Futbolda 3 altın kural var:
1- Yakaladığını atacaksın,
2- Atabildiğin kadar atacaksın
3- Topa vurdurmayacaksın.
Kasımpaşa maçında üçünü de yapamadık.
Sıcak bir İstanbul akşamında, çirkin bir stadın boş tribünleri önünde iki önemli puan bıraktık.
İlk iki maça oranla daha istekli ve daha organize göründük. Oyunun kontrolü bizdeydi. Bir ve ikinci bölgede iyi pas yaptık. Ancak üçüncü bölgede yine etkisizdik. Kanatlarda Caner dışında etkili olamadık. Beşiktaş gibi bir takımın ilk golü de bulduktan sonra farkı açıp, top yapması ve farkı açması gerekir. Ancak bunu başaramadık.
Rakibe iki kez şut imkânı verdik, ikisinde de golü buldular. Ayrıca iki duran topta ceza sahamız içinde stoperlerimiz üzerinden rahat bir şekilde kafa vuruşu yaptılar. Savunma adına tehlike sinyallerinin devam ettiğini gördük.
Maç 2-1 giderken Cenk’ le mutlak bir gol kaçırdık. Üçü bulsak belki maçı koparacaktık. Kasımpaşa’ nın bu sene adından fazla söz ettirecek gibi görünen oyuncusuna kolay şut imkânı verdik. Takım olarak seviyemizin çok altında olduğumuz ama oyunun tamamında üstün göründüğümüz maçta Fabri’ yi kontrpiyede bırakan talihsiz bir golle iki puanı rakibe hediye ettik.
Geceden akılda kalan en ibretlik olaya gelince; Babel’ in golü öncesi Tosiç’ in Sergenvarî pası oldu. Tosiç gözümüzün pasını sildi. İbretlik diyorum, çünkü bu tür pasları atabilen bir oyuncunun eksikliğini hissediyoruz yıllardır. Forvet hattımızın yaptığı ince koşuları görebilecek bir “10 numara” takıma seviye atlatır. Talisca’ yla bu işler yürümez. Alınacak bir 10 numara Oğuzhan’ ın performansını da arttıracaktır. Umarım yönetimimiz sesimizi duyar ve bu bölgeye bir transfer yapar.
Sözün özüne gelince; futbolun 3 altın kuralını da uygulayamadık. Milli maç arasına kadar kayıpsız götürmemiz gereken seriyi bozduk.
Kenan ÖZMEN