Ajans Beşiktaş - Devre arası transfer döneminde Beşiktaş'a transfer olan Hırvat stoper Domagoj Vida, Beşiktaş Dergisi'nin Şubat sayısına özel açıklamalarda bulundu.
Vida şu ifadeleri kullandı;
“Hayatımda en önemli şey ailem. İnsani yönden de beni geliştiren insanlar onlar. Aldığım her kararda babam, annem, abim, eşim ve yakın dostlarımla konuşur, sevdiklerimden fikir alırım. Dost canlısı bir insanım ve sevdiklerime büyük bir sadakat taşırım.”
“Babam da futbolcudur. Çok güzel anılarımız var, o ben ve abimle. Babam bizzat kendisi idman yaptırırdı bize. daha beş yaşımdayken daha ilk denememde ‘Baba bak şimdi direği nişanlayacağım’ demiş ve ilk atışımda hedefi tutturmuştum. Daha o zamanlar babam benim iyi bir futbolcu olduğuma inanmıştı. Çok güçlü bağlar var bizim ailemizde ve onlar ile aramı hep sıcak tutarım.”
“Beşiktaş JK Başkanı Fikret Orman ile ilk görüştüğüm anda, başkanın yaklaşımı, bana olan tavrı beni çok etkiledi. Sanırım, daha o ilk görüşmede ben kafa olarak Beşiktaş’ın bir parçası olabileceğimi hissettim. Başkanın vizyonuna hakikaten ikna oldum. Hedefleri ve bakış açıları çok net, profesyonel ve içime sinen bir ortamı bana sundular. İleriki dönemde çok iyi bir yere geleceğimize inandım.”
“Bazı Beşiktaş taraftarları Kiev’deki maçlarımı takip ediyordu. Tribünden ‘Come To Beşiktaş’ diye bana bağırdıklarında çok mutlu oluyordum, gülümsememi engelleyemiyordum. Ama bir yandan da o anda oynadığım takıma saygısızlık gibi algılansın istemiyor, bu durumu sessizlikle geçiştirmeye çalışıyordum.”
“Beşiktaş’ın yöneticileri ile öyle samimi bir iletişimimiz oldu ki, bana gösterilen yakın alakaya kayıtsız kalamazdım. İnanın daha fazla para teklif eden kulüpler oldu ama ben Beşiktaş’a söz vermiştim ve iyi ki buraya transfer oldum. Çünkü burada çok mutluyum. Bazı mutlulukların parasal karşılığı yoktur. Başkana, yöneticimiz Umut Güner’e ve teknik ekibe verdiğim söz benim için maddiyattan daha önemliydi.”
“Transfer sürecimde yirmi civarında ayrı menajer aradı beni. ‘Beşiktaş ile senin işini bitirebiliriz’ diyorlardı. Yabancı ve Türk menajerler yağmur gibi yağıyordu. Hırvat, Alman, Sırp, Türk; çeşitli ülkelerden menajerler araya girmeye çalıştılar. Bu hoşuma gitmiyordu. Ancak biz direkt face-time yoluyla başkan Fikret Orman, Umut Güner ve Şafak Mahmutyazıcıoğlu ile uzaktan da olsa doğrudan görüşerek çok net bir şekilde ilerledik. Herkes çok saygılı davranıyordu. Beni kandırmaya çalışmıyordu kimse. Beni Beşiktaş’a kazandırmak istiyorlardı. Fikret Orman çok beyefendi bir insan. Ona minnettarım.”
“Babamdan dolayı benim gol önsezilerim kuvvetlidir. Korner olduğunda sanki top beni çağırıyormuş gibi hissederim. Asıl mevkim defans ama hisler gole dönük. Tabii taraftarı mutlu etme arzusunun en fazla doruğa çıktığı ve gerçekleştiği an da, gol attığımız an olduğu da malum. Dolayısıyla gol atmanın keyfi bambaşkadır.”