Dünya futbolunun efsane ismi Giuseppe Meazza'nın hayatı

Giuseppe Meazza, Baba Hakkı ile aynı yılda, 1910’da Milano’nun ünlü semtlerinden Porta Vittoria’da doğdu. Futbol aşkı daha 6 yaşında başlamıştı; paçavralardan yaptıkları bez topla Greco Milanese ve Porta Romana sahalarında top peşinde koşturuyordu. Arkadaşları onu Giuseppe isminin kısaltması olan “Peppino” ya da daha doğrusu Milano diyalektindeki kullanımıyla “Peppin” diye çağırıyordu.

İtalyan futbolunun efsane isimlerinden olan Giuseppe Meazza, kendine has kişiliği ve oluşturduğu imaj ile, o dönemde diğer futbolculardan çok daha farklıydı. Dünyada yıldız statüsünde gösterilen ilk futbolculardan biriydi.

Henüz 17 yaşında başladığı İnter-Milan kariyerinin ilk sezonunda, Serie A’nın kurulmadığı o dönemde, Kuzey ve Güney olarak ikiye ayrılan bölgesel ligde hünerlerini sergilemeye başladı. Santrafor’da oynayan ‘’Peppino’’, ilk yılında 33 maçta 12 gol attı ve herkesi kendine hayran bıraktı.

Meazza bir sonraki sene tek kelimeyle muhteşem bir performans sergiledi. 29 maçta 38 gol atarak kırılması güç bir rekora imza attı.

İtalya ligi, yani Seria A bugün izlediğimiz şeklini ancak 1929’da alır. 1929-30 sezonu hem Seria A’nın, hem de Meazza’nın ilk sezonudur.

Meazza, ilk sezonu olmasına rağmen sanki ''40 yıllık bir futbolcu gibi'' 33 maçta 31 gol atarak kendisini gol kralı, takımı İnter’i ise şampiyonluğa ulaştırır. Bu gol sayısı aynı zamanda bir futbolcunun ilk sezonunda attığı en fazla gol rekorudur ve bu rekor günümüzde dahi kırılamamıştır.

Aynı başarıyı 29 maçta 25 gol attığı 1935-36 ve 26 maçta 20 gol attığı 1937-38 sezonunda da tekrarladı. 1939’a kadar sezon başına 10 golün altına düşmedi. Inter formasıyla çıktığı 361 lig maçında rakip ağları tam 243 kez havalandırdı. Onu frenleyen form düşüklüğü değil, yaşadığı ağır bir sakatlık oldu.

Meazza gollerini sadece İtalya’da değil, uluslarası kupalarda da attı. 1930 senesinin Şubat ayında çıktığı ilk milli maç olan İsviçre’ye karşı 2 gol atarak taraftarlarını sevindirdi. Kariyeri boyunca çıktığı 53 milli maçta 33 gol attı. İtalya, Meazza’nın oynadığı 53 maçın sadece 6’sını kaybetti. Giuseppe, bugün hala en golcü ikinci milli futbolcudur.

İtalya, 1934 ve 1938 Dünya Kupası’na uzanırken gök mavili takımı sürükleyen isimlerden biriydi Giuseppe Meazza. Mussolini’nin İtalya’sında gerçekleşen 1934 Dünya Kupası’nda 2 gole imza attı. Finalde Çekoslavakya’yı 2-1 yenerek kupaya uzanan İtalya 12 gole turnuvanın en çok gol atan takımı oldu. İnanılmaz yetenekleri vardı; muhteşem ayaklar, etkileyici bir hız, dribbling, akrobatik hareketler, güçlü ve net vuruşlar. Saha onun için bir sahne gibiydi. Dansa olan tutkusunu futboldaki kıvrak hareketlerine de yansıtıyordu. En önemli silahlarından biri ise “Meazza golü” idi: rakiplerini hızla geçip, kaleciyi de çalımlayarak kaleye topla girmek.

İnter ve milli takımda yaptığı muazzam işler, Meazza’ya büyük bir ün ve para kazandırdı. İtalya’da sevilen ve popüler bir kişiydi. Yüzü her yerdeydi; spor gazetelerinin sayfalarında, reklamlarda, karikatürlerde… İlk kişisel sponsorluk anlaşması ona önerilmişt,: kozmetik ürünler, briyantin ve diş macunu gibi reklamlarda onun yüzü vardı.

Giuseppe Meazza’nın yolu 1948-49 sezonunda Türkiye’ye düştü. II. Dünya Savaşı patlak vermiş ve Meazza, Mussolini’nin demir yumruğuyla yönetilen ülkesinde kalmak istememişti. Şampiyon olmaya kararlı Beşiktaş bir zamanların yıldız futbolcusunu takımın başına getirme fırsatını kaçırmadı.

19 Ocak 1949’da Beşiktaş ile resmi sözleşmeyi imzaladı ve yurt dışında çalışan ilk İtalyan antrenör olarak tarihe geçti. Meazza, aynı zamanda İtalya dışında sadece Beşiktaş’ı çalıştırdı.

Şükrü Gülesin, Bülent Esel ve Süleyman Seba’nın yer aldığı takım o sene, Meazza takımın başına geçmeden önce aldığı İstanbulspor ve geçtikten sonraki Galatasaray yenilgileriyle, İstanbul ligini 39 puana sahip Galatasaray’ın ardından 37 puanla 2. sırada bitirdi. Beşiktaş’ın başında geçen 5 ayın ardından Meazza, İtalya’ya tatile gitti ve bir daha İstanbul’a geri dönmedi. Meazza’nın ayrılışının ardından, takımın başına Baba Hakkı geçti.

İtalya’ya döndüğünde, antrenörlük ve gazetecilik yapmaya devam etti. 1950'de Şükrü Gülesin’in Palermo’ya, bir sene sonra Bülent Esel’in SPAL’a transferlerinde ve İtalya’ya gidişlerinde, Meazza’nın Beşiktaş’ta görev alması ve bu oyuncuları tanıması etkili olmuştur. Ayrıca Şükrü Gülesin İtalya’da oynayan ilk Türk futbolcu olmuştur.

İtalyan futbol efsanesi Meazza, 1979 yılında 69 yaşında hayata gözlerini yumdu. Ölümünden sonra, 2 Mart 1980'de Milano’nun San Siro Stadyumu’na “Giuseppe Meazza” adı verilmiş ve ölümsüzleştirilmiştir.