Ajans Beşiktaş - Sabah Gazetesi Spor Müdürü Murat Özbostan'ın sorularını yanıtlayan usta isimler çarpıcı açıklamalarda bulundular.
SORU: G.Saray inişe geçti. Beşiktaş zor da olsa kazandı. Fenerbahçe ise deplasmanda gülmeye devam ediyor. Puanlar 60, 58 ve 58. Beşiktaş; Başakşehir ve Fenerbahçe'yi kayıpsız geçerse ne olur? Genel olarak haftayı analiz eder misiniz?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışındaki en önemli maçları önümüzdeki hafta başlıyor. Başakşehir ve F.Bahçe maçları kazanılırsa siyah-beyazlılar çok önemli avantaj yakalar. F.Bahçe'nin de tek şansı Beşiktaş derbisini kazanmaktır. O derbi son derece kritik. G.Saray, son iki maçtaki 5 puanlık kaybı olmasa bana göre en avantajlı, 1 numaralı takımdı. O sürpriz kayıplar doğal olarak önemli bir sorun yaşattı. Daha çok maç var, düşme mücadelesi de olduğu için o takımlarla yapılacak maçlar kolay olmayacak.
BÜLENT TİMURLENK: Haftanın özeti; orta sahasını toparlayan üç puanı cebine koyuyor. Beşiktaş'ın istikrarı Josef de Souza-Atiba... Orta alanda 3. adamı da bulsalar çok daha rahat maç kazanacaklar, bu açığı da Aboubakar kapatıyor. Galatasaray orta üçlüsündeki istikrarı bozdu, beklerinden hücumda verim alamıyor ve bireysel hatalar da eklenince 5 puan kayıp yaptı. Fenerbahçe, Konya'da ilk 45 dakikada sezonun en parlak futbolunu oynarken, sahada Gustavo-İrfan Can-Ozan yoktu. Gustavo ve İrfan ile çok daha fazlasını yapabilirler. Çok iyi stoper Szalai, 10 numara Pelkas ve Gökhan'ın tecrübesi, hayalet santrfor Thiam'a rağmen Konya'ya yetti. Oyununu düzeltmezse bu hafta kayıp yaşayacak takım, Kayseri'de yine Galatasaray olur. 15 gün sonra derbide iki taraf "Kazanmak istiyoruz" diyecek ama "Önce beraberlik" futbolu oynamayı seçeceklerdir.
GÜRCAN BİLGİÇ: Maç eksiğine rağmen puan avantajı sağlayan ve iki rakibiyle de maçı olan Beşiktaş, ipleri elinde tutuyor. Kalan haftalarda Fenerbahçe ve Galatasaray, Beşiktaş'ın ne yapacağına bakacak. Bu arada da kazanmak zorunda kalacaklar. Yıpratıcı maçlar oynanıyor ve hiçbiri çantada keklik değil. Çünkü zirve kadar, diplerde de büyük çekişme var. Eksik oyuncularını kadrosuna katması ve kritik futbolcuların form tutması Fenerbahçe'nin diğer rakiplerine göre kalan maçlarda daha çok umut vermesini sağlıyor.
KARA KARTAL ARTIK LİGİN EN BÜYÜK FAVORİSİDİR
FATİH DOĞAN: Beşiktaş, istikrarlı ve güzel oyunuyla Süper Lig'in en büyük favorisi haline geldi. G.Saray'ın kadro ve oyun istikrarı yok. Fatih hoca kadroyla çok oynuyor ya da oynamak zorunda kalıyor. O yüzden oyun temposunda ve standardında iniş çıkışlar yaşıyor. F.Bahçe, oyun felsefesini defanstan hücuma çevirince net sonuçlar almaya başladı. Hiçbir şey F.Bahçe için geç değil. Beşiktaş, Başakşehir maçını kayıpsız geçecektir. F.Bahçe derbisinin de favorisi. Hem takımın güçlü yapısı hem de Sergen Yalçın'ın büyük maç performansı Beşiktaş'ı kazanmaya yakın gösteriyor. Ancak Beşiktaş berabere de kalsa kaybetse de lig yarışından kopmaz. Ama kazanırsa iyice şampiyonluk havasına girer.
KARARLAR LEHİNE YİNE DE ŞİKAYETÇİLER
SORU: F.Bahçe-G.Saray demeç düellosu devam ediyor. Beşiktaş da zaman zaman buna katılıyor. Bunun şampiyonluk yarışına etkisi nasıl olur? Sosyal medyadaki linç kültürü her geçen gün büyüyor mu?
GÜRCAN BİLGİÇ: Yenen de yenilen de "hakem" diyor. Hepsi, maçların VAR'dan yönetildiğini biliyor ve baskı oluşturup, avantaj sağlamaya çalışıyor. Fatih hocanın maçın bir karesini mücadelenin önüne geçirmesi veya Sergen Yalçın'ın "VAR bize fayda sağlamadı" demesi bunun kanıtı. Kimse kendine yapılanı görmüyor, gözü hep rakibinin haksızlığında. Bu bakışa çok uygun sosyal medya ortamı var.
BÜLENT TİMURLENK: Futbolu şöhret olmak için kullanan, daha önce kimselerin adını duymadığı yöneticilerin fanatizm soslu demeçleri son 20 yılda onları bu oyunun başaktörü yaptı. Oyunu oynayan teknik adam ve futbolcular ama röportaj vermeleri yasak. Yöneticiler ise susmak bilmiyor. Sosyal medyada taraftarı galeyana getirenler kim peki? Gazetecilik etiğinden uzak, gerçekleri saptıran, masal anlatan, hakemlere, rakip takımlara hakaret eden, ithamda bulunan ve karşılığında popüler olup sponsor bulanlar... Şirketler o 'çok değerli' markalarıyla futbolu kaosa sürükleyen insanlara sponsor olduğu sürece genç nesil futboldan uzaklaşacak. Futbolu hâlâ tutkuyla sevenlerin bir kısmı ise bu hakaret ve iftiraların peşinde nefret kusmaya devam edecek.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Senelerdir bu duruma alıştık! VAR olayı çıktıktan sonra tahmin ettiğim gibi eleştirilerin dozu daha da arttı. Eskiden bir tek hakem eleştirilirdi, şimdi çıta VAR'a yükseldi. Mutlaka suçlu bulunuyor. Zaten dünyada benzeri olmayan büyük takımlar olayı var bizde… Her büyük takımın medya da dahil milyonlarca taraftarı var. Büyük takımların arasındaki rekabet dolayısıyla, şampiyonluk mücadelesinde hatalı hakem kararları çoğunlukla büyükler lehine olsa da hep onlar şikâyetçi.
FATİH DOĞAN: Spor kamuoyu meselenin farkında. Olaya sağduyu ile bakanların bu tablodan rahatsız olmaması mümkün değil. Bu kavganın temelinde birçok neden var ama en önemlisi iki yıl önce Abdurrahim Albayrak'ın F.Bahçe derbisi sonrası "VAR kayıtları elimde, açıklarsam çok şey değişir" diyerek yaptığı çıkıştan sonra G.Saray'ın gerilerden gelip şampiyonluğu almasıydı. Sonrasında da sayın Albayrak'ın 'Açıklayacağım' dediği VAR kayıtlarıyla ilgili suskunluğa bürünmeseydi. Toplum o gün kayıtlar üzerinden algı yapıldığına ve bunun G.Saray'ın şampiyonluğuna katkı yaptığına inanıyor. Bu yüzden camialar, 'algı' ile saha içi mücadeleyi saha dışına taşıdılar. Hakemler, TFF ve MHK'nin bu yangın yerinde sığınacağı tek liman adalet.
SOSYAL MEDYA OYUNCULARI AGRESİF YAPTI
SORU: Sert fauller artmaya başladı. Bir futbolcu diğer meslektaşına faul değil, adeta sakatlamak için müdahale ediyor. Ne oluyor bu oyunculara?
BÜLENT TİMURLENK: Hiçbir futbolcunun kasıtlı olarak rakibini sakatlamak istemediğine inanmaya devam ediyorum ama bu sezon özellikle ikili mücadelelerde rakibin ayak tarak kemiğine basanların sayısı da arttı. Sosyal medya baskısı sonucu 'Formanın hakkını vermeyi' bazı futbolcular yanlış anlıyor olabilir… Oyunun kuralları basit, rakibi yaralayıcı hareket sonrasında kırmızı kart görmek için illa da o rakibin sahayı sedyeyle terk etmesi gerekmiyor.
GÜRCAN BILGIÇ: Böylesine öfke dilinden futbolcuların sıyrılması mümkün değil. Üzerlerindeki baskı arttı, puan kayıpları telafi edilemez hale geldi ve kazanmak için her şeyi göze alıyorlar. Sertlikten kötüsü, hakemi kandırmaya çalışmaları, sahtekâr konumuna düşeceklerini bile bile kendilerini yerlerde yuvarlamaları. Onları yönetenler gibi adaletsizlikten pay istiyorlar.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Sosyal medyadaki baskılar, her hafta verilen olumsuz beyanatlar, doğal olarak futbolcuları da geriyor. Bir sıkıntı daha var; o da maçların seyircisiz oynanmasından dolayı her sözün duyulması. O seslerin duyulması da oyuncuları, teknik heyetleri ve de hakemleri geriyor. En çirkin taraf, seyircisiz maçta hangi takımın sahasındaysa onun az sayıdaki protokol seyircilerinin sahaya sinkaflı sözler göndermesi.
FATİH DOĞAN: Bazı teknik adamların idmanlarda 'Nasıl güzel oynanır, taktiğimiz nasıl olmalı'dan çok 'Nasıl penaltı alınır, nasıl faul kazanılır, nasıl kırmızı-sarı kart verdirtiriz' diye çalıştırmaya başladığına inanıyorum. Oyuncular güzel oynamaktan ziyade oynatmamayı, sertliğe başvurmayı ve daha ötesi hakemi yanıltmayı sık sık denemeye başladılar. Hakemler futbol kalitesinden, rakibin emeğinden çalan bu oyuncuları adaletli bir şekilde cezalandıracak. Oyuncunun takımına bakmadan kararlı ve istikrarlı düdükler çalınırsa futbolcular bu çirkin denemelerden vazgeçeceklerdir.