Ajans Beşiktaş - Cem Dizdar, bugünkü köşe yazısında maç hakkında değerlendirmelerde bulundu: “Futbol ‘an’lar oyunudur” derler. İşte o‘an’lar için rakibi zaafiyete sürüklemek buoyunun bilgisidir. Akçay, bunu yaptı.
Bizim ligde hünerli oynamaya çalışan takımın işi her daim zordur. ‘Faul müessesesi’ öyle çalışır ki, hüner göstermek bile büyük hüner ister! Maçın ilk 10 dakikasında Konyalı oyuncuların kimi ciddi anlamda sert taktik faulleri nedeniyle Beşiktaş tasarladığı oyunu uygulamaya koyamadı. Neyse ki bu fazla uzun sürmedi. Beşiktaş ilk devre boyunca oyunu uzun süre sadece Quaresma’dan oynamaya çalışınca hücumları da ‘önlenebilir’ hale geldi. Bu arada Atiba’ya emanet orta saha hem topu kapma hem de kapılan topu yapmada kötü görüntü verince oyunun boyu Konya’nın arzu ettiği gibi hayli uzadı.
Topun peşinde koştular
Denir ya, ‘’Futbol ‘an’lar oyunudur’’ diye. İşte o ‘an’lar için rakibi zaafiyete sürüklemek bu oyunun bilgisidir. Mustafa Akçay’ın takımı da rakibi geri koşmaya zorladığı o anlardan birinden gol çıkarırken birinde de gol tehlikesi yarattı. Konya ikinci devrede kaptığı topları enine gezdirince Beşiktaş koşturup durdu. Oyunun sıkıştığını gören Şenol Güneş, bekleri değiştirip Adriano ile Caner’i öndeki Negredo ve Cenk’e ulaşabilecek ikinci hücum seçenekleri haline getirdi.
Tribündeki saçmalıklar...
Reşit Akçay da bunun üzerine forveti söküp Jonsson’la defans önünü tahkim etti. Oyunun boyu tekrar uzamıştı ki, Caner’in taç atışında ‘uyuyan’ Konya savunması arasında uyanık kalan Cenk golü yaptı. Ancak maç boyu olumsuz sinyaller veren Beşiktaş takım savunması son sözü sona bırakmıştı! Her haliyle organize Konya ile oturmuş takımını ‘zamana ihtiyaç duyan takım’a çeviren Beşiktaş arasında, hak eden taraf kupayı kazandı. Maç içi ve maç sonu tribünlerde yaşanan saçmalıklar için ise hiçbir şey değişmeyeceği, tüm sorumluların koltuklarında rahatça oturacaklarını bildiğimden bir şey yazmaya gerek görmüyorum.