Ajans Beşiktaş - İşte Cem Dizdar'ın bugün Fanatik Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı:
İki takım açısından da çalışılmış gibi gösterilen başı bozuk bir ilk devre izledik. Takımlar marifetli oyuncuların yaratacağı karambol futbolunun nimetlerinin peşindeydi adeta. Defansı darmadağın olmuş Beşiktaş rakip alanda, yeni oyununu arayan Başakşehir ise kendi sahasında nafile bir gayret içinde çırpınıp durdu. Evet, pas oyunu topla daha çok oynayanı hem eğlendirir hem şansını artırır ama bu rakip için tehditkar hücumlarla zenginleştiğinde gerçekleşir. Yoksa sadece top çevirmiş olursunuz. Bir süre sonra oyundan sıkılan Beşiktaşlı oyuncular kart görme pahasına olur olmaz itirazlara başvurunca en azından televizyon için aksiyon içeren görüntüler oluşmadı değil! Nihayetinde ikinci devre başı bir kaç kez doğru hücum eden Başakşehir seken topun da yardımıyla golü atınca çoğu insan bir futbol maçı izlediğini hatırlamış oldu. Gol sonrası Beşiktaş’ın düzensiz saldırıları arttığında ise Başakşehir birkaç fırsat daha yarattı ancak kullanmadı. İnönü’de taraftarın olumlu/olumsuz tepkisi her daim devrededir. Bu maçta onlardan biriydi. Tribün sahadaki takımını şöyle bir silkeleyip öne itti. Ve Beşiktaş “Futbola benzeyen bu oyunda” penaltıdan beraberliği buldu belki ama arkasını getiremedi...
Gecenin sorusu
Sahada kalburüstü oyuncular kulübelerde iddialı teknik adamlar! Peki, Başakşehir’in golü gelmese oyun hangi etkilerle gol sonrası oynanan ‘futbolumsu’ya dönüşecekti?
Maçın starı
Böyle birini tespit eden varsa bende gerekçesiyle öğrenmek isterim doğrusu...
Maçın olayı
Onca yıldır taraftarın çoğunun etmediğini bırakmadığı Necip Uysal kalıcı, sağlam çizgisini korurken Nkoudou, Diaby gibi gösterişli transferlerin vasatta kalması...
Kısa mesaj
Sona doğru heyecan varsa da kolektif futbola dair çok az şey gördük. Bu da iki takım için yolun ne denli uzun olduğunu gösteriyor sanırım...