Ajans Beşiktaş - İşte Milliyet Gazetesi spor yazarlarının görüşleri:
BİLAL MEŞE: 3-4-3'ÜN BENCE SAKINCASI YOK / MİLLİYET
Kokartı ne olursa olsun, en iyi hakem, oyunun içinde öne çıkmayandır, bunu bilir, bunu söylerim... Zorbay Küçük, kokartı FIFA... Lider Trabzonspor’un Beşiktaş ile oynadığı maçın 28. dakikasında tartışmalı bir pozisyon var, yoruma da oldukça açık.
Ghezzal sağdan indi, Batshuayi de onunla birlikte soldan rakip ceza alanına hareketlendi, ancak Denswil topsuz alanda golcü futbolcuyu engellemek istedi, ondan sıyrıldı, Ghezzal’ın pasında topu aldı, bu Puchacz kayarak hamle yaptı. Bu hamlesinde sol ayağıyla Batshuayi’nin direkt kaval kemeğine vurdu, orta hakem ‘devam’ dedi.
'SEN NE İŞ YAPARSIN?'
Bu kareye baktığımız zaman hem penaltı hem de kırmızı kart. Hadi Küçük atladı, peki Erkan Engin sen ne iş yaparsın? Yalnız Batshuayi’nin Denswil’i geçerken faul yaptığı iddia ediliyor, ki bana göre faul değil... Ortada bir engelleme söz konusudur, sabaha kadar tartışırım.
Kaldı ki Zorbay Küçük, iyi bir yönetim gösteremediği gibi maçını kontrolünü de elinde bir türlü tutamadı, abuk - subuk düdükler çaldı. Bakın, daha önce de yazdık-çizdik, söyledik, bu sezonun şampiyonu Trabzonspor’dur, helal olsun onlara, aslan gibi takır - takır futbol oynuyorlar, alın teri döküyorlar, çoktaan hak ettiler, bilesiniz.
'ERSİN NİYE ÇIKIYORSUN KALEDEN?'
Trabzonspor emin adımlarla, hedefe gidiyor, karışanı - edeni yok! İlk yarıda Beşiktaş’ın yoğun baskısı altında kaldı, gedikler verdi, buna karşın en net pozisyonu 17’de Djaniny ile buldu. Tecrübeli futbolcunun ayağı kaydı, takımını da bir golden etti!
Evet, Beşiktaş’ta yeni teknik direktör Ismael, görücüye çıktı. Kuşkusuz bu tip kan değişimleri her takıma pozitif yansımalar yapar, bunu dün bir kez daha gördük. Valerian Ismael, belli ki 3-4-3 sistemini Kartal’a monte edecek, olabilir. Neticede bu sistem elinizin altındaki oyuncu grubuyla doğru orantılıdır. Eğer aksamıyor, skor tabelasına rakamsal anlamda olumlu yansımalar yapıyorsa bence hiç sakıncası yok. Tabi ki takımın oyununa da pozitif yansıyorsa tamam, tıpkı dünkü gibi...
Tabi ki Trabzon’un da eksiği - gediği var, bu da Beşiktaş’ın işine yaramadı değil... Özellikle ilk yarıda Kartal, lidere yoğun bir baskı kurdu, topla oynama yüzdesini hep elinde tuttu. Ama bu özelliklerini golle taçlandıramadı malesef!
İkinci yarıda Avcı’nın Cornelius hamlesi 56’da golü de birlikte getirdi. Hüseyin’in asistinde Ersin’in hatasını iyi değerlendiren golcü futbolcu, bordo-mavili ekibi öne geçirdi. Ersin kardeş, o pozisyonu lütfen izle... Niye çıkıyorsun, ben anlamadım?
'LARIN EFENDİ SEN NASIL PROFESYONELSİN?'
Ancak bu gol, Kartal’ın hızını kesmeye yetmedi. 69’de Ghezzal’ın düşürülmesinden kazanılan penaltıyı Batshuayi kullandı, kaleciyi ters köşeye yatırdı, ama direğe takıldı! İki dakika sonra Rosier, sağdan indi, çaprazdan ve de dar açıdan skoru eşitledi.
Larin efendi, sen nasıl profesyonelsin? Siopis’in o pozisyonda müthiş tahriki var, peki sen ona niye uyuyorsun, yüzüne tokat atıyorsun, kızarıyorsun, arkadaşlarını yalnız bırakıyorsun!
Ismael’in elbette elinde sihirli değnek yok, ancak Beşiktaş’ı uzun bir aradan sonra ilk kez bu kadar iştahlı ve de savaşcı gördüm.
SERDAR SARIDAĞ: HIZLI TEMPOLU VE KALİTELİ / MİLLİYET
Muazzam ötesi bir maç oldu... Tempo kesinlikle ligimizin üstünde bir tempoydu. Maçın ilk yarısındaki Beşiktaş’ı kimse böyle beklemiyordu. Belki de bu sezon Trabzonspor’un kendi evindeki en baskılı rakiplerinden biri oldu. Valerien Ismael ile yenilenen Beşiktaş lige çok hızlı başladı. Lakin Trabzonspor’un usta ayakları da, bu tempo karşısında soğukkanlılığını kaybetmedi. Fakat şu bir gerçek, dünkü Beşiktaş’ta gününde bir santrfor olsa aradıkları golü çok daha erken bulabilirlerdi.
Abdullah Avcı’nın Trabzonspor’u ise asla, “Sen benim evimde nasıl baskılı oynarsın” demedi. Tıpkı Vodafone Park’taki gibi sakin kalmaya çalıştı. 56. dakikada Cornelius ile bulduğu golden sonra da bu tarzını sürdürdü. Aslında ayağı kaymasa belki Trabzonspor ilk golü 17. dakikada bulabilirdi.
Hazır ilk yarıya girmişken, 9. dakikada Josef ile gole yaklaştı fakat top üstten auta gitti. Josef 24. dakikada net bir pozisyon yakaladı ama çok kötü bir vuruşla topu yandan auta gönderdi.
Maçtaki diğer önemli kırılma noktaları ise Batshuayi’nin 69’da kaçırdığı penaltı vuruşu ile Larin’in 80. dakikada gördüğü kırmızı kart oldu. Beşiktaş özellikle Larin’in gördüğü kırmızı karttan sonra hem temposunu arttıramadı hem de sistemde küçük çaplı bir kriz yaşadı.
90+3’te Dorukhan’ın kafası direkten döndü. Kalan dakikalarda gol olmayınca iki takım da sahadan beraberlikle ayrıldı. Trabzonspor yoluna devam ederken, Beşiktaş ise yeni hocası ve oyunuyla gelecek adına umut verdi.
CEMAL ERSEN: ADIM ADIM ŞAMPİYONLUK / MİLLİYET
Sıra dışı bir sezon yaşıyoruz. Trabzonspor’un açık ara önde götürdüğü ve şampiyonluğunu ilan etmesi için geri sayıma geçtiği bir lig. Kent, haftalar öncesinden zaferi kutmamaya başlamış ve parmak hesabı ile mutlu sona ulaşacağı günleri yazıyor defterine.
Ne muhteşem bir maç önü idi. Trabzonspor’un efsane hocaları Ahmet Suat Özyazıcı, Özkan Sümer ve aralarında olası şampiyonluğa adını yazdıracak meslektaşları Abdullah Avcı’nın portleri. Tüyleri diken diken eden bir tablo idi.
Ya gerçekler? Futbolda işler farklı. Hele rehavete kapılır isen tamamen değişir her şey. Dün gece Beşiktaş’ın yeni hocası ve ön görülmesi güç planları ile karşılaştı Trabzonspor. Üst düzey bir mücadele vardı.
Pozisyon derseniz, akılda kalan, Djaniny’nin altı pas içinde ayağının kayıp kaleye vuramadığı top ve Vida’nın kafa vuruşunda Uğurcan’ın kritik müdahalesi idi. İkinci yarının uzatma dakikalarında direkten dönen o top.
Abdullah hoca orta sahada tüm yükü Siopis’e yükleyince Beşiktaş’ın ikinci bölgeyi geçmesi kolaylaştı. Ne Abdülkadir ne Bakasetas istenen desteği verebildi. Oysa Trabzonspor’un atak başlangıcında en etkili olduğu bu bölgenin savunma değil, hücum ağırlıklı bir organizasyon planlaması gerekirdi.
"VISCA OYUNDA DAĞILDI"
İlk yarıda kanatlar etkisiz kaldı. Visca oyunda dağıldı. Alışılmış dışında etkisiz kaldı. Solda Nwakaeme boş alan bulamadı, çok geri geldi, hücuma katkı sağlayamadı ve nihayet çıktı. Djaniny bir forvet değil, orta alandan top çıkarma rolünü üstlenince ev sahibi ekip bunaldı. İlk yarıda özellikle savunmadaki dikkati tavrı ve kaleci Uğurcan’ın her zamanki gibi kritik müdahaleleri Beşiktaş’a şans vermedi.
Teknik direktör tercihleri önemlidir. İsime değil, işleve göre karar vermek değerlidir. Abdullah Avcı ikinci yarıya sezonun yıldızı Nwakaeme’nin yerine Cornelius’u alarak başladı. Niyet belli, amaç kazanmak idi. Kuzeyin yıldızı boş durur mu? Onun adı “bay gol”... Hemen niye oyuna alındığını gösterdi.
Futbolun güzelliği bu. Beşiktaş’ın kaçırdığı penaltıdan sonra eşitlik sayısını sağlaması, oyunun keyfine keyif kattı doğrusu. Kim heyecanlanmadı ki? Sonrasında maç iki tarafa da gitti geldi. Beşiktaş’ı takdir etmek gerek. Hiç bırakmadılar, kazanmak için uğraş verdiler.
Trabzonsporun’un rakip on kişi kaldıktan sonra, yani oyunun son bölümünde daha etkili olması gerekiyordu. Son anda girenlerin katkısı tartışılır ama, yeterli olamadılar.
Kazanılması gereken bir maç mı idi? Bu koşullarda sonuç normal. Lakin, dikkate alın, İstanbullu rakiplere kaybetmedi bu takım! O yüzden şampiyonluk adayı.
Güzel bir mücadale oldu, Beşiktaş yenilmedi, Trabzonspor hedefine bir adım daha yaklaştı.
Bordo-mavili renkler gün sayıyor. Bu kulübün başarısı bazılarını rahatsız etse de; gerçek değişmeyecek.
Siz ister 38, ister 13 yıl deyin, Trabzonspor Türk futbol tarihine damga vuruyor!
Galiba bazı şeylere alışmak zaman alıyor!
AKSAL YAVUZ: 1-1'LERİNİ ÜZMEDİLER / MİLLİYET
Trabzonsporlular, naftalin kokan Trabzonspor bayraklarını sandıklardan çıkarıp evlerinin balkonlarında, işyerlerinde ve caddelerde dalgalandırmaya, caddeleri gelin gibi süslemeye haftalar önce başlamıştı, her geçen gün de tempoyu artırıyorlar.
Yıllardır sabırla, hasretle beklenen o hafta, o maç yaklaştıkça özlemleri, coşkuları, heyecanları daha da artıyor.
Şehri, yolları, bölgeyi görseniz ancak inanırsınız. İğne atsanız yere düşmez. Sadece ülkeden değil dünyanın birçok yerinde ikamet eden Trabzonsporlular, Trabzon’a aktı bu hafta, tarihe tanıklık yapmak için...
Tribünlerdeki, “Bu sene sensin şampiyon” tezahüratları, ölüye diriltecek cinstendi. Ahmet Suat Özyazıcı, Özkan Sümer ve Abdullah Avcı’nın koreografileri duygu dolu anlar yaşattı.
Sahaya dönecek olursak...
'YILIN EN KÖTÜ İLK YARISINI İZLETTİLER'
Doğrusunu söylemek gerekirse, ilk yarı Trabzonspor çok etkisizdi. Sezonun, belki de yılın en kötü ilk yarısını izlettiler. Etkisiz olmalarının en büyük sebebi, Beşiktaşlı oyuncuların, bordo-mavili takımın pas bağlantılarını kesmesi, alan daraltarak oynamaları, her bölgede Trabzonsporlulara pres yapmalarıydı.
Buna Avcı’nın öğrencilerinin yanlış pas tercihleri, bekleyerek oynamaları da eklenince, doğal olarak pozisyonlara giren siyah-beyazlı takım oldu. Kaptan Uğurcan, her zamanki gibi gününde olmasaydı, soyunma odasını mağlup gidebilirlerdi.
Gününde olmayan Nwakaeme’nin yerine Cornelius’u alarak ikinci yarıya başladı Abdullah Avcı... Kuzeyin Kralı, takım arkadaşlarını ve tribünleri ateşleyen adam oldu dün gece; önce oyun dengelendi devamında gol geldi. Cornelius’un attığı gol, daha doğrusu rakip filelere yolladığı top, paraşütle indirilmiş gibi!
Batshuayi’nin kaçırdığı penaltı, ardından Rosier’in iğne deliğinden attığı gol...
Maçın en büyük kırılma anı, Larin’in oyundan atılmasıydı. Bir eksik oynayan Beşiktaş karşısında kalan bölümlerde Trabzonspor, pozisyonlara girmiş olsa da, uzatmalarda direkte patlayan topları onlar adına büyük şanssızlıktı.
Özetle Trabzonspor iyi oynamadı ama şampiyonluk yolunda bir puan hiç yoktan iyidir. Ee yazın çok çalıştılar, kış ayında biriktirdikleri puanlardan harcamaya hakları var!
ATTİLA GÖKÇE: ISMAEL KAZANDI / MİLLİYET
Eğri oturup doğru konuşalım… Beklediğimizden çok daha farklı, çok daha kaliteli bir maç izledik. Şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerleyen ev sahibi Trabzonspor, bilinen oyun anlayışıyla gole ulaşmak isterken, hiç beklemediği bir Beşiktaş buldu karşısında.
Valerien Ismael, sadece Abdullah Avcı’yı değil, maçı izleyen hemen herkesi şaşırtan bir oyun sahneledi. Üçlü savunma, dörtlü orta alan ve üç forvet… Daha önce denenenlerin aksine, bu maçta yeni savunma dizilişini daha sağlam, daha tutarlı ve daha verimli uyguladı Beşiktaş. Welinton, Vida, Montero’dan oluşan “üçlü” çok yerinde ve çabuk müdahalelerle, gerektiğinde birbirlerine yakın oynayarak, fırsat bulduğunda hücum oyununu da başlatma gösterisiyle rakibini zorladı.
Johann Cruyff’un hem de Trabzon’da Barcelona maçından önce (19 Eylül 1990) söylediği gibi futbolda diziliş sayıları hiç önemli değildi. “O sayılar sadece hakem, oyuncular ve seyirciler için formalarda geçerlidir. Oyun dizilişini sayılarla belirlemek çok doğru değil.” Böyle diyordu Cruyff… Bizler, Pereira’nın Fenerbahçe’de, Kuntz’un Milli Takım’da, Önder Karaveli’nin de Beşiktaş’ta denediği “üçlü”lere fena halde takılmış, tartışmalarla epey zaman kaybetmiştik. Dünkü oyunda en azından bu tartışmaların yersizliğini gördük. Beşiktaş iyi bir hazırlıkla yeni hocasının isteklerine çalışmış, Trabzon’a elini yükselterek gelmişti.
Yine de iki takım, netameli durumlarla karşılaşmamak için savunmada değil, hücumda kalma çabasını gösteriyordu.
O çabalardan birinde Djaniny, yüzde yüz gollük pozisyonda ayağının kaymasıyla büyük bir talihsizlik yaşadı. Beşiktaşlı Batshuayi’nin de bir talihsizliği vardı: Ceza alanı içinde Puchacz’ın sert müdahalesiyle topu kaybetti. Sonra da iki adım atıp yere düştü. Müdahale anında düşseydi, penaltıyı alabilirdi. Ancak pozisyonun başlangıcında da faul olduğu için oyun devam etti, taçla sonuçlandı. Daha da önemlisi, Beşiktaş’ın ceza alanı içinde kazandığı serbest vuruşta Zorbay Küçük barajı kale ağzında kurmalıydı. Hesabı dikey açıyla yapmalıydı.
Avcı, ilk yarıda hem Beşiktaş’ın baskısını kırmakta, hem de kendi hücum planını uygulamakta sıkıntı çekti. Nwakaeme, Visca, Djaniny beklenen etkiyi yaratamıyordu. Aynı biçimde Bakasetas’tan da verim alamadı Trabzonspor. Nwakaeme’yi Cornelius’la değiştirmesi akıllı bir hamleydi. Danimarkalı da Ersin’in gereksiz çıkışı ile harika bir fırsat golü attı.
"LARIN İNANILMAZ SORUMSUZ, SAVRUK VE ŞIMARIK BİR SÜREÇTE"
Beşiktaş, skora teslim olmadı. Abdülkadir’in Ghezzal’a müdahalesine verilen penaltıyı Batshuayi çok iyi kullandı ama, yine direk! Ismael hemen oyundan aldı Belçikalıyı… Bir dakika sonra da golü buldular. Ghezzal’ın asisti ve Rosier’in nefis iç vuruşu alkışlanacak düzeyde idi.
Güzel başlayıp akan oyunun tadı, Siopis’in faullerinden sonra topu kaybeden Larin’in gördüğü kırmızı kartla kaçtı. Yeniden yazayım… Larin, inanılmaz sorumsuz ve savruk bir sürecin içinde… Pazarlıklar nasıl yürürse yürüsün, bu lakayt tavrı terk etmeli. Aynı zamanda Dünya Kupası’nda oynama şansını da düşünerek biraz şımardığını söylesek haksızlık olur mu? Bilmiyorum.
Özet: Trabzonspor Hamsik’i çok geç devreye aldı. Avcı 85’i beklememeliydi. Ligin lideri, Cornelius girene kadar etkisizdi. Sonrasında da golü atmasına rağmen 10 kişi kalan Beşiktaş’la baş etmekte zorlandı. Trabzon bu beraberliğe hiç üzülmemeli… Hedefe bir adım daha yaklaştılar. Başka sorun yok!Beşiktaş’a bakarsak… Valerien Ismael, ilk maçından tam not aldı. Beşiktaş son dönemlerin en iyi maçını çıkardı. Sadece üçlü defans değil, iki kanat oyuncusu Rosier ve Rıdvan da yeni düzende çok iyi performans sergilediler. (Skorer)