Maç yazısına başlamadan önce başka bir konuya değinmek istiyorum müsaadenizle…
UEFA ve FIFA artık şu milli takım takvimine bir çözüm bulmalı. Milli Takım araları lig temposunu ve
taraftarların futbola bakışını olumsuz olarak etkiliyor. Uzun aralar taraftarların özlemini arttırıyor.
Gelelim maça…
Şenol Güneş gerçekten çok özel bir çalıştırıcı…
Birçok deneyimli teknik adamın verim alamadığı Quaresma’nın içindeki cevheri keşfedip böyle özel
bir isimden verim alan tek adam Şenol Güneş oldu. Quaresma adeta ikinci baharını yaşıyor. Yıllanmış
şarap gibi, izlemek büyük bir zevk.
Birkaç hafta önce çok bilmiş futbol ulemalarına cevap niteliğinde bir yazı yazmıştım.
Bu arkadaşlar Şenol Güneş’in yaptığı rotasyonu ısrarla eleştiriyorlar ve Beşiktaş’ın başarısız olacağını
iddia ediyorlardı.
Beyler! Matematik öğrenin biraz! Beşiktaş sadece ligde değil zorluğu ve yıpratıcılığı ile bilinen
Şampiyonlar Ligi’nde de oynuyor. Kısa bir süre içerisinde Türkiye Kupası da fikstüre eklenecek.
Kadro derinliği iyi bir takım bu şartlarda her zaman rotasyon yapar. Yapmak zorundadır. Şenol Güneş
de bunu yaptı.
Umarım Şenol Güneş’i “rotasyon” yüzünden eleştirenler yazdıkları ve söylediklerinden utanır.
Gerçi çok umudum yok ama…
Beşiktaş, ligin dibindeki Adanaspor maçında da rotasyon yaptı. Stoperde Atınç ve sol bek de Beck
tercihi başarılı oldu. Zaten Beck, Almanya kariyerinin bir bölümünde de sol bek pozisyonunda forma
giymişti.
Oğuzhan’ın şiir gibi pasları, Quaresma’nın iyi oyunu, Aboubakar’ın gol açlığı Beşiktaş’a zaferi getirdi.
Şu an gözüken manzara Kara Kartallar’ın Güneş’e doğru uçtuğu…
Şimdi çok zorlu bir Benfica maçı var.
Güneş’e doğru yapılan yolculuğun Devler Ligi’nde de devam etmesi dileğiyle…