Hüseyin Yücel: "Beşiktaş benim çocukluk aşkım"

İş insanları yoğun tempolarına rağmen bir koltukta birçok karpuz taşımaya gayret ediyor. Kimi resim yapıyor, kimi golf oynuyor, kimi de dalış yapıyor. Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel’in tutkusu ise Beşiktaş.

Ajans Beşiktaş - Bahçeşehir Koleji İcra Kurulu Başkanı Hüseyin Yücel, sıkı bir Beşiktaş taraftarı. Çocukluğundan bu yana hiçbir maçını kaçırmıyor.

Üstelik Beşiktaş’ın basketbol ve voleybol maçlarının da takipçisi. Onun Beşiktaş sevdası bu kadarla kalmıyor.

Beşiktaş Kongre Üyesi olarak da marka adına çalışmalar yapıyor. Ayrıca birinci ligde mücadele eden Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı’nın da mimarı olan Hüseyin Yücel tüm bunları yaparken hayatı da ıskalamadığını söylüyor. Bol bol seyahat ediyor. Kışın kayak yapıyor, yazın yüzüyor, tekneyle geziyor.

● Futbola olan ilginiz nasıl başladı?

Çocukluktan itibaren Beşiktaşlıyım. Beşiktaş benim çocukluk aşkım. Ortaokulu ve liseyi Saint Benoit’da okudum, Karaköy’de. Beşiktaş’ın stadı da yakın olduğu için her maçına giderdim. Özellikle Avrupa Kupası maçlarına… Okul saat iki gibi biterdi. Direkt stada gidip akşamki maçı beklerdik saatlerce. Kapalı tribünde davulların arkasında çok fazla maç izlemişliğim vardır.

● Beşiktaş’ın her maçına gider misiniz?

Sadece Beşiktaş’ın maçlarına değil her maça giderim. Sıkı bir maç takipçisiyim. İstanbul’daysam zaten hiç kaçırmam. Deplasmana gitmeye çalışırım ama iş yoğunluğuna göre aksayabiliyor. Beşiktaş’ın basket maçlarını da aynı sıklıkla takip ederim. Tam bir Beşiktaş sevdalısıyım. Yurt dışındaki maçlara da gitmeye çalışıyorum. Hem geziyorum hem maç izliyorum.

● Kendiniz oynuyor musunuz?

Halı saha maçları bayağı oynadım. Yaş ilerledikçe okullarımızın içinde salonlarda oynamaya devam ettim. Hala oynuyorum.

● Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda kongre üyesisiniz.

Evet. Yeni girdim, iki ay oldu. Başkan Fikret Orman teklif etti. Ben de kabul ettim. Beşiktaş’ta pazarlama ve yeni projelerden sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak çalışmalar yapacağım. Beni çok onurlandıran bir şey bu. Önce taraftar olarak destek veriyordum, şimdi içeriden de aktif olarak destek vermek beni çok mutlu ediyor. Önümüzdeki günlerde Beşiktaş markası çatısı altında güzel projelere imza atacağım.

● Bahçeşehir Koleji Basketbol Takımı’nın da mimarısınız. Takım şu an birinci ligde. Bu nasıl oldu?

Vakıfbank voleybol takımının Venedik’te kupa aldığı maçı birkaç arkadaş izlemeye gitmiştik. Müthiş bir şeydi. O zaman “Neden biz de basketbol takımı kurmuyoruz ki?” dedim. Bahçeşehir Koleji’nin 56 ilde, 125 kampüste 75 bin öğrencisi var. Her gittiğimiz yerde taraftarımız olur diye düşündüm. İlk tepkiler, “Mümkün değil” şeklindeydi. İstanbul’a dönünce araştırmaya başladık. Bir takım devrediyordu, onun yerine geçtik. Geçen sede de finalde elendik. Bu sezon başlarken süper ligden bir takım çekilme kararı aldı. Ligi, ikinci bitirdiğimiz için bize hak doğdu. Şimdi süper ligde mücadele ediyoruz. Hayal ettiğimizden daha üst seviyede ilgi görüyoruz. Babam “Kimse gelmez, izlemez”diye dertlenirken şu an yer bulamıyoruz.

BABAMIN SÖZÜNDEN ÇIKMAM

● Babanız Enver Yücel ile çalışmak nasıl? Kuşak çatışması yaşıyor musunuz?

Pek zıtlaşmayız. Saygı ön plandadır. Onun sözünden çıkmam asla. Babamın farklı bir özelliği vardır: Bir iş verir ve onu teslim ister. Arada hiç sormaz “Nasıl gidiyor o iş?” diye. Çok büyük sorumluluk yükler insana. Bense işi sürekli takipte olurum. İşin finans tarafındayım ben; cirolar, kar marjları, doluluk oranları gibi... Babam o işe hiç bakmaz. Tamamen eğitime, müfredata fokustur. Yurtdışındaki yeni gelişmeleri takip eder. Bahçeşehir’in başarısının ardında yatan ana temellerden biri de budur. Ben de eğitim öğretime hiç karışmam.

● Gerçekten hiç mi karışmıyorsunuz?

Sadece bir konuya... Özel okullarda çalışan öğretmenlerin en yüksek maaş alacağı kurum biz olmak istiyoruz. Bu yüzden öğretmen seçimlerini bunu dikkate alarak yapmaları konusunda hassasım. Tabii ki bunu her yerde sağlamamız mümkün değil. Ama bir vizyon katması açısından önemli bir şey.

● Başka hedefleriniz var mı?

Evet. Ben eğitim işletmeciliği tarafında da olduğum için bu işi hep büyütmemiz gerektiği kafasındayım. Şu an itibarıyla Türkiye’de 56 ilde, 125 kampüse ulaştık. Hedefimiz 150. Bir 25 okul daha açtıktan sonra Türkiye’deki büyüme durur. İki yıl önce Kanada’da bir ortaokul ve lise satın aldık. Bundan sonra daha çok yurtdışına odaklanacağız.

GÜNÜ NASIL GEÇİYOR?

✔Her sabah 7’de kalkıyor. Kahvaltı yapmıyor; yulaf, badem sütü ve muz karışımı içiyor. Kızını okula uğurlamadan evden çıkmıyor.

✔ İşe kendi otomobiliyle gidiyor. Arabayı çoğunlukla şoförü kullanıyor.

✔ Öğle yemeği olarak sebzeleri smoothie şeklinde karıştırıp içiyor.

✔ Akşam yemeklerinde ise kırmızı et, balık, tavuk, pilav gibi canı ne isterse onu yiyor. Ama mutlaka 17.30’a kadar yemiş oluyor.

✔ Günde yedi saat uyumaya özen gösteriyor. “Uykusuz kalınca çok huzursuz oluyorum” diyor.

✔ Ağır sporları sevmiyor, bol bol yürüyor. Yazları yüzüyor, kışın da kayak yapıyor.

✔ Haftanın altı günü çalışıyor. “Hizmet sektöründe mesai yok. Geceleri bile çalıştığım oluyor” diyor.

✔ Pazarları ise ailesiyle vakit geçiriyor.

KISA KISA HÜSEYİN YÜCEL

✔ 1982, İstanbul doğumlu.

✔ Ortaokulu ve liseyi Saint Benoit’da okumuş.

✔ Ardından Paris’te Sorbonne Üniversitesi’nde ekonomi ve işletme eğitimi almış.

✔ Ardından aile şirketlerinde çeşitli departmanlarda çalışmaya başlamış.

✔ “Çocukluktan beri ticaret yapmaya meraklıyım, bu nedenle istediğim işi yapıyorum” diyor.

✔ En büyük hayali Bahçeşehir ismini bir dünya markası haline getirmek.

✔ Evli ve iki kız çocuk babası.

✔ “Hayatta asla vazgeçmeyeceğim değerler hak ve adalettir” diyor.

İŞ MOTTOSU

Hani bir söz var ya “Hayattaki en büyük kurnazlık, dürüstlüktür” diye. Benim iş mottom da bu. Özellikle iş hayatında açık ve net olmanın her zaman kazanç getireceğine inanıyorum.

OTOMOBİL SEÇİMİ

Arabalara çok merakım var. Şu an BMW M5 kullanıyorum. Bir de Bentley spor otomobilim var.

BAHÇEŞEHİR KOLEJİNİ HALKA ARZ EDECEĞİZ

En büyük hayalim, Bahçeşehir Koleji’ni sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada bir marka haline getirebilmek. Bahçeşehir markasına zaten bir güven ve sevgi var. Ama ben tıpkı Apple markasında olduğu gibi bu hisleri dünya çapında da oluşturmak istiyorum. Bir de ülkemizde hala özel eğitim sistemi yanlış algılanıyor. Biz bu algıyı yıkmak istiyoruz. Nasıl mı? Bahçeşehir Koleji’ni halka arz edeceğiz inşallah.

Halka arz etmeden üç beş ay önce, şirketin, o günkü şartlara göre yüzde 5, 10 ya da 15’ini tüm öğretmenlere ve çalışanlara pay edeceğiz. Bütün öğretmeninden aşçısına kadar tüm personel kendi ortak olduğu okulda çalışacak. Bunu başarmak elbette çok zor. Ama yapabilirsek Türkiye’nin özel eğitim sektörüyle ilgili çok büyük bir başarı ve algı değişikliği yaratacak.

YEŞİLÇAM FİLMLERİNİN REPLİKLERİNİ EZBERE BİLİRİM

Hangi tarz müzikler dinliyorsunuz?

Türk Halk Müziği çok sever ve dinlerim. Selda Bağcan’a bayılırım. Ahmet Kaya’yı çok severim. Soner Olgun, Cem Karaca, Barış Manço da çok sık dinlerim.

● Türk filmi de izler misiniz?

Çok severim. Yeşilçam filmlerinin tüm repliklerini ezbere bilirim (Gülüyor). Aynı filmi defalarca izlediğim olmuştur.

● Dizi izler misiniz?

Yerli dizi izlemem. Daha çok yabancı dizi izliyorum. En son ‘House of Cards’ ve ‘Narcos’u izledim.

● Şu an okuduğunuz kitap?

Kuran’ın Türkçe mealini okuyorum. Her gece mutlaka birkaç sayfa okuyup öyle yatıyorum.

BOĞAZ KÖPRÜSÜNDE GİŞECİ OLMAK İSTİYORDUM

Çocukluk hayaliniz neydi?

Çocukluk hayalim Boğaz köprüsünde gişeci olmaktı. Çünkü o paraların hepsini onların kazandıklarını düşünürdüm (Gülüyor). Lisede de hep finans, ekonomi, alım satım, borsa gibi konular ilgimi çekiyordu. Bundan mütevellit de üniversitede ekonomi bölümünü tercih ettim ve okudum. Şu an hayalimdeki işi yapıyorum.

İNSANİ SPOR YAPIYORUM

● Spor yapıyor musunuz?

İnsanî spor yapıyorum. Koşma, ağırlık kaldırma gibi şeyler yapmıyorum. Benim vücudumun bu tarz sporlara elverişli olduğunu düşünmüyorum. Bol bol yürüyüş yapıyorum açık havada. Rutin olarak her gün 40-45 dakika yürürüm. İşlerin yoğun olduğu dönemlerde bu haftada iki ya da üç güne düşüyor. Daha çok Bebek sahilinde yürümeyi seviyorum.

● Kayak yapmayı da çok seviyormuşsunuz...

Evet. Çok küçük yaşlarda kayak yapmaya başladım. Ortaokul ve lisede birlikte kayak yaptığım arkadaş gruplarım vardı. Fransa’da üniversite okuduğum yıllarda da çok kaydım. Hala kayıyorum. Uludağ, Kartalkaya’da çok sık kayarım. Yılda en az iki kez kayak yapmaya gidiyoruz. Kaymanın dışında o havayı solumayı da çok seviyorum. Yazcı değilim ben kışçıyım.

● Yazın neler yapıyorsunuz peki?

Teknemiz var. Genellikle ailece Ege sahillerinde, Yunan Adaları’nda dolaşırız. Eşimizi dostumuzu da sık sık ağırlarız.

BRUGGE'DEN ÇOK ETKİLENDİM

● Seyahat etmeyi de çok seviyormuşsunuz. Gittiğiniz yerlerden en çok neresi sizi etkiledi?

Tüm Avrupa’yı gezdim diyebilirim. En çok Beşiktaş maçı için gittiğim Brugge’den etkilendim. Brugge, Belçika’nın Batı Flandre Kantonu’nun başkenti. Birinci Dünya Savaşı burayı es geçmiş. Bu nedenle hala ilk günkü gibi. Evleri, kiliseleri Ortaçağ filminin setindeymişsiniz gibi hissettiriyor. Bir de Paris’e yaklaşık iki saat uzaklıkta Deauville diye bir şehir var, tıpkı kartpostal gibi. Şimdi planda Küba var. (Posta - Kezban Yılmaz)

Diğer Haberler Haberleri

KİPTAŞ, Beşiktaş’ın tesisleşme sürecinde çözüm ortağı oluyor
Beşiktaş JK Fulya Merkez Futbol Okulu dönemi kapattı
Beşiktaş'tan Murat Soydan için mesaj
Beşiktaş'ta 4000'den fazla üyelik iptal edildi!
Beşiktaş'ın genç sporcusu Aleyna Dabanlı boğularak hayatını kaybetti