Ajans Beşiktaş - İşte Atilla Gökçe'nin yazısı:
"Geçen kış geldiler. Projelerini anlattılar, beni çok heyecanlandırdılar.
Spor tarihimizin önemli sayfalarını açıp yeniden okutacaklardı.
Süleyman Seba eşsizliğini, Metin-Ali-Feyyaz efsanesini birinci ağızlardan, yeniden dile getireceklerdi. Son yıllarda gelişen “Oral History” (Ağızdan Tarih) örneği sunacaklardı.
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün iletişim ve organizasyon desteğiyle “bütçesiz” bir film çıktı ortaya.
Bu projenin “paltolu” tek tanığıyım. Herkes incecik kazaklarla, gömleklerle rahat rahat güzel dekorların içinde “ifade” (!) verirken, bendenize böyle bir rol düşmüştü. O nedenle bu mevsimde filmi terleyerek (!) izledim. Keyiflendim, gurur duydum. İstatistikler ve sayılara boğulmuş günümüzün futbol kültürüne gerçek öykülerle, tanıklıklarla, mutlu mutsuz olaylarla “insanı” anlatan filmi alkışladım.
Kolej Havası bir Güverte Film yapımı... Yapımcı Suzan Güverte, yardımcı yapımcı Mehmet Ali Yemişçigil, yönetmen Sertan Ünver. Röportaj editörü İlhan Özgün. Sesçiler, kameramanlar da var. Hepsine selam! Beşiktaş’ın 1990-92’de kazandığı üst üste üç şampiyonluk öyküsünü, öncesi ve sonrasıyla anlatıyor film. Başkan Seba, Özkaynak hocamız Serpil Hamdi Tüzün, Teknik Direktör Gordon Milne, Rıza, Recep, Gökhan, Ulvi, Kadir, Şenol ve gol çetesi Metin-Ali-Feyyaz filmin omurgasını oluşturuyor. Filme doğrudan bir “belgesel” tanımlaması yapmak yeterli olmayabilir. İçindeki öykülerle hepimizi düşündüren, güldüren, bazı sahnelerinde ağlatan bir yapıt bu. Aynı zamanda bir dram filmi.
Emek verenleri, destek olanları ve katkıda bulunanları saygıyla kutluyorum.
Gelelim kafamdaki sorulara:
Bu filmde Ali Gültiken yok. Sergen Yalçın yok. Niye?
Metin ve Feyyaz filmi taşırken Ali’nin olmaması büyük eksiklikti. Yapımcı Suzan Güverte ve yönetmen Sertan Ünver çok uğraşmışlar. Burada ayrıntılarla kafa karıştırmak istemem. Sergen Yalçın’ı çok güç ikna etmişler. Alanya - Malatya konuşmaları sürerken zaman sorununu aşamamışlar. Ali Gültiken de projeyi ve bütçeyi yeterli bulmamış. Kendi adıma bu eksikliğin bugün de giderilebileceğini filmin tamamlanabileceğini düşünürüm ama ben sinemacı değilim.
Dar olanaklarla ortaya çıkan filmin giderlerinin karşılanabilmesi için en az 100 bin kişiyle izlenmesi gerekiyormuş. Türkiye’de salonların belgesel filme açılması kolay değil. Yine de Mars Dağıtım’ın işi üstlenmesi, kendi salonlarında filmi göstermesi takdir edilmesi gereken bir karar.
Beşiktaş Müzesi’ndeki gala gecesinde Başkan Fikret Orman, Genel Sekreter Ahmet Ürkmezgil, yöneticiler ve Teknik Direktör Abdullah Avcı ile yardımcıları da vardı. Gecenin anlamını gölgelemeden, filmin önüne çıkmadan, rol çalmadan Beşiktaş duruşu gösterdiler. Keşke futbol takımı ve takım kaptanları da orada olsaydı. Her neyse... Onlar gelmediyse, film Nevzat Demir tesislerine gider, ayrı bir gala yapılır.
Endüstriyel futbol çağında duygularla yüklü bu film bir ibret belgeseli olarak spor tarihimizde de yer alacaktır.
İzleyin ve tanık olun."