Ajans Beşiktaş - İşte Gülengül Altınsay'ın bugünkü Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan köşe yazısı:
"Yıl 2012. Fikret Orman’ın seçim vaadi, “Yıldırım Demirören’den hesap soracağım” şeklinde. Taraftarın beklentisi de tam bu yönde zaten; kulübü batağa sürükleyen eski başkandan hesap sorulması. Ve tabii ki kulübün doğru zeminde yeniden yapılanması. Yıl 2014: Fikret Orman “Yıldırım Demirören’den hesap sormak haddime değil” diyor bu kez. Yani sadece iki yılda 180 derece çark ediyor. Yıl 2015’te ise Demirören’e karşı kazanılan Fulya davasına karşı çıkıyor Orman.
Ve yıl 2017: Orman “Demirören çok iyi bir Beşiktaşlıdır” açıklaması yapıyor. Zaten kimse kimsenin Beşiktaşlılığını tartışmıyor ki. Hani meşhur laf vardır ya “Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir” diye, o hesap. Tartışılan kimin ne kadar Beşiktaşlı olup olmadığı değil, Beşiktaş’ın iyi niyetle bile olsa nereden nereye getirildiği.
Aslında Orman seçim vaatleri rüzgârıyla, ayağının tozuyla bağımsız şirket Ernst&Young’a kulübü inceletmiş ve bir rapor hazırlatmıştı. İnsanlar bekledi de bekledi o raporun sonuçlarını. Ama raporda ne vardıysa kimse hiçbir şey öğrenemedi bugüne kadar.
Üç gün kala
Şimdi üç gün sonra yeni bir baskın seçimle Beşiktaş yeni başkanını ve yönetimini seçecek. Hiçbir hazırlanma süreci yaşayamadan alelacele yapılan çalışmalarla Beşiktaş tarihinin belki de en zor sürecini yönetmeye talip dört tane aday var: İsmail Ünal, Serdal Adalı, Ahmet Nur Çebi, Hürser Tekinoktay.
Serdal Adalı hem Demirören’in hem de Orman’ın ikinci başkanlığını yapmış bir isim. Ahmet Nur Çebi de Fikret Orman’ın ikinci başkanlığını yapmış fakat son seçimde anlaşmazlık nedeniyle ayrılmış bir isim. İsmail Ünal, Süleyman Seba ve sonra Serdar Bilgili yönetiminde yer almış bir isim. Hürser Tekinoktay ise bu güne dek hiçbir yönetimde yer almamış bir isim. Yani 4 aday da farklı özelliklere ve geçmişe sahip. Ama son günlerde verdikleri demeçlere bakılırsa hepsi de “geçmişten hesap soracağız” noktasında birleşmişler. Bu Orman’ın daha önce yaptığı gibi sadece bir seçim vaadi midir yoksa gerçekten yanlışların üstüne teker teker gideceklerinin vaadi midir, kim daha samimi kim değil, kim yapabilir kim yapamaz onu anlamak ya da tahmin etmek de kongre üyelerine düşüyor artık.
Geçmiş geleceğimizdir
Peki niye herkesin dilinde bu geçmişten hesap sorma meselesi var. Geçmiş geçmişte kaldı artık, kurcalayıp durmayın diyebilir miyiz? Diyemiyoruz maalesef. Çünkü adım atıp ilerleyebilmek için kulübün zincirlerinden koparılması gerekiyor öncelikle. Bu bir kişisel mesele, birilerini cezalandırmak, intikam almak falan değil asla. Kulübü bu hale getiren olayları doğru tespit etmek, yanlışları görmek ve düzlüğe çıkabilmek için, yol tayini için en gerekli şey. Klasik tabiriyle hastalığı tedavi etmek için önce hastalığı doğru tespit etmek, sonra da cerahatleri tümüyle atmak gerek. Bunun için de yeni başkanın ve yönetimin vizyonu bir yana öncelikle çok da cesur olması gerek. Yoksa kaçınılmaz olarak yeni yeni erken seçimler hep kapıda bekliyor olacak."