Kasımpaşa - Beşiktaş maçı için yazılan 8 köşe yazısı
Beşiktaş, Kasımpaşa deplasmanında 2 puan bıraktı. Mücadelenin ardından yazılan köşe yazıları şu şekilde
19
Merakla, dikkatle, heyecanla izliyorduk futbolu... Epeydir bir de fazladan ‘para’ ödüyoruz. İşin içine para girip mesele ‘alış veriş’e dönünce işin rengi de değişti. Madem para veriyoruz diğer para verip izleyenler gibi paramızın karşılığını beklemek gibi bir hakkımız doğduğuna inandırdık kendimizi. Artık televizyon çağındayız. Ve söz konusu olan televizyon ve futbol olunca işin içine ‘pozisyon tekrarı’ sayısı giriyor. Dün akşam tüm ilk yarı boyunca iki takım için attıkları goller dışında ‘tekrara değer gösterim’ açısından durum acıklıydı.
Sadece kazanmak mı!
Evet, Şenol Güneş takımının yaş ortalamasına vurgu yapıp ‘geç form tutma’nın önemli olduğuna dikkat çekmişti. Bu durum o ve ekibi için doğru olabilir. Peki ya bu maçları para verip izleyenler? Onlar sadece ‘kazanmak’la mı ilgilenmeli? Yani ‘izlenir futbol’ için parayı ligin ikinci yarısı için mi verelim?
Quaresma etkisizdi
İlk yarıdaki gollerde Cenk’in, Neumayr’in, Caner ve Talisca’nın hakkını teslim edelim ama Atiba olmadan topa hükmedememek Beşiktaş için dramatikti, kabul edelim. Hele ki Talisca topa kafa vurduğunda iki Kasımpaşalı’nın pozisyonu..! Yine de Güneş’in ‘geç form/ritm tutma’ planına saygı duyarım. Tamam, futbol güzel oyun övelim ama 60. dakikaya kadar futbol adına dişe dokunur bir şey göremedim kendi adıma. Şenol Güneş baktı ki oyun kurgulanamıyor o zaman sahaya topu sürüp götürecek Lens’i ve eksik olan Atiba pozisyonu için Medel’i gönderdi. Çünkü Quaresma, o zamana kadar Rüştü Reçber’in deyişiyle ‘arzusu var’ olabilirdi ama ‘etkisi yok’ sınıfındandı...
İştahlı oynama prensibi
Evet, futbol ilginç bir oyun. Kendini savunmayı öncelik olan belirleyen Kasımpaşa iki şut ile iki gol buldu. Bu durum kalesini de doğru savunan Kasımpaşa adına sevindirici olabilir kuşkusuz ancak gol değil gol pozisyonu kurgulamakta zorluk çeken Beşiktaş için ne demeli? Belli ki, beklemeli! Peki ya iki takımın harcamalarını da hesaba katarsak, o zaman ne demeli? Beşiktaş ligi domine edecektir kuşkusuz. Lakin tüm yarışmaları başından sonuna kadar doğru, iştahlı oynamak temel prensiptir. Belirli yarışmalarda sadece sonuç odaklı oynamak takımı geliştirmez. Örneğin Şampiyonlar Ligi... Ligin başındaki maçları bir de bu gözle izlemek gerek. (Cem Dizdar/ Fanatik)
29
İki gün önce yapılan yönetim kurulu toplantısında Fikret Orman, takım arkadaşlarına, “Kişisel egolarınızı bir kenara bırakıp, Beşiktaş için çalışmalıyız” dedi. Aslında ne kadar da doğru söyledi. Zaten 6 ayda bir yapılan toplantıda 3-4 kişi ile kulübü yöneten Fikret Orman’ın bu davranışını ibretle seyretmekteyiz. Aslında buradaki olumsuzluklar takımı da etkilemekte. Negredo, Lens ve Medel; Yönetimin zorluklarla transfer ettiği oyuncular. 3’ü de kulübede. Toplam 20 milyon Euro civarında. Bir taraftan da Trezeguet’ye bakıyorsun 300 bin Euro kiralık ve üstelik 22 yaşında. Bu transferleri belli ki Şenol Güneş istememiş. Ancak Güneş şunu bilmeli; Bu sıra çok konuşulan Volkan Şen’i de hiç aklından geçirmesin. Babel’in erken golü aslında Tosic’e yazılmalı. Hem kesicilik olarak hem de ara pası olarak oyunu çok iyi takip etti.
Kurulan kadro hoşuma gitti
Negredo, Lens ve Medel’in takıma gelişi 20 günü geçiyor. Bunların şimdiye kadar hazırlanması lazımdı. Aslında takım çok arzulu başlamıştı. Yalnız görünen bir şey varki, Beşiktaş daha tam takım oyununu gerçekleştirememiş. Bireysel yetenekler ile bir yere varmaya çalışıyorlar. Kasımpaşa’da Trezeguet, Neumayr ve haftalardır kadroda olmayan Adem Büyük takıma bir hareketlilik getirmiş. Geçen haftaki Alanya galibiyetini ne kadar hak ettiklerini yine oynadıkları oyunla gösterdiler. Bu kadar imkansızlıkta kurdukları kadro çok hoşuma gitti.
Takım oyunu daha önemli
Beşiktaş ise kişisel becerilerini ön plana çıkartarak oynamaya çalıştılar ancak bilmeliler ki takım oyunu her zaman daha önemlidir. Şenol Güneş’le, Fikret Orman’ın birbirlerine sıcak baktığı tek konu transfer alacakları. Ancak şu anda Beşiktaş’ın da Şenol Güneş’e en çok ihtiyaçları oldukları dönem. Şenol Güneş’in kafasının başka bir yerde değil biraz da takımda olması lazım. (Yemen Ekşioğlu/Fanatik)
39
Beşiktaş'ta Şenol Güneş'in oyuncu devamlılığı sürüyor... Bunu normal karşılayabilirsiniz. Lens gibi Medel gibi Negredo gibi oyuncular kenarda ve geçen senenin kadrosuna Pepe takviyesi var. Esasında Beşiktaş, oyun başlangıcı olarak iyiydi. Golü erken buldu. Skor eşitlense de yeniden öne geçmeyi bildi ama sonuç tehditkardı... Skor bir farkta kaldığı sürece rakibi hep oyunun içinde tutarsınız. Kasımpaşa maçında da aynen böyle oldu.
İkinci yarı topa sahip olan Beşiktaş vardı ama rakip de bastırıyordu. Bu sorun yaratmıyor gibi göründü ancak sahanın en çok isteyen ve isyan eden oyuncusu Trezeguet ile Kasımpaşa 2-2'lik skoru yakaladı. Oyunu değiştirme mantığında olan Güneş, Lens ve Medel'le oyunu değil pozisyonu değiştirebildi. Oğuzhan'ın oyun liderliğinin olduğu bir maçtı o ana kadar karşılaşma. 2-2'den sonraki isyanı fazla değildi Beşiktaş'ın. Belki ligin başı oluşu, bu refleksi yaratmadı. Negredo'yu son bölümde Cenk'le kullanmayı denedi ama istediği sonucu alamadı.
Bireysel performanslara baktığımızda uzak vuruşlardan gelen iki gol dışında savunmanın zaafiyet göstermediğini ve orta sahanın da görevini yaptığını söyleyebiliriz. Ön bölge oyuncuları çok da efektif değildi. Beşiktaş 2-1'lik skorun yeteceğini düşündü ama tek farklı sonuç her zaman oyun ne olursa olsun tehlikelidir.
Oyun olarak Beşiktaş'ı çok da eleştirmeye gerek yok. Bir Negrodo, bir Medel'i belki zaman zaman daha geniş zamanlarda kullanılacak Lens'i takımda görmek farklılıklar yaratabilir. Bunu zorluk derecesi yüksek maçlarda belki de Şampiyonlar Ligi'nde daha net göreceğiz.
Oğuzhan'ı da Tolgay'ı da beğendiğimi söylemeliyim. Babel'in de etkili oyunu, Beşiktaş'ın öne çıkanlarıydı. Tabii ki iki uzak vuruşta kaleci Fabri'nin yeterli reaksiyonu gösteremediğini gördük. Futbolda çok mantıklı bir yorum olmasa da hakikaten Kasımpaşa'nın Beşiktaş'a ters geldiğini bu sezon başlangıcında bir kez daha gördük. (Metin Tekin/Sabah)
49
Geçen hafta 2-0'lık Antalyaspor maçından sonra Beşiktaş'la ilgili bekleyen ciddi tehlikeleri saymıştım. En başta iki şampiyonluk sonrası ve kısa sezon arası sonrası ortaya çıkacak olası mental ve fiziksel yorgunluk... Rotasyona girmeli Şenol hoca demiştim. Henüz Şampiyonlar Ligi grup maçları başlamadığı için hoca bu rotasyona başlamadı ama bu bence kaçınılmaz. Beşiktaş henüz hazır değil. Ne mental anlamda, ne de fizik anlamda...
Geçen sezon dolu dolu ve dar alanda oynayan Beşiktaş'ta hatların arası çok daha açık kalıyor. Talisca'nın pozisyonu da kırmızı kart gibi gözüküyor. 10 kişi kalacak Beşiktaş ve golü de atamayacak. Bu maçın kader anlarından biriydi.
Beşiktaş klasik düzeniyle oynadı aslında. Ancak şu var, Beck geçen yıldan beri sürekli düşüş halinde. Kötü değil, çok kötüydü. Caner hücumda etkili ama savunmada problem yaşıyor. Tosic'le Pepe henüz uyum sağlayamadılar. Pepe'nin beklediğimiz topla çıkışlarını görmedik. Tolgay-Oğuzhan henüz tam formda değiller. Talisca topla çok iyi ama gölge gibi dahi savunma yapmıyor, 10 kişi bırakıyor. Cenk bildiğimiz gibi, "Bu Cenk oynar mı" derken vurar, çatala atar.
Aklımda Negredo var, niye hazır olmadığını merak ediyorum. Yakında "Türkiye'de çok sert ve yakın oynanıyor" demeci gelir. İspanya'da biraz daha laylaylom oynanır bu açıdan. Lens bu takımda zor 11 oyuncusu olur. Quaresma bekiyle oynarken zaman da kazanıyor ve Babel o ara içeri giriyor. Lens alır almaz muz orta kesiyor ama Babel daha gelmemiş oluyor içeri, Cenk de yerleşemediği için orta iyi bile olsa boşa gidiyor. Quaresma gibi büyük bir yetenek nasıl bu kadar az gol atıyor, inanılmaz.
İki gol atmış geçen sezon onlar da penaltıdan. Zaten öyle olmasa büyük fırsatları Barcelona'da, Inter'de tepmezdi. Geçen yıllarda da iyilerdi ama ben bu Kasımpaşa'yı gerçekten çok beğendim. Bu Kasımpaşa herkesi her yerde yenebilir. Geçen hafta Alanya'yı 3-1 yenmeleri tesadüf değil. Kemal Özdeş'i çok beğeniyorum. Yabancıları da iyi çıkmış. Çok enteresan oyuncular var. Murillo ve Trezeguet... İkisi de çok iyi kanat oyuncuları...
Trezeguet hem süratli, hem de hızlanarak süratini de artırıyor. 94'lü olmasına rağmen tecrübeli bir oyuncu gibi al-veri var. Neumayr da iyi. Baya kabuk değişikliğine gitti. 3-4 oyuncu hariç yenilenmiş bir takım. Kemal hocayı ve scout ekibini kutlamak lazım. Çok can yakarlar bu sezon. (Rıdvan Dilmen/Sabah)
59
Beşiktaş maça iyi başladı. Tosic-Cenk-Babel işbirliği ile de golü buldu. Siyah-beyazlı takımın kadrosu tartışmasız çok kaliteli. Öyle ki sahadaki 11’in dışında kalan isimler tüm dünyaca tanınan Negredo, Medel, Adriano ve Lens… Bu isimlere ek olarak milli takımın sağ beki Gökhan Gönül ve Atiba da sakat.
Çok kaliteli bir kadro ve bunu bilerek müthiş bir özgüvenle oynuyorlar. Maç boyunca da dominant bir futbol ortaya koydular. Ancak zaman zaman özellikle de kendi yarı sahalarında 2. topları almakta sorun yaşadılar. Bir diğer sorun da bu kadar hakim ve güçlü bir oyun oynadıkları maçta atak sonuçlandırmakta tatmin edicilikten uzak kalmalarıydı.
Performans bakımından irdelersek Babel ve Tosiç mükemmele yakın bir oyun ortaya koydu. Cenk yine çok çalışkandı. Tolgay görevinin hakkını verdi. Caner ile Beck istekli ve konsantreydi. Talisca zaman zaman yaptığı klas işleri devamlılığa dönüştüremedi. Özellikle de 2. yarı kayboldu. Quaresma da bu karşılaşmada kalitesinin çok altındaydı ve etkisizdi. Kabul etmek gerekir ki Beşiktaş bu kalitesinin ve oyunun gerisinde pozisyon üretti.
FABRI BENCE İYİ DEĞİL
Ancak herkesin beğendiği kaleci Fabri konusunda ben çoğunlukla aynı fikirde değilim.Sadece karşı karşıya pozisyonlarda iyi. Dün hiç organize atak yapmayan bir Kasımpaşa karşısında ceza sahası dışından 2 gol yedi. Süper Kupa maçında Konya’lı Traore’den yedikleriyle birlikte bu bölgelerden yediği gol sayısı 11 ve bu alanda ligin en çok gol yiyen kalecisi.
Şenol Güneş’in Atiba’nın yokluğunda orta sahada Medel’i tercih etmemesi ise anlaşılır gibi değildi.
Kasımpaşalı Trezeguet çok etkili oynadı ancak uzun lafın kısası Beşiktaş hiç pozisyon vermeden disiplinli oynayan Kasımpaşa’dan 2 gol yiyerek beklenmedik bir puan kaybı yaşadı. (Güntekin Onay/Vatan)
69
Geceye damga vuran tek pozisyon 31.dakikadaki Talisca-Veysel mücadelesiydi. Beşiktaş’ın serbest vuruş kullanacağı bir pozisyonda Veysel yüzünü tutarak yerde kaldı. Talisca da yaptığı hareket dolayısıyla sarı kart gördü.
Öncelikle belirtmeliyim ki; pozisyon hakkında karar vereceğimiz iki açı ekrana geldi. Gördüğümüz bir açıda, Talisca sol dirseği ile Veysel’in yüzüne vuruyor gözüküyor. Bu tartışmasız kırmızı kart olmalı.
Ancak diğer açıda ise sol dirseğinin teması yok gibi görünüyor. Bu açıda ise Talisca sağ eliyle, bilinçli bir şekilde Veysel’in yüzünden itiyor veya vuruyor. Rakibin yüzüne karşı bilinçli şekilde yapılan bu hareketlere de mutlak kırmızı kart gösterilmesi gerekir.
Her iki açıyı da izlediğimde: “Bence her şartta bu pozisyon kırmızı olmalı.” diyorum ancak iki farklı açının, bize iki farklı fikir veriyor olması da; hakemin işinin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. (Deniz Çoban/Fanatik)
79
Geçen haftaya oranla daha iyi bir performans gösteren Beşiktaş’a bu oyun 3 puan getirmedi ve çoğunlukla takıldığı Kasımpşa’ya bir kez daha takıldı. Aslında Beşiktaş maça çok tempolu başladı, çok oyuncuyla hücum etti ve golü de Babal’in ayağından buldu. Ama ben bu golde atana değil, attıran Cenk’e bakarım. Mükemmel bir asist yaptı. Cenk dün oynadığı futbolla gol atamamasına rağmen takım en çalışkanlarındandı.
Başka iyi oyuncu sayabilir misin derseniz Atiba’yı hiç aratmayan Tolgay’ı ve en başta da Caner’i söylerim. Caner sadece sol bek değil, sol bekten çok sol açık gibi oynadı.
O GOLÜ TOLGA YESEYDİ
Beşiktaş'ın iki kanadında kim vardı? Biri Babel, diğeri Quaresma... Nasıllardı? Vallahi ben hiç sahada göremedim. Beşiktaş adeta kanatsız oynadı. Ki böylesine yetenekli futbolcuların daha iyi performans sergilemeleri gerekir. Bence bu iki oyuncunun daha önce çıkarılması gerekirdi.
Beşiktaş'ın yeni oyuncuları Medel, Lens ve Negredo iiçin iyi veya kötü demem mümkün değil. Zaten 10-15 dakika oynadılar. Fabri’nin yediği ilk gole diyecek bir şey yok. Golün sahibi Neumayr’ı alkışlamak lazım. Fabri’nin yediği ikinci gol için ise ‘Bu da yenir mi’ demem gerekiyor. Ve aklıma şu da geliyor. Böyle bir golü Tolga yese ne olurdu? (Ömer Güvenç/Vatan)
89
Beşiktaş'ın her hafta daha iyiye gittiğini ve gideceğini söylemek mümkün. Geçen haftaki Beşiktaş ile Kasımpaşa maçındaki arasında pozitif anlamda değişiklik var. Ama ikisi de geçen sezonki Beşiktaş değil. Beşiktaş’ta takım kurgusunun fazla değişmesini istemeyen Şenol hocanın takımında pas mesafesinin değiştirdiğini gördüm. Daha hareketli oynayan Beşiktaş’ın saha içindeki hareketliliğin düşmesi, oyuncuların birbirlerine uzak kalması, pas uzunluğunu arttırıyor. Geçen sezondan en büyük fark bu. Ayrıca kanat organizasyonlarının bu sezon da Beşiktaş’ın silahı olduğu gerçeğine bu sezon da alışmak lazım.
Gelelim Şenol hocanın standardına. Hep olduğu gibi yeni gelenlere çok zaman tanıyor. Milli takım daveti alan Medel, Atiba’nın yokluğunda ilk 11’de olmalıydı. Negredo ise Cenk’in gol kaçırmasını beklemek yerine sahada olmalıydı. Bu 2 oyuncuyu hamle oyuncusu olarak bekletmek yanlış. Umarım Şenol hoca, Medel’in gelişine obsesif) bir yaklaşım sergilemez. Ersan, G.İnler ve Aras da olduğu gibi.
SELÇUK’A İHTİYAÇ YOK
Şenol hocanın skoru tutma isteği siyah-beyazlı takımın kabusu olacak gibi. Maç 2-1’ken yaptığı değişiklikler tam anlamıyla skoru koruma amacı taşıyordu. Halbuki önce Cenk-Negredo değişikliği yapsa, rakip takımın savunmasını ve hocasını sıkıntıya soksa sonuç farklı olurdu. Sonra Cenk-Negredo ikilisi yapmak son dakikalarda kurtarmadı Beşiktaş’ı. Her zaman papaz pilav yemez. Futbol şansı her zaman yanında olmaz.
Maç sırasında bizimkiler masaya bir fotoğraf koydu. Beşiktaş’ın yedek kulübesinin fotoğrafı. Lens, Medel, Negredo, Adriano… Peşin satan kadar rahat oturtur bu kulübe. Şenol hoca da keyifle bakıyordur kulübeye, rakip takımlarınkine nazaran. Alternatifi, seçeneği her hocanın hayalini kurduğu bu kadronun Selçuk’a ihtiyacı yok hocam aman diyeyim. Türk oyuncu konusunda yönetimi sürekli ateşe atıyorsun hocam. 2 Türk oyuncu gelse daha karlı ve dengeli olurdu diyordun ya, onun için yazayım dedim. (Gökhan Dinç/Vatan)