birkaç yıl daha Beşiktaş’ta oynamak istiyorum. Eğitimimi tamamladıktan sonra Avrupa’ya gitmek en büyük amacım. Özellikle İspanya’da Atletico Madrid takımında oynamak amacım...”
Melike’ye son olarak Şampiyonlar Lig’ini sordum:
- “Tabii ki bu kulvarda başarılı olmak istiyoruz. İlk hedefimiz gruptan çıkmak, ülkemizi Şampiyonlar Lig’inde en iyi şekilde temsil etmek... Başarılı olacağımıza gönülden inanıyorum...”
‘Dedem başladı ağlamaya’
Melike şimdilerde baba ocağında, gelir gelmez ilk işi dedesinin elini öpmek oldu... “Evden uzak kaldığım anlarda dedem her gün beni arar, hatırımı sorar. Beşiktaş’a transfer olmama en çok dedem sevindi çünkü Kartal onun çocukluk aşkı. Şampiyonluktan sonra ilk işim dedemin elini öpmek oldu. O anı size anlatamam, dedem beni gördü başladı ağlamaya... Kaldı ki ağlamayı hiç sevmez dedem. Bana bakarak gözyaşı dökmesi benim için değerliydi, çünkü onun ellerinde büyüdüm, onun sayesinde futbolcu oldum, ekmeğini yiyorum. O olmasaydı, bu noktaya gelemezdim, canım dedem...” Melike’nin ablası Özge de sporcu, uzun süre atletizm yaptı, şimdilerde ise evinin kadını...
‘Talisca’ya benziyorum’
Beşiktaş forması giymiş en beğendiği oyuncuyu sorduk Melike’ye. Ne derse beğenirsiniz: Talisca... “Çünkü benim bazı özelliklerim ona çok benziyor. Özellikle mücadele yönü. Evet iyi bir sol ayağı var, ama ikisini de kullanıyor. Artı belli bir mevkiisi yok, nereye koysanız oynar. Sadece ayaklarını değil, tüm vücudunu kullanıyor, çok özel bir oyuncu. Tam bir takım oyuncusu...”
‘Jessica Anne!’
Melike’ye Beşiktaş’ın kaptanı Jessica’yı da sorduk: “Jessica’ya ‘anne’ diyorum, o da bana kızım diyor... Çok iyi anlaşıyoruz, hem çok iyi bir insan, hem de çok yetenekli bir futbolcu...”
Melike, Tayfur Köyü’den kadınlara seslenmeyi de ihmal etmedi: “Buradan kadınlara seslenmek istiyorum; çalışsınlar ve engelleri de arkalarında bıraksınlar. Futbol sadece erkeklerin oyunu değildir, biz kadınlar da varız bu kulvarda. Başarılı olmanın tek yolu da çok çalışmaktan geçiyor.”
O bir doğa insanı
Melike Öztürk sadece futbolcu değil, Tayfur Köyü’nde boşta kaldığı anlarda dedesiyle birlikte keçilerle ilgileniyor, tarlaya gidiyor, motor kullanıyor, çok yönlü bir sporcu, doğa insanı...
Melike’nin çocukluğunda top koşturduğu sahaya gittik birlikte.. Çim falan değil, yer yer otlar var, geri kalan büyük bir bölümü ise toprak. Kale direkleri var, ama paslanmış, ağ bile yok!
Melike, böylesi bir tabloda yetişti.
Kartal desteği
Gelibolu Beşiktaşlılar Derneği Başkanı Hakan Pehlivan, yönetim kurulu üyelerinden Selman Yavaş ve Emrah Özcan da Beşiktaşlı milli futbolcu Melike Öztürk’ü ziyaret etti, başarılarının devamını diledi.
Ailenin gurur kaynağı
Dede, sıkı bir Beşiktaşlı ve 1954 yılından bu yana Kartal’ın tüm maçlarını izliyor. Melike’nin futbola başlamasında Hayrettin Öztürk’ün büyük katkıları var. Annesi Emine önceleri futbol oynamasına karşı çıkmasına rağmen, şimdilerde kızıyla gurur duyuyor. Baba Mustafa ise “Onunla ne kadar gurur duysak azdır. Gelecek nesillere örnek olacak bir evlada sahibiz. Çok başarılı olacağına gönülden inanıyorum” diyor. (Milliyet - Bilal Meşe)