Ajans Beşiktaş - So Foot internet sitesinde 18 Ekim’de yayınlanan yazının çevirisidir. Vincent Aboubakar, bu yaz Porto’da kötülük yapmaya yeniden başladı. Bundan böyle Türk Milli oyuncu, Beşiktaş’ın tek hücum silahı. Türkiye Şampiyonu İkinci Louis Stadı’nı ziyaret etmeden önce de, biz onu biliyorduk ama Fransız halkı onu Prenslik’te attığı iki gol sayesinde tanıdı. Hayır, Şampiyonlar Ligi’nde şans eseri iki gol atılmaz. İşte Cenk Tosun’u hafta içi bir gece ağırlama fikrinin kaygı yaratma nedenleri.
→ Çünkü Antroponim (Bilgi: Kişi adlarını inceleyen bilim dalı) derslerini gözden geçirmek yeterliydi.
Ginette Reno, basit bir sebeple efsanedir: 1975 yılında Québec Ulusal Bayramı’nda 250 bin seyirci önünde Jean-Pierre Ferland’ın “Un peu plus haut, un peu plus loin” (Biraz daha yukarı, biraz daha uzağa) şarkısını söylemeyi başarmıştır. Evet, 33 yıl sonra Céline Dion’un yanında bu ustalığı tekrarladı ama bu pek de önemli değil, hikaye Pop makinasının bu sözlere sahip olduğunu hatırlatmak istiyor: “Eğer ismimiz güzelse, bu hayatın bize verdiği en güzel hediyelerden biridir.” Salı gecesi, Ginette Reno’nun, Antroponim kartlarıyla televizyonun başında olduğundan emin değiliz.
Yazık, 2011’de çıkardığı “La musique en moi” (İçimdeki Müzik) albümünden beri yeni albüm çıkarmayan Reno, Cenk Tosun ile tanışacaktı. Sağlam, 1.83 boyunda ve CV’sinde güç yaratan bir isme sahip. Uzmanlara göre Cenk:
“Otoriter, hırslı, kendine güvenen tutkulu anlamına gelir. Bu aksiyon adamı fiziksel olarak savaş halinde olmaya ve gelişmeye ihtiyacı duyar. İlk karşılaştığın andan itibaren güçlü, ciddi ve güvenilir bir kişi gibi görünür.” “Genellikle, pohpohlanmaktan ve kısıtlamalardan nefret eden katı bir karakteri vardır.” Aynı zamanda Türkçe’de Cenk ismi savaş anlamına da gelir. Leonardo Jardim korkmalıydı.
→ Çünkü, Jedi olma yolunda.
Zamanında Yoda açıktı: “Yap veya yapma. Deneme yok.” Burada, Cenk Tosun’unun öğretmeni/ustası Şenol Güneş, Haziran 2015’ten beri Beşiktaş’ın patronu ve iki kere Türkiye Şampiyonu. Güneş’i işinden bahsederken dinlemek büyüleyici bir şey:
“İşimi bir öğretmeninkiyle aynı görüyorum. Her öğretmen öğrencilerine izlemeleri gereken yolu göstermek ve onlara rehberlik etmek zorundadır. Öğrenci ana unsurdur, öğretmen ise daha iyi olması için ona eşlik eden kişidir.”
Tosun’un öğrenim süreci bundan iki yıl önce, Gaziantepspor’dan İstanbul’a geldikten bir yıl sonra başladı. Wetzlar, Almanya’da doğan ve Frankfurt’ta yetişen Tosun, Güneş, Demba Ba ve Mario Gomez sayesinde “adam” oldu. 26 yaşındaki golcü, geçtiğimiz aylarda UEFA’nın sitesine açıklamalar yapmıştı:
“Onlardan çok şey öğrendim. Geliştim ve bolca deneyim kazandım. Her ikisi de oldukça kaliteli golcüler. Onlar sayesinde geçen sezon gol sayımı arttırdım ve ilk 11’in vazgeçilmezi olmak için hazırım, bana inanıyorlar.” Geçen sezon tüm kulvarlarda 24 gol ve bu sezon 3'ü Şampiyonlar Ligi olmak üzere şimdiden 7 gol. Hayır, Cenk Tosun artık bir öğrenci değil.
→ Çünkü, Portekiz’i zaten cebine koymuştu.
Cenk Tosun’un kesme tahtasında hala Benfica kalıntıları var. 25 Kasım 2016 tarihinden kalma bu kalıntıların kalite garantisi hiçbir zaman bitmeyecek. O gün, ilk yarıda 0–3 skor ile nefes alamayan Vodafone Park’ta, Milli oyuncu (21 kere) muhteşem bir makas golü atarak, takım arkadaşlarını düşünülemez bir geri dönüş yoluna soktu.
Bu eser, geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nin en güzel golü seçildi ve yine geçenlerde Tosun gol hakkında konuştu: “Sıradan bir gol atsam belki de takım uyanamayacaktı.” Özellikle de bu deli gol, Portekiz ile ilgili her şeye hakim olma bağımlılığını tetikledi. Benfica’yı cebine koyduktan sonra, geçen ay da Cenk Tosun Porto’yu kaydırarak eğlendi. Salı akşamı, Jardim, Moutinho ve Rony Lopes için hala biraz yeri vardı. Parçalayıcı.
→ Çünkü bir süredir, çevresindeki kimse gülmüyor.
3 maç üst üste galibiyet alamayan ve Fenerbahçe’ye karşı kaybeden (2–1) Beşiktaş, Monaco’ya gelirken pek de formunda değildi. Porto’ya (3–1) ve Leipzig’e (2–0) karşı alınan otoriter zaferler, bu yaz takıma katılan Pepe, Negredo, Medel ve Jeremain Lens ile değişen takımın kusurlarını gizlemeyi başaramadı. Yine de Şenol Güneş, karşılaşma öncesi açıklama yaptı ve panik yapmak için bir neden olmadığını söyledi. 2002 Dünya Kupası’nda Milli Takım ile üçüncülük yaşayan yaşlı büyücü doğru tespit yapmıştı. Belki de kariyerinin başından beri gözleri önünde olan golcüsünün, bundan böyle Türk komedisinin, sersem ve beceriksiz, efsane karakteri Tosun Paşa takma adından uzak olduğunu ve kimseyi güldürmediğini bildiği içindir.
Monaco’ya karşı, Cenk Tosun Jemerson’u güzel bir dansçıya dönüştürdü. İki kere gol attı ve tıpkı LeBron James-Dwyane Wade gibi gövdesini, Ryan Babel’in gövdesine çarptı. Tosun, İkinci Louis’yi tahrip etti ve Beşiktaş tarihinde ilk defa Şampiyonlar Ligi’nde gruplardan çıkmaya çok yakın. Artık gülmek yok.