Gençlerbirliği - Beşiktaş maçı hakkında yazılmış 5 köşe yazısı
Dün akşam Ziraay Türkiye kupası yarı final rövanş maçında Beşiktaş deplasmanda Gençlerbirliği ile karşılaştı. Karşılaşma Mustafa Pektemek'in golüyle 0-1'lık skorla tamamlandı.
15
Pektemek, bir zamanlar Gençlerbirliği’nin Love’ıydı: Topu saklar, arkadaşlarına servis eder ya da alır götürür iyi vuruşlarla gol ile eş anlamlı olurdu. Bitmeyen sakatlık kâbusundan önce Ankara’da Pektemek gol demekti. Bu sezon daha çok kupa golcüsü olarak sahne alan Pektemek dün de kariyerinin en başarılı günlerini yaşadığı şehirde golünü attı. Gol sonrası Pektemek ile Lens arasındaki verkaç harikaydı lakin bu sezon Lens’in sol ayağı bir nevi gol kaçırma makinesi!
Pektemek’in presle kapıp Lens’e “Al da at artık” dediği pozisyonda Lens sağıyla da atamadı çünkü Bursa’daki gibi doğru kararı veremedi. Hâlbuki Lens’in attıklarında da olduğu gibi tüm gol vuruşlarında doğru karar püf noktasıdır, golün yarısıdır. Lens üst direkte patlayan şutunda bunu hatırlattı: Topu kontrol ederken o kadar iyi dönerek hızla önüne aldı ki Lens’in en büyük kozu bu. Bunu daha çok yapmalı, her oynadığı maçta hep maksimumu veren vatandaşı Babel’i de bir süreliğine mentörü yapmalı.
Gecenin sorusu
Şenol Güneş, Ümit Özat gerginliği daha ne kadar devam edecek? Tartışma, Dünya Kupası’ndaki tek mutluluğumuz 2002’nin hatırasını zedelemeye kadar gelmemeliydi!
Maçın starı
Kariyerinin başındaki Conan’lığı bırakan Pepe çok örnek bir profesyonel. Ona Ankara ya da Porto hiç fark etmiyor, Pepe için her yer futbol fabrikası. Portekiz onu savunma bakanı yapsa şaşırmam.
Maçın olayı
Kayıp düşerken rakibine çarpan Necip’e hakemin gösterdiği 2. sarı kart. O zaman cumartesi Issah’ın kendisine çalımı basan Valbuena’ya bilerek arkadan müdahalesine nasıl 2. sarı çıkmaz?
Kısa mesaj
Türkiye Kupası böyle grupsuz, 2 ayaklı eleme usulü daha heyecanlı. Dilerim bu format devam eder. (Ali Ece/Fanatik)
25
Hakem hataları gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Özellikle disiplin konusunda hakemler her maç sınıfta kalıyorlar. Çıkması gereken kırmızı kartlar çıkmazken, çıkmayacak kırmızılar çıkıyor. Son örneğini dün akşam yaşadık. Necip ayağı kayarak düştü.
Necip’e takılan rakibi de düştü. Hakem Özgür Yankaya da ikinci sarı karttan Necip’i attı. Umut vaat eden atağı önlemek, rakibe kontrolsüz müdahalede bulunmak, sportmence olmayan şekilde oynamak sarı kart gerektirir. Ancak ayağı kayıp düşmenin kart gerektirmediğini söylememe gerek yok sanırım (Deniz Çoban/Fanatik)
35
Beşiktaş, evinde 3-1 yendiği Gençlerbirliği’ni, rövanşta da devirip kupa dışına itti. Güneş’in yedek ağırlıklı kadrosu, Başkent temsilcisi karşısında dengeli futbol oynadı. İlk yarıda Caner’in köşe atışından gelen topta Mustafa kafa ile golünü attı. Bu yarıda karşılıklı açık futbol bol pozisyon yarattı. Sahaya 11’de çıkan Love, sıkı markajda kaldı. Yalnız kalan Brezilyalı, buna rağmen bulduğu pozisyonlarda etkili olamadı. Tecrübeli isim, oyun içinde uyum sorunu yaşamadığını gösterdi. Savunmanın sağında oyuna başlayan Vida, bu bölgeyi rakibini kaçırarak yadırgadı.
Direklere takıldı
Kartal, sonuca aldırmadan tempo kesmedi. İkinci yarı Lens ve Babel’in atağında Alper’in ters vuruşunda üst direğe takıldı. Ankara’da beş bini aşkın taraftar, soğuk havada, ‘sıcak’ maç keyfi yaşadı. Gençlerbirliği gücü ölçüsünde iyi futbol oynadı. Sertlikten kaçındı. Centilmence mücadele etti. Skor üretemese de, göz zevkini zirveye taşıyıp alkış aldı. Özat’ın ekibi artık sadece ligde kalmaya odaklandı. Yarı finale çıkan Güneş’in takımı, ligden sonra kupada da yarışın içinde olduğunu gösterdi. Hakem Yankaya’nın rakibinden topu almak isterken kayıp yere düşen Necip’i atması gecenin en kötü hareketi oldu. (Orhan Yıldırım/Fanatik)
45
Beşiktaş’ta, Mustafa Pektemek kadar baskı altında oynayan bir başka oyuncu yoktur sanırım. Mevcut kadroyu geçtim, Mustafa, siyah - beyazlı takımın tarihinde bile, bu kadar eleştiri bombardımanına hedef olmuş bir kaç oyuncudan biridir. Dünkü maçtaki tek golü atan Mustafa, sadece oynadığı futbolla değil, sakatlandığı için de eleştirilen bahtsız bir krampondur. Halbuki Mustafa Pektemek, geçen sezon, şampiyonluk şansını son haftalara kadar kovalayan lig ikincisinin önemli golcülerinden biriydi.
Bu durum şu acı gerçeği yüzümüze tokat gibi çarpıyor: Futbol kültürümüzdeki evrim; henüz cilalı taş dönemini yaşıyor. Bursaspor maçında oyuna sonradan girdiğinde herkesi şaşırtan Mustafa, takıma yaptığı katkıyla teknik olarak geçer not almıştı. Takımın bir başka şanssız ismi ise Jeremaine Lens oldu. Direkten ve çizgiden çıkan gol arayışları, her ne kadar ağlarla buluşmasa da, teknik adamlar için gol pozisyonlarına girilmesi gol niteliği taşır. Bir oyuncu gol pozisyonlarına girebiliyorsa, mutlaka o özlediği gollere de kavuşacaktır. Tıpkı Vagner Love gibi. Brezilyalı’nın ilk kez onbirde yer aldığı Gençlerbirliği maçı, hem onun hem de Beşiktaş açısından önemli verilere sahipti. Bir devre arası transferi olan Vagner Love, kalan haftalarda Beşiktaş’a önemli katkılar sağlayacaktır. Maçtaki bir başka önemli detay ise, Şenol Güneş ile Ümit Özat arasında ciddi bir gerginliğin olmamasıydı. Şu günlerde futbolumuzun sakin bir atmosfere çok ihtiyacı var. (Serdar Sarıdağ/Milliyet)
55
Ümit Özat’ın “Bunun Ankara’sı da var” dediği maçın rövanş hazırlıklarındayız. Yeni transfer Vagner Love’un ilk 11’de başladığı bu kupa gecesinde, Tolgay, Pektemek ve Necip’le değişik bir kadro yapısını gözlemlediğimizi notlarımız arasına alalım. Vida’nın sağ bek oynadığını, Quaresma’nın ve Talisca’nın oynamadığını Maçın ilk bölümlerinde yerleri değişen futbolcuların maç içi durumlarını yadırgadıklarını, Mesela sağ bek oynayan Vida’nın tarafında G.Birliği ataklarının yoğunlaştığını, Dolaylı pozisyonlarda ciddi bir gol kaçırdıklarını, Vagner Love’un Beşiktaş ataklarında kıvrak hareketlerini, Adam eksilterek süslediğini Lens’le Pektemek’in zaman zaman iyi işler çıkarttığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Lens’in, Mustafa’nın gollük bir asistini çöpe attıktan hemen sonra, “Siz atamıyorsanız, ben atarım” dercesine kafa golüne şahit olduk Mustafa’nın. Hani Beşiktaş kornerlerden gol atamıyor diyorlar ya. Ona nazire yaparcasına. Bir korner, bir kafa bir gol: 1-0. İlk maçın da 3-1 Beşiktaş’ın lehine olduğunu göz önünde bulundurursak, Kısmen rahatlamış bir Beşiktaş seyretmeye başladık. Bu bölümde Necip kardeşime ufak bir parantez açmak istiyorum. Altyapıdan yetişip, A takıma kazandırılan ender topçulardan birisin. Ve zaman zaman da forma şansı buluyorsun. Sana tavsiyem ikili mücadelelerde taymingini iyi ayarlaman. Zira her topta kartlık bir hareket çıkarttığını görüyoruz. Ve bu büyük bir maçta başımıza dert açacak. Açtığı maçlar da var. Parantezi kapadım. Hakem de ilk yarıyı. İlk yarıyı bir parantezele kapadık, İkinci yarıyı da bir tırnakla açalım. Yıkılacak olan Ankara 19 Mayıs Stadı’nın, “Zemininin hafta sonu oynadığımız Bursa Stadı’nın zemininden daha iyi olduğu” Tırnağı kapadım. İlgililere duyrulur Ben tırnakla, parantezle uğraşırken Lens’in direkten dönen bir topu var. Sonra Beşiktaş’ın bol kepçe lokantasında dağıtılan yemekler gibi, Bol bol harcadığı pozisyonlar var. Bu pozisyonlar hayati maçlarda kaçsa, adama saç baş yoldurur. Ocak söndürür. İlk yarıda Necip’e açtığım parantezi kapatmama kararı aldım. Bizim gördüğümüzü kendisi göremiyor mu Allah aşkına. Zira kırmızı karta açık davetiye çıkardı. Off Necip off! Neyse, Bu sonuçla omuzumuzdaki yüklerden birini daha attık. Kafamız rahatladı, Artık şimdi aşk zamanı. (Alen Markaryan/Akşam)