Ajans Beşiktaş - Avustralya'daki New South Wales Üniversitesi'nden, kimya profesörü Pall Thordarson Guardian gazetesine yazdığı makalede, neden sabunla el yıkamanın, dezenfektan jellerden daha etkili olduğunu anlattı;
Virüsler vücut dışında saatlerce, hatta günlerce aktif olabilir. Alkol içeren dezenfektanlar, sıvılar, ıslak mendiller, jel ve kremler virüslerden kurtulmakta kullanışlı, ancak hiçbiri normal sabun kadar iyi değil.
Yukarıda bahsettiğim bilgiyi Twitter'da paylaştığımda dünya çapına yayıldı.
Neden olduğunu çözdüm sanırım. Sağlık yetkilileri bize iki mesaj veriyorlar. Biri, virüsü kaptığınızda bundan kurtulmak ya da öldürmek için bir ilaç olmadığı. Diğeri de virüsün yayılmasını engellememiz için ellerimizi yıkamamız gerektiği. Kulağa tuhaf geliyor. Milyon dolar verseniz bile koronavirüsü alt edecek için bir ilaç alamazsınız. Ama büyükannenizin sabun kalıbı virüsü öldürüyor.
'İskambil kağıdından evler gibi'
O zaman neden sabun Sars-CoV-2, Koronavirüs ve diğer virüs türlerinde bu kadar iyi işe yarıyor? Özetle, kendiliğinden bir araya gelen bir nano-parçacık olan virüste en zayıf bağın iki tabakalı lipitler (yağ) olması. Sabun yağ zarlarını çözer ve virüs iskambil kağıdından yapılmış evler gibi dağılıp, ölür veya bir başka deyişle virüsler gerçek manada canlı olmadıklarından, etkisiz hale gelirler.
Kısmen daha uzun açıklaması ise, çoğu virüsün 3 adet yapı taşına sahip olmaları; Ribonükleik Asit (RNA), protein ve lipitler. Virüs bulaşmış hücre, bu yapı taşlarından çokça üretir ve sonra kendi kendine bunları virüs oluşturmak için bir araya toplar.
Kritik nokta, bu yapı taşlarını bir arada tutacak kadar güçlü ortak bağların olmaması. Bu da, bunları ayırmak için mutlaka ağır kimyasallar kullanmanız gerekmediği anlamına geliyor.
Enfekte olmuş bir hücre öldüğünde, tüm yeni oluşan virüsler kaçar ve diğer hücrelere bulaşırlar. Bazıları da akciğerlerin hava yoluna gider.
Öksürdüğünüzde ya da özellikle hapşırdığınızda küçük virüs parçacıkları 10 metreye kadar uçabilir, daha büyük olanları ise asıl koronavirüs taşıyıcısı olarak düşünülüyor ve bunlar en fazla 2 metre uzağa ulaşabiliyor.
Bu ufak parçacıklar yüzeylere düşüp, çabuk kurusalar da virüsler faal olmaya devam eder.
İnsan cildi virüsün yerleşmesi için ideal bir yerdir. "Organiktir" ve cilt yüzeyindeki proteinler ve yağ asitleri virüsle etkileşime girer.
Diyelim ki virüs bulunan çelik bir yüzeye dokundunuz virüs elinize geçecek ve elinizle yüzünüze, özellikle gözlerinize, burnunuza ya da ağzınıza dokunduğunuzda, size de bulaşacak.
İki ila beş dakikada bir yüzümüze dokunuyoruz
Her insanın ortalama iki ila beş dakikada bir yüzüne dokunduğu anlaşılıyor.
Virüsü yalnızca suyla temizleyip, atmak mümkün, ancak tek başına su, cilt ve virüs arasındaki uhu kadar güçlü bağ ile mücadele etmekte yeterli değil. Yani tek başına su yetmiyor.
Öte yandan sabunlu su ise tamamen farklı bir şey. Sabunda amfifil diye bilinen yağ benzeri maddeler bulunur. Bunlar, yapısal olarak virüs zarındaki lipitleri andırır. Sabun molekülleri, virüs zarı içindeki lipitlerle mücadele eder. Sabun normal kiri de, aşağı yukarı bu şekilde temizler.
Sabun, virüs ve cilt arasındaki yapışkanı değil, virüsteki RNA, lipitler ve proteinleri bir arada tutan, ayakkabılardaki yapıştırıcılara benzeyen etkileşimleri de gevşetir.
Alkol bazlı ürünler ki dezenfektanların çoğu da böyledir, yüksek oranda alkol solüsyonları (genellikle %60-80 etil alkol) içerir ve virüsleri benzer biçimde öldürür. Ama sabun bunlardan daha iyidir, çünkü tek ihtiyacınız olan az miktarda sabunlu su ile ellerinizi kaplayıp kolayca ovarak temizlemek. Öte yandan, virüsü kısa süreliğine kelimenin tam anlamıyla etil alkole bulasanız bile, ele jel sürmek veya ıslak mendil kullanmak, ellerinizin tamamını yeterince ıslatıp, temizlediğinizi garanti etmez.
Yani, en iyisi sabun ama yakınınızda olmadığında, lütfen alkol bazlı dezenfektanları kullanın. (BBC Türkçe)