Futbol Federasyonu'nun dergisi Tam Saha'da şampiyonluk öyküsü
Spor Toto Süper Lig’in 2016-2017 Turgay Şeren Sezonu’nda şampiyonluk ipini Beşiktaş göğüsledi. 19 Ağustos’ta start alan ligde şampiyonluk yarışı Beşiktaş ile M. Başakşehir arasında yaşandı.
15
Nefes nefese geçen bu yarışta tecrübesini konuşturan Beşiktaş, sezonun ikinci yarısında yaptığı büyük atakla 33’üncü haftada rakibiyle arasındaki puan farkını dörde çıkartarak şampiyon olmayı garantiledi. 33 hafta geride kaldığında Beşiktaş 22 galibiyetle “en çok kazanan”, 3mağlubiyetle “en az yenilen”, 69 golle de “en fazla gol atan” takımunvanlarını taşıyor ve ortaya koyduğu seyre değer futbolla da şampiyonluğu hak ediyordu. Bir sezon önce teknik direktör Şenol Güneş liderliğinde 14’üncü şampiyonluğuna ulaşan Beşiktaş için yeni sezon üçüncü yıldızın takılması açısından büyük önem taşıyordu.
Siyah-beyazlılar bu şampiyonluk sayesinde ezeli rakipleri Galatasaray ve Fenerbahçe gibi bundan sonra “yüzbaşı” rütbesiyle dolaşabilecekti. Ancak siyah-beyazlıların şampiyon kadrosunda önemli kayıplar yaşanmıştı. Başarının önemli mimarlarından Arjantinli orta saha oyuncusu Sosa, Milan’a, Alman santrfor Mario Gomez de Fiorentina’ya gidince siyah-beyazlı futbolseverlerin kafasında “Acaba yerlerini doldurabilecekmiyiz?” endişesi doğmuştu. Üstelik kayıplar bu oyuncularla da sınırlı değildi. Sözleşmesi biten İsmail Köybaşı, Fenerbahçe’nin yolunu tutuyor, Gökhan Töre, West Ham’a, Mustafa Pektemek ise Başakşehir’e kiralanıyordu. Buna karşılık kaleye Fabri, sağ beke Gökhan Gönül, sol beke Caner Erkin ve Adriano, stopere Atınç Nukan, orta sahaya Gökhan İnler, forvet arkasına Talisca ve santrfora da Vincent Aboubakar takviyeleri yapılmıştı.
Özellikle kalede Fabri, sağ bekte Gökhan Gönül, sol bekte önce Caner Erkin, ardından Adriano, forvet arkasında Talisca ve santrforda da Aboubakar transferlerinin ne kadar isabetli olduğu, sezonun ilerleyen bölümlerinde ortaya çıkacaktı. Sezona Vodafone Stadı’nda ligin yeni takımı Aytemiz Alanyaspor karşısında flaş bir başlangıç yapan Şenol Güneş’in öğrencileri, 20 Ağustos’taki maçı Oğuzhan Özyakup ve Olcay Şahan’ın birer, Cenk Tosun’un ise iki golüyle 4-1 kazandı. Cenk Tosun daha ilkmaçındanMario Gomez’i aratmayacağı mesajını gönderir gibiydi. Ancak ikinci haftadaki Atiker Konyaspor maçı Beşiktaş açısından hiç de beklendiği gibi geçmedi. Siyah-beyazlılar bumaçta iki gol atan Riad Bjic’i durduramamış ama yine de Olcay Şahan ve Cenk Tosun’un golleriyle İstanbul’a 2-2’lik beraberlikle dönmüştü.
25
Şimdi ligin zirvesinde 6’şar puanlı Galatasaray ve Başakşehir oturuyor, Beşiktaş bu iki takımı iki puan geriden izliyordu. Beşiktaş’ın Cenk Tosun, Ömer Şişmanoğlu ve Oğuzhan Özyakup’un golleriyle Kardemir Karabükspor’u 3-1 yendiği haftada Başakşehir de Kasımpaşa galibiyetiyle üçte üçe ulaşıyordu. 13 Eylül’de Şampiyonlar Ligi’ndeki Benfica deplasmanından 1-1’le dönen Beşiktaş, bumoralle ilk deplasman galibiyetini de Akhisar karşısında Talisca ve kendi kalesini vuran Rodallega’nın golleriyle elde ediyordu. Ne var ki Gaziantep deplasmanında dörtte dört yapan Başakşehir zirveyi bırakacak gibi durmuyordu. Siyah-beyazlılar bu sezon evindeki ilk puan kayıplarını ise ilk derbide yaşadı. Galatasaray karşısında ilk yarıyı 2-0 geride tamamlayan Beşiktaş, ikinci yarıda Marcelo ve Cenk Tosun’un golleriyle 2-2’lik beraberliğe ulaşıp evinde sezon boyunca sürecek yenilmezliğini de korumuş oluyordu.
Başakşehir ise evinde Osmanlıspor’la 2-2 berabere kalıp ilk puan kayıplarına uğrayacaktı. Hafta arasında Şampiyonlar Ligi maçında evinde Dinamo Kiev’le 1-1 berabere kalan siyah-beyazlılar, ligde ise üç hafta sürecek bir galibiyet serisinin başlangıcını Rize deplasmanında yapacaktı. Adriano’nun Beşiktaş formasıyla 90’ıncı dakikada attığı ilk gol, siyah-beyazlıların şampiyonluğundaki dönümnoktalarından birisi olacaktı. Bir hafta sonra Kayseri deplasmanında bu defa Ömer Şişmanoğlu’nun golüyle 1-0 kazanan Şenol Güneş’in öğrencileri, evinde Atiker Konyaspor’la berabere kalan Başakşehir’i de 17 puanda yakalıyordu. Bu arada Galatasaray da Gençlerbirliği deplasmanından 1-0’lık galibiyetle dönmüş ve 17 puanlılar kervanına katılmıştı.
Dört gün sonra Şampiyonlar Ligi’ndeki en parlak sonuçlarından birisini Napoli’yi deplasmanda 3-2 yenerek elde eden Kara Kartallar, aynı hızla ligde de Antalyaspor engelini 3-0’lık skorla aşacaktı. Gollerden ikisinin altında Talisca’nın, birinin altında da Aboubakar’ın imzası vardı. Başakşehir kazanmış, Galatasaray kaybetmiş ve zirve Beşiktaş ile Abdullah Avcı’nın öğrencileri arasında paylaşılmıştı. Ancak bir hafta sonra Gençlerbirliği deplasmanında Serdar Gürler’den yediği gole sadece Talisca ile cevap verebilen Beşiktaş iki puan kaybedecek, Akhisar’a beş golle patlayan Başakşehir de araya iki puanlık fark koyacaktı. Üç gün sonra Şampiyonlar Ligi’nde evinde Napoli ile 1-1 berabere kalan Beşiktaş, Vodafone’daki zorlu Trabzonspor maçını ise bu sezon çok az forma giyebilen Rhodolfo ile Cenk Tosun’un golleriyle 2-1 kazanıp Başakşehir’i iki puan geriden takip etmeyi sürdürecekti.
35
Bu yoğun trafikte Adana deplasmanından Aboubakar ve Cenk Tosun’un golleriyle 2-1 kazanarak dönen Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde evinde Benfica ile oynadığı maçta 3-0 geriye döndükten sonra muhteşembir geri dönüşle 3-3’lük beraberliğe ulaşarak Vodafone’un sihrini koruyordu. Siyah-beyazlılar, liderliği ele geçirebilecekleri maçı 26 Kasım’da Başakşehir’le oynadı. Lideri yendikleri takdirde zirveyi ele geçireceklerdi fakat 21’inci dakikada Cengiz Ünder’den yedikleri golle 1-0 geriye düştükten sonraMarcelo ile anca beraberliği kurtarabildiler. Ertesi hafta Kadıköy’de Fenerbahçe ile golsüz berabere kaldılar ancak Medipol Başakşehir de evinde Antalyaspor ile berabere kaldığı için aradaki iki puanlık fark değişmedi. Sezonun en ağır şokunu ise Şampiyon Ligi’nde Dinamo Kiev’e 6-0 yenilerek yaşadılar.
Siyah-beyazlılar grubunu üçüncü sırada bitirmişti ve artık yoluna UEFA Avrupa Ligi’nde devamedecekti. 10 Aralık’ta lider Başakşehir, Gençlerbirliği deplasmanında golsüz berabere kalırken, Beşiktaş, Bursaspor’u Cenk Tosun’un iki golüyle 2-1 yenip aradaki puan farkını eritecekti. Ancak 17 Aralık’ta aradaki puan farkı bu defa Başakşehir lehine üçe çıkacaktı. Abdullah Avcı’nın öğrencileri Trabzonspor’u 1-0 yenerken, Beşiktaş, tek golünü Cenk Tosun’la bulduğu Kasımpaşa deplasmanında Tunay Torun ve kendi kalesini vuran Gökhan Gönül’ün golleriyle 2-1 kaybetmişti. 16’ncı hafta ise bu defa Başakşehir, Adana deplasmanında iki puan kaybedecek, Gaziantepspor’u Aboubakar’ın tek golüyle mağlup eden Beşiktaş aradaki puan farkını bire indirecekti. 17’inci haftada ise Başakşehir, Kayserispor’u 5-0’la hezimete uğratırken, Beşiktaş da Osmanlıspor’u Talisca ve Cenk Tosun imzalı gollerle 2-0 yeniyordu.
Sezonun ilk periyodu sona erdiğinde Başakşehir 39 puanla liderlik koltuğunda oturuyor, Beşiktaş ise 38 puanla yakın takibini sürdürüyordu. Galatasaray 36 puanla devredeydi ama Fenerbahçe 32 puanla biraz geride kalmış görünüyordu. Beşiktaş, devre arasında Olcay Şahan ve KerimFrei ile de yollarını ayırdı. Buna karşılık takıma dört yeni isimkatıldı. Bu oyuncular Hollandalı Ryan Babel ile eski göz ağrıları Demba Ba ve Ersan Gülüm’e ilaveten Hırvat Millî Takımı’nın stoperlerindenMatej Mitrovic’ti. Bu dört oyuncudan Babel, adeta ikinci baharını yaşayacak ve Beşiktaş’ın şampiyonluğuna çok önemli katkılarda bulunacaktı. Sezonun ikinci yarısına Alanya deplasmanında Cenk Tosun, Babel, Quaresma veMarcelo’nun golleriyle 4-1 kazanarak başlayan Beşiktaş, Fenerbahçe’nin Başakşehir’i 1-0 yenmesi sayesinde de zirveyi ele geçirdi. Şenol Güneş’in öğrencileri, bu tarihten itibaren de bir daha liderlik koltuğunu kimselere kaptırmayacaktı. 19’uncu haftada Atiker Konyaspor gibi savunmasıyla ön plana çıkan bir takımı Cenk Tosun’un üç, Babel ve Oğuzhan’ın da birer golüyle 5-1 yenerek şov yapan Beşiktaş, 10 Şubat günü ligdeki ikinci yenilgisine Kardemir Karabükspor deplasmanında uğradı. 2-0 geriye düşen Beşiktaş’ın puan almasına Aboubakar’ın 87’deki tek golü yetmemişti. Ancak aynı haftada Başakşehir’in de Kasımpaşa karşısında 4-0’lık ağır bir yenilgiye uğraması, Karabük’te kaybedilen puanların acısını hafifletecekti.
Bu arada UEFAAvrupa Ligi’ndeki ilk sınavında Beer Sheva’yı deplasmanda 3-1 yenerek dönmekmoralleri yeniden yerine getirmişti. Başakşehir’in evinde Gaziantepspor’la berabere kaldığı haftada Akhisar Belediye maçını Cenk Tosun, Talisca ve Atınç Nukan’ın golleriyle 3-1 kazanan Kartallar, aradaki puan farkını da dörde çıkartarak rahatlamıştı. Beer Sheva’nın 2-1’lik skorla bir kez daha yenilip elenmesinin ardından deplasmandaki Galatasaray derbisi de Talisca’nın tek golüyle hasarsız atlatılacak ve şampiyonluk yürüyüşü sağlamadımlarla devamedecekti. 23’üncü haftada siyah-beyazlılar, Çaykur Rizespor’u Gökhan Gönül’ün tek golüyle yenip 53 puana ulaşırken, Başakşehir de Alanya’yı mağlup ediyor ve aradaki dört puanlık fark korunuyordu. Bu arada Galatasaray 43, Fenerbahçe de 41 puanla çok gerilerde kalmıştı. Avrupa Ligi’nde Olympiakos deplasmanından 1-1’lik beraberlikle dönerek çeyrek finalin kapısını aralayan Beşiktaş, ligin 24’üncü haftasında ise evinde Kayserispor karşısında şoka uğruyordu.
45
Siyah-beyazlılar, Aboubakar’la 55’te öne geçmiş, Umut Bulut’la 64’te beraberliği yakalayan Kayserispor, 82’de Andreas Beck’in kendi kalesine attığı golle 2-1’i yakalamıştı. Gidenmaçta beraberliği Aboubakar’ın 88’deki golü kurtaracaktı. Bu arada Başakşehir de Konya deplasmanında 3-0 kazanmış ve puan farkını ikiye indirmişti. Avrupa Ligi’nde Olympiakos’u 4-1 yenerek çeyrek finale çıkan Beşiktaş, ligde ise Antalya deplasmanında da tekleyecekti. Başakşehir’in evinde Karabükspor’la 3-3 berabere kaldığı günün akşamında Beşiktaş da Antalya’dan golsüz beraberlikle dönünce aradaki iki puanlık fark değişmeyecekti. Ancak Beşiktaş’ın önünde ligde üst üste kazanacağı üçmaç bulunuyordu. Arada Lyon’a talihsiz biçimde elenerek UEFAAvrupa Ligi’nde yarı final şansını kaybeden Beşiktaş, ligde ise önce Gençlerbirliği’ni Oğuzhan Özyakup, Talisca ve Babel’in golleriyle 3-0 yenecek, ardından Trabzon’daki gol düellosundan Cenk Tosun, Aboubakar, Talisca ve Hutchinson’un golleriyle 4-3 üstün çıkacak ve son olarak da soğuk terler döktüğümaçta Adanaspor’u Abouabakar, Talisca ve Tosiç’in golleriyle 3-2 mağlup edecekti.
Bu üç haftalık periyotta Başakşehir ise Akhisar Belediyespor’a yenilmiş, Galatasaray’ı yenmiş ve Çaykur Rizespor’la da berabere kalmıştı. 28’inci hafta sona erdiğinde Beşiktaş’ın 64, Başakşehir’in 57 puanı vardı ve aradaki 7 puan fark neredeyse “bu iş bitti” dedirtiyordu. Ancak 29’uncu haftadaki Medipol Başakşehir-Beşiktaş maçında ev sahibi ekip adeta “Ben henüz son sözümü söylemedim” diye bağıracaktı. Fatih TerimStadı’ndaki maça fırtına gibi giren turuncu-lacivertliler, 18 dakika içinde Cengiz Ünder’in iki, Emmanuel Adebayor’un da bir golüyle 3-0’lık farka ulaşıyor, 87’nci dakikada Demba Ba’nın attığı gol Beşiktaş’ı teselli bile edemiyordu. 30’uncu haftada Başakşehir, Antalya deplasmanından 1-0’lık galibiyetle dönerken, Beşiktaş, evinde Fenerbahçe ile 1-1 berabere kalınca “bitti” denilen yarışa yeniden dönülmüş oluyordu. Kaderin bir cilvesi; Başakşehir, Antalya’da Napoeloni’nin son dakika golüyle kazanırken, Beşiktaş da üstün oynadığı ve 45’te Aboubakar’la 1-0 öne geçtiği maçta 9 kişi kalan Fenerbahçe’ye, 90+4’te Marcelo’nun kendi kalesine attığı golle puan kaptırıyordu. Sanki gizli bir el “Bu heyecan hiç bitmesin” der gibiydi.
Ancak üçüncü yıldız hedefine kenetlenen Beşiktaş için bundan sonra yeni bir puan kaybı yaşanmayacak, önlerindeki üçmaçı kazanan siyahbeyazlılar, bitime bir hafta kala şampiyonluklarını ilân edecekti. 31’inci haftada Başakşehir, Gençlerbirliği’ni 2-1 yenerken, Beşiktaş da Bursa deplasmanında Cenk Tosun ve Aboubakar’ın golleriyle 2-0 kazanıyor, ertesi hafta Başakşehir, Trabzon deplasmanında golsüz beraberlikle puan bırakırken, Kara Kartallar Kasımpaşa’yı Aboubakar, Quaresma, Talisca ve Babel’in golleriyle 4-1 yeniyordu. Şimdi iki takımarasındaki puan farkı dörde yükselmişti ve 33’üncü haftada Beşiktaş’ın Gaziantep deplasmanında kazanması, Başakşehir’in elde edeceği skordan bağımsız olarak şampiyonu belirleyecekti. O hafta sahaya ilk çıkan takım Başakşehir oldu.
55
Turuncu-lacivertlilerin rakibi birkaç hafta önce lige veda etmesi kesinleşmiş olan Adanaspor’du. 11’inci dakikada Doka’nın golüyle öne geçen Başakşehir için her şey iyi gidiyor gibi görünüyordu. Ancak 30’da CemÖzdemir skoru 1-1’e getirecek, 36’da da Doka kırmızı kart görüp Başakşehir’i 10 kişi bırakacaktı. Maçın bu skorla sona ermesi, Beşiktaş’ın Gaziantep’te bir beraberlikle bile şampiyon olması anlamına gelecekti. Ancak 10 kişi kalan Başakşehir, bu yarışın son ana kadar sürmesini istiyordu ve Napoleoni’nin 90+1’deki golü de Beşiktaş’ı şampiyonluk için Gaziantep’te kazanmayamahkûmetmişti. Beşiktaş için tarih gün 28Mayıs’tı. O gün Gaziantepspor tribünlerinde 30 bine yakın Beşiktaş taraftarı vardı. Bir hafta önce ligden düşmesi kesinleşen Gaziantepspor taraftarlarının yerine tribünleri dolduran siyah-beyazlılar, yüzlerce kilometre uzakta bir Vodafone havası oluşturmuş, takımlarının 15’inci şampiyonluğunu hasretle beklemeye başlamıştı. Beşiktaşlı oyuncular bu hasreti uzatmadı, tansiyonları oynatmadı.
Henüz 6’ncı dakikada Babel’le gelen gol şampiyonluğunmüjdecisi gibiydi. 39’da Oğuzhan Özyakup ilk yarının skorunu 2-0 olarak belirliyor, Talisca’nın 66 ve 76’da attığı goller ise Beşiktaş’ın 4-0 kazanmasını sağlamakla kalmayıp 2016-17 sezonunu şampiyon olarak bitirmeyi garantilediğini ilân ediyordu. Evet, Beşiktaş’ın 33 haftaya sığan şampiyonluk hikâyesinin özeti böyleydi. Şenol Güneş, Beşiktaş’ın başında üst üste iki defa şampiyonluk yaşayan ilk yerli teknik direktör olurken, kendi CV’sine de kariyerinin ikinci şampiyonluğunu yazıyordu. Fikret Orman ise Süleyman Seba’nın ardından Beşiktaş’ın başında üst üste iki şampiyonluk gören ikinci başkan olarak geçmişti tarihe.