Ajans Beşiktaş - İşte Alen Markaryan'ın bugünkü Akşam Gazetesi'ndeki yazısı;
Racon şöyle der; “Bir evvel çok önemli bir derbi kazandıysan, bir sonraki maçı ne olursa olsun almalısın.” Böylelikle rehavetten sıyrılmış, tesadüfü kaldırmış, tamamen hedefe kilitlenmiş olursun. Ben demiyorum, futbolun yazılmamış kanunu bu... O diyor.
Bu minvalde Fenerbahçe maçının ilk 11’inden birisi zorunlu, 3 kişi değiştirmiş Sergen Hoca... N’Koudou, Welinton, Dorukhan... Maçın başlamasıyla topun üst kullanım hakkını elde ettik ama yan hakemin ofsayt bilgisiyle ilgili şüphelerimiz var. Görünüşe göre takım içi “al-sat(!)”lardan sonra ‘al-ver’ler çoğalmış. Kısa kısa her seferinde kale önüne kadar geldik. İlk 15’i devirdiğimizde her maçta yaşadığımız bir sıkıntı göze çarpıyor. Sıfıra inen futbolcunun topu nereye çıkaracağını bilememesi... Lütfen çare Sergen Hocam... Tabii bir çare de kapanan takımlara gerekiyor dediğim anda, meğer anahtar Aboubakar’ın elindeymiş. Bir ara Amokachi sahada zannettim! Vücudunun haşmetiyle rakibini sürklase edip topu sertçe çevirip kaleciden döndüğünde, Mensah boş kaleye topu dürtüp, soyunma odasına şen şakrak gitmemizi sağlıyordu: 1-0. İkinci yarının başında Atiba’nın bir akıllara zararı var ki, görmeyenler seyretmesin, kahreder vallahi. Sonra peş peşeler geldi. Mensah, N’Koudou, Mensah, Atiba... Yıldızlara attılar topu ama... Bir ara kum kamyonu gelmiş de orta sahada kasasını boşaltıyor gibi bir hisse kapıldım. O kumlar birbirinin üzerinden kayarak yayılırlar ya orta yere, öyleydi Beşiktaş, akıyordu. Hıza dayanamayan Kasımpaşa 10 kişi kaldı. Akabinde Cezayir yapımı bir filme tanık olduk. Ghezzal’ın o adamın içini soğutan çalımlarından sonra, Atiba’ya al da at deyişi var ki: 2-0. Orta sahayı tamamen ele geçiren Beşiktaş, Fenerbahçe maçında kafayla atılan gole karbon kâğıdı koymuş gibi devam etti. Aboubakar’ın bu golü tıpkısının aynısıydı ve fişi çekmişti: 3-0. Eksiksiz oynayan takımı kutluyor, çıtayı bir tık daha yukarı taşıyoruz. Rastgele...