Ajans Beşiktaş - Fanatik gazetesi yazarı Cem Dizdar, bugünkü köşesinde maç için şunları yazdı:
Birçok konuda olduğu gibi futbolda da ‘nasıl anıldığınız’ bazen ‘ne olduğunuz’dan daha önemli oluyor. Örneğin, Avrupa Şampiyonası’ndaki İzlanda gibi; hem sahada hem tribünde... Lyon’daki ‘güvenlik zaafiyeti’nden elbette söz edilebilir ama bu bizim de yapmamamız gereken şeylerin gözden kaçırılmasına gerekçe olmamalı. Maç öncesi neler olduğunu tam olarak öğrenememekle birlikte Babel golünün ardından yakılan meşale ve patlayıcılar artık çok şey anlatmalı!.. Ya maç?.. Çok önemli eksiklerine rağmen Şenol Güneş sahaya mecburen ‘kazanmayı bilen’ oyunculardan kurulu bir kadro sürdü. İlk devre topa sahanın her santimetrekaresinde talip olan Beşiktaş böylece tempolu oyuna alışmış rakibinin ezberini bozdu. Üstelik kaleci Lopes’in çıkardığı Marcelo yoklamasının ardından Talisca’nın ‘tuzaklaması’yla gelen Babel golü Lyon’a rakibin ne denli ciddi olduğunu gösterdi.
Direnç yükseldi
Golü attıktan sonra Talisca ve Cenk de dahil yarı alan çizgisinin gerisine çekilen ama bunu bir düzen içinde yapan Beşiktaş, Adriano ve Tosiç’iligdeki yerlerine Mitroviç’i de onların önüne atarak işi iyice sağlam kazığa bağladı. Atiba ve Oğuzhan’ın çekip çevirdiği takım bilinç, sakinlik ve düzen içinde rakibin sızmayı planlandığı her metrekareyi kapattığından devre boyunca kalesinde ciddi bir gol tehlikesi de yaşamadı. İkinci devreye de aynı güven ve ‘ayarladığı tempo’yla başladı Beşiktaş. Müdafaa göbeğine kurduğu Marcelo/Tosiç/Mitroviç üçgenine saldıran Lyon eli boş döndükçe direnç yükseldi ancak top ele alınamadığından öne taşınamadı. Bu nedenle de Cenk’i ya da Talisca’yı fazlaca göremedi Beşiktaşlılar. Kenardan oynamayıp ısrarla cepheden yüklenen Lyon 50. dakikadan sonra oyuna tempo vermeye başlayınca Şenol Güneş ‘küçük bir dokunuş’ yaptı. ‘Kesici’ Mitroviç’le Necip’i değiştirip topa yeniden talip olmak istedi. Ancak dar bir kadroyla oynamak zorundaydı ve sahadaki ekibin bu durumda ofansif anlamda yapabilecekleri bundan fazla olamazdı.
Hatayı golle ödedi
Enerjiyi efektif kullanma esasına dayalı düzene mecbur kalan Beşiktaş, defansif anlamda 80’e kadar istediklerini yaptıysa da topu öne taşıyamamanın faturasını bir karambol bir de kaleci hatasından gelen golle ödemek zorunda kaldı. Yine de rövanş için gereken o ‘bir gol’ü bularak dönüyor İstanbul’a. Marcelo ve Aboubakar’ın yokluğu kuşkusuz ki ciddi problem lakin bu takım, düzenini oturttuğunda neleri yapabileceğini gösterdi. Skordan bağımsız olarak Beşiktaş dün akşam eksiklerine rağmen yapabileceğinin en iyisini değilse de ‘iyi’sini yaptı.