Ajans Beşiktaş - İşte Turgay Demir'in bugün Fotomaç Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı;
İçerde-dışarıda her maçta kale önüne otobüs çekmenin, bana göre futbol adına övünülecek bir tarafı yok.
Dahası böyle bir "strateji " üretmek için Ersun Yanal olmanıza gerek yok! 12 yaşında bir çocuk getirin o da yapar aynı şeyi.
Öte yandan rakip Antalyaspor'un stratejisi bu kadar belliyken iki tedbir almanız şarttır. Birincisi; kadroyu yaparken Ljajic ve Oğuzhan gibi teknik kapasitesi bilinen ve oldukça yüksek olan oyuncuları on bire koymalısınız.
İkincisi; kanat oyuncularınız maç boyu son çizgiye inmeyi denemelidir... Ve ayrıca mutlaka duran top organizasyonlarınız olmalıdır…
Larin, N'Koudou, Roiser ve N'sakala asla son çizgiye inmediler ve sürekli içeri kat ettiler ya da geri döndüler. Savunmanın dengesini bozacak bir şey yapamayan Kara Kartal'ın duran toplar için de bir planlaması yoktu.
Çizgi halinde on kişiyle kendisini bekleyen rakibe karşı Beşiktaş etkisiz bölgede bol pas yaptı...
Oysa bu pasların bir anlamı yoktur, "yalancı emzik" diyorum ben bu tür paslaşmalara, çocuğu oyalar ama karnını doyurmaz.
Sürekli dönen topları alıp ikinci, hatta üçüncü bindirmeyi dahi bu mantıkla yaparsanız yine de havanda su dövmüş olursunuz. Bu futbolun matematiğidir.
Antalyaspor pusuya yattı, bekledi ve Beşiktaş kalesine ilk gittiğinde golü de buldu. Ondan sonra yaslan babam yaslan… Sergen hoca, Oğuzhan-Mensah- Ghezzal üçlüsünü sahaya sürdü ve baskıyı arttırdı.
Vida'nın kafa golüyle tabelayı dengeleyen Kartal son dakikaya kadar galibiyet golü için yüklendi… Kah falanca vuramadı, kah direkten döndü, kah savunma kurtardı… Olmadı… Derbi haftasında Beşiktaş büyük bir fırsat kaçırmış oldu..