Ajans Beşiktaş - Seri hazırlık maçlarındaki 3 rakibimiz de, Dünya Kupası maçlarında mücadele edeceği için; onlar açısından bu karşılaşmaların önemi/değeri/hedefi var. Ama ilk ikisinin görüntüsü, herhangi bir hedef konusunda iddialı olmadıkları kanısını veriyor. İran da, Tunus da; ses getirecek, dikkatleri üzerine çekecek takım olma konusunda, yeterli motivasyon, hırs ve teknik içinde değiller. Bu halleriyle, gruplarından çıkmaları mümkün görünmüyor.
Biz ise, zamanlama açısından bize pek yararı dokunmayacak seri maçların, sadece dolgu maddesi olduk. Ama bu halimizle bile, (Mesela İran maçında) onlardan daha iyiydik. Hissederek ve maçın keyfini çıkararak oynadık. Fakat Tunus karşısına bu dirililikte çıkamadık. İlk yarı bitti; ele-avuca sığan tek girişimimiz yoktu. Neredeyse sıfır pozisyonda kaldık. İşin tuhafı, Tunus da, bizden pek farklı değildi. Ama hiç olmazsa, sahalarından çıkarken daha organize görünüyorlardı. Paslaşmaları daha gözle görülür, elle tutulur, teknik açıdan anlam ifade eden çizgideydi. Yine de bütün bunların onlara ilk yarıda hiçbir olumlu etkisi/sonucu/yararı olmadı. Her iki takım için de; “Sıfıra sıfır, elde var sıfır” durumu oluştu. Tunus’un son bir düzinelik maç içinde, hiç yenilgi almamış olması; garip bir çelişkiydi.
Çizmedeki bir intirnet sitesinin “İtalya ligindeki en başarılı genç futbolcu” seçtiği Cengiz; büyük oy farkı yaptığı o başarısından sahada hiçbir esinti sunamadı. Gizlenerek oynadı.
İkinci yarıya daha dinç, daha agresif ve daha etkili başladık. Penaltıyla da olsa öne geçtik. O ana kadar yürüyerek bile değil, resmen sürünerek oynanan sıkıntılı maç, penaltı golüyle rakibi de tetikledi. Onlar da attı.
Kolunda kaptanlık bandı olan Cenk Tosun’un anlamsız öfkesi, hareketlenmeye başlanan maçın içine etti. Kırmızı gördüğü halde zor teskin edildi. Sonrasında yaşananlar, utanılacak büyük bir rezaletti. Yuh artık! (Star/Ali Sami Alkış)